Mete Firidin
Zülkarneyn'in Doğu Seferi
3.06.2012
15143 Okunma, 12 Yorum

 

   Bir önceki yazımda Zülkarneyn’in batı seferini ne zaman ve nereye yapmış olduğunu açıklamaya çalışmıştım. Bu makalemde doğuya yaptığı seferin o zaman nereye yapılmış olabileceğini açıklamak istiyorum.

Bu konudan bahseden Kuran ayeti Kehf suresi 90. Ayettir: Hattâ izâ belega matlıaş şemsi vecedehâ tatluu alâ kavmin lem nec’al lehum min dûnihâ sitrâ(sitren).

Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında, güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavim üzerine doğmakta olduğunu gördü.

 Diğer mealler tamamen gerçek dışı ve mistik yaklaşımlar içerdiğinden ve en mantıklı ve gerçekçi Elmalılı Hamdi Yazır’ın ki olduğundan onun mealini verdim.

Bu ayetin anlamını tekrar incelemek gerekir. Çünkü şimdiye kadar verilen anlamlar eksiktir. Sanırım bu yetersiz bilgi nedeniyle ,zorlama anlamlar vermeye çalışmaktan ileri gelmektedir.

Ayetin sonunda bulunan sitren kelimesi sözlüklerde “saklanmak, gizlenmek” anlamına gelmektedir. İsra suresi 45. ayet ve Fussilet suresi 22. Ayette de saklanmak anlamının türevi olarak kullanılmıştır.  Yani Güneşi, Güneşten başka saklanacak, sakınacak kılmadığımız bir kavmin üzerine doğuyor buldu.

Güneşin doğduğu yer bizim bildiğimiz anlamda veya coğrafi anlamda doğu değildir. Güneşin doğduğu yer Zülkarneyn’in (Akkad imparatoru Naram Sin) yaşadığı dönemde Mezopotamya da ki haritacılık anlayışının yön kavramlarından biridir. Bu kavramları daha iyi anlayabilmek için M.Ö. 600 yılına ait Asur sarayında bulunan ve “dünya imajı” anlamına gelen haritayı incelemek gerekir.

Aşağıdaki resimde “Dünya imajı” gösterilmektedir. Bu haritada ortada Mezopotamya ve 2. Adalar kısmı “güneşin doğduğu” yönü göstermektedir. Bu da bu günkü Pakistan ve Hindistan ülkelerine karşılık gelmektedir. Bu ülkeler bilindiği gibi oldukça sıcak ülkelerdir. Naram Sin M.Ö 2254-2218 yılları arasında yaşamıştır. Bu dönemde “güneşin doğduğu” yer olarak anılan bölgenin tarih bilimindeki adı İndus Vadisi uygarlığıdır.

 

Naram Sin’in bu bölgeye sefer düzenlediği tarihi kaynaklarda mevcuttur.

İndus Vadisi Uygarlığı M.Ö 2254-2218 yıllarında dünyanın en gelişmiş ve refah, düzen içinde yaşayan uygarlığıdır. O tarihlerde Mezopotamya’ da dahi olmayacak derecede gelişmiş bir uygarlıktır.  Çok planlı kasabalar kurmuşlar, mükemmel kanalizasyon sistemleri oluşturmuşlardır. Bu kanalizasyon sistemleri bu günkü Pakistan ve Hindistan’dakinden bile gelişmiştir.  Sel baskınlarına karşı çok büyük setler oluşturmuşlar ve suların akışını yönlendirmişlerdir. Ayrıca gıda üretimini de çok büyük oranda gerçekleştirdikleri saptanmıştır.

Bu şehirlerin halklarının büyük çoğunluğunu tüccarlar ve zanaatkarlar oluşturmuşlardır.

Dönemlerinde bilim ve sanatta da en gelişmiş olanlardır. Tartı ve ağırlık ölçülerine standardizasyon getirmişlerdir.

Beklide en önemlisi tamamen eşitliğe dayanan yerel yönetimler oluşturmalarıdır. Her şehir belediye meclisleri ile kendini yönetmiştir. Bu şehirlerde büyük saraylar, kaleler ve tapınaklar saptanmamıştır. Yani bir Kral veya rahip sınıfı da yoktur. Kısacası bu insanların Güneşin yakıcı sıcağından başka saklanacak hiçbir sorunları yoktur.

