Süleyman Karagülle
Kriz ve Enflasyon
1.09.2018
3505 Okunma, 2 Yorum

Fiyat, talebi arza eşit kılan faktördür. Fiyatlar öyle oluşur ki arzı talebe eşit kılar. Böylece dengeli bölüşmeyi sağlar. Fiyatlara müdahale arz ve talep dengesini bozar. Gereksiz ürünleri ürettirir, gerekli ürünler yok satarlar. Dengesiz fiyat farkları ise malları pazarda yığar, halkı da ülkede açlıktan kıvrandırır. Arz ve talep dengesinin oluşabilmesi için denge faktörü olan fiyatları serbest bırakmalıyız.

Fiyatlar üreticiler ile tüketiciler arasında haberleşme aracıdır. Tüketici üreticiye ‘Bu malları üret, ihtiyacım var’ der, ‘Bu malları üretme, ihtiyacım yok’ der; bunu fiyatlar söyler.

Fiyatlar arz ve talebi dengede tuttuğu gibi üretim ve tüketimi eşit kılar.

Arz ve talep fiyatlara göre oluşur.

Halkın elindeki satın alma gücü değişmelidir ki fiyatlar gerektiği şekilde değişsin. Eğer halkın eline üretim yapılmadan yani emeksiz satın alma gücü geçerse bütün malların fiyatları artar ve ilk anda gereksiz üretim yapılır, sonra mallar çöpe atılır. Faiz, üretilmeyen mallar karşılığı satın alma gücü sağlamakta, bu da arz ve talep kanunlarını ve dengesini bozmaktadır.

Bir taraftan içme suyu bulunamazken diğer taraftan sular fıskiyelerde kirletilir.

Demek ki enflasyonun tanımı, üretilmeyen mal karşılığı halka sağlanan satın alma gücüdür. Gereksiz yerlerdeki fiyatların artması ve paylaşmada dengenin bozulmasıdır. Bunun ana kaynağı faizdir ve tüm ekonomik arızaların ana sebebidir. Faizli ekonomi tam istihdama kadar işe yaramıştır. Şimdi ise yeryüzünde tam istihdam sağlanmıştır. Artık faiz yeni yatırımların kaynağı olmamaktadır, yeni sermaye eski sermayenin iflası ile var olabilmektedir, iflaslar ekonomisi doğmaktadır.

Bu haftaki diğer makalemde kendisini ve kitabını (“Parasal İktisat” kitabını) andığım Prof. Dr. Fatih Özatay kriz ile enflasyonu karıştırmaktadır.

Enflasyon, mallar artmadan paranın artmasıdır.

Kriz ise parada bir değişiklik olmadan veya eksilmeden malların azalmasıdır.

Savaş olur, kuraklık olur, hastalık olur, göç olur, çeşitli sebeplerden ya tüketim fazlalaşır ya üretim azalır, dolayısıyla piyasada para aynı kaldığı halde fiyatlar yükselir. Bu krizdir. Burada fiyatların yükselmesiyle arz ve talep arasında denge sağlanmış olur. Bu yararlı bir artıştır. Buna müdahale demek ekonominin çökmesi demektir.

Krizlerin enflasyondan farkı vardır. Enflasyonda her şeyin fiyatı arttığı halde krizlerde taşınmazların fiyatları düşer, buna karşılık yıllık tüketim mallarının fiyatları yükselir. Bu da arz ve talep kanunları gereği üreticileri yapılaşma yerine yıllık tüketim mallarına yöneltir ve krizlerin atlatılmasını sağlar. Enflasyondan dolayı fiyatların artması ne kadar kötü ise krizlerden dolayı fiyatların artması o kadar dengeleyici bir faktördür. Asla müdahale edilmemelidir.

Krizlerin başka bir özelliği karşımıza şöyle çıkar. Dünyada kriz olması başkadır, ülkemizde kriz olması veya dünyada kriz oluyorken Türkiye’de kriz olmaması başkadır. Bu gibi durumlarda taşınmazlar ithal ve ihraç edilemediği için dünya piyasalarına uyum sağlayamaz ama ithal ve ihraç edilen mallar dünya piyasaları ile uyum sağladığı için daha kolay dengelenir.

