İnsanlık 60 bin yıl uygarlaşmaya çalışmıştır. Son 6 bin yıldır yazıyı bulmuş ve yazı dönemine geçmiştir. Şimdi de büyük bir atılım yapmakta ve yeni hayata geçmektedir.

1- Yazı kadar önemli veya ondan daha önemli olan bilgisayar dönemine geçmektedir. Canlılar ikiye ayrılır. Bilgisayarı kullanmayan canlılar vardır, bunlar bitkilerdir. Bilgisayar kullanan canlılar vardır, bunlar da hayvanlardır. En ileri bilgisayara sahip canlı insandır. Asrımıza kadar insan toplulukları bilgisayarı kullanmıyorlardı çünkü bilmiyorlardı. Yirminci yüzyılın sonrasında bilgisayar çağına gelinmiş, böylece insan toplulukları bitkilikten hayvanlık dönemine geçmiştir.

2- Cep telefonları ile yeryüzündeki herkes başkasına hemen ulaşmakta ve görüşmektedir. Resimli telefonlar da yaygınlaşmaktadır. Gidip görüşeceğimize telefon açar ve her türlü görüşmeyi yapabiliriz. Bu sayede tüm yeryüzü tek vücut olmuştur.

3- Haberleşme kadar olmasa da ulaşım da günlük olarak kolaylaşmıştır. Bir günde istediğiniz yere ulaşabilirsiniz. Bir gün sonra almak üzere istediğiniz kargoyu gönderebilirsiniz. Henüz ulaşım bu süratte sağlanmamıştır ama gelecekte bu da sağlanacaktır. Gönderdiğiniz paketler gökte bölüştürülecektir. Mesela Türkiye’den kalkan uçak Çin’e gittiğinde Pekine inmemektedir. Oranın nakliye uçakları paketleri alıp gönderilen yere doğru gitmektedir. Orada helikopterler gökte kargoları almakta ve bakkalınıza ulaştırmaktadır. Eskiden atları 30 kilometre koşturur, durmadan attan ata verir, durmadan devam eder ve günde 600-700 kilometre yol alabilirlerdi. Bugün de kamyonlar bundan daha fazla hıza ulaşabiliyorlar.

4- Eskiden akşam olunca hava kararır ve tüm işler dururdu. Şimdi köyler bile elektriklendirilmiş, geceleri bile tarım yapılabilir hâle gelinmişiz. Eskiden bir atın yükünü taşıtabilirdiniz, şimdi ise tren yüzlerce tonu götürebilmektedir.

İşte bu kadar değişmeler insanları yenilik yapmak zorunda bırakmıştır. Marksizm, Nazizm, kapitalizm bu sıkıntının sonucunda doğmuş, hiçbirisi başarılı olamamıştır. Bugünkü ağır sorunlar ancak Kur’an sayesinde çözülebilir.

Bize çağımızın sorunlarını çözecek yeni fıkıh gerekmektedir.

Her işletmenin ne miktarda girdileri gerektirdiğini tesbit etmek, hangi makinelerde üretileceğini belirlemek, ne işlem yapılacağını ortaya koymak, elde edilen ürünlerin vasıflarını ve miktarlarını belirlemek teknik projenin işidir.

Fıkıh projenin işiyse…

Bütün bu işleri kimler yapacak, yapanlara ne pay verilecek, bunları kim depolayacak, kim taşıyacak, sonunda nasıl bölüşülecek, kimler nasıl yararlanacak?

İşte bütün bunları tesbit etme de fıkhın işidir.

Fıkıh projenin yani sözleşmelerin işidir.

Çağımızda her şeyin kolayı bulunmuş, ekseriyet kararı topluluk kararı kabul edilmiş, insanlar cendereye sokulmuştur. Ekonomide de ücret sistemi getirilerek işin kokayı bulunmuştur. Ne var ki kâinatı var eden Allah bu işleri bu kadar basit olarak var etmemiştir.

İnsanlara nimetler vermiş, bu nimetlerin gereğini de öğretmiş ve insanlardan nimete şükür edasını istemiştir. Kur’an sorunları fiyat ve ücret mekanizması ile çözmüştür. Bunun için arz ve talep kanunlarını vazetmiş, böylece ekonomik dengenin oluşmasını sağlamıştır. Ne var ki bunu yapanlardan ilimde rusuh sahibi olmalarını; Matematik, Usul, İçtihat ve Muhasebe ilmilerini öğrenmelerini istemiştir.

Kur’an bu ilimleri bilmeyenlerin fıkhı oluşturamayacağını beyan etmiştir. Ayrıca bir şart daha koymuştur. Bilmek yeterli olmayıp lub sahibi olmaları gerektiğinin belirtmiştir. Yani Allah insanları çeşitli şekilde yaratmıştır. Kimileri çalışıp iyi üretim yapar, kimileri de yeni projeler üretir. Bunlar içtihat kabiliyeti olan kimselerdir.

“MÜÇTEHİT YETİŞME VE ÇALIŞMA MERKEZİ” dört ilmi (Kur’an Arapçası, Fıkıh, Matematik, Muhasebe) öğretecektir. Onlardan içtihat kabiliyeti olanlar araştırmacı olup çağın sorunlarını çözecekler, diğerleri ise âlim olacak ve mevcut projelerin öğretmenliklerini yapacaklardır.

Araştırmacı müçtehit olmak farzı kifayedir. Ya kendiniz müçtehit olacaksınız ya da müçtehitlerin yetişmesi için katkıda bulunacaksınız.

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92