Bu yazı Fehmi Koru’nun 13.11.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/berat-albayrakin-neden-istifa-ettigini-biliyor-musunuz-kararsiz-yigilmasinin-farkinda-misiniz-peki/
Berat Albayrak’ın istifasının acayipliği istifa şeklinde değildir. İstifa şekli ne olursa olsun istifanın kaynağı bellidir. Hiçbir ekonomi bir kişinin istifası ile iyileşmeye birden gitmez. Yeni bakan gelir, yeni uygulamalar yapar en az 3 ay sonra etkisi görünür ama sonuç ancak 1 sene sonra elde edilir. Dolar’ı yükseltenler ekonominin kuralları içinde yükseltmediler. Suni olarak yükselttiler. Şimdi de suni olarak düşürüyorlar. Bunun ekonominin iyileşmesiyle hiçbir ilgisi yoktur. Sermaye AK Parti’ye ve yeni gelen bakana diyor ki: “Sizin ekonominiz benim elimdedir. İstediğim zaman düzeltirim, istediğim zaman bozarım. Beni dinlemek zorundasınız. Beni dinlemezseniz akıbetiniz Albayrak’ın akıbeti olur. Kişilerin gitmesiyle değil, iktidarın gitmesiyle sonuçlanır. Hatta devletin yıkılmasıyla sonuçlanır”.
Şimdi herkesin bu gerçeği kabul etmesi ve buna karşı yapılacakları ortaya koyması gerekir.
Sermaye karar vermiş Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkacak. Bunun sebebi açıktır. İstiklal Savaşı ve Lozan Zaferi Türkiye’nin dinsizleşmesi şartıyla verilmiştir. Türkiye bu sözünü yerine getirmedi veya getiremedi. Şimdi geri istiyor. Türkiye devletini yıkarak yerine bir ateist devlet kurma emelindedir diyemeyiz. Çünkü Türk halkı yerine koyacak bir halk mevcut değildir. Çevredeki devletlerin hiçbirisinin kalabalık nüfusu yoktur. Sadece baskı yapmaktadır, belki korkutur da istediğimi yaptırırım, diye.
Sermaye için çıkmaz olanı Türk halkı dışında bir halkın olmaması yanında, AK Parti dışında da sözünü geçirebilecek bir muhalif partinin olmamasıdır. CHP ilk sözünde duramadığı gibi bundan sonra da durma niyeti yoktur, olsa bile o gücü yoktur.
Şimdi bütün mesele Erdoğan’ın cesaretine bağlıdır. Şimdiye kadar gösterdiği cesaretli davranışlarını şimdi de gösterir ve Sermaye’nin tehditlerine aldırmazsa eskiden olduğu gibi şimdi de başarıya ulaşır ve Sermaye’nin Türkiye’de değil dünyada sonunu getirebilir.
Yeni atadığı bakan ve merkez bankası genel müdürlerinin de kendisine ihanet etmemeleri ve cesur olmaları gerekir. Albayrak’ın bile dayanamadığı bir düzende bunların dayanabileceğini zor zannediyorum.
Bu yazdıklarımı Erdoğan okumuyordur ama Akevler’i bilen ve Erdoğan’la görüşen kimselerin bu makalemi ona ulaştırması görevleri vardır. Biliyorum, herkes korku içinde, herhangi bir hareket yapmamayı uygun siyaset kabul ediyor. Ama herkes şunu bilmelidir ki, devletimiz yıkıldığında hiçbirimizi sağ bırakmazlar. Sağ bırakmamaya çalışırlar.
Önerim çok basit. Genel af ilan edilmeli, hakemlik sistemi getirilmeli, altın bonosu çıkarılmalı ve dış siyasette iyilikte herkesle beraber olunmalı, kötülükte hiçbir devlet desteklenmemeli. Barış tarafı olunmalı, savaş tarafı olunmamalı.
Bunu başarmanın tek yolu ülkemizde Kur’an şeriatına sarılmaktır. Bunun kaynağı da Akevler’dir. Sonunda herkes sizi terk edecektir ama Akevler terk etmiyor. Uyarıyor ama karşı olmuyor. Sonuç, Akevler ile görüşme demek Kuran’ın emri olan, “Herkesle istişare et” emrine uyma demektir. “Bizim dediğimizi yap” demiyoruz, “Herkesin yanında bize de kulak ver.” diyoruz.