Bir gazetenin, bir yazarının, bir makalesinin alıntısı ile bu günkü yazımıza başlayalım dostlar;
“…Takvim yazarı Şebnem Bursalı; McKinsey firmasının ilişkisini IMF ve Duyun-u Umumiye'ye kadar yakıştırılmasını anlamak gerçekten zor. Küresel ölçekte danışmanlık hizmeti ve yabancı sermaye için bir referans kurumu olmanın ötesinde hiçbir anlamı olmayan firma ile anlaşmayı, kamu maliyesinin yönetimi sanki bu şirkete verilmiş gibi bir hava şeklinde yansıtmak, olayı çarpıtmanın ve algı operasyonu yapmanın dışında bir şey değil…”
Bu da Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak’ın ilk açıklaması: “Yeni program bünyesinde kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için uluslararası yönetim şirketi McKinsey ile çalışmaya karar verdik. 16 bakanlıktan temsilcilerin bulunduğu bu ofis, tüm hedeflerimizi ve sonuçlarımızı her çeyrekte kontrol edecek..”
Bu da Sayın Berat Albayrak’ın yeni açıklaması; "Görüş alacağız ama yerli ve milli duruşla biz yöneteceğiz. Yapılan yorumlar cehaletten değilse ihanettendir.."
Ve son olarak Sayın Devlet Bahçeli; “Mckinsey IMF değil, Duyun-u Umumiye hiç değil. Sorsanız ne IMF’den anlarlar, ne de Duyun-u Umumiye’yi bilirler. Cehalet varsa ihanet tetiktedir, buna da kafaları basmaz..”
***
Bu mevzuda, kesinlikle iktidara yahut muhalefete yaslanıp yanlı konuşmayacağım. Alkış alma veya küfür toplama gibi bir derdin içinde hiç değilim. Derdim, hakikattir. Derdim, yalakalık yahut saldırganlık hiç değildir.
Şimdi, muhalefetin eleştirisini, iktidarın savunmasını bir kenara bırakıp McKinsey’le ilgili çok ilginç/gerçekçi detaylara gidelim biz;
McKinsey’in Seceresi;
Şirket adı; McKinsey & Company
Genel merkezi: New York, New York, ABD
Çalışan Sayısı: 27.000 (2018)
Kuruluş tarihi: 1926
Kilit isim: Kevin Sneader
Yan kuruluşlar: MIO Partners Inc., Lunar Design…
Kurucular: James O. McKinsey, Marvin Bower
McKinsey globalın yönetici ortağı Dominic Barton, bir Yahudi Mason üstadıdır. McKinsey'nin küresel yönetim ortağı Emeritus'dur . Londra'da yerleşiktir...
***
En çok merak edilen detaylardan biri, bu şirketin Türkiye'den ne kadar para kazanacağıdır.
Bunu bilmek mümkün değil lakin tahmin etmek hiçte zor değildir. En canlı, somut örnek PORTO RİKO’dur
“McKinsey'nin en fazla tartışma yaratan işlerinden biri olarak gösteriliyor. McKinsey, borç yeniden yapılandırmasına odaklanan mali yapının ve finans sisteminin yeniden yapılandırmasıyla ilgili çalışmalar yürütüyor. Dünyanın en borçlu ülkelerinden biri olan Porto Riko'nun bu çalışmanın ardından borçlarının bir kısmını ödeyemeyeceğini ilan etme riski bulunuyor. Amerikan New York Times gazetesine göre, 2016 yılından bu yana danışmanlık yürüten McKinsey'nin verdiği danışmanlık hizmeti karşılığında şu ana kadar 50 milyon dolarlık ödeme aldığı belirtiliyor..”(BBC)
Özellikle Berlin duvarının yıkılması ile dünya piyasasında ismini iyice hissettirmeye başlayan McKinsey’in gözlerden/akıllardan kaçırılan en net tanımı şudur;
“Ülkelerin ve patronların ekonomik anlamda iyi olduğu genişleme zamanların da, yahut ülkelerin ve patronların ekonomik olarak sıkıştığı dönemlerde çağırılan, ülkelerin ve ticarethanelerin gelişme ve büyüme reçetelerini yahut kanlı yani halk tabiri ile kemer sıkma reçetelerini uygulamalarıyla alakalı faaliyet gösteren bir şirkettir.” Bu tanım, benim uydurduğum değil bizatihi şirketin kendi kendine yakıştırdığı bir tanımdır.
