Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012
21775 Okunma, 10 Yorum

   Kehf suresinde geçen Hz. Musa ve Hızır ile ilgili ayetler yüzlerce yıldır insanların ilgisini çekmiştir. Acaba bu olay nerede gerçekleşmiştir? Balığın canlanması yani ab-ı hayat suyu gerçek midir?

   Bu konuyu anlayabilmek için Kuran’ın özellikle bazı ayetlerini iyice anlamaya çalışmak ve birçok tarihi bilgiyi bilmek gerekir.

   Musa’nın doğduğu zamanlarda, firavunların Mısır’da yaşayan İsraillilerin nüfuzunu azaltmak için erkek çocuklarını öldürmeleri nedeni ile Musa, annesi tarafından bir sepet içinde Nil Nehri’nin akıntısına bırakılmıştır. Daha sonra firavunun karısı tarafından bulunmuş ve evlat edinilmiştir. Böylece Musa bir prens olarak yetiştirilmiştir.

   Kasas suresi 14. ayet: "Musa erginlik çağına gelip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İyi davrananları böyle ödüllendiririz.”

Ayetinden de anlaşıldığı gibi Musa daha gençliğinde oldukça bilgili bir insandır.

   Taha suresi 41. ayet: "(Musa) Ben seni kendim için yetiştirdim.”

Ayetinden de anlaşıldığı gibi Musa’nın Allah tarafından bir yetiştirilme dönemi vardır. Kısacası Musa Allah tarafından birçok olaya maruz bırakılmış ve yetiştirilmiştir. Kemale erdirilmiştir. Bu yetiştirilme derslerinin sonuncularından biri de bir kaza sonucu birisini öldürmesi ve başka bir ülkeye kaçmak zorunda kalmasıdır. Bu hadiseden çok önce muhtemelen Musa kendisinden daha bilgili birilerinin olup olmadığını düşünmüştür. Bir şekilde kendisinden daha bilgili birisini nerede bulabileceği gösterilmiş veya söylenmiştir.

Yoksa önceden iddia edildiği gibi Musa peygamber olduktan sonra “Benden daha bilgilisi var mı?” diye sormuş olamaz. Çünkü peygamber olmuş olan birisi kemale ermiştir ve böyle bir kibirlenme içine giremez.

Yukarıda da anlattığım gibi Musa’nın “Hızır” ile karşılaşması peygamberliğinden önce olmuş bir hadisedir diye düşünmekteyim.

Bu kanımı destekleyecek tarihi bilgiler de mevcuttur.

Artapanus milattan önce İskenderiye’de 2-3. yüzyıllarda yaşamış Yahudi bir alimdir. Artapanus’un verdiği bilgilere göre Musa eski mısırda 13. Hanedanlık döneminde yaşamış bir prenstir. Bu dönemde Nubia (bugünkü Sudan) seferine katılmıştır. Ayrıca Tevrat’ta Musa’nın Nubialı (Sudan) bir kadınla Mısır’da iken evli olduğu da yazmaktadır (Çölde sayım 12.1).

Musa’nın yaşadığı zamanı (M.Ö. 1700-1600) daha önceki “Musa ne zaman yaşadı?” adlı yazımda açıklamıştım.

Peki, Musa ve “Hızır’ın” karşılaştığı yer neresi olabilir?

Bunu anlayabilmek için Kehf Suresi 60-64. Ayetleri analiz edip coğrafi bilgilerle karşılaştırmak gerekir.

Kehf suresi 60.ayet: Hani Mûsâ, beraberindeki gence şöyle demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim (yürüyeceğim)”

Bu ayette geçen deniz kelimesi “BaHR” dir. Deniz, göl, geniş akarsu yani nehir gibi "derin su" anlamlarına gelmektedir. Ayetten Musa’nın istediği yere varabilmesi için iki seçeneğinin olduğu bunlardan birinin karayolu olduğu, diğerinin ise suyolu ulaşımı ile daha kolay gerçekleştirilebileceği anlaşılmaktadır.

Kehf suresi 61. ayet: Her ikisinin aralarının birleştiği yere (buluşma yeri) varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.

