"Mossad’a yakınlığı ile bilinen bir haber sitesinde; ABD’nin İncirlik Hava Üssünü boşaltıp, muhtemelen Suriye’nin kuzeyinde bulunan dört veya beş hava üssüne yerleşeceği ve böylelikle ABD Suriye de ki hava gücünü iki, üç katına çıkaracağı yazıldı. Almanya’nın da Kıbrıs Rum Kesimi ve Ürdün’de bulunan üs seçeneklerini değerlendirildiği iddia etti.” Haberinin özetidir.
Ufak tefek nüanslar hariç pekte ıskalamayan bir haber sitesidir. Bu iddialar doğru da olabilir, yanıltmaca da olabilir. Ülkemizin güvenliği açısından, ileriye dönük olarak geliştireceğimiz strateji ve yapacağımız planlar doğrultusunda şöyle bir düşünüp kafa yoralım diyorum...Bu tür haberlerin doğru olduğunu kabul etmek mi Türkiye’nin geleceğinin lehindedir? Yoksa, yanlış olduğunu kabul etmek mi..?
Şimdi en başta, şu realiteyi aklımızın en hatırlanabilir yerine iğneleyelim. DAEŞ denen menem örgüt; ABD ve ABD’yi elinde tutan finansal güç FED'in sahiplerinin kurup güçlendirdiği bir örgüttür. Bu realitenin doğruluğunu bizzat ABD kendisi onayladı. Peki o zaman DAEŞ ve DAEŞ ile mücadele gerçek manada ne anlama geliyor? Canımız yansa da şu anlama geliyor: DAEŞ; Aşağıdan yukarı doğru gelerek, önce insanları mülteci durumuna düşürüp üç buçuk milyonunu bize, birkaç milyonunu da diğer bir kaç ülkeye sürmedi mi? Sürdü. O zaman şunun adını doğru koyalım; “Biz DAEŞ’le mücadele etmiyoruz.” Üzülerek söylüyorum ki; Türkiye’ye, ABD ve teranesinin pisliği temizlettiriliyor. Bunu da bundan sonra ki yıllarda yapacakları asıl hedeflerine varmak için yapıyorlar ve yaptırıyorlar. Yani Batılı Alçaklar; DAEŞ denen kurma oyuncağı, “ben senin üstüne doğru saldım, sen de aşağı doğru gönder” diyor. Seni bu kurma oyuncağı aşağı doğru sürmeye mecbur bırakıyorlar. DAEŞ’i aşağı doğru sürmezsen bu sefer DAEŞ kendi vatandaşlarımıza zarar veriyor.
Velhasılı dostlarım, Irak ve Suriye'de oluşturulan bütün bu kaos ve girdapların tek bir sebebi vardır. İnsanları korku ve panik halinde göçe zorlamaktır. Bölgedeki ülkelerin üniter yapısını bozup bunun yerine ırka/aşirete ve mezhebe dayalı, birbiri ile sürekli çekişme ve çatışma halinde olan küçük küçük kantonlar oluşturmak ve bu oluşumların, hepsini iktisadi ve siyasi manada İsrail'e bağlamaktır.
Şu hakikati aklımızın en hatırlanabilir yerine iğneleyelim;
Batılılar tarafından biz Suriye’ye yukarıdan girmek zorunda bırakıldık. Gün gelecek Suriye'nin yukarısının temizliği de tamamen bize bırakılacaktır. Ve gün gelecek allem edecekler gullem edecekler bir şekilde DAEŞ'i kucağımıza bırakacaklar.... Aman dikkat!!!
***
Gelelim Kral Selman, Sisi ve diğer duyarlı, vefalı dindaşlarımıza.
ABD ve İngiltere sessizce Suud'la görüşmeler yaptı. Suud da önümüzdeki günlerde enteresan değişim ve hareketler olacak. İngiliz Leydimiz canlı canlı görüştü çünkü.Yönetim revizyonu, silah yardımı vs. bekleyip göreceğiz.
