Kuran Mekke’de İsrail peygamberlerini anlatıyordu. Medine’de Araplar güçlü ve kalabalık idiler, Yahudiler ise uygar topluluk idi. Yahudiler kendi dinlerini Medinelilere öğretmiyorlardı, Araplar da onların emrine girmek istemiyorlardı. Kur’an’ı dinleyen Medineliler Müslümanları Medine’ye davet ettiler. Kur’an Medine Yahudilerini İslamiyet’e davet etmiyor, sadece dayanışmaya katılmalarını istiyordu. Öyle yaptılar.
Sonunda ihanet ettiler ve Hayber’den de kovuldular.
Hz. Ömer Kudüs’ü fethedince onlara da yer verdi. Böylece merkezleri Medine’den Kudüs’e taşınmış oldu. Hıristiyanlar orasını alınca Yahudileri kovdular, tekrar Müslümanlar alınca yeniden Kudüs’e geldiler.
Sonunda Yahudiler sermayeleri ile dünyaya hâkim oldular. Osmanlı İmparatorluğu’nu yıktılar. İsrail devletini kurdular. İslamiyet’i tamamen yok ederek dünyaya hükmedeceklerdi.
Türkleri desteklediler, Türkiye’de dinsiz devlet kurmak istediler; bu Türkiye onlara tetikçilik edecekti. Türkiye dinsizleşecekti ama dinsizleşmedi. Sovyetleri alternatif olarak çıkardılar. Türkiye dinsiz olacak ama Batı blokunda yer alacaktı. Celal Bayar’ı bunun için görevlendirdiler. Celal Bayar da Adnan Menderes’le partiyi (DP) kurdu. Menderes partiye hâkim olunca Menderes’i astırdılar. Ordu yönetime el koydu. Çok partili anayasayı getirdi. Devreye Millî Görüş girdi. İkinci müdahaleyi Kenan Evren yaptı, Sermaye’ye doğrudan cephe aldı. Ordu İslamcıların yanında yer aldı.
Sonunda ordu ile birlikte hareket eden Millî Görüş’ün ikinci kadrosu iktidarı ele aldı. Anayasa ekseriyeti ile iktidar olundu. Millî Görüş’te oluşan Adil Düzen’e karşı Ak Parti ve Gülen cemaati birleşti, sonunda başarılı oldular. Necmettin Erbakan’ı ailesi ile birlikte devre dışı bıraktılar. Sermaye şimdi de Gülencilerle Ak Partilileri çatıştırarak dinsiz tetikçi Türkiye emelini sürdürmektedir.
Sermaye şimdi üçe bölünmüştür; Rockefeller, Rothschildler ve Soros. Derinlerde kim var, bilemiyoruz. Ayrıca Sermaye ile Pentagon arasında çekişme vardır. Sermaye ile dünyaya hükmeden Pentagon’a karşı da yeni siyasi güç oluşmaktadır; İngiltere, Avrupa Birliği, Rusya, Çin. Türkiye de etkili olmaya başlamıştır. Güney Amerika, Afrika, Hindistan’da da kıpırdanmalar vardır. Henüz taşlar oturmamıştır.
Türkiye’de olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi, Sermaye’nin başkanlık sistemi var, Sermaye’nin istediği hükümet var. Erdoğan’ın dışında Sermaye’nin bir problemi yok. Ordu Erdoğan’ın yanında. Dolayısıyla Sermaye istediğini yapamıyor. Halk da Erdoğan’ın yanında. Bugünkü şartlarda Erdoğan’dan başka sivillerden cumhurbaşkanı olacak kimse yok.
Erdoğan hatalar yapıyor. Başkanlık sistemi hatadır. Olağanüstü hal yasası hepten hatalıydı. Esad’a karşı olması hataydı. Ekonomide Sermaye’yi danışman yapması hatadır. Böyledir ama Cumhurbaşkanımızdır, saygılı olmalıyız.
Böyle olmakla beraber bugün onun yerine oturtacağımız bir adayımız yoktur. Onun yaptıklarını eleştirme başka şeydir, onu eleştirme başka şeydir. Başbakanlık bunu ayırmak için gereklidir. Mademki başkanlık sistemi geldi, biz getirdik, o halde onu benimsememiz gerekir. Sorunlarımızı başkanlık sistemi içinde çözmemiz gerekir. İleride başkanlık ve başbakanlık sistemlerinde daha ileri ve daha gelişmiş bir sistemi buluncaya kadar bu sistem içinde devletimizi yaşatmak zorundayız.
Sorunlarımız var. Henüz Kürt sorunu bitmemiştir. PKK ile Kürtleri Türkiye devletine karşı kışkırtmakta iseler de daha Sermaye bunun sonucunu alamadı. Ülkemiz savaşmaya devam ediyor. Sonuçta Kürt-Türk kavgası da bitmek üzeredir.
Akevler’den başka Kur’an düzenine sahip çıkan kimse kalmadı. Sermaye hepsini kenara çekti. Onu kullanan Millî Görüşçüler şimdi ne yaptıklarının farkında bile değiller. Ak Parti zaten baştan kabul etmedi. Gülencilerin bürokrasiyi ele geçirme siyaseti de sona erince etkisini kaybetti. Bunlar ilk günlerine dönmelidirler. Akevler ile bir olmalıdırlar. Ama bu dediğimiz bugün mümkün görülmüyor. Biz 10.000 ortaklı araştırma merkezini kurma çalışmalarımıza devam etmeliyiz.