Bu ayette geçen ikisinin bir biri ile birleştiği yani “mecmea” olduğu yere vardıklarında balıklarını unutmuşlardı. Yani Musa ve Hızırın buluşma yerlerini geçtikten sonra. Burada deniz kelimesi yoktur. İkisinin arasının birleştiği yer vardır. Ayetin sonundaki “seraben” kelimesi ise “çağlamak” demektir (Lisanül Arap). Bir canlanma söz konu değildir. Serap gibi, olmadığı halde öyle görünerek, sanki canlıymış gibi sürüklenip gitmiştir. Burada serap görmek ve çağlayanda giden ölü balık görüntüsü arasında büyük benzerlik vurgulanmaktadır.

Kehf suresi 62. ayet: Buluşma yerini aşıp oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: 'Azığımızı çıkar, ant olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük' dedi.

Kayalık bölgeyi geçip, balıklarını da orada unuttuktan sonra Musa’nın “Bu yolculuğumuzda yorgun düştük” demesi daha önce de birkaç defa kayalık alan gibi bölgelerden geçtiklerini fakat bu sonuncu kayalığın en zor bölge olduğunu anlatmaktadır.

Kehf suresi 63. ayet: Genç: Gördün mü!  Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti” dedi.

Burada ise kayalığın orada iken sandallarını terk etmek zorunda kaldıkları ve bu esnada balığın da suya düşmüş olduğu anlaşılmaktadır. Balık akıntıda bata çıka akıp gitmiştir. Kayalıktan iki nehrin birleştiği yere kadar yürüyerek gitmek zorunda kalmışlardır. Yardımcı “ölü balığın canlı gibi çağlayanda yol almasını” Musa’ya söylemeyi unutmuştur.

Kehf suresi 64. ayet: Mûsâ: “İşte aradığımız bu idi” dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler.

Yine bu ayette de karadan yürüyerek geldiklerini ve yürürken ayak izi bıraktıklarını yani muhtemelen kumluk (sahil, çöl) bir araziden geldikleri anlaşılıyor.

Kehf suresi 65. ayet: Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

Yukarıda Musa’nın genç bir prens iken Yukarı Mısırın güneyinde olan Nubia yani bu günkü Sudan’a kadar askeri bir sefer ile gitmiş olduğuna dair tarihi bilgilerin olduğunu anlatmıştım. Bu nedenle Musa bu bölgelere yabancı değildir.

Muhtemelen bir rüya üzerine yardımcısı ile Nil nehrinde yolculuğa çıkmıştır. Amacı kendisinden daha bilgili olan kişi ile “ölü balığın canlı gibi göründüğü yer”de buluşmaktır. Bu amaçla bir sandal ile yola çıkmış ve Nil nehrinde bulunan altı adet çağlayanın beşini geçip, altıncı ve geçmesi en zor olan çağlayanda sandallarını terk etmek zorunda kalmışlar ve kayaya çıkıp yollarına yürüyerek devam etmişlerdir.

Nil nehrindeki 6. Ve geçilmesi en zor çağlayan Sabaluka çağlayanı.

Sabaluka kayalığı ve çağlayanının uydu fotoğrafı

 Çünkü 6. Çağlayan akıntının en kuvvetli olduğu en dar olan çağlayandır. Bu çağlayanın ismi “Sabaluka” çağlayanıdır.  Sabaluka “çağlayan” anlamında  kullanılmaktadır. Fakat Arapça da al sabalouga geçit demektir. Berberi dilinde ise "samak" balık demektir. Sabaluka kelimesi "samak" kelimesinden geliyor olabilir. Çünkü bu bölge halkı berberi kökenlidir ve balık yiyenler olarak bilinirler. Bu çağlayan çok büyük bir kayalık bölgenin ortasından akmaktadır. Kayalık bölgenin de adı Sabaluka kayalığıdır. Jeolojik olarak etrafına göre farklı bir yerdir. Genç bir oluşumdur. Magmanın yeryüzüne itilmesi ile oluşmuştur (sabaloka igneous complex).

Hızır’ın buluşma yeri olarak özellikle bu bölgede bulunmasının jeolojik açıdan bir önemi var mıdır? Bilemiyorum.