Sonuç olarak sipariş piyasası, mal piyasası, taşınmaz piyasası ve ticaret piyasaları farklıdır. Bu sebeple farklı paralarla denge kurulur. İnsanlık altın liralarla, ülkeler toprak liralarla, iller demir liralarla, bucaklar buğday liralarla dengelerini kurabilirler. Böylece dört çeşit para revaçta olur. Kriz döneminde bu paralar değiştirilerek krizler kolaylıkla atlatılır.

Biz bunları kırk sene önce Adil Düzen’de ortaya koyduk ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan bunları dünyaya anlattı. Ne kaçak Gülenciler ne de Ak Partililer bize kulak verdiler, Adil Düzen’i hayal (ve/veya ütopya) kabul ettiler. Oysa içimizde dünyanın en ileri profesörleri vardı, dünyaca tanınmış profesörler de bizi dinledi ve anlattıklarımıza karşı cephe alamadılar.

Prof. Dr. Fatih Özatay’a tavsiye ederim. Basılmamış ve henüz tamamlanmamış ama %80’i bitmiş iktisat kitabımız vardır. Onu anlayarak okusunlar, anlaşılmayan yerleri olursa bizimle tartışsınlar, “Ortaklık Ekonomisi” diye bir kitap yazsınlar.

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
02.09.2018
08:50


ADİL DÜZEN 977

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 977. Hafta - 01 EYLÜL 2018 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 977. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

BATILILAR EKONOMIYI BILMIYORLAR

***

KRİZ VE ENFLASYON

***

ÜÇ LIDERIN TAHRAN BULUŞMASI VESILESIYLE…-1

TÜRKIYE, İRAN VE RUSYA NE YAPMALI?

***

ÜÇ LIDERIN TAHRAN BULUŞMASI VESILESIYLE…-2

TÜRKIYE, İRAN VE RUSYA’NIN YAPACAĞI TEK ŞEY

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Türkiye’nin dört önemli ana sorunu nelerdir?-1

Türkiye’nin dört önemli ana sorunu nelerdir?-2

Türkiye’nin dört önemli sorunu nasıl çözülür?

Faizli işçilik sisteminden faizsiz ortaklık sistemine-1

-KAPITALIZM VE SOSYALIZMDEN ADIL DÜZEN ORTAKLIK SISTEMINE-

Faizli işçilik sisteminden faizsiz ortaklık sistemine-2

-KAPITALIZM VE SOSYALIZMDEN ADIL DÜZEN ORTAKLIK SISTEMINE-

Dolar’la helak olmamak için; önce TEŞHİS…

Dolar’la helak olmamak için; TEDAVİ reçetesi

ABD’nin tehditlerine önce ‘teşhis’, sonra ‘tedavi’ - 1

ABD’nin tehditlerine önce ‘teşhis’, sonra ‘tedavi’ – 2

Adil Düzen İlmihali; Adil Düzen çalışması ve …

Reşat Nuri EROL

 

***

 

