Nutfe Kelimesi
Nutfe kelimesine “atılan bir su” anlamı verilmektedir. Oysa kelimenin derinlerine inilince gerçek manasının daha net olduğu anlaşılacaktır.



Yukarda görüldüğü gibi “colare” kelimesi İtalyanca da “sızarak damlamak, filtreden geçip damlamak” anlamındadır. To publish kelimesi ise yayınlamak demektir.
Türkçe karşılığı ise salgı, salgılamaktır. İngilizcesi “ secretion” dir. Bilimsel anlamda salgı kelimesinin anlamı: Bez dokusunu oluşturan hücreler kendileri için gerekli çeşitli molekülleri kandan alarak onları hücre içi biyosentez mekanizmalarıyla daha karmaşık yapılı ürünler haline dönüştürdükten sonra yine aynı yolla kana verir veya iç ya da dış ortama salgılarlar. Bu olaylara salgılama denir. Hücrede yapılarak salgılanan maddeye salgı adı verilir. Salgılama işi için özelleşmiş hücre ve hücre gruplarına salgı bezi denir. Salgılamadaki kimyasal dönüşümde enerjiye gerek vardır. Bez epiteli, hücrelerden salgı ürünlerinin atılmasına göre ikiye ayrılır: 1-İç salgı bezleri: Salgılarını direkt olarak kana veren, salgı kanalları olmayan bezlerdir.

İnsandaki Salgı Bezleri
2-Dış salgı bezleri: Dış salgı bezleri ya da Ekzokrin bezler, salgılarını özel bir kanal aracılığıyla ya da doğrudan vücut dışına veren bezlerdir.
Testisler ve yumurtalıklar hem iç hem de dış salgı bezi özelliklerine sahiptirler.
Bu bilgilerin ışığında ayetleri tekrar anlamaya çalışalım.
Nahl 4:
خَلَقَ الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ (4)
İnsanı, salgıdan yarattı. Öyleyken o, nasıl da apaçık bir hasım kesilmiştir.[4]
Kehf 37:
قَالَ لَهُ صَاحِبُهُ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَكَفَرْتَ بِالَّذِي خَلَقَكَ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ سَوَّاكَ رَجُلًا (37)
Bunun üzerine kendisiyle münakaşa eden arkadaşı da ona şöyle dedi: «Seni topraktan, sonra seni salgıdan yaratan, daha sonra da seni insan haline getireni mi inkar ediyorsun?[37]
Hac 5:
يَاأَيُّهَا النَّاسُ إِنْ كُنْتُمْ فِي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَإِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْ وَنُقِرُّ فِي الْأَرْحَامِ مَا نَشَاءُ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفَّى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ إِلَى أَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْئًا وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَأَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَهِيجٍ (5)
Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için, Biz sizi topraktan sonra salgıdan, sonra zigottan, sonra embriyo ve plasentadan yaratmışızdır. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutarız; sonra sizi bebek olarak çıkartırız, böylece yetişip erginlik çağına varırsınız. Kiminiz öldürülür, kiminiz de ömrünün en fena zamanına ulaştırılır ki, bilirken bir şey bilmez olur. Yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat Biz ona su indirdiğimiz zaman harekete geçer, kabarır, her güzel bitkiden çift çift yetiştirir.[5]
Müminun 13:
ثُمَّ جَعَلْنَاهُ نُطْفَةً فِي قَرَارٍ مَكِينٍ (13)
Sonra onu salgı halinde sağlam bir yere yerleştirdik [13, Testis ve ovaryum].
Müminun 14:
ثُمَّ خَلَقْنَا النُّطْفَةَ عَلَقَةً فَخَلَقْنَا الْعَلَقَةَ مُضْغَةً فَخَلَقْنَا الْمُضْغَةَ عِظَامًا فَكَسَوْنَا الْعِظَامَ لَحْمًا ثُمَّ أَنْشَأْنَاهُ خَلْقًا آخَرَ فَتَبَارَكَ اللَّهُ أَحْسَنُ الْخَالِقِينَ (14)
Sonra salgıyı zigota çevirdik, zigotu bir embriyo yaptık, embriyoyu kemiklendirdik, kemiklere de et giydirdik. Sonra onu farlklı şekilde inşaa ettik: Biçim verenlerin en güzeli olan Allah ne uludur![14]
Fatır 11:
وَاللَّهُ خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ جَعَلَكُمْ أَزْوَاجًا وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنْثَى وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ وَمَا يُعَمَّرُ مِنْ مُعَمَّرٍ وَلَا يُنْقَصُ مِنْ عُمُرِهِ إِلَّا فِي كِتَابٍ إِنَّ ذَلِكَ عَلَى اللَّهِ يَسِيرٌ (11)
Allah sizi topraktan, sonra salgıdan yaratmış, sonra da sizi çiftler halinde var etmiştir. Dişinin gebe kalması ve doğurması, ancak O’nun bilgisiyledir. Ömrü uzun olanın çok yaşaması ve ömürlerin azalması şüphesiz Kitap’dadır. Doğrusu bu Allah’a kolaydır.[11]
Yasin 77:
أَوَلَمْ يَرَ الْإِنْسَانُ أَنَّا خَلَقْنَاهُ مِنْ نُطْفَةٍ فَإِذَا هُوَ خَصِيمٌ مُبِينٌ (77)
İnsan, kendisini salgıdan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?[77]
Mümin 67:
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُوا أَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا شُيُوخًا وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفَّى مِنْ قَبْلُ وَلِتَبْلُغُوا أَجَلًا مُسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ (67)
«Sizi (önce) bir topraktan, sonra salgıdan, sonra bir aleka (zigottan)dan yaratan, sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz, sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O’dur. İçinizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor).»[67]
Necm 46:
مِنْ نُطْفَةٍ إِذَا تُمْنَى (46)
Meni olarak atılan salgıdan.
Kıyamet 37:
أَلَمْ يَكُ نُطْفَةً مِنْ مَنِيٍّ يُمْنَى (37)
Değil miydi bir salgı dökülen menîden?[37]
İnsan 2:
إِنَّا خَلَقْنَا الْإِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ أَمْشَاجٍ نَبْتَلِيهِ فَجَعَلْنَاهُ سَمِيعًا بَصِيرًا (2)
Kesinlikle biz insanı, imtihan etmek için ikil karşımlar yapan (kromozomlar içeren) salgıdan yarattık da onu işitici, görücü yaptık.[2]
Abese 19:
مِنْ نُطْفَةٍ خَلَقَهُ فَقَدَّرَهُ (19)
Onu salgıdan yaratmış da onu takdir etmiştir [19].
Doğrusunu Allah bilir.