    Musa ve genç yardımcısı bu bölgeden geçtikten sonra kumluk bir kıyıdan ilerleyerek iki büyük akarsuyun birleştiği bölgeye yani Beyaz Nil ve Mavi Nil’in birleştikleri bölgeye gelmişlerdir. Burada balıklarını unuttuklarını anlamışlar ve buluşma yerlerinin balıklarını unuttukları kayalık bölge olduğunu hatırlamışlar, tekrar kumluk bölgedeki kendi ayak izlerini takip ederek 80 km gerisin geriye kayalık bölgeye gelmişler ve “Hızır” ile buluşmuşlardır.

İlginçtir ki bu kayalık bölge insanlarının lakapları balık yiyenlerdir. Antik gezginler (The Periplus of the Erythraean Sea) ve Eski Mısırlılar burada bulunan tarihi Meroe şehri insanları için “balık yiyenler” ismini kullanmışlardır. Bu bölge dışındakilerin ise lakapları “av hayvanı yiyenler” veya “inek yiyenler olarak adlandırılmıştır.

Sixth cataract : altıncı çağlayan sabaluka dır

Özet olarak, Musa Nil nehrinde sandalla balık-yiyenler ülkesine bir yolculuk yapmıştır. Birçok çağlayan geçmiş fakat en zor çağlayan olan 6. Çağlayan Sabaluka da sandallarını terk edip kayalığa çıkmak zorunda kalmışlar bu esnada balıklarını da çağlayana düşürmüşlerdir. Balık çağlayanda bir serap gibi bata çıka sanki canlıymış gibi hareket ederek yolunu tutup gitmiştir. Bu esnada yardımcısı balığın nehre düştüğünü Musa’ya bildirmeyi unutmuş ve yola devam etmişlerdir. İki nehrin yani Beyaz Nil ve Mavi Nil’in birleştiği yer olan bugünkü Hartum şehrine (Sudan Ülkesi’nin başkenti) geldiklerinde yardımcısı balığın 6.çağlayan Sabaluka da nehre düşüp akıntı ile sanki canlıymış gibi yüzüp sürüklendiğini söylemiştir. Bu nedenle gerisin geriye kendi izlerini takip ederek tekrar 6. çağlayana geri gelmişler ve buluşma gerçekleşmiştir.

Bu bilgilerden sonra şu gerçeği söyleyebiliriz.  Musa ve Hızır’ın buluştukları yer Mavi Nil ve Beyaz Nil’in birleştikleri yerin 80 km kuzeyinde “Balık Yiyenlerin” ülkesinde bulunan Sabaluka kayalıklarıdır. Ab-ı Hayat suyu diye bir şey de yoktur. Eğer olsaydı bunu sanırım ilk önce Musa ve yardımcısı içmiş olurlardı.

Mutlaka doğrusunu Allah bilir. Biz kullara düşen tefekkür etmektir.

 

 


YorumcuYorum
Mete Firidin
16.03.2012
16:04

Yaşatmak ve Öldürmek Allaha aittir. Allah istedikten sonra herşey helaldir.

İnsanlar haksız yere birini öldürürse bu büyük günahtır. Allahın izni ile öldürülürse bu sevap bir iştir.

Çocuk bizim indimizde masumdur. Allah indinde masum değildir. Canların sahibi Allahdır. İstediği gibi tasarruf eder.

Çocuk buluğa ermeden önce masum iken öldürülmüştür. Bu çocuk için aslında çok büyük bir rahmettir. Ahir hayatına günahsız gitmiştir. Anne- Baba ise dünya hayatında kötü bir evlat sınavından kurtulmuştur. Bu da büyük bir rahmettir.

Yani ben rahmetten başka bir şey göremiyorum.

Mete Firidin
16.03.2012
16:20

Kimin neye daha layık olduğunu Allah en iyi bilendir.

Mete Firidin
16.03.2012
17:04

Bence bir çelişki yok. Surenin devamında "kasaba halkından ikisi için yemek istediler" diyor. Öyle ise Hızır melek olamaz. Melekler yemek yemez. Cin de olamaz. Çünkü vurup öldürme sultaları yoktur.

Musa kendini ancak kendi gibi bir insanla bilgi açısından karşılaştırma yapabilir. Yoksa Musa da bilirki Cebrail veya diğer melekler kendinden daha güçlü ve bilgilidir.

