Bu yazı Fehmi Koru’nun 06.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/turkiyenin-degerli-yalnizligi-ve-bunun-onumuze-cikardigi-ek-sorunlar/

İlkel topluluklarda dinler ve yönetimler hâkim değilken herkes kendisini çevreye beğendirme çabası içinde idi. Böylece çevre içinde yer tutan biri, o toplulukta daha iyi yaşardı. Büyük dinlerin ve devletlerin ortaya çıktığı dönemlerde komşu ne der diye düşünmez, dinim ne der, devletim ne der diye düşünmeye başlamıştır. Devletler içinde artık insanlar kendilerini komşularına beğendirme yerine devletlerine ve mezheplerine uyum sağlama çabası içindedirler. Bu durum henüz uluslararası ilişkilerde böyle bir aşamaya gelememiştir.

Bugün insanlar ya Dolar peşinde koşmaktalar, yani Sermaye’ye kendilerini beğendirmek istemekteler yahut iktidar peşinde koşmaktadırlar. Sermaye peşinde koşanlar 2-3 zengin Yahudi ailesinin peşinde koşmaktadırlar. İktidara koşanlar da 2-3 süper gücün devletine doğru koşmaktadırlar. Bugün Sermaye ve iktidar tam anlaşmış değiller. Bununla beraber hala İsrailoğulları’nın Derin Sermaye gücü dünyaya hâkimdir. O güç şimdilik Türkiye’nin yok olmasını istemiyor. Çünkü yerine koyacak başka halkı yok. Ama büyümesini de istemiyor. Büyürse Sermaye’nin ve iktidarın gücü ortadan kalkmış olur.

Türkiye’nin yalnız bırakılması, Türkiye’nin politikası veya Sermaye’nin politikası ya da büyük devletlerin politikası değildir. Derin Sermaye’nin politikasıdır. Bizim herhangi bir faaliyetle bunu durdurmamız mümkün değildir. Kur’an açıkça söylemektedir. “Onların düzenine tabi olmadığınız müddetçe, onlar sizin gerçek dostunuz olmazlar”. Dünya siyaseti değişmektedir. Tarihin ve Kur’an’ın verdiği bilgilere göre derin Yahudi sermayesinin ömrü sona ermiştir. Sermaye de iktidar da devreden çekilip gideceklerdir. Yeryüzüne şeriat düzeni hâkim olacaktır.

Şeriat düzenini benimseyen, büyük sermaye olabilir ya da büyük devlet olabilir. Onlar da gelecek üçüncü bin yıl içinde varlıklarını ve hizmetlerini sürdüreceklerdir. Kredileşme ortaklık sistemini kabul etmeyenler sonunda tarihten silinip gidecekler. Bizim Türkiye’nin bunu bilmesi ve kendi siyasetini buna göre yürütmesi gerekir. ABD’de veya AB’de kimin oturduğu değil, kimin ne yaptığı önemlidir. Biden olsun Trump olsun değişmez. Hakemliği kabul ederse onun müttefikiyiz, etmezse katılmıyoruz.

Türkiye’nin komşularını veya güçlü olanları memnun edeceğiz diye ülkemiz aleyhindeki kararlardan korkacak değiliz. İstiklal Savaşı’nın ‘sönmeden tek ocak’ ilkesi içinde cesaretle, hak yolunda ‘Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal’ ilkesi içinde yolumuza devam edeceğiz.

Cumhuriyet inkılapları yapıldığı zaman İstiklal Savaşı’nın gayesi İstiklal Marşı içinde ifade edilmiştir. Kimse onu değiştirmeyi CHP zamanında istememiştir. Demokrat Parti zamanında bu istekler ortaya çıkmış, anayasa maddesi haline getirilmiştir. Biz yolumuza devam etmeliyiz. Onlar ne derlerse desinler ne yaparlarsa yapsınlar, biz Hak yolunda cihada devam edeceğiz.