Mete Firidin
Hamr ve Humr
12.04.2012
13882 Okunma, 14 Yorum

Hamr ve Humr

Kuran'da şarhoşluk veren içki olarak hamr kelimesi, başörtüsü olarak da humr (himarlar) kelimesi kullanılmaktadır. Hamr kelimesi şarap demek değildir; Maya hiç değildir. Kelimenin kökenine bakılırsa ne olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

Akkadian (akkadça) dilinde hamr kelimesi: buruşturmak, saklamak, gizlemek, karartmak anlamına gelmektedir. Hemeru ise dolaşmak, karışmak anlamına gelmektedir. Hummuru: buruşturmak, buruş buruş yapmak, sakat, kötürüm, topal, eli ayağı tutmayan demektir.

 

 

Sıcak çöllerde yaşayan insanlar kendilerini Güneş'ten ve çöl tozlarından saklayabilmek için başlarını da içeren büyük, kırışık örtüler kullanırlar.

 

 

Bu kısa bilgiden sonra alkollü içki yapımını kısaca anlatmak gerekir. Herhangi bir meyvenin suyu sıkılır yani buruşturulur. Daha sonra bu hiç hava almayacak tarzda sarılır ve saklanır. Hava ve güneşten korunur. Bunu başarabilmek için şarap mahsenleri gibi özel yerlerde ağzı sıkıca örtülü şekilde saklanır. Burada en önemli şey hava ile teması engellemektir. Eğer hava ile temas önlenmese alkollü içki yerine sirkeli içki elde edilir. Çünkü şeker anaerobik (oksijensiz) ortamda bakteriler tarafından fermente edilir ve alkollü içkiler üretilir(şarap, bira, şampanya…).

 Fakat şekerli sıvının etrafı hiç hava almayacak şekilde kapatılamazsa, dışarıdan içeriye oksijen girer ve anaerobik ortam aerobik ortam olur. Aerobik ortamda da önce alkol oluşur fakat bu alkol hemen bakteriler tarafından asetik aside yani sirkeye dönüştürülür. Böylece alkol konsantrasyonu hep çok düşük kalır. Alkollü diyebileceğimiz içki oluşamaz.

Kuran’da Hamr kelimesinin kullanılmasının nedeni anaerobik yöntemle üretilen ve alkol içeriği yüksek olan maddeleri belirtmek içindir. Ayrıca kelime sarhoşluğu da ifade etmektedir. Şarap veya bira denmeyip, bütün anaerobik fermente (alkol oranı yüksek) içkiler kastedilmektedir.

Aerobik yöntemle üretilen diğer fermente içecekleri ise yasaklamamaktadır. Bunlar yoğurt, ayran, boza, sirke, kefir, ekmek…dir.

Himar kelimesi ise güneşten ve tozlardan korunmak için, içki üretilirken kullanılan kabın havadan ve dış etkenlerden korunması amacıyla sarıp sarmalanması gibi olduğundan başörtüsü anlamında kullanılmaya başlanmıştır.

Örtünmeyi içeren ayetleri bir de bu yönden değerlendirmek gerekir.

Benim bu konudaki görüşüm: Kadınlar için çarşafın erkekler içinde şalvarlı ve bol olan giysilerin en uygun olacağıdır. Çünkü insan vücudunu başka insanların gözünden en çok izole eden bu tip giysilerdir.

 


YorumcuYorum
Emine Hocaoğlu
12.04.2012
20:02

Mete Bey,

Yazı güzel fakat kadınlar için çarşafı tercih etmenize katılmıyorum. Çarşaflı olmak bana göre tanınmaya engel olmaktadır. Bunun için Kuran da

يَاأَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابِيبِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا

Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış elbiselerinden (cilbablarından) üzerlerini sıkıca örtsünler! Bu, onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah, çok bağışlayıcıdır, merhamet edicidir.[Ahzab-59]

Burada çarşaf dememektedir. Peygamberimizin uygulamasında kumaş bu kadar üst seviyede olmadığını düşünerek o zaman da çarşaf doğru olabilir. Fakat günümüz için çarşafı doğru bulmanız bana göre doğru değildir. Bunu manto veya pardösü de bu işi görür. Ayrıca da ülkemiz Arabistan gibi her mevsim sıcak geçmemektedir. Kışın çarşaf giyinmek insanları hasta edecektir. Ya da altından kat kat giyinmeye mecbur edecektir.

