Damarlar
Aşağıda iki ayetin çevirileri verilmiştir. Daha sonra ise daha doğru çevirisi verilecektir.
Hakka 46. Ayet:
ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ (46)
Sonra onun can damarını koparırdık (onu yaşatmazdık).[46]
Sonra da ondan vetînini (iliğini) geser atardık[46]
Sonra da onun iliğini keser atardık.[46]
Sonra da onun şah damarını keser atardık.[46]
Sonra onun şah damarını koparırdık.[46]
Kaf 16. Ayet:
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ (16)
And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız.[16]
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.[16]
Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz: nefsi onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habli verîd» den daha yakınızdır[16]
Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i veridden (şah damarından) daha yakınız.[16]
Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız.[16]
Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz, çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.[16]
Andolsun ki; insanı, Biz yarattık ve nefsinin kendisine ne fısıldadığını da biliriz. Biz, ona şah damarından daha yakınız.[16]
Ve andolsun ki, Biz insanı yarattık ve ona nefsinin ne vesvese verdiğini de biliriz ve Biz ona şah damarından daha yakınız.[16]
İnsanı Biz yarattık. Onun için, nefsinin kendisine neler fısıldadığını, neler telkin ettiğini de Biz pek iyi biliriz. Çünkü Biz ona şahdamarından daha yakınız.[16]
Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız.[16]
Doğru çeviriler:
Hakka 46. Ayet:
ثُمَّ لَقَطَعْنَا مِنْهُ الْوَتِينَ (46)
Sonra onun aortasını (Kalbinden çıkan ana atar damarı ) kesinlikle keseriz.
El vatin aorta, kalpten çıkan ana büyük damar demektir.
Kaf 16. Ayet:
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ (16)
Ve insanı biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona iki Vena Jugularis’ten (Beynin den gelip boyundan kalbe giden iki toplar damarından) daha yakınız [16] .
El varid ise boyundaki toplar damar demektir. Varid kelimesi gelmek varmak demektir.
Doğrusunu Allah bilir.