Bu insanların dini inanışlarından en belirgin olanı “Svastika”dır. Svastika bildiğimiz gamalı haç dır. Anlamının ne olduğu hakkında birçok tahminler yapılmasına rağmen en çok kabul edilen görüş doğan güneşi simgelemesidir. Birçok kültürde “uğur” olarak kabul edilir.

Aşağıda İndus Vadisi Uygarlığına ait bir svastika  ve tanrı Shiva?figürü gösterilmiştir.

 

 

Aşağıdaki bir başka resimde İndus Vadisi Uygarlığına ait Harrapan şehrinin yerleşimini gösteren bilgisayar yardımı ile hazırlanmış şehir planı gösterilmektedir. Şehir planı bana svastika şekli oluşturuyor gibi gözükmektedir?

Kısacası Zülkarneyn “güneşin doğduğu yere” varınca yani İndus vadisi bölgesine gelince orada Güneşin yakıcı sıcağından başka çekincesi olmayan bir halk buldu. Bu halk refah içinde yaşayan bir milletti.

 Fakat yüz yıllar sonra bu uygarlık “Aryan” yani Yecüc ve Mecüc istilası ile yok edilmiştir.

Doğrusunu Allah bilir.

 


YorumcuYorum
hakansarilar
06.06.2012
02:27

zülkarneyn'in orta doğulu olma ihtimali zayıf görünüyor. Çünkü Araplar peygamber efendimize, bilinenin dışında peygamber yahut büyük lider soruyorlar. Ayet bunun üzerine iniyor. Zülkarneyn bilindiği gibi eski İslam kültüründe hep İskender ile ilişkilendirilir. Bana bu da pek makul görünmüyor. Çünkü o da dönemin Arapları tarafından çok iyi bilinen bir liderdir. Onların bilmediği birisi ve bilmedikleri bir coğrafyadan olmalıdır. Yine bilindiği gibi Oğuz Kağan destanı Zülkarneyn ayetinde yazılanlarla çok büyük benzerlik göstermektedir. Güneşin battığı yere yaptığı sefer, güneşin doğduğu yere yaptığı sefer anlatılır. Hatta Türklerde yada taşı diye bilinen ve yağmur yağdıran şimşek çaktıran bir güçlü taş vardır. O kağanlıkta bulunur ve gerektiğinde yağmur yağmasını sağlarlardı. Buna inanılırdı. Bu taş yine destanda "güneşten korunacak bir yerin olmadığı" coğrafyaya giden bir tigin tarafından bulunur. Oraya giden hiç kimse güneşten korunamamış ve ölmüştür. Tigin Orada bazı hayvanların bu taşı güneşe doğru kaldırdıklarında bulutların çıktığını yağmurun yağdığını görmüşve o taşı kullanarak güneşten korunmuştur. Geri dönerken de o taşı getirmiştir. Bu taşa sahip olduktan sonra Türkler yenilmez olmuştur. Yani "güneşten korunmanın olmadığı bölge" milat öncesine ait olan Oğuz kağan destanında yer almaktadır. Destanın tam olarak hangi zamanı gösterdiği bilinmiyor. MÖ 3000-600 gibi geniş bir zaman dilimi içerisinde olabileceği iddia edilmektedir.