Süleyman Karagülle
12.04.2012
21:32

Mete Firidin, Allah arzı olsun. içki demek olan hamr ile, baş örtüsü demek olan himar arsında ilişki bulamıyordum. Çok açık bir şekilde bulunmuştur. Çünkü hamr himar kullanılarak yapılmaktadır. Emine Hanımı da tebrik ederim. Peygamber zamanında başı ve yüzü örten bir giysi çarşaf yoktu. İzar (peştemal) vardı bu da omuzları kapatmıyordu. Başörtüsü de yaygın değildi. Sadece hamrin yapılması için kullanıyorlardı. Çarşaf ve peçe İran adetidir. Aristokratik kıyafettir. Türklerde de aristokratik kent kıyafeti idi. Köylüler sadece resmi toplantılarda yolda giyerlerdi.

Tayibet Erzen
14.04.2012
09:34

Bu konu hakkında çok yazıldı, çok konuşuldu. Güzel ve faydalı bilgiler edindik, katkısı olan herkesten Allah razı olsun. Ancak etimolojik açıdan bakınca baba göre artık bu konuya son nokta konmuştur, bunun üzerine bir kelime bile eklemek sözü zayi edecektir.

Akadça köklerden yararlanarak ulaştığınız bu bilgileri okurken Ruh’ul Kuran’a bir de Akadça sözlük eklemeliyiz diye düşündüm. Dahası Sayın Hocaoğlu uygun görürse bunun hazırlanmasına seve seve talibim.

Sam Adian
15.04.2012
04:24

Sayın Fridin’in HMR için ortaya koyduğu şey yeni değil. Geleneksel yorumcular da buradan yola çıkarak sonuçlara ulaşmaya çalışmışlar idi. Bilindiği gibi Hamr, özellikle çöl bedevileri arasında bilinen bir örtünün adıdır. Geleneksel yorumcuların Akkadca manasını bilip bilmedikerini elbette bilmiyoruz. Ancak bu mevcut müşkilleri açıklamaya yetmiyor. Ayrıca bu kelimenin (khomar) hami dillerinin bazılarında, özellikle Sanskritçe kökenli olanlarda “Saç” manasına geldiği de bilinektedir.

Mesela Allah’ın “içki” ifade etmek için niçin bilinen bir kelime veya daha anlaşılır bir kelime kullanmadığını açıklamıyor. Kaldı ki, hmr ile içki arasındaki mana çok uzaktır. Hmr buruşuk bir örtü olarak açıklıyorsunuz ama içki sıvıdır. Sadece içki kabının üzerini örtmek veya sarıp sarmalamış olmakla bu ilişkiyi açıklamak mümkün olmaz. Hmr’ı hımar yaptığımız zaman da başörtüsü manası çıkmaz. Muhtemeldir ki, başörtüsüne yoranlar da benzer gerekçelerle bunu yaptılar ancak Ayetin “bihumrihinne ala cuyubihinne” ifadesini başörtüsüne te’vil etmek için yeterli değildir. Bunun için vasıta yoktur, gerekçe yoktur.

Ne Hamr ayetinde ne de himar ayetinde başa atıf yoktur Her iki ayette de “akl”a atıf yoktur Hamr ayeinde illetin “alkol” olarak anlaşılabilmesi için bir karine yoktur Hamr’i sarhoşluğa tevil etmeye yarayacak bir delil yoktur Ve bunun gibi hiçbir soruyu açıklamaya yetmez. Ayrıca, HMR kelimesinden yola çıkarak “üniforama” önermeniz ise, Lafza tamamen aykırıdır. Manayı bu şekilde te’vil edebilmek için yeterli delilin olması gerekir. Bu mana ile hiçbir müşkil ortadan kaldırılmış olmuyor. Zaten biliniyordu. Yorumcuların dayanaklarına baktığınız zaman bu şekilde mana verenler olduğunu da görebilirsiniz. Saygılar

Mete Firidin
15.04.2012
09:09

Anlayana sivrisinek saz.

