ŞEHRİ RAMAZAN
Bizim internet sitesi de dahil birçok yerde şehri ramazan kelimesi hakkında yorumlarda bulunulmuştur. Bundan yola çıkarak abuk sabuk çıkarımlar yapılmıştır. Bu yazının temel amacı şehri ramazan kelimesini dil bilim açısından değerlendirmek ve başka bir bakış açısı sağlamaktır.
Daha önceki birçok makalemde Arapçanın atasının Akkadça olduğunu belirtmişti. Cahillerin iddia ettiği gibi Arapça bir bedevi yani çöl göçebelerinin dili değildir. Tam aksine Arapçanın kökeni bu günkü dünya medeniyetinin kaynağı olan Mezopotamya bölgesinde yaşayan Akkadçanın bir devamıdır. Akadça, Sümerce ile birlikte bu günkü medeniyet dillerinin de kökenini oluşturur.
Bu nedenlerle Amerikan Şikago üniversitesinin 90 yılda hazırladığı Akkadça sözlüğü kaynak olarak kullanmaktayım.
Şehir kelimesi Akkadçada ki anlamlarını değerlendirelim:
Saharu: Dönmek, geri dönmek, çevrelemek, tekrarlamak anlamına gelmektedir.
Şehru: Küçük, genç, yeni anlamlarına gelmektedir.
Şeheru: Gençleşmek, yenilenmek, azalmak, büzüşmek anlamlarına gelmektedir.
Bu bilgilerden sonra şunu diyebiliriz ki şehri ramazan kelimesindeki şehr kelimesi Ay’ın döngüsünü tanımlamaktadır. Bu döngü bizim bildiğimiz bir aylık(29,6 gün) döngüdür. Yani Ay bize hilal, ilk dördün, dolunay, son dördün ve nihayet tekrar hilal olarak görünür. Şehr kelimesi bu döngüyü tanımlayan bir kelimedir.
Ramazan kelimesi ise tefsirlerde “çok sıcak” olarak anlamlandırılmıştır. Fakat bu şekilde anlamlandırma için yeterli bir bilgi yoktur. Oysa Akkadça kaynaklarda bu kelimeye benzeyen kelimelerin anlamlarına bakınca, farklı şeyler düşündürmektedir.
Bu kelimeler:
Ramanu: Kendi kendine.
Ramu: Gevşetmek, serbest bırakmak, fırlatmak.
Ramu: Sevmek.
Remaniu: Merhamet etmek.
Remanni: Özür dilemek, özür, af.
Remu rasu: Merhamet etmek, acımak.
Remu sa raminusu: Kendine merhamet etmek, kendine acımak.
Remu sakanu: Empati hissetmek.
Rummu: Bağışlanma. Kendi kendine temizlenme.
Semitik dilde Ramadan yakmak ve temizlenmek demektir. Bu da yakarak temizlenmeyi düşünmektedir. Eski dönemlerde cerrahi müdahale yapmak için bıçak gibi aletler ateşte yakılıp temizlenirdi. Daha sonra kirli yara bununla dağlanırdı. Kişi bu esnada acıya dayanmak zorunda kalırdı. Yani tahammül ederek pis ve kötü olandan temizlenirdi.
Bu bilgilerden sonra şunu kesinlikle söyleyebiliriz. Şehri Ramazan: Tahammül ederek temizlenme, bağışlanma ve merhamet ayıdır.
Tarihi bilgilerden bütün dinlerde orucun olduğunu biliyoruz. Fakat bu oruç temelde bağışlanmak için aç kalarak ve şehvet duygularından uzak kalarak yapılan bir ibadet olmasına rağmen, birçok toplum bu ibadetin şeklini, süresini ve zamanını değiştirmiştir.
Kimisi süresini kısaltmış, kimisi yapılma tarzını değiştirmiştir. Günümüzde de Müslümanların orucunu Güneş aylarına sabitlemeyi öneren aklı evveller çıkmıştır. Oysa Kuran musaddıktır. Yani kendinden önceki hataları ve sapmaları düzeltir. Kuranın birçok ayetinde Ramazan ayının Ay takvimine göre düzenlendiği açık ve net şekilde açıklanmıştır. Orucun başlanması ve bayramın başlaması hep Ay’ın hilal dönemine göredir. Oysa Güneş takvimindeki aylar bu düzene uymaz ve gün sayıları da farklıdır.
Ayrıca ramazanı herhangi bir Güneş takvimi ayına sabitlemek diğer yarı kürede yaşayan insanlara zulum olacaktır.
Allah isteyene aklıselim nasip etsin.