Bu yazı Fehmi Koru’nun 09.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/turkiyenin-etrafindaki-cember-daraliyor-ilk-avrupa-sonra-abd-iktidar-ne-yapsin/

TAŞIMA SU

Türklerde bir atasözü vardı: Taşıma su ile değirmen dönmez. Fransa’da, Almanya’da, Amerika’da, Rusya’da olan olaylardan etkilenerek kendi hukuk düzenini düzenlemek mümkün değildir. Türkiye hukuk inkılapları yaparken batının kanunlarını tercüme ederek hukukunu kurmak istemiştir. Asker kafasıyla bir ülkenin kanunları değil de değişik ülkelerin kanunları tercüme edilmiştir. Hala da bu böyle devam etmektedir. Kim 3-4 dolar Türkiye’ye verecekse önce Türk hukukunu düzeltmek ister ve Türkiye de onların isteğini yerine getirerek borçlanmaya devam eder.

Böylece batı, derin Sermaye Türkiye’ye bir taş atıyor 2 kuş vuruyor. Bir taraftan da çorba haline getirdiği Türk hukukunu bozmaya devam ediyor. Değişik markaların parçalarını toplayıp bir araba yapmak nasıl mümkün değilse Avrupa’nın değişik ülkelerinden toparlanmış hukuk kurallarıyla da hukuk oluşturulamaz. Türkiye’yi uçuruma götürecek çaba Osmanlılardan miras kalmıştır. Doları borç verirler ve Türk hukukunu bozarlar.

İkinci kuş ise, Türkiye’nin borçlandırılmasıdır. Bir taraftan hukukunu bozarken, diğer taraftan borcunu artırmakta ve bir gün borçlarını ödeyemeyecek hale gelince ülkenin yönetimine, vergi gelirlerine el koymaktır. Duyun-i Umumiye ile Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmıştır, şimdi de borçla borç ödeyerek Cumhuriyetimizi yıkmayı hedeflemektedir. Osmanlıların yıkılışında İmparatorluğu dağıtmak hedefti. Türkiye dinsizleşecek ve Sermaye’nin savaş taşeronu olacaktı. Lozan Anlaşması buna dayanıyordu. Bugün ise Türkiye dinsizleşmediği için sadece Türkiye’yi yıkmak değil, Türk halkını Anadolu’da yaşatmamayı hedeflemektedir.

ABD’de ve AB’de olan olayları takip edip, onlara kendimizi beğendirmek suretiyle hukukumuzu düzenleyemeyiz, borçlarımızı ödeyemeyiz. Avrupa Roma’nın tek hukuklu sistemini yaşarken, kanlı ihtilallerle çok hukuklu şeriat sistemine geçmeye çalışmaktadır. Ne var ki Roma kalıntısı hukuk anlayışı henüz terkedilmediği için, Batı hukukta bizden bin sene geridedir. Akevler’de batı hukukuyla İslam hukukunu birlikte ele alarak karşılaştırma yapılmaktadır. Batının da bazı konularda katkılarının olduğu yeni şeriat düzeni üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Tek çıkar yol Türkiye’nin kendi hukukunu kendisinin oluşturmasıdır. Dışarıdan alınan maddelerle oluşturulan çorba hukuk, zehir olmaktadır. Ülkeyi ölüme götürmektedir. Bin sene önceki içtihatlar da bugünkü sorunlara cevap vermemektedir. Akevler’de oluşan Adil Düzen’e dayalı ortaklık sistemi içinde altın bonosu ve içtihat hukuku yalnız Türkiye için değil, tüm dünya için tek çözümdür.