TAHA SÛRESİ - 15. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

طه(1) مَا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَى(2) إِلَّا تَذْكِرَةً لِمَنْ يَخْشَى(3) تَنزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَا(4)الرَّحْمَانُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى(5) َهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَى(6) وَإِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى(7) اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى(8) وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى(9) إِذْ رَأَى نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَعَلِّي آتِيكُمْ مِنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى(10) فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي يَامُوسَى(11) إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ إِنَّكَ بِالْوَادِي الْمُقَدَّسِ طُوًى(12) وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَى(13) إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمْ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي(14) إِنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَى(15) فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى(16) وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَامُوسَى (17) قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَى (18) قَالَ أَلْقِهَا يَامُوسَى (19) فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى (20) قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَى (21) وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَى (22) لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى (23) اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (24) قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي (25) وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي (26) وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي (27) يَفْقَهُوا قَوْلِي (28) وَاجْعَلْ لِي وَزِيرًا مِنْ أَهْلِي (29) هَارُونَ أَخِي (30) اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي (31) وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي (32) كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا (33) وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا (34) إِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَصِيرًا (35) قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَامُوسَى (36) وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَى (37) إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّكَ مَا يُوحَى (38) أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِي وَعَدُوٌّ لَهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي (39) إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَى أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَى قَدَرٍ يَامُوسَى (40) وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي (41) اذْهَبْ أَنْتَ وَأَخُوكَ بِآيَاتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكْرِي (42) اذْهَبَا إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (43) فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَى (44) قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَنْ يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَنْ يَطْغَى (45) قَالَ لَا تَخَافَا إِنَّنِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَى (46) فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِنْ رَبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى (47) إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى (48) قَالَ فَمَنْ رَبُّكُمَا يَامُوسَى (49) قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَى كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَى (50) قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَى (51) قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنْسَى (52) الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّى (53) كُلُوا وَارْعَوْا أَنْعَامَكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِأُولِي النُّهَى (54) مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَى (55) وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَى (56) قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَامُوسَى (57) فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنْتَ مَكَانًا سُوًى (58) قَالَ مَوْعِدُكُمْ يَوْمُ الزِّينَةِ وَأَنْ يُحْشَرَ النَّاسُ ضُحًى (59) فَتَوَلَّى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ أَتَى (60) قَالَ لَهُمْ مُوسَى وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَى (61) فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى (62) قَالُوا إِنْ هَذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَنْ يُخْرِجَاكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَى (63) فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَى (64) قَالُوا يَامُوسَى إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَى (65) قَالَ بَلْ أَلْقُوا فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِنْ سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَى (66) فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِيفَةً مُوسَى (67) قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنْتَ الْأَعْلَى (68) وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَى (69) فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَى (70) قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَى (71) قَالُوا لَنْ نُؤْثِرَكَ عَلَى مَا جَاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذِي فَطَرَنَا فَاقْضِ مَا أَنْتَ قَاضٍ إِنَّمَا تَقْضِي هَذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا (72) إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَى (73) إِنَّهُ مَنْ يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى (74) وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَى (75) جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاءُ مَنْ تَزَكَّى (76) وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَى (77) فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِهِ فَغَشِيَهُمْ مِنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْ (78) وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَى (79) يَابَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَدْنَاكُمْ جَانِبَ الطُّورِ الْأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى (80) كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبِي وَمَنْ يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَبِي فَقَدْ هَوَى (81) وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِمَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَى (82) وَمَا أَعْجَلَكَ عَنْ قَوْمِكَ يَامُوسَى (83) قَالَ هُمْ أُولَاءِ عَلَى أَثَرِي وَعَجِلْتُ إِلَيْكَ رَبِّ لِتَرْضَى (84) قَالَ فَإِنَّا قَدْ فَتَنَّا قَوْمَكَ مِنْ بَعْدِكَ وَأَضَلَّهُمُ السَّامِرِيُّ (85) فَرَجَعَ مُوسَى إِلَى قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ يَاقَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُمْ مَوْعِدِي (86) قَالُوا مَا أَخْلَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلَكِنَّا حُمِّلْنَا أَوْزَارًا مِنْ زِينَةِ الْقَوْمِ فَقَذَفْنَاهَا فَكَذَلِكَ أَلْقَى السَّامِرِيُّ (87) فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَذَا إِلَهُكُمْ وَإِلَهُ مُوسَى فَنَسِيَ (88) أَفَلَا يَرَوْنَ أَلَّا يَرْجِعُ إِلَيْهِمْ قَوْلًا وَلَا يَمْلِكُ لَهُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا (89) وَلَقَدْ قَالَ لَهُمْ هَارُونُ مِنْ قَبْلُ يَاقَوْمِ إِنَّمَا فُتِنْتُمْ بِهِ وَإِنَّ رَبَّكُمُ الرَّحْمَنُ فَاتَّبِعُونِي وَأَطِيعُوا أَمْرِي (90) قَالُوا لَنْ نَبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِفِينَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَى (91) قَالَ يَاهَارُونُ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَأَيْتَهُمْ ضَلُّوا (92) أَلَّا تَتَّبِعَنِ أَفَعَصَيْتَ أَمْرِي (93) قَالَ يَابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي إِنِّي خَشِيتُ أَنْ تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلِي (94) قَالَ فَمَا خَطْبُكَ يَاسَامِرِيُّ (95) قَالَ بَصُرْتُ بِمَا لَمْ يَبْصُرُوا بِهِ فَقَبَضْتُ قَبْضَةً مِنْ أَثَرِ الرَّسُولِ فَنَبَذْتُهَا وَكَذَلِكَ سَوَّلَتْ لِي نَفْسِي (96) قَالَ فَاذْهَبْ فَإِنَّ لَكَ فِي الْحَيَاةِ أَنْ تَقُولَ لَا مِسَاسَ وَإِنَّ لَكَ مَوْعِدًا لَنْ تُخْلَفَهُ وَانْظُرْ إِلَى إِلَهِكَ الَّذِي ظَلْتَ عَلَيْهِ عَاكِفًا لَنُحَرِّقَنَّهُ ثُمَّ لَنَنْسِفَنَّهُ فِي الْيَمِّ نَسْفًا (97) إِنَّمَا إِلَهُكُمُ اللَّهُ الَّذِي لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ وَسِعَ كُلَّ شَيْءٍ عِلْمًا (98) كَذَلِكَ نَقُصُّ عَلَيْكَ مِنْ أَنْبَاءِ مَا قَدْ سَبَقَ وَقَدْ آتَيْنَاكَ مِنْ لَدُنَّا ذِكْرًا (99)