Apaçıktırki buradaki kişi alim bir insandır. Kehf 65. ayettende anlaşıldığı gibi "biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik" deniyor. Yani biz katımızdan rahmet verdik demek, Allah melekler aracılığı ile bu olayı gerçekleştirmiş demektir. Yani rahmet verilen kişi melek değildir. Tarafımızdan bir ilim öğrettik deniyor. Demek Allah melekler vasıtası ile O na ilim öğretmiştir. Yani öğrenme yeteneği olan bir canlıdır. yemek de yemektedir. bu İnsandan başka bir şey olamaz. Hızırlar Allah tarafından rahmet verilen alim insanlardan başkası değildir. Bazı açılardan doktorlara, bazı açılardan yöneticilere benzemektedirler. Buradaki fark rahmettir. Yani merhametli alimler hızır gibi dir.

Mete Firidin
16.03.2012
19:22

Ruhani muhani nihayetinde Ademoğlu. Ruhani dediğiniz insanla-ruh arası bir mahlukat mı? Yoksa sizin yüce saydığınız İnsan, cin, melek, hayvan, bitki, mikroorganizma dışı bilinmeyen bir tür mü?

Cin görmedim. Ama Kuranda İblisin bir sultası olmadığını yazdığını biliyorum.

Mete Firidin
16.03.2012
20:21

Sanırım makaleyi tam anlayamadınız. Bu hadiseler Musa'ya şeriat verilmeden önce olmuş olaylardır.

Bu nedenle Musa şeriatine göre değerlendirilemez.

Eski Mısırda da insan katletmenin cezası ölümdür.

Ancak Öldürülme kararı Allah tarafından onaylanmıştır. Eğer birisine Allah tarafından bir bilgi gelmişse o kişi öldürülebilir anlamına gelmektedir. Fitne katilden beterdir. İnsanlar şeriata tabidir. Allah ise dilediğini yapandır.

Eğer helak edilenler Musa şeriatine göre yargılansaydı. Hiç bir kavim helak edilmezdi.

Mete Firidin
16.03.2012
21:46

Bu gün birçok masum insan, çocuk, bebek kazalarda veya hastalıktan ölüyor. Hangi şeriata göre ölüyor?

Hangi suçtan dolayı ölüyor. Olayın faili bir insan mı?, bir şeriat mı?

Siz de bana da vahiy geldi der ve bir insan öldürebilirsiniz. Sizi Kanunlardan kim koruyabilir? Allah'dan kim koruyabilir?

Hiç kimse koruyamaz. fakat bu gerçekten Allah dan bir emir ise Allah mutlaka sizi korur. Ahiret günü de ceza almazsınız.

Eğer şeriat gücün yetiyorsa git Hızırı cezalandır. Bunu yapabilecek bir güç tanıyormusun?

Siz şeriatı mutlak bir kurallar silsilesi olarak anlıyorsunuz. halbuki şeriat kanununu koyanda istisnalar yaratanda Allahdır. Dilediği kanunu uygular veya istisnalar yaratır. Mucizeler bununörneğidir. Hiç bir fizik,kimya, bioloji kanununa uymak zorunda değildir. Siz Allahın iradesini şeriat ile sınırlamak istiyorsunuz. Ama Allah bütün canlıları şeriata göre yargılasa idi yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Allah adına yalan uydurup cinayet işleyen birini Allahdan kim koruyabilir?

Sığsınız derinliğiniz yok bu nedenle bazı şeyleri anlayamıyorsunuz. Allah sizin basiretinizi açsın , derin görüşü algılamanızı nasip etsin.