Mısır göze gösterilerek ABD ye çağrıldı. Şimdi çıkmış bazı insanlar “Mısır, Trump’tan icazet alır almaz bombalar patladı.” Haa deyip yorumlar yapıyorlar. Bakın dostlarım bu adamlar salak değil. Aksine bu adamlar çok sinsi ve kurnazdır. ABD ve İngiltere yazdığıma da bakmayın siz, hepsi aynı adamlardır bunlar. Suud'u, Mısır’ı idare edenler bütün varlığını ancak; Köpekliğini yaptığı ABD ve Yahudi’nin dediğini yaparak devam ettirebilir. Toprak vermesi gerekiyorsa toprakta verir. Toprak edinmelerine de yardımcı edilirler.
Allah rızası için şu huydan da vaz geçelim artık. Bir olay oluyor açıyorum TV'yi, önünde Doç, Prof, Ortadoğu, Pasifik uzmanı yazan kravatlı ve etekli insanlar batılı adamın niyetlerinden bir haber acayip acayip yorumlar yapıp kafa ütülüyorlar. Bu bizde bir gelenek oldu artık. Olay olur olmaz aynı adamlar sahneye çıkıyor veya millet gerçekleri çakmasın diye özellikle çıkartılıyor.
Hani demiştim ya bir yazımda, “ABD her yıl Müslüman ülkelerdeki gazeteci ve medya mensuplarına 400/500 milyon dolar kaynak aktarıyor diye.” Benim sözüm bu kaynaktan beslenen sülükleredir. Temiz olanlara değildir. Ondan derim bütün uzmanlar üstüne almasın. Yarası olan gocunur. Liderlerimizin tam ensesindeki Yaverler bile hain çıkınca; Hani şaşırmıştı ya azımız müstesna çoğumuz;. Şüphelenmekte haklıyız değil mi? Evet haklıyız, hem de çok haklıyız. Doğru olanda dikkatli, şüpheci olmaktır zaten.
***
Sonuç olarak; İncirlik Hava üssü boşaltıldığı andan itibaren; İlerleyen zamanlarda Türkiye’nin başına gelecek belalara da hazır olalım derim ben. Evet evet şaka değil bu bir realitedir. Batılıların yapması muhtemel bu hareketinin anlamının manasının yalnızca bir işaretidir bu. Senin ülkeni gözden çıkardığının işaretlerinden en ciddi olanıdır.
Beni en çok yoran ve kaygılandıran asıl şey buda değildir. Bu güne kadar genel adı ile batılıların bu topraklardan devşirdikleri, bize benzeyen hainlerden ismi söylenince, "vay be buda mı?!" diyeceğimiz hainleridir.
Bakın dostlarım Can Dündar, Emre Uslu, Kapıkolu, Demirtaş vs gibi göze görünen adamlardan korkmayın. En yakınınızda ki adamlara bakın. Onları çözüp daha en başında saf dışı ettiğimiz anda, Türkiye lehinde çok bir ciddi bir adım atmışsınız demektir. Bir kaymakam vardı hatırlayın; Adam hain çıkınca hemen herkes şaşırmıştı. Hatırladınız mı?
Valla seyahat özgürlüğü var bu ülkede isteyen gazeteci, medyatör istediği yere gider. Kimi orada yaşamaya karar verir. Kimi birileri ile gizlice görüşür. Tamam der geri gelir. Kimi başörtüsü takar. Kimi namaz kılar, kimi kılmaz. Kimi asıl niyetini saklar, hiç çaktırmadan "Reis" demeye devam eder.
Kuzey Irak petrolleri-hisseler, dolarlar havada uçuyor. Şimdi hisse, dolar nereden çıktı. Doları, hisseyi kim kime verdi? Aklınız mı karıştı? Karışsın, karışık akıl her zaman iyidir.
Rahmetli! İngiliz Kraliçesi ne demişti? Önce bunu hatırlayalım: “Bizim orada çok samimi dostlarımız var. İstediğimiz zaman gider Türkiye’yi yine işgal ederiz." Kimse kusura bakmasın bu söz yenilir yutulur bir söz değildir. Kadın sadece Fetöcülerden bahsetmiyor herhalde...?!
Yazımızı, mevcut durumumuza denk gelen, Aşık Serdari'nin şu muhteşem dörtlüğü ile bitirelim.
Nesini söyleyim canım efendim/Gayri düzen tutmaz telimiz bizim. Arzuhal eylesem deftere sığmaz/Omuzdan kesilmiş bizim.
saymayansayilmaz@gmail.com @hikmetguvel