İndus medeniyeti hakkında bazı eklemeler yapmak istiyorum. Belirttiğiniz gibi hint-avrupalılar tarafından ortadan kaldırılan bu medeniyet eklemeli dil(dravitçe) konuşan bir halka aitti. O dönemde (MÖ 3000ler) eklemeli dil konuşan bir başka medeniyet de Sumer medeniyeti idi. İkisi arasında ilişki olduğunu ileri süren tarihçiler vardır. Sumerler mezopotamyaya dışardan gelmişlerdi. Fakat nereden. Denizden diye İndus'u işaret edenlere karşı, bugünki Türkmenistan sınırları içinde kalan Anav harabelerinde bulunan materyallerle Sumer medeniyeti arasında benzerlik bulanlar Anav'dan geldiler iddiasını ortaya atmıştı. Bir başka iddia Karadeniz'den der. Onlar da yine eklemeli bir dil olan Macarca ile Sumerce arasındaki benzerliğe dikkat çeker. Son iddia Türk oldukları yönündedir. Karagülle bu iddiayı desteklemektedir (ben de). İmdi MÖ 3000lerde eklemeli dil kullanan halkların kurduğu medeniyetlere rağmen o dillerle en azından akrabalığı bulunan Türklerin o sırada ne yaptığı pek bilinmemektedir. Oğuz Kağan destanı ile bütün bu olaylar arasında ilişki olması ihtimali çok kuvvetlidir. Bu doğruysa destan MÖ 3000lere gider. Dilcilerin önemli bir kısmı eklemeli dillerin birbirleriyle temasının olduğunu hatta çoğunun ortak bir ata halktan türediğini bildirirler. Tıpkı Hind-avrupalılar'da olduğu gibi. Oğuz Kağan'ın doğu seferini böylece anlattıktan sonra Zülkarneyn'in(Oğuz Kağan), batı seferini nereye yaptığını sizin anlattıklarınızdan yola çıkarak Mısır'a yapmış olabileceğini düşünüyorum.

Not: İndus medeniyetini oluşturan halkın konuştuğu Dravitçe'yi bugün hala Hindistan ve daha doğusundaki ülkelerde toplam 200 milyon insanın konuştuğunu söylüyorlar.

Muhabbetle.

Mete Firidin
06.06.2012
06:29

Ben Türklerde ki efsanenin de Naram sinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ayrıca Anadoludaki Hattiler de eklemeli dil kullanmaktaydılar ve Aryanlar tarafından yok edildiler. Hitit devleti kuruldu. Doğu anadolu ve İranda yine eklemeli dil kullanan Hurriler vardı . Bunlar Zulkarneynden yardım istedi set bunların isteği üzerine Aryanlara karşı kuruldu. Belli bir dönem sonra yıkıldı. Aryanlar İran ı ele geçirdiler. Bu günkü iran dilinin hint-avrupa dili olmasının nedeni budur. daha sonra Hint yarım adasına ilerlediler ve Dravitleri güneye sürdüler( bu günkü Tamiller). Bu gün Hindistanın dilinin Hint- Avrupa dili olmasının nedeni de budur.

Aryanlar şu anda Bütün dünyayı ele geçirmiş ve sömürmektedir. Hepimiz Aryanca öğreniyoruz(ingilizce, almanca, fransızca, ispanyolca...)

Yecüc ve mecüc Aryanlardır.

Ama insanlar tarihsel gerçeği analiz etmektense mistik ve mitolojik şeylere inanmak istiyor.

Mete Firidin
06.06.2012
06:30

Bence Zülkarneynin Naram sin olduğu şüphe götürmez.

Mete Firidin
06.06.2012
20:16

Oğuzhan M.Ö 170 lerde yaşamış bir Türk hakanıdır. Zülkarneyn ile ilgisi olamaz.

hakansarilar
07.06.2012
02:09

MÖ 170'lerde yaşadığını ileri sürenler Oğuzhan'la Metehan'ın aynı kişi olduğunu ileri sürenlerdir ki, bu tez çürütülmüştür. Gerçekten de batılıların amuderya'ya oxus ırmağı dediğini biliyoruz. Bu terim Türklerden geçmedir.(öküz ırmağı). O da Oğuz ırmağı anlamına gelmektedir. Öküz eski Türkçe'de anlam olarak bugünkinden farklıydı. ÖK kökü kutsal bir anlam içeriyordu. Öksüz buradan gelmektedir. Ayrıca Oğuzhan'ın çift boynuzlu bir tacı olduğu söylenir ki, zulkarneyn ile bir başka benzerliktir. Oğuzhan'ın Afrasiyab'tan önce yaşamış olması gerekiyor. Afrasiyab MÖ 600'lerde yaşamıştır. Bütün Türk halklarının efsanelerinde soyları Yafes'e bağlanır ki, onun torununun çocuğu olarak Oğuzhan verilir. Elbette efsanelerden tarih türetecek değilim ama onların hepten göz ardı edilmesine de karşıyım. Fakat her halde Oğuzhan Hz. İbrahim'e yakın bir dönemde yaşamış olması gerekiyor. Ayetin nüzul sebebine bakıldığında zülkarneynin orta doğulu olma ihtimali azalıyor. Samiler zülkarneyni bilmiyor. Halbuki Yahudilerin tarih yazıcısı olmaları sebebiyle onu atlamazlardı. Zülkarneynin bambaşka bir coğrafyanın kahramanı veya peygamberi olması gerekiyor. Ayrıca Oğuzhan efsanesinde annesinin sütünü içmeden evvel rüyasına girerek "Tanrı tek" demesini istemesi ve diğer işaretler onun Türklere gönderilmiş bir peygamber olması ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Eski Türklerde töre aynı zamanda din anlamındadır. Buna göre Oğuz töresi dendiğinde onun yaydığı din akla gelmektedir. Türk kelimesi de törek yani töreli anlamında olduğu bazı bilim adamlarınca ortaya atılmıştır. Buradaki töre Oğuz töresidir. Yani Türk Oğuz dinini takip edenler anlamına gelmektedir. Bence işaretler Oğuzhan'ın zülkarneyn olma ihtimalini artırmaktadır. Elbette doğrusunu Allah bilir.