Sam Adian
17.03.2012
07:22

Kehf 65. Fe vecedâ abden min ibâdinâ âteynâhu rahmeten min indinâ ve allemnâhu min ledunnâ ilmâ Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Âteynâhu = Kendisine verildi, getirdi, almasına yol verdi rahmeten min indi = insafına kalmış, merhametine, süreçlerinin insafınadan allem = Bilim, bilgi ledunnâ ilm = DNA bilimi (ilm-i ledun = termoplastik farkındalık, bilinç, evrilme bilgisi) ledun = Doğuş

Kehf 74. Fentalekâ, hattâ izâ lekıyâ gulâmen fe katelehu kâle e katelte nefsen zekiyyeten bi gayri nefs, lekad ci’te şey’en nukrâ Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. Gulâmen = erkek çocuk, bir şeyin erkek kısmı nefsen zekiyyeten = zeki bir nefes bi gayri nefs = İçerikleri aynı olmaksızın, aynı olmadan nefsen zekiyyeten bi gayri nefs = içerikleri aynı olmayan zeki bir nefes (aynı durumda olmayan) nukrâ = akılalmaz, duyulmamış

Saygılar :))

Mete Firidin
17.03.2012
07:50

Şeriat insan toplulukların da adaleti gerçekleştirmek için vardır.. Ama bu herzaman yeterli değildir. Bizim gibi ülkelerde bilirsiniz ki binlerce faili mecul cinayet vardır. şeriata göre bunlar çözülemez. şeriat adaleti bizim bilebildiklerimiz üzerinden işler. İlahi adalet ise bildiklerimiz ve bilmediklerimiz üzerinden işler herşeyi çözer. şeriat ta insanların zahire göre karar vermeleri sebebi le herzaman hata yapma ihtimalleri vardır. Oysa mutlak adalette herşeyin bilinmesi nedeni ile şeriata göre suçmuş gibi görünen aslında en adaletli olandır. Musa'ya gösterilmek istenende budur.

Mete Firidin
17.03.2012
09:29

Sevgili Cengiz Kardeşim: Daha iyi anlayabilmeniz için bu konu ile ilgili bir makale yazmama vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. İnşallah önümüzdeki bir kaç günde bu makaleyi yayınlarım. Selametle.

Mete Firidin
17.03.2012
10:03

Böyle bir yetki doktorlarda vardır. annenin hayatı tehlikeye girerse bebek feda edilir. Mesela geçenlerde türkiyede bir kadın doğum yaptığı esnada bebek çıkımda takılmış ve annenin hayatını tehlikeye atmıştır. sonuçta bebeğin kafası koparılmak zorunda kalınmıştır. Yine günümüzde annenin hayatı tehlikeye girerse bebek erken den alına bilir veya gebelik sonlandırılabilir.





