Bu yazı Fehmi Koru’nun 09.03.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/teroru-bitirmenin-yolu-baska-ulkelerin-deneyimlerini-dikkate-almaktan-geciyor/

Sermaye dünyayı yönetmek için bütün ülkelerde İngiltere’de Amerika’da, Çin’de, Türkiye’de hep aynı siyaseti takip eder. Belli grupları iktidar eder ve ülkeyi güçlü hale getirir. Kendi emrinden çıkmasınlar diye onların başına dert olacak eşkıyaları da örgütler. Örneğin Amerika’da zencileri örgütler. İngiltere’de ise İrlandalıları örgütler. Dünyaya hükmeden İngiltere kendi adacığında paramparça olarak varlığını sürdürmek zorunda kalır.  Avrupa’da Nazileri organize ederken Türkiye’de de Alevileri ve Kürtleri organize eder. İsrail Devletini büyütürken Filistinlileri de desteklemeyi ihmal etmez.

Batıdan bu hususta örnek alınacak hiçbir şey yoktur. Çünkü zaten benzer oyunlar Türkiye’de de oynanır. Türkiye’de bu konuda çok büyük maceralar yaşanmıştır. Rum ve Ermenilerin isyanı Kürt ve Alevilerin ayaklanmaları yanında Cumhuriyet Hükümetinin İslamiyet’e karşı takındığı zorlamalı dinsizleştirme faaliyetleri hep adı geçen Sermayenin bir oyunundan ibarettir. Türkiye sabırlı bir halka sahiptir. Heyecanla hareket yapmaz. Bekler, zamanı gelince fırsatı değerlendirir.

Cumhuriyet döneminde Türkiye’de uygulanan inkılap zorlamaları bir başka ülkede uygulansaydı, o ülke çoktan batardı. Gerçi Sovyetlerde daha beteri uygulanmıştır. Ancak Sovyetlerde halk iki gruba ayrılmıştı. Onların çatışmasından yararlanıyor ve her ikisine kendi istediğini kolaylıkla uygulatabiliyordu. Türkiye’de ise bu mümkün olmamıştır. Çünkü Sermaye Türkiye için çatışma kaynağı olacak Rum ve Ermenilerin Türkiye’den ayıklanması gereğini duyuyordu.

Sermayenin projesi vardı. İleride Sermaye imparatorluğunu kuracaktı. Merkezi İsrail olan o imparatorluğun tetikçisi de Türkiye olacaktı. Eğer Türkler dinsizleşirlerse iyi savaşçıdırlar. Sermayenin kuracağı İmparatorluğa iyi jandarmalık yapabilirler. Ancak Türkiye’de Rum ve Ermeniler bulundukça Hıristiyanların müdahalesiyle Türkiye sabit bir Sermaye askeri olamazdı. Türkiye’den Rum ve Ermenileri uzaklaştırmak gerekiyordu. Rum ve Ermenileri Osmanlılara isyan ettirmiş ve İmparatorluğu yıkmıştı. Sonrada Cumhuriyet hükümetini kurarken onları da Anadolu’dan tasfiye etmişti.

Görünürde Sermaye başarılı bir siyaset uygulamış ancak Türk Ordusu da başka bir siyaset uygulamıştır. Önce dinsizleşmeyi kabul etmişti. 1933’de inkılaplar tamamlanmış ve Türkiye resmen de dinsizleşmiş veya en azından din tamamen devreden çıkmıştı. Sermayenin istediği Türkiye yoksulluk içinde kalacak ve Sermayenin tetikçisi olmaya devam edecekti. Mustafa Kemal buna evet dememiş, dinsiz olsun olmasın muasır medeniyetin fevkine çıkılacağı ifadelerini beyan etmişti. Bundan rahatsız olan Sermaye Mustafa Kemal’i bir nevi içkiler ile adeta zehirlemiş, yerini Celal Bayar’ı getirmek istemiştir.

İşte Sermayenin evdeki pazarı çarşıya uymamış, Mareşal Çakmak’ın müdahalesi ile İnönü Cumhurbaşkanı olmuştur. İnönü de uzun ömrü içinde Sermayeye karşı çok ustalıklı taktikler kullanarak Türkiye’nin dinsiz olmayan bağımsız demokratik bir ülke haline gelmesine ortam hazırlamış ve ardında ülkeye sadık güçlü ordu bırakmıştır.

Evren’in müdahalesi ile Türkiye dinsizleşme politikasından vazgeçmiş, adım adım hem İslam dinine hem İslam âlemine dönmüştür. Bugün Türkiye bir İslam Devletidir ve tüm İslam Âleminde Adil Düzen ve Risalei Nur tedrisatıyla etkilidir. Üstün güç olmaya başlamıştır. Bunları niye anlatıyorum? Türkiye Sermayenin bu oyunları içinde herkesten başarılı bir şekilde sonuç almıştır. Sovyetler yıkılmıştır, İngiliz İmparatorluğu dağılmıştır, ABD’lerinde Sermayenin gücü yarıya inmiştir. Ama Türkiye Sevr’den bugünkü hale gelmiştir. Türkler anlamaz görünürler, basit oyunların farkında olmadıkları sanılır, sabrederler oyun iyice ortaya çıkıp anlaşılınca da gözyaşına bakmadan gereğini yaparlar ve kazanırlar.

Bizim Ordumuza bir tavsiyemiz vardır. Türkiye Asker bir millettir. Siviller tek başına Türkiye’nin derin siyasetini götüremezler, bundan dolayı zaman zaman ordu sivil yönetime müdahale etmiştir. Bunun sonuçları ağır olmuştur. Bir daha böyle müdahalelere gerek kalmaması için emekli Generallerin siyaset yapmaları gerekir. Kendilerinin takdir ettiği partileri seçmeliler ve o partileri de onları kabul ederse partilerin yönetim kurullarında ve tüm organizasyonda sivillerle beraber yer almalılar ve partilerimiz Türk Ordusu gibi kendilerini Sermayenin oyunlarından korumalıdırlar.