Henry Kissinger’ın; Donald Trump’un damadı ve baş danışmanı Siyonist Jared Kushner ile düzenli olarak görüştüğü ve bu görüşmeler esnasında Kissinger’in, Kushner’e tavsiyelerde bulunduğu belirtildi..! (11 Ocak 2018 -The New York Times-)
Aslında bu ilişki; Ocak 2017’de görevi Obama’dan devralan Trump’un, damadı Kushner’i başkanlık danışmanı yapacağını açıklamadan öncede vardı. The Independent’ın (Birleşik Krallık'ta yayımlanan günlük gazete.) Nisan 2017 ayında yaptığı haberlerde de bu birlikteliğin ipuçları verilmişti zaten….
ABD’nin 45. Başkanlık koltuğunda Donald Trump değilde Hillary Diane Rodham Clinton oturmuş olsaydı bir şey değişecek miydi? Hayır. ABD’de başkanlar değişir, iktidar hiçbir zaman değişmez. “Ben başkanlık yapacağım” diyenler öldürülür. İz kalmasın diye öldürenlerde öldürülür. Öldürmedikleri yani İtaatsizliğinden şüphe edilenler ise para ve cinsellik denen insanlığın ortak en büyük iki zaafı ile öyle bir kıskaca alınır ki; İsyankarlık belirtisi gösterme ihtimali olabilecek başkanda mevcut iktidara boyun bükmek zorunda bırakılır. Amerikan başkanlık tarihinde, bu tespitin doğruluğuna misal olabilecek bir hayli örnek mevcuttur. Anlatabiliyor muyum?
Peki, kimdir bu Henry Kissinger?
Henry Alfred Kissinger, 1923 Almanya doğumlu, 94 yaşında Yahudi kökenli (Siyonist) Amerikalı diplomat, siyaset bilimci ve siyasetçi. 1961-68 yılları arasında ABD başkanları John F. Kennedyve Lyndon B. Johnson’un özel danışmanı olarak görev yaptı. Onlardan sonra gelen Başkan Richard Nixon onu Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak hizmete atadı. 22 Eylül 1973–20 Ocak 1977 tarihleri arasında Richard Nixon ve Gerald Rodolph Ford Jr. döneminde 56. Dışişleri Bakanlığı yaptı. Arap-İsrail savaşları sırasında “adım adım siyaset” politikasına uygun olarak bölgede mekik diplomasisi yaptı. 1983 senesinde dönemin başkanı Ronald Reagan tarafından ABD’nin orta Amerika’ya yönelik politikasını geliştirmek için oluşturulan federasyon heyetinin başına getirildi.
George W. Bush’da Henry Kissenger’ı 11 Eylül saldırısının sebeplerini araştırmakla görevlendirilen kurulun başına geçirdi.
Güney Amerika’daki darbe girişimlerinde, rejim değişikliklerinde ve CIA operasyonlarında hep Kissinger adı duyulmuştu. Kissinger’in, zamanında Şili için söyledikleri hala hafızamızdadır; “Ülkesinin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir..”
Henry Kissinger'in Kehanetlerinden en çok haberi, en çok tantanası yapılan ve en çok dikkat çeken örnekte şudur;
“ABD Dışişleri eski Bakanı Henry Kisinger 2011'de bir gazeteye verdiği röportajda "Şayet savaş davullarını duymuyorsanız sağır olmalısınız" demişti. Röportajda, ABD'yi petrol ve önemli ekonomik kaynakların bulunduğu stratejik öneme sahip olan yedi ülkeyi işgal etmeye zorladıklarını belirten Kissenger, mevcut plandaki son adımın İran'a saldırmak olduğunu ifade etti. Çin ve Rusya'nın aptalca hareket ettiği sürece İsrail be ABD'nin bu savaşı kazanacağı iddia eden Kissdenger, İsrail'in bütün gücüyle bu savaşın içinde olacağını ve mümkün olduğu kadar çok Arap öldüreceğini, sonunda da Orta Doğu'nun yarısını işgal edeceğini söyledi. ABD ve Avrupa'nın gençlerinin yaklaşık son 10 yıldır savaş için eğitildiğine dikkat çekerek, "Onlar savaş için emir aldıklarında Müslümanlar'ı küle döndürecekler" ifadelerini kullandı.
Dünyaya Yahudi bir ailenin çocuğu olarak geldiğini özellikle vurgulayan Kissenger, savaşın sonunda yeni bir dünya doğacağını belirterek "Sonunda savaşın küllerinden yeni bir dünya doğacak, yalnızca tek bir süper güç kalacak ve o bütün dünyayı yöneten tek hükumet olacaktır" diye konuştu..."
Sonuç olarak;
Ben, basına bilerek yansıtılan bu kehanetlerle ilgili değil de yansıtılmayan ve bizatihi dünya insanlarının gözünden, aklından kaçırılan, gizli tutulan kısımları ile ilgileniyorum. Hele ki böylesine büyük idealleri olan Henry Kissinger, Jared Kushner ve benzeri Siyonistlerin, bu tür hedeflere ulaşmak için yapılacak hamleleri uluorta ifşa edecek kadar dangalak olduklarına ise hiç inanmıyorum.
Şimdi aklınıza ister istemez şöyle bir soru gelmiştir. Peki, bu adamlar neyin öğrenilmesini istemiyorlar. Yani dünya insanlarından neyi gizliyorlar? Dünya bir yanda dursun, asıl Türkiye ile ilgili hangi hesabın peşindedirler..?
Bu iki soruyu şöyle cevaplarsam neden bu sorulara uluorta cevap yazamadığımı anlayacaksınız..?
Şundan çok emin olun bu adamlar; dünyanın neresinde kim, ne yazar? Kim ne konuşur? Kimler ekmeğine yağ sürer? Kimler kılçık olur? vs. hemen her şeyi biliyor ve herkesi takip ediyorlar.
Para ve konfor ile satın aldıkları kalem ve dillerde zaten hiç sıkıntı yaşamıyorlar. Kendi hegemonyalarının dışında olan yani kovana çomak sokan çok azların da yazması, sesinin çıkması engelleniyor. Aklı sonradan başına gelen vatan severler varsa da şayet onlarında popülerliği yok ediliyor. Bunlar bir ülkenin aynı anda hem muhalefet hem de iktidar medyasını yönlendirebiliyorlar..!
Henry Kissinger ile ilgili yapılması gereken nedir? Biraz zahmetli ve uğraş gerektiren lakin Türkiye’nin lehine olan işler var acil yapılması gereken….!?
Allah aşkına, şimdi bütün samimiyetimle soruyorum; The New York Times, The Independent vb. yayın organlarını takip edip, bu haberleri cımbızla yakalayıp, böyle bir yazıyı yazmak bana mı düşmeliydi..? Nasip olsa gerek diye düşünüyorum...Yazı bitti. Bin selam
saymayansayilmaz@gmail.com @hikmetguvel