Kara tren, ak tren,
Askerleri say tren,
Benim yarim kırk beşli,
Postasıyla say tren.
Mendilimin dört ucu
Dört ucu da turuncu
Kurban olayım yarim
Askerlik Vatan borcu...
Doksanlı yılların tam ortasında bu türkü eşliğinde gittim askere.
Karadayı'nın elinde tespih, omuzun da haki renkli bir ceket; Aziz Milletimize ve onun seçtiği vekillere hava attığı yıllardı. Henüz Merhum Erbakan postallılar tarafından alaşağı edilmemiş, Meşhur aile fotoğrafında ki bütün sülalesi aziz milletimizin haklarını araklamadan vs sebeplerden tutuklanmış lakin kendisi tertemiz! kalmış Sayın Demirel’in, şapkasını alıp gide gelelerden bıkıp, kendisini huzur bulacağı Cumhurbaşkanlığı koltuğuna attığı yıllardı.Velhasıl; 60’ın Türkiye darbe kraliçesi yamağı Cemal Madanoğlu ve 80’nin Netekim Kenan Paşası'nın varisleri tarafından Aziz Milletimizin kafası basmayan cahil sürüsü olarak görülme geleneğinin devam ettiği yıllardı. Anasından on defa General doğup bebeklikten itibaren general maaşı almaya başlasa bile, sahip olduğu Çelik! arme gayr-i mülklerden Bir! tanesini bile satın alamayacak paşaların hüküm sürdüğü yıllardı. Yazdıkça tansiyonum, şekerim çıkıyor.
”Allahsız, Kitapsızlar” bunu yazmaz isem yüreğim rahatlamayacak. Bunu yazmaz isem; Merhum Menderes ve arkadaşları, zulüm görmüş, aşağılanmış, işten atılmış, sürülmüş Aziz Milletimizin evlatları mahşer yerinde yakama yapışıp hesabını benden sorarlar..!
-"Ordu millet için vardır." Evet doğru, çok doğru da, yanlış olan; O yıllar ve öncesinde Ordu, vatan savunmasından ziyade milleti hep tokatlamak için vardı.
-Ordu; generallerine, emekli olur olmaz ballı maaşlarla şirket yönetim kurullarında görev verdirmek için vardı.
-Ordu; sırf dindar oldukları için sudan bahanelerle şerefli ordu mensuplarını YAŞ kararları ile ekmeğinden etmek, onunla da kalmayıp sivile dönenlerin de iş bulmalarını engellemek için vardı.
-Ordu; Allah’ına peygamberine bağlı subaylar kurmay olmasın diye diz kapaklarına bakıp, tuvaletlere kamera koyarak abdestini oturarak bozanları tespit edip haklarını gasp etmek için vardı. vs. vs. vs......
Allah sizin gibilerin, Aziz Millet kere belasını versin.
Ordunun içinde tertemiz, arıyla namusu ile görev yapan rütbelilerimiz yok mu? elbette var tabi ki. Benim sözüm geçmişten bu güne kadar görevini arıyla, namusu ile yapmayanlaradır, bu da böyle biline.
Gelelim sonuca;
Darbelerde tamamı, muhtıralarda ucu millete gösterilen silahın, darbesiz ve muhtırasız geçen boş zamanlarında da kılıfı gösterilerek, bu millet hep abluka altında tutuldu. Bu arada kanalizasyondan bir de FETÖsptik sızınca ordunun içine, işlerin hepten şeyi! çıktı.
Önceki darbelerin ve muhtıraların 15 Temmuzdan şöyle bir farkı vardı. Önceki müdahaleler vatanı yok etmeye yönelik olmaktan ziyade, Aziz Milletimizin üzerinde bir baskı oluşturarak, çaktırmadan bu vatanın kaymağını yemek üzerine kurulu idi. Askerin bu tür müdahalelerini Aziz Milletimiz, nasıl olsa bir vatanımız var deyip, efendiliğini bozmadan hep sineye çekti. Ama ne zaman ki, Cennet Vatanı yok etmeye yönelik bir ihanet kalkışmasına dönüşünce bu son müdahale; Aziz Milletimizin yiğit olanları, şanlı ordumuzun içindeki onurlu askerlerimiz ve cefakar polisimiz topyekün bir direnişle, batılı alçaklar ve onun namussuz, şerefsiz işbirlikçilerinin suratında bir Osmanlı tokadı gibi patladı. Silah ilk defa milletten korktu. Daha doğrusu silah değil de elinde silah olan dangalaklar korktu. Lakin o silah, Cennet mekan Ömer Halis gibi koçların eline geçince hainlerin alınların çatında patladı. İlk defa bu topraklarda silah, milletin imanına yenildi. Ve ilk defa Millet, gücünün ne olduğunun farkına vardı.
Olan oldu, hainler derdest edildi. Ordu içindeki hainler temizlendi. Temizlenmeye de devam ediliyor.
7 ağustos yeni kapı mitingin de; uzun yıllar sonra ilk defa bir Genel Kurmay Başkanı, mensubu, hizmetkarı olduğu Aziz Milletine huşu ve muhabbetle selama durdu. Millette, onca yıldır ilk defa yüreğinden gelerek bir Genel Kurmay Başkanını ve Kuvvet Komutanlarını bağrına bastı.
Siz bakmayın benim yazılarımın sert olduğuna.
Kalemim sert, yüreğim sert değildir benim.
Böyle sahneleri görünce dayanamaz, beter ağlarım.
Ey..! Aziz Milletimizin Başkomutanı, Genel Kurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, diğer rütbelerdeki askerlerimiz ve Polisimiz; Bu Aziz Milletin sizlere olan güveni, bağlılığı ve sevgisi tamdır. Size düşen de bu Aziz, Cefakar Milletin yüzünü kara çıkarmamaktır. Allah, yar ve yardımcınız; Allah, yar ve yardımcımız olsun …Saygılarımla
saymayansayilmaz@gmail.com 0 505 881 9030