Anlayamayana davul, zurna az.

Sam Adian
15.04.2012
12:04

Sayın Fridin

Söyleyeceğiniz şey sadece bumu? Çok naziksiniz,

Söyledikleriniz bin yıldır zaten söylenen şeyler. Ama bir şeyi çözmüyor

Arada magara alegorisi aklıma geliyor, ne yapalım tercih meselesi

Saygılar efendim

Mete Firidin
15.04.2012
12:18

თქვენ არ სურს თუ არა ისმაილ.

Sam Adian
20.04.2012
20:34

Sayın Fridin, HMR kelimesi ÖRTÜ olarak tanımladı. Bu tanımlamasını da Akkadcaya dayandırdı ve dedi ki, “Hamr, şarap yapmakta kullanılan küpleri sarıp sarmalamakta kullanılırdı bu yüzden hmr kelimesi şarap olarak anlaşılmaktadır.” Bir fikir olmakla birlikte bize göre tamamen subjektif bir yaklaşımdır.

Sayın karagülle de “Himar ve Humur” arasındaki bağlantının ne olduğunu bu şekilde anladığını söylüyor. Ancak bu şekilde bir bağlantı kurduğunuz zaman kelimeye yüklediğiniz “içki” manasını nasıl açıklayabiliriz? Mesela “Göğüslerinin üzerine içki/şarap vursunler” diyebilir miyiz?

Hocaoğlunun Yöntemiyle : Bakara 219: Sana ÖRTÜYÜ ve meysiri soruyorlar. Deki: İkisinde de büyük bir kötülük ve insanlar için faydalar vardır. İkisinin de kötülüğü faydalarından büyüktür. Maide 90: Ey iman edenler ÖRTÜ, meysir, ensab ve ezlam şeytanın amelinden ricsdir. Öyleyse ondan kaçının. Maide 91: Şeytan ÖRTÜ ve meysir içinde aranıza adavet ve bağdayı koymayı irade eder. Yusuf 36: Ben kendimi ÖRTÜ sıkıyor gördüm. Yusuf 41: İkinizden birine gelince, efendisini ÖRTÜ ile sulayacak. Muhammed 15: ÖRTÜDEN nehirler Nur 31 : “Göğüslerinin üzerine ÖRTÜ darbetsinler” Bu durumda eğer örtü kötüyse göğüsler nasıl kötü olan bir şeyle kapatılabilir? Veya eğer kelimenin manası örtü ise, diğer ayetleri nasıl anlamamız lazım? Kelimeyi yerine koyduğumuz zaman bir mantık bütünlüğü ortaya çıkmıyor. Burada denecektir ki, “örtü manası vardır ama şarap kabını da sarıp sarmalaması nedeniyle şarap manasına gelir” Böyle bile olsa bu çok uzak bir mana değil midir? Bir de şöyle bakalım: Kur’an da örtünmek veya giyinmek veya buna yakın manaya gelebilecek ifadeler var mı? Cevap: Evet var ama hiç biri bu çerçevede değil

