Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı…
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda…
Bu günkü yazıma, Merhum Akif’in bu iki dörtlüğü ile başlamamın tek sebebi, tamamen yüreğime çöken öfke ile alakalıdır.
Yani bir adamın dolayısı ile bu bir adam gibi düşünen birilerinin kafasına bir çivi çakmaktır muradım.
Allah’tan tek temennim odur ki;
Çakılan bu idrak çivisinin, akıllarından bir daha hiç çıkmamasıdır…
Bu cennet vatana hizmet etmeyi, bu vatanı savunmayı namaz kılmaktan, oruç tutmaktan daha ileri bir şey olarak gördüğümüz anda, batılıların bize yutturduğu dolmalardan birini kusmuş oluruz.
Cennet vatan sözünü duyunca, aklınıza börtü böcek, sahil güneş gelmesin sakın.
Cennet Vatan, anamazın, bacımızın namusudur
Cennet Vatan, şerefimiz, haysiyetimizdir…
Vatanı bırak, sahip olduğu ev ve arabası bile elinden alınınca, kıyameti koparacak dangalak adam, dinle;
Okumuşsun birkaç tane İranlı yazar, bu topraklarda ahkam kesersin dangalak adam.
Allah resulünün eşine, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’a ağza alınmayacak küfürler edip, lanet okuyan adamların bırak fikirlerine sempati duymayı;
Bizatihi; düşmanlık ve nefret beslemelisin, dangalak adam.
Çanakkale de, İstiklal harbinde ve en son 15 Temmuzda sayısız şehidi niye verdik biz, biraz düşün dangalak adam.
Bir vatanın olmaz ise şayet;
Kürtçü olsan ne yazar
Türkçü olsan, İrancı olsa ne yazar
Bak Halep’e, bak ki;
Ayağının altındaki bu toprakların, ne kadar kıymetli olduğunu anlayasın dangalak adam.
Allah göstermesin, bu vatan bir batılı işgaline uğrar ise şayet; Gelen batılı alçaklara anlatırsın fikirlerini.
Efendim, vatan sevgisi Kur’an da var mıydı yok muydu? Ali Şeriati hakkında ne düşünüyorsunuz?
Af edersiniz Onlarda, ırzımıza geçerken, sana katılıyorum, sen anlat, biz de senin gibi düşünüyoruz derler sana, dangalak adam.
Sen bir Kırımlı olup Stalin’in, kara, soğuk ve hastalık dolu vagonlarına binip, hiç öldün mü dangalak adam?
Misafir olarak gittiğin evde bile bir gece kalmanın sıkıntısını ve utangaçlığını yaşarken;
Sen hiç mülteci olup, yanına iki bakır kap alıp, sırtında çocuğun ile yaşadığın evi, barkı ve kenti terk edip yollara hiç düştün mü dangalak adam?
Cevabın hayır değil mi?
Sen, vatansızlığın ne demek olduğunu bilemezsin, dangalak adam.
Aç bak Kitaba, namusu da, iffeti de, şerefi de görürsün dangalak adam.
Sen söz dinlemekten yorulmadın mı?
Ben sana söz söylemekten yoruldum, bu kadar yeter dangalak adam.
Sonuç olarak;
İstiklal harbi kazanıldıktan sonra bu topraklara, deyim yerinde ise; Müslümanların ikinci hicreti başlamıştır.
Geldiler,
Balkanlardan geldiler,
Kafkasya’dan, hemen her yerden geldiler.
Ve hepsi, hep bir ağızdan;
Allah’a hamd olsun ki;
Namaz kılacak ve huzur bulacağımız bir vatanımız oldu dediler ve;
Akın akın bu cennet vatana geldiler.
Sadece biz değildik gelen,
Komşularımız da güneyden geldiler…Saygılarımla
saymayansayilmaz@gmail.com 5058819030 @hikmetguvel