Bu yazı Fehmi Koru’nun 11.03.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/eskiden-tutan-soylemler-neden-gunumuzde-ise-yaramiyor-sorusuna-cevap-veriyorum/

1960 askeri müdahalesinden sonra Türk Ordusu kendi içinde geçirdiği ayaklanmalar İnönü, Cemal Gürsel ve Cevdet Sunay’ın kararlı çabalarıyla başarısız olmuş, Türkiye Devleti çok partili düzene geçebilmiştir. 81’de Evren yaptığı anayasayla askeri müdahalelere son vermiş arada çıkan dışardan ayarlı girişimler sonuçsuz kalmıştır. Bugün AK Parti 20 yıla yaklaşan iktidarıyla Türkiye istikrarını koruyorsa bu Evren’in 81’de yaptığı anayasanın sağlam temellere oturmuş olmasından ileri gelmektedir.

Erdoğan’ın askeri müdahaleleri yok edeceği bir anayasa hazırlaması iddiası yeni çatışmaların başlaması anlamındadır. Yeni anayasanın, devletin istikrarı yerine geçici parti başkanlarının oyuncağı haline getirilen Türkiye Devleti’ni yıkılmaya götüren bir anayasa olduğu anlaşılmaktadır. Türk Ordusu’nun görüşünü almadan hatta onu ikna etmeden yapılan bir anayasa ya Türkiye’yi yeni askeri müdahaleye götürür ya da Türkiye Sevr’i yaşar.

Erdoğan konuşmasında gayet haklı olarak her görüşe açık bir anayasa istediğini söylüyor. Ancak iki görüşe yer vermiyor. Bunlardan biri ordunun görüşüdür. İkincisi ise Akevler’in görüşüdür.

Cemil Çiçek, Adalet Bakanı iken şimdi Erdoğan’ın yaptığı gibi meydan okudu. “Kimin bir görüşü varsa gelsin değerlendirelim.” dedi. Akevler’in ortağı olan Cemil Çiçek bunu söylediğinde Gürsoy Erol’un aracılığıyla kendisinden randevu alarak meclise gittim. Sağ olsunlar dinledi, ona Adil Düzen’e göre İnsanlık Anayasası üzerine teklif sundum. “Madem her görüşü değerlendiriyorsunuz bu da görüştür, bunu da değerlendirin.” dedim. “Biz bugün mevcut olan anayasalar içinde, bu düzen içinde olan her görüşü değerlendiriyoruz. Sizinki Adil Düzen. O bu partilerde olmaz. Siz ayrı parti kurun bu partiler içinde değil ayrı olarak faaliyet gösterin.” dedi.

Evet, Cemil Çiçek her görüşe bakanlığını açık tutuyor ancak Adil Düzen’e kendisi taraftar olduğu halde bulunduğu bakanlığın icabı olarak Adil Düzen’i muhatap bile almıyordu. İlan yapıyor, diyor ki “Kim 3 kere 3’ün 9’dan başka (Adil Düzen’den başka) çözümünü bulursa kendisine bir trilyon dolar ödül verilecek.” Herkes proje yapıyor. 3 kere 3’e 9 sonucunu buluyor ama o sonuç geçersiz olduğu için başka bir şey ile geliyor, tabi getirdikleri sonuç yanlış. O yanlışlardan birini, Sermaye’nin istediğini seçecek ve “Yeni anayasa yaptım.” diyecek. Cemil Çiçek ne kadar yeni anayasa yapmışsa Erdoğan da o kadar yeni anayasa yapabilir. Çünkü doğru tektir. Allah 2 şeyi birden doğru yapmadı. O tek olan doğruyu devre dışı bırakırsanız delalet içinde dolanıp durursunuz. Bir türlü yol bulamaz hedefe varamazsınız.

Geçmişte böyle durumlarda hep uyarılarda bulundum. 70’lerin son yıllarında Akevler Dergisi’nde yayınlanan mektupları yazdım. Liderlere dedim ki, eğer siz şeriat düzenini incelemeye almazsanız ve yeni anayasa yapmazsanız 1960 Müdahalesi’ne benzer bir müdahaleyi bekleyin. Aradan 3 sene geçti, Evren’in 80’li yıllar müdahalesi oldu. Şimdi de söylüyorum, Akevler’i ve Ordu’yu hesaba katmadan yapacağınız herhangi bir anayasa ya Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkar ya da Sevr’i uygulatır. Tekrar ediyorum. İlla Ordu’nun dediğini yapma şartı yoktur. İlla Akevler’in söylediklerini anayasaya getirmede şart değildir ama devletin omurgası olan Ordu’yu dinlemeden kâinatı var eden Allah’ın gönderdiği kitaba kulak vermeden yapacağınız bir anayasa hiçbir zaman başarılı olmaz.