“En kötü düzen bile düzensizlikten iyidir.” sözünün tam isabet bulduğu, domino taşı gibi ardı ardına dökülen vakıaların en başında “Arap baharı” denen zillet gelir. Arap baharı zilletinde özellikle Mısır planın tutmadığı tek ülke olmuştur. Bu sebeple Mısır’a Sisi tarafından 2. bir Müdahale yaptırılarak çıktığı raya tekrar koyulmuştur.
Arap baharı zilletinden Saddam’ın Irak’ı, Esad’ın Suriye’si ve asıl konumuz olan Kaddafi’nin Libya’sı en ağır yarayı almıştır. O kadar ağır ki bu yara, ortada ne bir ülke bütünlüğü ne de bir düzen kalmıştır..!
Libya, Irak ve Suriye gibi ülkelerde liderin ortadan kaldırılması ile düzenin ve devletinde ortadan kalktığı görüldü. Esad yaşıyor olsa da Suriye’de aynı konumdadır.
Şimdi tam yeri gelmişken sizlere şöyle bir soru sorsam; 15 Temmuz 2016 gecesi Sayın Cumhurbaşkanımızın başına Allah göstermesin bir hal gelmiş olsa idi, Türkiye hangi beter belalar ile burun buruna gelmiş olacaktı..?
Milletin saygı duyduğu, zor zamanda milleti toparlayacak karaktere sahip şahsiyetlerden Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nu öldürdüler. Sayın Cumhurbaşkanımızı da öldürmeye kalkıştılar. Tez zamanda, muhalefet veya iktidar partileri içerisinde alternatif, dirayetli ve şahsiyet sahibi liderlerin yetiştirilmesine ihtiyaç vardır. İnşallah izah etmeye çalıştığım tehlikenin farkındasınızdır..!?
***
Bu dünyadan bir tuhaf adam Muammer Muhammed Ebu Münyar el-Kaddafi geldi geçti, peh…!
Muammer Kaddafi’nin devrilmesini hemen bütün batı dünyası; Kaddafi’nin ölmesini sadece Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy istemiştir. Neden..?
Çünkü; ‘..Hakkında resmi soruşturma başlatılan eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, "yolsuzluk" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından yargılanacak.
63 yaşındaki Nicolas Sarkozy'nin, 2007'deki seçim kampanyası için yasadışı finansman sağlayıp sağlamadığını inceleyen yargıçların kararını etkilemeye çalıştığı iddia ediliyor. Suçlamalar, 2014 yılında kaydedilen Sarkozy'nin bazı telefon konuşmalarına dayandırılıyor. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'e yönelik suçlamalar "yolsuzluk" ve "görevi kötüye kullanma" ile sınırlı değil.
Nicolas Sarkozy'nin, 2007'de kazandığı cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi'den kampanyası için maddi yardım aldığı, 2012'de kaybettiği seçim öncesi de yasaları ihlal ederek kampanyası için belirlenenden fazla harcama yaptığı öne sürülüyor..’( BBC 29 Mart 2018)
Saddam Hüseyin, Hüsnü Mübarek vb. gibi devrik liderlerin kaçmalarına, yargılanmalarına, konuşmalarına izin verilmiş lakin Muammer Kaddafi hiç konuşturulmadan, yargılanmadan, muhaliflere alelacele linç ettirilmiştir. Linç edenlerin kimlerden? Ne kadar? “Frank” aldıklarının yapılacak çok az bir araştırma ile ortaya çıkacağı kanaatindeyim. İlerleyen zamanlarda bu linç olayı ile ilgili de çok ilginç itiraflar gelecek diye bekliyorum ben.
Üstelik Fransa, BM ve ABD'yi hiç kale almadan akıl almaz bir hışımla Kaddafi'nin sarayını ve Kaddafi'nin bulunabileceği her yeri bombalamıştır. Velhasılı Sarkozy, Kaddafi'den aldığı borcu bombalar ile ödemiştir. Kaddafi'nin mutlaka bir şekilde ölmesi gerekiyordu.
Kaddafi’nin kaçmak için elinde fırsatları da vardı. Yanında bulunan güvendiği korumalar defalarca kaçıralım teklifinde bulunmasına rağmen Kaddafi bu teklifleri ret etmiştir. Kaddafi’nin yüz ifadesine iyi bakınca linç edilmeden önceki şaşkınlığını görüyor insan. Neden? Çünkü; Kaddafi'nin Libya'sı ekonomik ve sosyal anlamda okuyanlara parmak ısırtıyor da ondan.