Muhabbetle...

Mete Firidin
07.06.2012
07:14

Ök anne demektir.

Türklerdeki efsanede Akkadlardan geçmedir. Akkadlardan kalma kaynaklarda törek milletinden de bahsedilmektedir. bunlar muhtemelen türklerdir. Zülkarneyn naram sindir. Kuran efsaneden bahsetmez. Tarihi gerçekleri yazar. Naram sin Tarihi bir gerçektir. Ve Bütün özellikleri Zulkarneyn ile aynıdır. kendisi Zigguratlar yıktıran Peygember Kraldır.

Araplar kendi tarihlerini dahi bilmeyen Çöl insanları haline gelmişlerdir. Ayrıca tevratta yalan yanlış zülkarneyden bahsedilir. Kuran Onun hakkında gerçek bilgiyi verir.

hakansarilar
08.06.2012
02:22

Evvela efsanelerden tarih yazmak sözümü "kuran efsanelerden bahsetmez" sözüyle karşılamanız bana çok garip geldi. Kuran'ın Allah kelamı olduğu konusunda ortada bir şüphe mi var? Ben Türk halklarının efsanelerinden yola çıktığım sözleri takip eden bir cümlede böyle bir tesbit yaptım. Zülkarneyn belki çok zorlarsak Naram Sin de olabilir. Sonuçta eldeki bilgilerden yola çıkarak bir önermede bulunuyoruz. "Nihayet güneşin doğduğu yere vardığında güneşin kendilerini ondan koruyacak bir siper yapmadığımız bir kavmin üzerine doğmakta olduğunu gördü" Şimdi Türk efsaneleri bundan bahsediyor. Naram Sin için anlatılanlarda bahsediyor mu? Oğuzhan'ın çift boynuzlu tacından bahsediyor. Karşılaştığı halklara isim vermesinden bahsediyor. Oğuz isminin sonundaki -z eki Arapça'daki -eyn ile aynı manadadır. Bizim ortaya attığımız iddia buralara dayanıyor. Elbette başka biri de olabilir. Kesinlik nasıl mümkün olabilir.

Bir de bütün mitlerin Orta Doğu mitlerinin kopyası olduğu tezi var ki; bu da kuşkulu... Evet Orta Doğu mitleri özellikle Yunan ve Roma'ya, hatta İran ve Turan'a etki etmiş olabilir fakat Akkadlar da mitlerini Sumerlerden aldılar. Sumerlerin bölgeye dışarıdan geldikleri artık bir tesbit olarak ortaya konuyor. Dolayısıyla mitolojinin kaynağı başka bir yer. Naram Sin yaşamış bir kraldır. Fakat hayatının mitolojik ögelerle örülü olduğunu da kabul etmemiz gerekiyor. Tıpkı Feridun gibi, Afrasiyab gibi, Rüstem gibi, Oğuz han gibi... Yani Sumer meselesini açıklığa kavuşturmadan kesin konuşmak doğru olmaz kanaatindeyim. Yoksa elbette sizin teziniz de ciddi.