1. KFR : Gerçeği örtmek, gizlemek, yok saymak, “günahları gizlemek” gibi. (Bakara 271, Al-i İmran 193- 195, Nisa 31, Ankebut 7, Maide 12- 65, Enfal 29, Zümer 35, Muhammed 2, Fetih 5, Tegabun 9, Talak 5, Tahrim 8 ve diğer ayetler) (كَفَّرَ) 2. SFH : Bir şeyin üzerini kapatmak, keşfetmek, araştırmak, görüneni örtmek (A’raf 22, Taha 121) (عَلَيْهِمَا يَخْصِفَانِ وَطَفِقَا 3. LBS : Ebise, giyecek (Araf 25) (سَوْءَاتِكُمْ يُوَارِي لِبَاسًا) 4. GVŞ : Perde çekmek, guaj boya, örtmek , Ambalaj etmek, dolamak, sarmalamak (A’raf 41, A’raf 54, Rad 3, şems 4, leyl1) (غَوَاشٍ) 5. HJB: Örtü çekmek, gizli bariyer, perde (isra 45) (امَّسْتُورً حِجَابًا) 6. STR : Kapak, kapsamak, stratigrafi, tabakabilim, örtü (Kehf 90) (ا سِتْرً) 7. DYN : Vızıltı, çekmek, üstüne almak (Ahzab 59) (جَلَابِيبِهِنَّ مِن عَلَيْهِنَّ يُدْنِين) 8. KVR : Çekirdek, ana, örtmek, sarmak (Zümer 5) (ويكور) 9. ZML : Gizlenmek, saklanmak (müzzemmil 1) (المزمل) Buna göre “yadribne bi humurihinne alâ cuyûbihinne” (nur 31) ayetindeki HMR kelimesine örtü manası verilebilir mi? Eğer bu “sarmak” manasında ise, Kur’an bunun için bir kelime kullanmaktadır. Eğer bu “elbise şeklinde örtmek” ise, Kur’an bunun için de bir kelime kullanmaktadır. Veya başka manalar için de Kur’an ayrı ayrı kelimeler kullanır. O halde bu ayetteki HMR nedir? Diğer “HMR” ayetlerine baktığımız zaman da bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Eğer HMR örtü manasında ise, bu mana ile “Şarap/içki” nasıl kastedilmiş olabilir? Bu kur’an ın anlatım şekli ile çelişkilidir. Çünkü Kur’an yalın ve basit bir anlatıma sahiptir. Anlaşılabilir bir dili vardır. O halde burada dolaylı mana vermek “bilmece çözmek” demektir ki Kur’an bir bilmece kitabı değildir. Mesela eğer manası örtü ise, “HMR ile nasıl sulanır” sorusuna da cevap lazımdır.

Yoksa bu kelimeden kastedilen şey başka bir şey midir? Ve Nur 31 deki kelime diğer ayetlerden farklı bir kelime midir? (Bize göre aynı değildir, lafzen benziyor olmaları aynı olmalarını gerektirmez) Vesselam

Mete Firidin
21.04.2012
19:13

sn Georgian

Orada verilen Akkadca sözlüğü okursan bütün anlamları anlayabilirsi. Mesele HMR kökü gizlemeyi, örtmeyi, sarhoş olmayı, yani buruşmayı anlatıyor. Yani bir şeyi ,örtüp fermente etmeyi, buruş buruş hale getirmeyi anlatmakta.

Sarhoş insanlar veya felçli insanlar buruş buruş olur. bizim tanımımız ile çarpık, çurpuk olur bu kelime sarhoşluğu da tanımlıyor.

Sizin sanskritcedeki kel anlamına gelen kelimede orada vardır. SAMSU KELİMESİ KEL DEMEKTİR.

Bu sözlük şikago üniversitesi tarafından 90 yılda hazırlanmıştır.

Anlamamaya değil anlamaya çalış.

Sam Adian
21.04.2012
22:38

Sayın Fridin

Haklısın, anlamaya çalışmak gerek,

Hata benim siz haklısınız, mutlaka bir hesabınız vardır, Allah'ın da var

Size saygılar sunuyor ve başarılar diliyorum,

Allah selamet versin,

(Gregoryan değilim)

Mete Firidin
22.04.2012
11:48

Sn Sam Adian

Sizin prensibiniz "sen daima inkar et , bırak karşı taraf ispat etsin" . Bu prensip Şeytani bir prensiptir.

Bir Alim torununa, bir Hoca oğluna yakışmıyor.

Sizin yaptığınız "örtmek" yani "kafirlik".