Şimdi buyurun, Diktatör! Gaddafi’nin Libya’sına;
“Libya'da evlerde kullanılan elektrik, su ve doğalgaz zorunlu ihtiyaç kapsamında olduğu için bedava.
Libya'da eğitim ve sağlık hizmetleri bedava.
Libya devleti, tüm hastalara ilacı hiçbir ücret talep etmeden veriyor.
Libya’da benzinin litresi 0.08 avro, yani bir Libyalının bir litre benzine ödediği para Türk lirasıyla yaklaşık 20 kuruş.
Libya ulusal bankaları faiz almıyor.
Libya vatandaşları hiçbir şekilde vergi ödemiyor.
Libya hem Afrika'da hem de tüm dünyada en borçsuz ülke.
Libya'da arabalar fabrika çıkış fiyatına satılıyor, nakliye bedellerini ise devlet karşılıyor.
Libya, yurtdışında burslu okuyan öğrencilere iadesiz olarak aylık 1650 avro burs veriyor.
Libya'da tüm üniversite mezunları bir iş bulana kadar maaşa bağlanıyor.
Libya'da evlenmek isteyen tüm çiftlere devlet 150 metrekarelik daire veriyor.
Libya'da istisnasız olarak her aile aylık 300 avro, yaklaşık 760 Türk lirası yardım alıyor.
Libya’da petrol gelirlerinin yüzde 90'ı Libya halkına gidiyor…
Kaddafi, Tobruk'taki İngiliz Hava Üssü’nü ve Trablus'da ki dev ABD Hava Üssü "Wheelus Field"i kapattırdı. Petrol sahalarını ve tüm petrol endüstrisini kamulaştırdı. Tarlaları kamulaştırılarak yoksul köylüler arasında paylaştırdı.
Bir zamanların geri kalmış çöl ülkesi, varlıklı bir Arap ülkesine dönüştü. Dünya Bankası'nın verilerine göre, kişi başına düşen gelir 1970 - 2010 arasında 5.800 dolardan 12.000 dolara çıktı. Libya, Afrika Kıtası'ndaki en yüksek kişi başı gelire sahip ülkedir. Örneğin 80 milyon Mısırlının yarısı günde 2 dollarlık yoksulluk sınırının altında yaşarken, Libya'da aylık ortalama maaş 510 euro seviyesinde..”
Yukarıda sıralanmış olanakları bu ülkede hangi lider sağlasa bırakın linç edilmeyi, en az % 80-90 ile girdiği her seçimi kazanır öyle değil mi..?
Ben yine de Türkiye’nin, kesinlikle ekonomik bir meselesinin olmadığına; Türkiye’nin, ciddi anlamda ahlak ve şahsiyet meselesinin olduğuna inananlardanım.
Sonuç;
Türkiye olarak, Kaddafi’nin alaşağı edilmesinden nasıl bir ders çıkarmalıyız..?
Aşağıdaki gazete haberi sorumuza çok net bir ipucu veriyor, idrak edebilenlere..!
“ ... Halk tepkisiyle iyice köşeye sıkışan Libya lideri Kaddafi’nin yahudi asıllı olduğu birçok kez gündeme gelmişti. Her defasında kendisinin Arap asıllı olduğuna vurgu yapan Kaddafi’yi İsrail’de yaşayan teyzesinin kızı yalanladı.
Halkının gösterilerle yönetimi bırakmasını istediği Libya lideri Muammer Kaddafi'nin yahudi asıllı olduğu birçok kez gündeme gelmişti. Her defasında kendisinin Arap asıllı olduğuna vurgu yapan Kaddafi, hakkında yazılanların gündeme gelmesine engel olmuş ve İsrail karşıtı söylemlerde bulunmuştu. İsrail'de yaşayan Rachel Saade, İsrail'in Kanal 2 televizyonuna yaptığı açıklamada, kendisinin diktatör lider Muammer Kaddafi'nin teyzesinin kızı olduğunu ve Kaddafi'nin de Yahudi asıllı olduğunu iddia etti…” (23/02/2011 Sabah, Takvim, …) Yazı bitti. Bin selam.
saymayansayilmaz@gmail.com @hikmetguvel