 

***

 

مَنْ أَعْرَضَ عَنْهُ فَإِنَّهُ يَحْمِلُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وِزْرًا (100) خَالِدِينَ فِيهِ وَسَاءَ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حِمْلًا (101) يَوْمَ يُنْفَخُ فِي الصُّورِ وَنَحْشُرُ الْمُجْرِمِينَ يَوْمَئِذٍ زُرْقًا (102) يَتَخَافَتُونَ بَيْنَهُمْ إِنْ لَبِثْتُمْ إِلَّا عَشْرًا (103) نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ إِذْ يَقُولُ أَمْثَلُهُمْ طَرِيقَةً إِنْ لَبِثْتُمْ إِلَّا يَوْمًا (104) وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْجِبَالِ فَقُلْ يَنْسِفُهَا رَبِّي نَسْفًا (105) فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا (106) لَا تَرَى فِيهَا عِوَجًا وَلَا أَمْتًا (107)

 

***

 

مَنْ أَعْرَضَ عَنْهُ

MaN EaGRaWa GaNHu (MaN EaFGaLa GaNHu)

“Ondan i’raz ederse”

Buradaki هُ zamiri ذِكْرًا ‘e gitmektedir (99. Ayet)). ذِكْرًا marife gelmemiş nekre gelmiştir. Yani Kur’an’ın kelimeleri tektir هُ tekildir, marifedir. Kur’an’la verilen zikr ise çoktur çünkü her devrin ve her topluluğun Kur’an’dan anladıkları farklıdır.

Dolayısıyla Muhammed Peygamber’in anladığı farklı idi, kendi zamanında ve kendi kavmine aitti. Bizim zamanımızda bizim topluluğumuza nazil olan zikr farklıdır ve bize hastır. Allah onunla bize yol göstermektedir, bize anlatmaktadır.

Diyanet İşleri’ne yetki verilecekmiş, Kur’an’ın bin dört yüz sene önceki manası ne ise onu anlayacakmışız, diğerleri yasaklanacakmış!

