Bu yazı Fehmi Koru’nun 07.03.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/ufukta-misir-ve-israil-ile-arayi-duzeltmek-var-mi-gercekten-caba-var-da-gercek-durum-ne/

Tarihi ömrünü doldurmuş birinci Kur’an uygarlığı yeni uygarlığa geçmeden önce İslam âleminde iki çeşit yenileşme hareketleri olmuştur. Bunlardan birini Batılılar organize etmiştir. Başında Vahhabiler ve Suudlular olmak üzere oluşturulmuştur. Bütün dünyada benzer kuruluşlar ile Osmanlı İmparatorluğunu yıkma ve hilafeti ortadan kaldırma çabasına girişilmiştir. Cumhuriyetin ilanıyla bu çaba başarılmış gibi görülmüş, yeryüzünde İslamiyet’in artık tarih olduğu ve bir daha kendi varlığını ve hükümranlığını sürdüremeyeceği kanaati bütün dünyada yayılmıştır.

Buna karşılık bu görüşü reddeden gerçekten İslamiyet’i benimseyen cemaatler ortaya çıkmış, Türkiye’de Bediüzzaman, Süleyman Tunahan diğer tarikatlar ve sonunda Milli Görüş bu çabanın içinde en aktif rol oynamışlardır. Türkiye’deki Risale-i Nur Şakirtleri kadar etkili ve güçlü Araplar arasında İhvan-ı Müslimin yer almıştır. Çetin mücadeleler verilmiştir. Pakistan’da da Mevdudi’nin desteklediği tebliğ cemaati bu samimi cihat yapanlar arasında yer almıştır.

Güçlü Sermaye sürekli olarak bunları ezdirmek istemiş, varlıklarını ortadan kaldırmak için faaliyette bulunmuş, hemen hemen her devlette bu gibi faaliyetlerin mensuplarına zulümler yapılmıştır. Bu arada İran’da da Ayetullah Humeyni ile başarılı inkılap yapılmıştır. Halen bu inkılap devam etmektedir. Türkiye’de de Milli Görüş iktidar olmuştur, halen devam etmektedir. Pakistan’da da zaman zaman gerçek İslamiyet’i benimseyen Ziyaul Hak gibi askerler iktidar olmuşlardır. 100 senelik tarihi gelişmede zaman zaman gerçek Müslümanlar iktidar olmuşlar ancak zamanı gelmediği için ve yeterli bilgilere sahip olmadıkları için sonuçlar henüz istenilen düzeyde başarılı olamamıştır.

Şimdi Sermaye Türkiye’de cemaati ve Gülen’i bahane ederek Risalei Nur Şakitlerini hedef almıştır ve onları etkisiz hale getirmeye çalışmaktadır. Mısır’da da Sisi askeri darbe yapmış ve seçilmiş Müslüman kardeşlerin Devlet Başkanını hapishanede ölmesini sağlamıştır. Şimdi Türkiye ile Mısır’ı bir araya getirerek cemaate ve Müslüman kardeşlere birlikte saldırtma planını hazırlamaktadır. Türkiye ile Mısır bu plandan yararlanarak birleşebilir ve İslam âlemini Acem ve Arap olarak bölme çabasında olan Sermayeye gerekli dersi verebilir. Risale-i Nur Şakirtleri ile Müslüman kardeşlerin müntesipleri gerçek İslamiyet’in 3.Binyıl Uygarlığında yer alması için birlikte faaliyete devam edebilir. Akevler her grupla olduğu gibi gerek Risale-i Nur cemaatleri gerekse Müslüman kardeşler ile hep iyi ilişkiler sürdürmüştür. Bu hususta Prof. Erbakan’la bir ihtilafımız olmamıştır. Erdoğan’da hiçbir zaman bunlara karşı olmamıştır. 15 Temmuz’da Sermaye ve dış güçler ülkeyi çatışma ortamına sokmak için atağa geçmişler, başaramayınca da tarafları birbirine kırdırmak üzere senaryolar geliştirmişler, bir başka deyişle AK Parti’yi bile birçok konuda tuzağa düşürmüşlerdir.

Tekrar olarak söylüyorum. Gerek İhvanlar gerekse Risalei Nur Şakitleri 3.Binyıl Uygarlığını kurma hazırlığını yapma göreviyle Allah tarafından görevlendirilmiş samimi cemaatlerdir. Bunlara karşı olanların başarı şansları olmaz. AK Partiye tavsiyemiz bu iki cemaatin de içinde olduğu yeni bir hamleye destek olmasıdır. Mısırla bu şartla anlaşmasıdır. Mısıra taviz vererek Müslüman kardeşlerle beraber cephe alması halinde AK Partinin başarı ihtimali yok gibidir demiyorum yoktur diyorum, tabi ben yoktur diyorum, her zaman yanılabilirim.