Sam Adian
22.04.2012
19:40

Mete Fridin;

Ne yapmak istediğinizi anlıyorum. Başta fark etmemiştim ancak, bir önceki yorumunuzda ifade ettiğiniz “Georgian” kelimesinden sonra daha önce yazdığınız şeyin muhatabı olduğumu anladım Ne yazık ki bu yazı biçimini bilmiyorum, bu yüzden daha önce yazdığınız şeyin ne anlama geldiğini çözme şansım olmadı. Size verdiğim cevapta bunu fark etmediğim için “Gregoryan” değilim dedim. Bunu anlamadığınız ortada. Öncelikli olarak bilmelisiniz ki, benim atalarım da herkesinki kadar muhterem insanlardır. Ancak ben atalarımın dinine değil, bildiğim bir şeye iman ediyorum. İnsanlardan bir insanım, Adım Sam, ve Hong Kong vatandaşıyım. Bunun ötesinde sizi ilgilendiren hiçbir şey yoktur. Kaldı ki, size başka herhangi bir bilgi verdiğimi de hatırlamıyorum. Zaten başka bir bilgiye de ihtiyaç yoktur. Her insan, bir anne ve bir babadan dünyaya gelir. Herkes gibi benim de bir ailem vardır. Fakat bu sizi ilgilendiren bir şey değildir ve benim bu sebeple utanmam gereken bir şey de yoktur. Eğer onlar “ebu Leheb” olmuş olsalardı bile yine benim utanmamı gerektirecek hiçbir şey olmazdı. Bu sebeple adımın önüne sıfatlar yakıştırmanız herhalde sizin halisünasyonunuz olsa gerek. Ben “Allah’a INANIYORUM” derken, siz Hangi hakla, bunun aksini iddia edebilirsiniz? Siz RAB değilsiniz. İfade etmediğim, ifade etme gereği duymadığım, arkasına sığınmadığım veya sığınma gereği duymadığım herhangi bir sebeple bir şeyi inkar etmiş olabileceğimi düşünmüyorum. Davranış biçiminiz ilmi bir yöntem değil, basit bir yöntemdir. Siz eğer atalarınızın dinine inanıyorsanız bu sizin probleminizdir. Hiç kimseyi kendi küçük dünyanızın bir parçası olarak değerlendirmeye hakkınız yoktur. Buna haddiniz de yoktur. Sizin kimliğiniz, atalarınız, pozisyonunuz veya sosyal statünüz beni hiç ilgilendirmiyor. Bir gün ciddi bir şey söyleyebileceğiniz umuduyla yazdıklarınızı okuyorum hepsi bu kadar.

