Bu yazı Fehmi Koru’nun 03.03.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/cumhurbaskani-sasirtmayi-seviyor-reform-paketi-ile-de-sasirtti/

Tarih boyunca peygamberler yeni düzenleri kurmuşlardır. Bunlar işe başlarken şatafatlı laflarla gerçekleşmeyecek vaatlerle işe başlamadılar. Bir iki arkadaş buldular onlarla bir araya gelip dersler yapmaya başladılar. Yavaş yavaş çoğaldılar, önce ne yapacaklarını baskılara dayanarak öğrendiler, sonra hicret edip kendilerine özgü siteler kurdular, teorileri anlatma yerine teorileri yaşamaya başladılar. Bugün yeryüzünde 4 büyük din vardır. Bu dinlerin hepsini peygamberler kurmuştur. Bunlar binlerce senedir varlıklarını sürdürmektedirler. 20. yüzyılda girişilen saldırılara rağmen 21. yüzyılda daha etkin hale gelmiş bir durumdadırlar.

İsrail oğulları nüfus itibariyle sayıları bir devlet oluşturmayacak kadar az olmakla beraber bugün dünyaya onlar hükmediyor. Bunun yanında tüm şatafatlı cümlelerle reformlar yapmış, kanlı inkılaplar yapmış filozoflar vardır.  Bunlar güzel güzel sözler söyler ama uygulamada tam tersini yaparlar. Sözde en demokratik anayasa Sovyet anayasasıdır, Doğu Almanya anayasasıdır. Ancak bu anayasaların insanlara çektirdiği herhalde tarihte görülmemiştir ve bundan sonra da görülmeyecektir.

Her zaman ifade ediyoruz, ne yapılması gerektiğini kişiler ve iktidarlar belirlemezler, ne yapılması gerektiğini topluluk uzlaşarak ittifak içinde belirler. Şeriatta buna icma deniyor. Bu icmalar ne yapıldığını ne yapılması gerektiğini ortaya koyar. Sonra sosyal gruplar oluşur ve bu anayasanın, icmanın saydıkları nelerin, nasıl yapılacağını ortaya koyarlar. Şeriatta her parti, her sosyal grup kendisinin nasıl yapacağını ortaya koyar ve kendi alanında uygulamaya başlar. Aralarında yarış olur ve başaranlar çoğalırlar, büyürler. Başarısız olanlar ise sosyal kurallar içinde elenip giderler.

Muhterem Cumhurbaşkanımızın söyledikleri Doğu’da ve Batı’da, sağcısı ve solcusu tarafından ittifakla binlerce seneden beri benimsenen ama hiçbir zaman uygulanmayan güzel sözlerdir. Adil Düzen çalışması ise anayasa değiştirme çalışması değildir. Çünkü anaysalar ne yapılması gerektiğini yazıyorlar, onda fazla şikâyetimiz yok. Şikâyet anayasadaki kelimelerin yorumlanması ve uygulanmasındadır. Adil Düzen bu uygulamayı ortaya koymuştur ve Türkiye ve dünya yeni bir anlayışa girmiş bulunmaktadır. Şimdi bütün partilere düşen anayasalarca benimsenen ilkelerin nasıl gerçekleşeceği hususu üzerinde çalışmalar yapmaktır. Bütün partiler nasıl dolar bulur ve doların gücüyle nasıl iktidar olurum diye çaba göstermektedirler. Gerçekleri ifade etmek istersek, bu hususta yani nasıl yapalım hususunda doların peşinden değil hakkın peşinden gitmek isteyen başta AK Parti vardır. Sonra da CHP vardır. Bunların dışındaki partilerin hepsi iktidar olmaksızın muktedir olmak istiyorlar, MHP böyledir, AK Parti’ye her dediğini yaptırmaktadır ama kendisi hükümette yer almamaktadır. Çünkü geçmişte olduğu gibi bir günde %100 cepheyi değiştirme hazırlığı içindedir.

Aynı yolda beraber, yağmurlarda ıslanmış arkadaşların yaşlanmış ağabeyleri olarak kendilerine öneriyorum, tavsiye ediyorum. Ulustan dolayısıyla Allah’tan başka hiçbir şeye güvenmemeli. Şeriat ne diyorsa onu yapmalı. Halka zamanı gelince gideceksiniz, oy verirlerse hizmete devam edeceksiniz, oy vermezlerse Erbakan’ın yaptığını yapacaksınız. Kendi partinize dönecek ve orada faaliyete devam edeceksiniz. İktidarda kalmak için asla uğraşmayacaksınız. Halk sizi iktidar ederse şeriatın yolunda görevinizi yapacaksınız, etmezse de kendi partinizde daha çok şeriata yaklaşmak için faaliyet göstereceksiniz.

Akevler bütün partileri şeriata davet etmiş ve bütün partiler şeriatı uygulamadılarsa da benimsediler, bugünkü duruma geldik. İktidar olunca da şeriatı unuttular yine dolar peşinde koşmaya başladılar. Biz Akevler’de kendi kabuğumuza çekildik ve 50 senedir şeriatı öğrenmeye ve uygulamaya çalışıyoruz. Yolları bittiği zaman bize dönenler olacaktır. Bizi dediğimiz zaman da eski kendilerine döneceklerdir. Çünkü ne Adil Düzen’i ne de Akevler’i biz kurmadık. Onların katkılarıyla bugünkü duruma geldik. Şimdi onlar kendi dikip yetiştirdikleri ağacı susuz bırakıp kurutma gayreti içindedirler. Kurutamayacaklar. Çünkü bu ağacı ne biz ne de onlar oluşturdu. Kâinatın Rabbi, tüm insanlığın Rabbi olan Allah’ın takdiridir, O’nun takdirini değiştirecek yoktur.