İçtihadın kapısını kapatanlar da aynı şeyleri yaptılar, sonunda kendileri kapandılar.

Kur’an yeniden yeni içtihatları ile dünyaya meydan okuyor. Buyurun, gücünüz yetiyorsa, istediğiniz fermanı çıkarın. Kur’an zikirdir ve kıyamete kadar herkes kendisi için yorumlayacak. Kur’an’ın resmi yorumcusu icmadır, başka resmi yorumcusu yoktur. İlk müçtehitler bunları ne kadar iyi anlamışlar ama yirminci yüzyılda maalesef onları bile anlayacak seviyede birileri çıkmamıştır.

Evet, kim ondan i’raz ederse…

عَرْض en demektir, طُول boy demektir. Tula doğru giderken sıratı müstakimde ilerlerken, o yolu bırakıp yan çizme i’raz etmedir.

Kim içtihadı ve icmayı terk ederse, Kur’an’ı yaşadığı çağın ve topluluğun ilmi seviyesi ile orantılı bir çaba ile anlamazsa denmiş olmaktadır. Kendisinin i’raz ediyor olması yetmiyormuş gibi başkalarını i’raza zorlarsa, evleviyetle hükmü beyan edilecektir.

...

Reşat Nuri Erol
02.09.2018
14:18


http://www.haberdurus.com/haber/kriz-ve-enflasyon-19000.html


KRİZ VE ENFLASYON
SÜLEYMAN KARAGÜLLE- 02.09.2018
Tarih: 2.9.2018 14:14:38

 

