Aşağıdaki ilkelere inanan bir parti aranıyor
- Her söze kulak vermiş, sonra kendi aklını kullanarak bulduğu en iyisini uygulamış olan bir parti aranıyor...
- En iyi söz Kur’an ile tespit olacağından Kur’an’ı uygulayacak bir parti aranıyor... (Atalarının görüşü olduğu için değil, Kur’an’ın kanunları araştırıp ilmen ispatlandığı için onu kabul etmiş olanlar aranmaktadır.)
- Kur’an’ın TEAVÜN (kooperAtİf) ortaklıklarını kurmayı emrettiğini ilimle bulan ve buna ikna olan bir parti aranıyor. İşçilik sisteminden ortaklık sistemine geçmeyi hedefleyen bir parti aranıyor...
- İktidar olmak için değil, ortaklık düzenini getirmek için seçime giren; oy değil ortak bulmak için çabalayan bir parti aranmaktadır...
Tarihte insanlar toplayıcılıktan avcılığa, avcılıktan çobanlığa, çobanlıktan çiftçiliğe geçtiler. Pazar mübadelesinden sonara tüccar mübadelesi dönemlerini yaşadılar. Sonra işçilikle emek mübadelesi dönemine geçtiler. Şimdi de işçilikten ortaklık mübadelesine geçiyorlar. Bir parti istiyoruz ki bunu kavrasın. Ülkeye hizmet etmek için iktidar olmaya gerek yoktur. Bu parti gücünü ortaklık düzenini kurmak için harcasın.
Peygamberler iktidarlarla düzeni değiştirmediler. Yeni düzene inandırdıktan ve onlara uyguladıktan sonra düzeni değiştirdiler. Belli bir görüş oraya attılar ve insanları o görüş etrafında topladılar. Binlerce senedir işte o düzen yaşıyor. Hz. Muhammed ezan okudu/okuttu; 1400 senedir okunuyor, tüm dünyada 2 milyar insan okuyor. Mustafa Kemal ise Türkçe ezanı okuttu ama 20 sene bile sürmedi. Hz. İsa’ya 2,5 milyar saygı gösteriyor. Ama bugün Lenin’i hatırlayan var mı? İşte bunları idrak eden bir parti aranıyor...
Saadet Partisi böyle bir parti iken ve tüm saldırılara hiçbir yerden destek almaksızın oylarını %22’lere çıkardı. Şimdi yüzde birlere düştü. Bunu göremeyen Saadet Partisi şimdi iki arada bir derede kalmış durumda. Bunu gören ve kavrayan bir parti aranıyor...
Televizyonlardaki nutukları ile değil, bizzat yaşayarak ve çalışarak bunu sağlayan parti aranıyor. Arabayı süremeyen bir kimse araba alır da sürmeye başlarsa nereye toslar? Demokrat Parti’nin (DP), Doğru Yol Partisi’nin (DYP), ANAP’ın ve benzerlerinin durumu budur. Gönül isterdi ki bunlar milletin istediği partiler olsunlar, biz de bunların yanında yer alalım.
Gönül ister ki seçim esnasında televizyonu açtığımız zaman yeni şeyler duyalım. Ufkumuzu açan ve ilerdeki çözümleri öğreten, işçilik sisteminden ortaklık sistemine nasıl geçileceğini öğreten, zevkle seyredeceğimiz bir televizyon ekranı çıksın karşımıza. Yaptıkları tek şey karşı taraftakileri kötülemek, cır cır güya müzik, sıkıcı reklamlar vs.
Demek ki yalnız parti aranmıyor.
Bunları dile getiren partiler, bunları yayımlayan medya ve bunları dinleyen halk aranıyor. Döndük dolaştık aynı yere geldik; halk değişecektir ki bütün bunlar değişsin.
Peki, halk nasıl değişecek?
Semt kooperatifleri ile değişecek.
Yüz lojmanlı işyeri apartmanları ile değişecek
Peki, bu kooperatifleri kimler kuracak?
Peygamberlerin vârisleri âlimler kuracak.
Küçükten başlayacağız. Birden büyümeyeceğiz. Öğrene öğrene, bile bile, pişe pişe, uygulaya uygulaya zaman içinde ortaklık sistemi gelmiş olacaktır.
50 senelik deneyimlerimiz bunun şahididir.
Birden büyüyenler birden çöküp giderler, gittiler.