Çok Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 63891 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 23156 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 28423 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 24595 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 30226 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 35322 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31656 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30687 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 29492 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 38232 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 12283 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 20895 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Kuran’da Tasavvuf ve Lahid Köklü Kelimeler
8.05.2014 14356 Okunma
18 Yorum 10.05.2014 11:22
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 21052 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 12911 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 33746 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 9819 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Hamr ve Humr
12.04.2012 13807 Okunma
14 Yorum 02.05.2012 15:51
Mete Firidin
Rahmet ve Şeriat
19.03.2012 8856 Okunma
14 Yorum 27.03.2012 21:05
Mete Firidin
Müslüman
19.12.2013 10894 Okunma
13 Yorum 21.12.2013 10:35
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 13977 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Bilqıst
23.04.2014 12347 Okunma
13 Yorum 26.04.2014 14:44
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12098 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 25666 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Zülkarneyn'in Doğu Seferi
3.06.2012 15144 Okunma
12 Yorum 19.06.2012 10:13
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16477 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 118788 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
Karadelik ve Cehim
14.05.2012 9003 Okunma
11 Yorum 15.05.2012 09:07
Mete Firidin
Meteorit (Asteroid) Yağmuru
25.08.2013 12904 Okunma
11 Yorum 27.08.2013 15:07
Mete Firidin
Ayn Ra Ya Kökü Yoksunluk
9.03.2014 8902 Okunma
11 Yorum 13.03.2014 20:08
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8477 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 8905 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18493 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11505 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 18907 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 107827 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Fecr ve İmsak
18.07.2013 19233 Okunma
10 Yorum 20.07.2013 22:19
Mete Firidin
Arş
3.03.2013 8047 Okunma
10 Yorum 09.03.2013 18:42
Mete Firidin
% 100 Cotton
28.09.2012 6474 Okunma
10 Yorum 02.10.2012 11:59
Mete Firidin
Şecer
23.01.2014 9693 Okunma
10 Yorum 25.01.2014 09:30
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 67170 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012 21775 Okunma
10 Yorum 17.03.2012 10:03
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 18377 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
İbni Arabi ve Araf 175-176. Ayetler
16.11.2011 28973 Okunma
9 Yorum 19.11.2011 17:29
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 53968 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 10922 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 71766 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 6671 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5484 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 7874 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 10189 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Ümmi Peygamber
4.06.2014 7994 Okunma
8 Yorum 12.06.2014 12:02
Mete Firidin
Harut ve Marut
6.02.2012 13121 Okunma
8 Yorum 08.02.2012 19:35
Mete Firidin
Kuran’da Yağış Kelimeleri
29.11.2013 11602 Okunma
8 Yorum 01.12.2013 18:50
Mete Firidin
Allah’ın İki Eli
5.12.2013 14165 Okunma
8 Yorum 12.12.2013 07:13
Mete Firidin
Ruh ve Ruhun Üflenmesi
11.04.2013 19664 Okunma
8 Yorum 14.04.2013 13:43
Mete Firidin
Necm ve İdbar
3.10.2013 14259 Okunma
8 Yorum 09.10.2013 16:19
Mete Firidin
Sarsar, Salsal
27.08.2013 8618 Okunma
7 Yorum 12.10.2013 17:06
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 8049 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 89817 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 15437 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 7832 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
İblis Yees Gına
29.08.2014 7905 Okunma
7 Yorum 10.09.2014 19:06
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9383 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16059 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 681 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 12667 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 4830 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 7548 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 7617 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Haqaben Ehqaben
16.04.2015 8710 Okunma
6 Yorum 18.04.2015 10:06
Mete Firidin
Kutsal Yaşam Ağacı
21.12.2011 15063 Okunma
6 Yorum 25.12.2011 16:12
Mete Firidin
GPS ve Enam 97
9.05.2012 6524 Okunma
6 Yorum 23.06.2012 15:46
Mete Firidin
Meleklerin Hızı
20.11.2013 13424 Okunma
6 Yorum 24.11.2013 19:02
Mete Firidin
Cimaletun sufrun
3.02.2013 6224 Okunma
6 Yorum 06.02.2013 20:29
Mete Firidin
Şehri Ramazan
18.08.2012 5903 Okunma
5 Yorum 19.08.2012 08:58
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 16511 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
Şeytani Felsefe
5.05.2013 7272 Okunma
5 Yorum 14.06.2013 07:53
Mete Firidin
El Musawwir
8.12.2013 3919 Okunma
5 Yorum 15.12.2013 20:00
Mete Firidin
Sihir Öğreten İki Melek?
15.12.2013 9014 Okunma
5 Yorum 17.12.2013 07:54
Mete Firidin
Tevbe Suresi 30. Ayet
1.06.2014 9464 Okunma
5 Yorum 04.06.2014 16:12
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7395 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 5631 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5252 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1070 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 6978 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9330 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 7873 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 8585 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14531 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Sünnetler ve Ayetlerin Tam Anlaşılması
1.05.2014 6893 Okunma
4 Yorum 09.05.2014 15:47
Mete Firidin
Havariler Ve Huriler
29.10.2014 7248 Okunma
4 Yorum 29.10.2014 19:00
Mete Firidin
Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı
3.03.2015 8525 Okunma
4 Yorum 14.04.2015 18:05
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5370 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
Harun’un Kız Kardeşi Miryem
1.09.2013 12729 Okunma
4 Yorum 11.09.2013 07:57
Mete Firidin
Kudret Helvası Menne
13.11.2013 111006 Okunma
4 Yorum 15.11.2013 03:46
Mete Firidin
Ğasaq
18.10.2013 5833 Okunma
4 Yorum 19.10.2013 06:52
Mete Firidin
Şecer ve Güç
28.01.2014 3652 Okunma
4 Yorum 04.02.2014 23:04
Mete Firidin
El Hadid ve Besmele
13.01.2013 12852 Okunma
4 Yorum 17.01.2013 08:36
Mete Firidin
Kitap ve CERN
1.01.2012 5367 Okunma
4 Yorum 19.02.2012 08:44


© 2024 - Akevler