Benim için seçilmiş bütün belediye başkanları saygıdeğerdir. Saygım onlara değil onları seçenleredir, halkımadır. Benim için Saadet Partili veya Ak Partili belediye başkanı ile bir CHP veya HDP belediye başkanı arasında bir fark yoktur. Ulus bir bütündür, onların bir grubunu temsil eden tüm milleti temsil eder. Onlara olan saygım tüm ulusa saygımdır. Ulus Allah’ın yeryüzündeki halifesidir, ulusuma saygım beni var eden Rabbime saygımdır.
Seçilenler arasında bana çok yakın olanlar vardır ama çoğunu tanımıyorum.
Ben Kur’an’dan öğrendiklerimi tüm belediye başkanlarına aktarmak istiyorum.
Kendilerinin basın danışmanları vardır. Basın danışmanları her söyleyeni değil ama her yeni sözü ona yani başkana götürmelidirler. Ben bir görüşü temsilen konuşuyorum. Dolayısıyla benim görüşlerimi de değerlendirmelidirler.
1- Siz bir yerden geldiniz, orada eğitim aldınız, mensup olduğunuz grup bir ekolde yetiştirildi. Şimdi arabayı siz kullanıyorsunuz. Birinci tavsiyem arabayı sürerken kimseye kulak vermeyin, kendi aklınızla ve kendi gördüklerinizle arabayı sürün. Dışardan müdahalelere kulak verirseniz arabayı devirir kaza yaparsınız ve devrilirsiniz. Sizi destekleyenler size müdahale etmek isterler, her kafadan bir ses gelir. Onları memnun edemezsiniz. Siz kendi bildiğinizi yapacaksınız. Başkanlara olan bu tavsiyemin yanında onları seçtirenlere de tavsiyem vardır. Baştan insanları iyi eğitin, nasıl yapmalarını istiyorsanız öyle ders verin, öylesini başkan yapınız. Ama başkan yaptıktan sonra artık şoföre karışmayın, bırakın arabayı o kendi aklıyla sürsün. Yoksa sizi dinleyen başkan başkalarını da dinlemeye başlar, sonunda yönetim curcunaya döner. Beni dinlemiyor diye kızmayacaksınız, beni dinliyor diye kızacaksınız. Şoför odur, sorumlu odur.
2- Başkanların görevi iş yapmak değildir. Başkanların görevi iş yapanları bulmak ve görevlendirmektir. Bundan dolayıdır ki işlerde başkan yardımcıları vardır. İşler başkan yardımcılarına verilir, yetkiler onlardadır, sorumlu olan onlardır. Görevi ondan alır başkasına verebilirsiniz ama asla müdahale etme yetkiniz yoktur. Merkezden emir alarak işleri yürütemezsiniz. Arkadaşlarınıza emirler vererek de belediyeyi yönetemezsiniz. Siz görevi vereceksiniz, takip edeceksiniz, gerekirse değiştireceksiniz ama hiçbir zaman onlara emir vermeyeceksiniz.
3- Mevcut düzene dokunmayacaksınız. Hiçbir görevliyi çıkarmayacaksınız. Onlara siz görev vermeyeceksiniz. Mevcut düzen devam edecektir. Yeni düzen kurulmadan eski düzeni düzeltemezsiniz. İşçilik döneminden gelen yapı eksiğiyle artısıyla devam etmelidir. Hilesiyle, yolsuzluklarıyla, rüşvetiyle, adam kayırmasıyla devam edecektir. Rüşvet de düzenin devamı için bir yoldur. O kadar bozuk ve zalim düzen uygulaması vardır ki görevliler onları uygulasalar devlet bir senede yıkılır. Devlet ancak o bozuk kuralların ihlali ile yaşıyor. Bir görevli bunları yaparken suç işliyor, rizikoya giriyor, rüşvet alıyor, devlet yaşıyor, belediye yaşıyor. Dolayısıyla mevcut düzene dokunmayacaksınız. Siz düzeni öğreninceye ve oradaki oyunları kavrayıncaya kadar ömrünüz biter. Siz başkan olarak aralarında bir ihtilaf olursa o zaman devreye girersiniz ve başkan yardımcıları arasında hakemlik yaparsınız.
4- Bir başkan yardımcısını birlikte çalıştığınız arkadaşlardan yaparsınız. Onunla yeni düzen üzerinde çalışmaya başlarsınız. Bu da Semt Kooperatifleri olur. Halkı kooperatifler olarak organize edersiniz. Önce Ar-Ge çalışmasını yapan kooperatifi kurarsınız, orada bu yolsuzlukların ve rüşvetin olmayacağı bir düzeni geliştirirsiniz. Buna göre örnek bir işletmeyi kurmuş olursunuz. Sonra onu tüm beldenizde Semt Kooperatifleri şeklinde yayarsınız. Bunun dışında herhangi bir iyiliği ve yenileşmeyi belediyeye yapamazsınız. Yaptım zannedersiniz ama bir de bakarsınız ki sizin yaptıklarınızdan yine o mevcut bozuk ve zalim düzenin şampiyonları kazanmıştır.
Söylediklerimi kabul edin demiyorum, söylediklerimi bizimle tartışın, sizden bunu istiyoruz. Biz bunu sizi değiştirmek için istemiyoruz. Biz bunu bizim eksikliğimiz varsa onu öğrenelim diye istiyoruz.