Söyleyecek sözü olmayanlar, muhataplarını “ahlaki” olmayan yöntemlerle suçlamaya kalkarlar. Ancak bilmelisiniz ki, beni ilgilendiren şey, sadece bilgidir ve bu konuda söyleyeceğiniz şeyler varsa onları dinlerim. Sitede yazmaya başladığım süreden bu yana söylediğiniz ciddi hiçbir şeye rastlamadım. Her şeyi Akkadca ile çözme, anlamlandırma çabalarınız dışında. Araştırma yapmak gibi bir zahmete de girmediğiniz anlaşılıyor. Herşeyi bildiğinizi düşünüyorsunuz. Biz size KHOMAR kelimesinden bahsettik siz ise, Akkadca SANSU ile ortaya çıktınız. Dünya kültürü Akkadca’yla mı var oldu diye soran olmadı size. İki farklı kelime arasında ilişki kurabiliyor olmanız ise büyük bir başarı olsa gerek. İnsanların sizlerle tartışmadığından şikayet ediyorsunuz. Sizinle nasıl tartışılabilir? Lafza verecek bir cevap bulamadığınız zaman, çizgiyi aşıp basit yöntemlere başvuruyorsunuz. Bu yöntemlerle bir tartışmanın sürdürülebilmesi veya tartışma yapılabilmesi zaten imkansızdır. Dolayısıyla birileri sizlerle tartışmıyor ise, dönüp kendinize bakmalısınız. Belki de yanlış yapan sizsiniz. Doğrusunu söylemek gerekirse, sitede beni zorlayan hiçbir görüş ortaya koymadınız. Yeni olan hiç bir şey söylemediniz. Mümkün olduğunca sizlere uygun hareket etmeye gayret ettim. Sorgulamaya çalıştım. Ne ciddi bir düşünce eylemi ortaya koyabildiniz, ne de ciddi bir fikir. Buna rağmen sizlere saygı gösterdim. Sayın Kayahan bir yazısında, “özgürlükçülük nasıl anlaşılır” diye sormuştu. Eğer istediğiniz şey anlaşılmak veya tartışmak ise, muhataplarınız ile bunu “Medeni Koşullarda” yapmalısınız. Saygı görmek istiyorsanız, her şeyden önce saygı göstermeyi bilmelisiniz. Bir süredir sizleri izliyorum, hem yazmaya fırsat bulamadım, hem de biraz izlemenin yararlı olacağını düşündüm. Sonuç ortada, sizler tartışmıyorsunuz. Muhtemelen sizler gibi düşünmeyenler de sizlerle tartışmak istemiyorlar, çünkü makul olmayan yöntemlerle kimsenin sizlerle tartışmasını bekleyemezsiniz. Bir tartışma beklentisi içinde olmadığınız da anlaşılıyor zaten. Gazali der ki : ““Günahkarın, cifeden daha pis koktuğunu ve pisliğin başkasını temizlemeyeceğini bilmiyor musun? Böyle iken sen, pis pis koktuğun halde başkasını temizlemeğe nasıl cesaret edersin.” Ve Devam eder : “Yazık sana, rezaletlerle yoğrulup dururken, insanlara faziletleri nasıl emredersin.” (Kandemir, 1986) Tartışma Nedir ? "iki veya daha fazla kişinin belli bir konuda düşüncelerini sergileme yoluyla fikir alışverişinde bulunmalarıdır." Gazalinin ifade ettiği alanda konuşulacak veya tartışılacak hiçbir şey yoktur.

Burada tartışmak kendimizi kontrol etmemizi sağladı. Anladıklarımızın doğru olup olmadığını kontrol etme fırsatı verdi. Bu açıdan mutluyum. kimsenin fikrine saygısızlık etmeden, bunu yapmayı sürdürebiliriz, Ancak bu "kirli" yöntemlerle olamaz. Haddi bilmeyenler, Hakkı da bilemezler.

Vesselam

Hüseyin Kayahan
01.05.2012
16:18

Mete bey,

Beni çok şaşırttınız. İlmi bir konu tartışılırken, nasıl olur da özel konularda imalarda bulunabilirsiniz ki? Bunun anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Ne ilmidir, ne de İslamidir. Müminleri tarif ederken; "... yestemiunel kavle fe yattebiune ahseneh..." / "...onlar her söze kulak verirler ve en ahsenine ittiba ederler..." diyor. Söyeleyene değil, söylenene bakarız. Konumuz ve işimiz fikirleri değerlendirmek ve tartışmaktır.

KURAN; "... ve la veziru vaziretün vizra uhra..." demektedir. Hiç kimse diğerinin yükünü yüklenmez. Bu yük, pozitif/iyilik de olabilir, negatif/kötülük de olabilir. Bu kural bütün dünya hukuklarının asli kuralı olmuştur: BUNA SUÇUN ŞAHSİLİĞİ deniyor. Kaldı ki siz muhatabınızın miiliyetini, özel olarak atalarını da araştıramazsınız. Kuran'ın "la tecessesu..." emri vardır. Daha fazla uzatmayayım. Size hiç yakıştıramadım. Hiç hoş olmamış, bu imalar, ne iması ibareler...

Daha önce yazdım makalede, biz sadece fikirleri tartışmalıyız. Kimse yazmak, yazılanlara da cevap vermek zorunda değildir. YAZIYI YAZANIN KİM OLDUĞU, MAKSADININ NE OLDUĞU BİZİ HİÇ İLGİLENDİRMEZ. GÜCÜMÜZ YETERSE VE GEREKLİ GÖRÜRSEK CEVAP VERİRİZ. MESELE BUNDAN İBARETTİR.