Ök kelimesinin anne anlamına sonradan geldiği söylenir. Hatta Göktürk yazıtlarında Göktürk olarak okunan kelimenin ökük Türk olarak okunması gerektiği savunulmuştur.

muhabbetle...

Reşat Nuri Erol
08.06.2012
07:00

GÜZEL BİR ÇALIŞMA...

YORUMLAR DA ÇOK GÜZEL...

ALLAH HEPİNİZDEN RAZI OLSUN...

HEPİNİZE HÜRMET VE MUHABBETLER...

REŞAD

Mete Firidin
08.06.2012
07:06

Naram sin tarihi varlığı ve mısır ve hindistan ve kuzey irana sefrleri ispatlanmış bir tarihi kraldır. Üstelik yaşadığı zaman da Kuranda anlatılan olaylar ile uyumludur. yani batı mısır seferinde Amun-Ra inancının yani "batan güneş " inacının başladığı ve Mısırın 1. batış ,çöküş tarihidir.

Doğu seferide İndus Uygarlığının yükseliş doğuş zamanına ve mükemmele yakın bir toplumun oluşma dönemine karşılık gelmektedir.

Oysa Oğuz destanı sadece bir efsanedir. bu durumda Naram sin in bir uyarlaması olabilir ancak.

Mete Firidin
19.06.2012
08:18

Sami dillerinden bu kadar etkilendiyse Naram Sin efsanesi de Oğuz efsanesi olarak Türklere geçmiştir.

Lütfi Hocaoğlu
19.06.2012
09:22

Cengiz bey,

Türkçe kelimelerle ilgili çeşitli yorumlara dağılmış olarak yazdığın bilgiler çok güzel. Bunları toparlayıp makaleler halinde yayınlarsan çok güzel olacak.

Mete Firidin
19.06.2012
10:13

Genetik araştırmalarda Türklerde çok fazla J1 geni var .BU gen mezopotamya genidir. Bu nedenle İsrailin kaybolan 10 boyu Türkler içinde esimile olmuş olabilir. Mesela karaim yahudileri ve sizi ileri sürdüğünüz linguistik deliller bunu düşündürüyor. Naram Sin her yönü ile gerçek bir kişidir. Güneşin doğduğu ve battığı yere ve kuveye yaptığı seferlerin tabletleri, anıtları vardır. Sizin ise hiçbir deliliniz yoktur.