Özellikle 18. yüzyıl içerisinde, merkezi Londra’dan Newyork’a taşınan sermayenin sahipleri (en son zirve haliyle) 1913’te FED’i kurup önce ABD halkını daha sonra da tüm dünya ülke halklarını sömürmeye başladığında hiçbir şeyi şansa/tesadüfe bırakmamışlardır.
Para sistemi..!
Bu sistem en ince ayrıntısına kadar hesap edilerek kurulmuş bir sistemdir. Bu sistemde ülkeler kaybeder lakin sermaye sahipleri asla kaybetmez.
Bu sistemin sahipleri, ülkeleri sömürürken ve istediklerini ülkelere yaptırmak zorunda bırakırken mutlaka bazı ülkelerin ekonomik anlamda darboğaza gireceğini yahut gelişme göstereceğini/büyüyeceğini de çok iyi hesaplamışlardır.
“McKinsey & Co., her şeyi bilir. Onlar, dünyayı dolaşan ve en üst düzey verimlilikle çalışmasına yardımcı olmak için şirketlerden/ülkelerden en çok dolar alan iş danışmanlarıdır..”
McKinsey Company, sermaye ve sermaye sahiplerinden bağımsız bir şirket değildir.
McKinsey, öyle birkaç akıllı girişimci akademisyenin tesadüfen kurduğu bir şirket hiç değildir.
McKinsey bizatihi sermaye sahiplerinin kurduğu bir şirkettir.
McKinsey; Büyük sermaye sahiplerinin, ülkeleri sömürüp zor duruma düşürdükten sonra yine aynı ülkelere, kurtarmak vaadi ile para ile sattığı delik deşik bir can simididir..!
***
Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasi, askeri ve ekonomik anlamda çok zor bir dönemeçten dönüp düze çıkmaya çalışmaktadır. Bunun için siyasi erk kendince samimi bir şekilde olumlu icraatlar yapmaya çalışmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin özelikle ekonomik anlamda (ödemeler noktasında) ciddi sıkıntıları vardır. Bunun adına ister dış güç saldırısı, ister savurganlık, isterseniz hesapsız yatırımlar…vs… deyin…adına her ne derseniz deyin, ekonomik anlamda doğru gitmeyen şeyler olduğu aşikardır.
Borcumuzu sildiğimiz IMF, siyaset dili olarak devre dışı kalınca borç ödeme sıkıntısının giderilmesi için mecburen alternatif yollar, kuruluşlar arandı ve en son McKinsey'de karar kılındı. Sermaye sahipleri bizi mecbur etti diyelim. Hakikat şudur; IMF yerine McKinsey ile çalışacağız. Daha doğrusu çalışmak zorundayız.
Oy.
Önce buradan başlayalım, inanın bana! sonrası çok hayırlı devam edecektir.
Bence yaşadığımız en büyük sıkıntının sebebi, en başta ülke olarak yaşadığımız olumsuzlukları halkımıza ifade ediş, anlatış biçimimizdir. Teknoloji o kadar çok ilerledi ki, herkesin her şeyden haberi/malumatı vardır artık.
“Kötü” olana, hakikaten şöyle olduğu için “kötü oldu” diyebilmeliyiz. Bu doğru davranış biçimi, beraberinde şeffaflığı akabinde de güveni getirir. İzahatım anlaşılıyor öyle değil mi..?
Allah’ı hesaba katarak, dünyevi bir hesap yapmadan yani algı oluşturmadan, “durumumuz şudur ve şunları yapmak zorundayız” diyebilmeliyiz. “Halk şunları bilmez ise, anlamaz ise şayet, işler doğru/yolunda yürür/gider” mantığı doğru bir mantık değildir…Yazı bitti. Bin selam.