Bundan ötesi kışkırtma ve provakasyon olur, ilim adamına yakışmaz, müslümana yakışmaz.

Saygılarımla.

H.Kayahan

Mete Firidin
02.05.2012
15:51

Sayın Hüseyi Bey Ben Ne yazarım , ne de alim. ben sadece doğru bildiğini okuyan biriyim. Asla başkalarının standartlarına da uymaya çalışmam, benim kendi standartlarım var. O da dosdoğru olmaktır. Yamukları görünce (kasten hata yapanlar)hatır etmem, yüzlerine vururum.

İlmi tartışmada "çamur at, yapışmazsa izi kalır" prensibini kabul edemem.





Çok Yorumlanan Makaleler
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 63997 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 23265 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 28552 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 24700 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 30383 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 35414 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31768 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30771 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 29591 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 38409 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 12423 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 20963 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Kuran’da Tasavvuf ve Lahid Köklü Kelimeler
8.05.2014 14419 Okunma
18 Yorum 10.05.2014 11:22
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 21130 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13017 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 33822 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 9884 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Hamr ve Humr
12.04.2012 13882 Okunma
14 Yorum 02.05.2012 15:51
Mete Firidin
Rahmet ve Şeriat
19.03.2012 8880 Okunma
14 Yorum 27.03.2012 21:05
Mete Firidin
Müslüman
19.12.2013 10925 Okunma
13 Yorum 21.12.2013 10:35
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14046 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Bilqıst
23.04.2014 12378 Okunma
13 Yorum 26.04.2014 14:44
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12155 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 25736 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Zülkarneyn'in Doğu Seferi
3.06.2012 15192 Okunma
12 Yorum 19.06.2012 10:13
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16526 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 119570 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
Karadelik ve Cehim
14.05.2012 9037 Okunma
11 Yorum 15.05.2012 09:07
Mete Firidin
Meteorit (Asteroid) Yağmuru
25.08.2013 12946 Okunma
11 Yorum 27.08.2013 15:07
Mete Firidin
Ayn Ra Ya Kökü Yoksunluk
9.03.2014 8939 Okunma
11 Yorum 13.03.2014 20:08
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8536 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 8950 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18559 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11563 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 19080 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 108775 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Fecr ve İmsak
18.07.2013 19334 Okunma
10 Yorum 20.07.2013 22:19
Mete Firidin
Arş
3.03.2013 8083 Okunma
10 Yorum 09.03.2013 18:42
Mete Firidin
% 100 Cotton
28.09.2012 6493 Okunma
10 Yorum 02.10.2012 11:59
Mete Firidin
Şecer
23.01.2014 9766 Okunma
10 Yorum 25.01.2014 09:30
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 67415 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012 21871 Okunma
10 Yorum 17.03.2012 10:03
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 18455 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
İbni Arabi ve Araf 175-176. Ayetler
16.11.2011 29078 Okunma
9 Yorum 19.11.2011 17:29
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 54519 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 10976 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 71964 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 6727 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5550 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 7966 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Midian Medyen Medine