Fiyat, talebi arza eşit kılan faktördür. Fiyatlar öyle oluşur ki arzı talebe eşit kılar. Böylece dengeli bölüşmeyi sağlar. Fiyatlara müdahale arz ve talep dengesini bozar. Gereksiz ürünleri ürettirir, gerekli ürünler yok satarlar. Dengesiz fiyat farkları ise malları pazarda yığar, halkı da ülkede açlıktan kıvrandırır. Arz ve talep dengesinin oluşabilmesi için denge faktörü olan fiyatları serbest bırakmalıyız.
Fiyatlar üreticiler ile tüketiciler arasında haberleşme aracıdır. Tüketici üreticiye ‘Bu malları üret, ihtiyacım var´ der, ‘Bu malları üretme, ihtiyacım yok´ der; bunu fiyatlar söyler.
Fiyatlar arz ve talebi dengede tuttuğu gibi üretim ve tüketimi eşit kılar.
Arz ve talep fiyatlara göre oluşur.
Halkın elindeki satın alma gücü değişmelidir ki fiyatlar gerektiği şekilde değişsin. Eğer halkın eline üretim yapılmadan yani emeksiz satın alma gücü geçerse bütün malların fiyatları artar ve ilk anda gereksiz üretim yapılır, sonra mallar çöpe atılır. Faiz, üretilmeyen mallar karşılığı satın alma gücü sağlamakta, bu da arz ve talep kanunlarını ve dengesini bozmaktadır.
Bir taraftan içme suyu bulunamazken diğer taraftan sular fıskiyelerde kirletilir.
Demek ki enflasyonun tanımı, üretilmeyen mal karşılığı halka sağlanan satın alma gücüdür. Gereksiz yerlerdeki fiyatların artması ve paylaşmada dengenin bozulmasıdır. Bunun ana kaynağı faizdir ve tüm ekonomik arızaların ana sebebidir. Faizli ekonomi tam istihdama kadar işe yaramıştır. Şimdi ise yeryüzünde tam istihdam sağlanmıştır. Artık faiz yeni yatırımların kaynağı olmamaktadır, yeni sermaye eski sermayenin iflası ile var olabilmektedir, iflaslar ekonomisi doğmaktadır.
Bu haftaki diğer makalemde kendisini ve kitabını (“Parasal İktisat” kitabını) andığım Prof. Dr. Fatih Özatay kriz ile enflasyonu karıştırmaktadır.
Enflasyon, mallar artmadan paranın artmasıdır.
Kriz ise parada bir değişiklik olmadan veya eksilmeden malların azalmasıdır.
Savaş olur, kuraklık olur, hastalık olur, göç olur, çeşitli sebeplerden ya tüketim fazlalaşır ya üretim azalır, dolayısıyla piyasada para aynı kaldığı halde fiyatlar yükselir. Bu krizdir. Burada fiyatların yükselmesiyle arz ve talep arasında denge sağlanmış olur. Bu yararlı bir artıştır. Buna müdahale demek ekonominin çökmesi demektir.
Krizlerin enflasyondan farkı vardır. Enflasyonda her şeyin fiyatı arttığı halde krizlerde taşınmazların fiyatları düşer, buna karşılık yıllık tüketim mallarının fiyatları yükselir. Bu da arz ve talep kanunları gereği üreticileri yapılaşma yerine yıllık tüketim mallarına yöneltir ve krizlerin atlatılmasını sağlar. Enflasyondan dolayı fiyatların artması ne kadar kötü ise krizlerden dolayı fiyatların artması o kadar dengeleyici bir faktördür. Asla müdahale edilmemelidir.
Krizlerin başka bir özelliği karşımıza şöyle çıkar. Dünyada kriz olması başkadır, ülkemizde kriz olması veya dünyada kriz oluyorken Türkiye´de kriz olmaması başkadır. Bu gibi durumlarda taşınmazlar ithal ve ihraç edilemediği için dünya piyasalarına uyum sağlayamaz ama ithal ve ihraç edilen mallar dünya piyasaları ile uyum sağladığı için daha kolay dengelenir.
Sonuç olarak sipariş piyasası, mal piyasası, taşınmaz piyasası ve ticaret piyasaları farklıdır. Bu sebeple farklı paralarla denge kurulur. İnsanlık altın liralarla, ülkeler toprak liralarla, iller demir liralarla, bucaklar buğday liralarla dengelerini kurabilirler. Böylece dört çeşit para revaçta olur. Kriz döneminde bu paralar değiştirilerek krizler kolaylıkla atlatılır.
Biz bunları kırk sene önce Adil Düzen´de ortaya koyduk ve Prof. Dr. Necmettin Erbakan bunları dünyaya anlattı. Ne kaçak Gülenciler ne de Ak Partililer bize kulak verdiler, Adil Düzen´i hayal (ve/veya ütopya) kabul ettiler. Oysa içimizde dünyanın en ileri profesörleri vardı, dünyaca tanınmış profesörler de bizi dinledi ve anlattıklarımıza karşı cephe alamadılar.
Prof. Dr. Fatih Özatay´a tavsiye ederim. Basılmamış ve henüz tamamlanmamış ama %80´i bitmiş iktisat kitabımız vardır. Onu anlayarak okusunlar, anlaşılmayan yerleri olursa bizimle tartışsınlar, “ORTAKLIK EKONOMİSİ” diye bir kitap yazsınlar.







   

Kaynak: Ocak Medya




Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 707 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 488 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 460 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 488 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 553 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 497 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 506 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 580 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 412 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 471 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 465 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 473 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 540 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 468 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 461 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 537 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 567 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 568 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 550 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 470 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 501 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 562 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 513 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 435 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 492 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 576 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 647 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 426 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 498 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 510 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 522 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 701 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 650 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 568 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 479 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 500 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 763 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 684 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 798 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 634 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 645 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 925 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 668 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 603 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 598 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 654 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 587 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 647 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 620 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 656 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 640 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 562 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 614 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 696 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 686 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 577 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 657 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 608 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 575 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 647 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 638 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 648 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 660 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 687 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 620 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3394 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3507 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2586 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2420 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2296 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2379 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3607 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2436 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2983 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2230 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2290 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2254 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2221 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2468 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2484 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2409 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3354 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3152 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2648 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 3035 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2249 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2785 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 3061 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 3058 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 3041 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 3070 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 2051 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 2029 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2206 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2196 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2220 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2340 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2631 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2615 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2474 Okunma


© 2025 - Akevler