Çok Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 63889 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 23155 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 28421 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 24594 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 30224 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 35322 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31654 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30686 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 29486 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 38229 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 12281 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 20895 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Kuran’da Tasavvuf ve Lahid Köklü Kelimeler
8.05.2014 14355 Okunma
18 Yorum 10.05.2014 11:22
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 21052 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 12907 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 33745 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 9819 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Hamr ve Humr
12.04.2012 13807 Okunma
14 Yorum 02.05.2012 15:51
Mete Firidin
Rahmet ve Şeriat
19.03.2012 8856 Okunma
14 Yorum 27.03.2012 21:05
Mete Firidin
Müslüman
19.12.2013 10894 Okunma
13 Yorum 21.12.2013 10:35
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 13976 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Bilqıst
23.04.2014 12347 Okunma
13 Yorum 26.04.2014 14:44
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12097 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 25666 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Zülkarneyn'in Doğu Seferi
3.06.2012 15143 Okunma
12 Yorum 19.06.2012 10:13
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16477 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 118765 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
Karadelik ve Cehim
14.05.2012 9003 Okunma
11 Yorum 15.05.2012 09:07
Mete Firidin
Meteorit (Asteroid) Yağmuru
25.08.2013 12903 Okunma
11 Yorum 27.08.2013 15:07
Mete Firidin
Ayn Ra Ya Kökü Yoksunluk
9.03.2014 8902 Okunma
11 Yorum 13.03.2014 20:08
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8477 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 8905 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18492 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11505 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 18904 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 107805 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Fecr ve İmsak
18.07.2013 19232 Okunma
10 Yorum 20.07.2013 22:19
Mete Firidin
Arş
3.03.2013 8047 Okunma
10 Yorum 09.03.2013 18:42
Mete Firidin
% 100 Cotton
28.09.2012 6474 Okunma
10 Yorum 02.10.2012 11:59
Mete Firidin
Şecer
23.01.2014 9692 Okunma
10 Yorum 25.01.2014 09:30
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 67166 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012 21774 Okunma
10 Yorum 17.03.2012 10:03
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 18377 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
İbni Arabi ve Araf 175-176. Ayetler
16.11.2011 28968 Okunma
9 Yorum 19.11.2011 17:29
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 53953 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 10921 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 71761 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 6671 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5484 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 7873 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 10189 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Ümmi Peygamber
4.06.2014 7993 Okunma
8 Yorum 12.06.2014 12:02
Mete Firidin
Harut ve Marut
6.02.2012 13119 Okunma
8 Yorum 08.02.2012 19:35
Mete Firidin
Kuran’da Yağış Kelimeleri
29.11.2013 11601 Okunma
8 Yorum 01.12.2013 18:50
Mete Firidin
Allah’ın İki Eli
5.12.2013 14162 Okunma
8 Yorum 12.12.2013 07:13
Mete Firidin
Ruh ve Ruhun Üflenmesi
11.04.2013 19664 Okunma
8 Yorum 14.04.2013 13:43
Mete Firidin
Necm ve İdbar
3.10.2013 14259 Okunma
8 Yorum 09.10.2013 16:19
Mete Firidin
Sarsar, Salsal
27.08.2013 8618 Okunma
7 Yorum 12.10.2013 17:06
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 8049 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 89813 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 15437 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 7832 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
İblis Yees Gına
29.08.2014 7905 Okunma
7 Yorum 10.09.2014 19:06
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9383 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16058 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 681 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 12667 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 4830 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 7547 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 7617 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Haqaben Ehqaben
16.04.2015 8710 Okunma
6 Yorum 18.04.2015 10:06
Mete Firidin
Kutsal Yaşam Ağacı
21.12.2011 15063 Okunma
6 Yorum 25.12.2011 16:12
Mete Firidin
GPS ve Enam 97
9.05.2012 6524 Okunma
6 Yorum 23.06.2012 15:46
Mete Firidin
Meleklerin Hızı
20.11.2013 13424 Okunma
6 Yorum 24.11.2013 19:02
Mete Firidin
Cimaletun sufrun
3.02.2013 6224 Okunma
6 Yorum 06.02.2013 20:29
Mete Firidin
Şehri Ramazan
18.08.2012 5903 Okunma
5 Yorum 19.08.2012 08:58
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 16510 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
Şeytani Felsefe
5.05.2013 7272 Okunma
5 Yorum 14.06.2013 07:53
Mete Firidin
El Musawwir
8.12.2013 3919 Okunma
5 Yorum 15.12.2013 20:00
Mete Firidin
Sihir Öğreten İki Melek?
15.12.2013 9014 Okunma
5 Yorum 17.12.2013 07:54
Mete Firidin
Tevbe Suresi 30. Ayet
1.06.2014 9464 Okunma
5 Yorum 04.06.2014 16:12
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7395 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 5631 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5251 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1069 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 6978 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9330 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 7872 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 8585 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14529 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Sünnetler ve Ayetlerin Tam Anlaşılması
1.05.2014 6892 Okunma
4 Yorum 09.05.2014 15:47
Mete Firidin
Havariler Ve Huriler
29.10.2014 7247 Okunma
4 Yorum 29.10.2014 19:00
Mete Firidin
Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı
3.03.2015 8525 Okunma
4 Yorum 14.04.2015 18:05
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5369 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
Harun’un Kız Kardeşi Miryem
1.09.2013 12728 Okunma
4 Yorum 11.09.2013 07:57
Mete Firidin
Kudret Helvası Menne
13.11.2013 110977 Okunma
4 Yorum 15.11.2013 03:46
Mete Firidin
Ğasaq
18.10.2013 5833 Okunma
4 Yorum 19.10.2013 06:52
Mete Firidin
Şecer ve Güç
28.01.2014 3652 Okunma
4 Yorum 04.02.2014 23:04
Mete Firidin
El Hadid ve Besmele
13.01.2013 12852 Okunma
4 Yorum 17.01.2013 08:36
Mete Firidin
Kitap ve CERN
1.01.2012 5367 Okunma
4 Yorum 19.02.2012 08:44


© 2024 - Akevler