3.05.2015 10243 Okunma
8 Yorum 02.02.2019 10:15
Mete Firidin
Ümmi Peygamber
4.06.2014 8019 Okunma
8 Yorum 12.06.2014 12:02
Mete Firidin
Harut ve Marut
6.02.2012 13193 Okunma
8 Yorum 08.02.2012 19:35
Mete Firidin
Kuran’da Yağış Kelimeleri
29.11.2013 11633 Okunma
8 Yorum 01.12.2013 18:50
Mete Firidin
Allah’ın İki Eli
5.12.2013 14274 Okunma
8 Yorum 12.12.2013 07:13
Mete Firidin
Ruh ve Ruhun Üflenmesi
11.04.2013 19763 Okunma
8 Yorum 14.04.2013 13:43
Mete Firidin
Necm ve İdbar
3.10.2013 14308 Okunma
8 Yorum 09.10.2013 16:19
Mete Firidin
Sarsar, Salsal
27.08.2013 8690 Okunma
7 Yorum 12.10.2013 17:06
Mete Firidin
Ashabı Kehf
3.02.2014 8109 Okunma
7 Yorum 12.10.2021 20:56
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 90248 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 15518 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Nuh Peygamberin Kâfir Oğlunun Salı
26.06.2014 7867 Okunma
7 Yorum 17.04.2020 20:41
Mete Firidin
İblis Yees Gına
29.08.2014 7929 Okunma
7 Yorum 10.09.2014 19:06
Mete Firidin
Mars Hayali
7.01.2017 9423 Okunma
7 Yorum 12.10.2018 00:32
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16135 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 755 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 12723 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 4878 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 7608 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 7681 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
Haqaben Ehqaben
16.04.2015 8735 Okunma
6 Yorum 18.04.2015 10:06
Mete Firidin
Kutsal Yaşam Ağacı
21.12.2011 15105 Okunma
6 Yorum 25.12.2011 16:12
Mete Firidin
GPS ve Enam 97
9.05.2012 6546 Okunma
6 Yorum 23.06.2012 15:46
Mete Firidin
Meleklerin Hızı
20.11.2013 13480 Okunma
6 Yorum 24.11.2013 19:02
Mete Firidin
Cimaletun sufrun
3.02.2013 6251 Okunma
6 Yorum 06.02.2013 20:29
Mete Firidin
Şehri Ramazan
18.08.2012 5926 Okunma
5 Yorum 19.08.2012 08:58
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 16595 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
Şeytani Felsefe
5.05.2013 7310 Okunma
5 Yorum 14.06.2013 07:53
Mete Firidin
El Musawwir
8.12.2013 3938 Okunma
5 Yorum 15.12.2013 20:00
Mete Firidin
Sihir Öğreten İki Melek?
15.12.2013 9041 Okunma
5 Yorum 17.12.2013 07:54
Mete Firidin
Tevbe Suresi 30. Ayet
1.06.2014 9492 Okunma
5 Yorum 04.06.2014 16:12
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7440 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 5682 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5309 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1127 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7039 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
Azap
10.07.2016 9377 Okunma
4 Yorum 11.07.2016 18:20
Mete Firidin
Taha Suresi 125. Ayet Meali
22.11.2017 7924 Okunma
4 Yorum 25.11.2017 14:43
Mete Firidin
Bakara Suresi Meali
28.08.2015 8632 Okunma
4 Yorum 16.01.2019 16:36
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14595 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Sünnetler ve Ayetlerin Tam Anlaşılması
1.05.2014 6915 Okunma
4 Yorum 09.05.2014 15:47
Mete Firidin
Havariler Ve Huriler
29.10.2014 7285 Okunma
4 Yorum 29.10.2014 19:00
Mete Firidin
Yırtıcı ve Hastalıklı Hayvanların Haramlığı
3.03.2015 8553 Okunma
4 Yorum 14.04.2015 18:05
Mete Firidin
Cidiha ?
10.01.2014 5405 Okunma
4 Yorum 14.08.2021 16:33
Mete Firidin
Harun’un Kız Kardeşi Miryem
1.09.2013 12793 Okunma
4 Yorum 11.09.2013 07:57
Mete Firidin
Kudret Helvası Menne
13.11.2013 112378 Okunma
4 Yorum 15.11.2013 03:46
Mete Firidin
Ğasaq
18.10.2013 5851 Okunma
4 Yorum 19.10.2013 06:52
Mete Firidin
Şecer ve Güç
28.01.2014 3694 Okunma
4 Yorum 04.02.2014 23:04
Mete Firidin
El Hadid ve Besmele
13.01.2013 12906 Okunma
4 Yorum 17.01.2013 08:36
Mete Firidin
Kitap ve CERN
1.01.2012 5396 Okunma
4 Yorum 19.02.2012 08:44


© 2024 - Akevler