Arabic American Petrol Oil Company (ARAMCO) başlıklı yazımızda, yaklaşık 2 trilyon dolarlık bu devasa şirketin ABD ekonomisine sağladığı ve sağlayacağı faydalar dolayısıyla SUUD’da yaşanan bir dizi tutuklamaların ve yapılan dizayn hareketlerinin en büyük sebeplerinden biri olduğunu yazmıştık.
Bu günkü yazımızda ise Yahudi lobiciliği, lobiciliğin tartışılmaz en güçlülerinden yani lobiciliğin çatısı olarak kabul gören, Dünyayı idare eden en büyük, en etkili lobi desek abartmış olmayız. Adı: AIPAC, (The American Israel Public Affairs Committee).
Her ne kadar Yahudilerin “Amerikan Yahudi Komitesi (AJC)” vb. bir çok lobi ve kuruluşu var ise de AIPAC’ın özellikle dünyadaki silah transferleri, savaş, işgal vb. hareketleri kontrol etme açısından İsrail için çok çok önemli bir işleve sahiptir. Yani geminin kaptan ve mürettebatıdır. Geminin dümeni, ABD ve diğerleridir.
1951 yılında Kanada asıllı Yahudi gazeteci Isaiah L. Kene öncülüğünde kurulan, 30/50 milyon dolar arası görünen! yıllık bütçesi ve kayıtlı yaklaşık 60.000 üyesi ile AIPAC’ın nedenli güçlü ve söz sahibi olduğuna sadece 4 örnek vereceğim.
1// İsrail'e yapılan yardımlar, 1985'den sonra, AIPAC sayesinde, karşılıksız hale gelmiştir..”
2// 1986 yılında ABD Dışişleri Bakanı George P. Shultz'un AIPAC'a bizzat yazı ile başvurarak, İsrail'e yollanacak silah türleri ve yardım paketleri konusunda görüş istemiştir.
3// 11 Eylül 2001 ikiz kule “Dünya ticaret merkezi” saldırısı’nı ayarlamıştır.
4// Vietnam Savaşı’nda verdiği büyük kayıplar nedeni ile ABD’nin aklında böyle bir işgal olmamasına rağmen 2003 yılında hava bombardıman ile birlikte başlayan ve milyonlarca ölüme sebep olan ABD’nin Irak işgalini sağlamıştır. 11 Eylül Saldırısı, ABD halkını yapılacak savaş ve işgallere karşı ikna etmek için ısmarlanıp, yaptırtılan bir senaryoydu.
Şimdi sizinle 2017 Mart ayında ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley’in de iştirak ettiği, Başbakan Netanyahu’nun telekonferans ile katıldığı AIPAC 2017 Konferansı’na gidelim. Kimler, neler konuşmuş bir bakalım.
İsrail'in ABD'nin vazgeçilmez müttefiki olduğunu vurgulayan Başkan Yardımcısı Pence'in, "Sadece konuşmayla geçen on yılların ardından ABD Başkanı, Amerikan Büyük elçiliğinin Tel Aviv'den Kudüs'e taşınmasını ciddi şekilde değerlendiriyor." şeklindeki sözleri dikkat çekti. "İsrail'in itilip kakıldığı günler artık geride kaldı." şeklinde konuştu ve salondan güçlü bir alkış aldı.
Önceki Başkan Barack Obama döneminin sonunda BM Güvenlik Konseyinde alınan İsrail aleyhtarı kararın ABD'yi oldukça zayıf gösterdiğini söyleyen Nikki Haley’de, "2334 sayılı kararda gördüğümüz şey bir daha asla olmayacak ve kimse bizim İsrail'e desteğimizi sorgulamayacak." ifadesini kullandı. İsrail çıkarları açısından, ABD’de başa gelip, giden başkanlar için söylenecek söz şu olsa gerek diye düşünüyorum: Gelen gideni aratmaz..!? Konuşmasına, ABD'nin artık BM'ye yeniden liderlik etmeye başladığını ve son kararın bir benzerinin bir daha alınamayacağını kaydeden Haley: “İsrail aleyhinde çalışanların peşinde olacaklarını belirtti...”
Peki, AIPAC ve diğer lobiler bu gücü nereden alıyorlar? Tabi ki de paradan. Her ABD seçimlerinde adaylara, seçim kampanyalarına müthiş bir şekilde para harcıyorlar. Ellerinde ki diğer bir ikna silahı da dünya insanlarının gözüne, beynine ali cengiz oyunları ile soktukları, dedelerinin finanse ettiği Hitler ile başlatılan “antisemitizm” dir. (Yahudi olmasına gerek yok) Yoksa, Avrupa’da orada burada bulunan rahatı, keyfi yerinde olan bir adamı kuru bir çöle, geleceği belirsiz ve Arapların (Müslümanların) tam göbeğinin ve çatışmaların ortasına nasıl göndereceksiniz. Ancak bu şekilde korkutarak ve katlederek gönderebilirsiniz öyle değil mi? Öyle de oldu zaten.
Aklı başında bir tane tarihçi sosyolog vs. (1889/1945) Adolf Hitler ve ekibinin bu kadar yoğun bir şekilde neden özellikle Yahudi kıyımına başladığını başka bir sebeple izah edemez. “Antisemitizm” denen bu kanlı tiyatro tarihi bir tesadüf değil bizatihi bu günler için o günlerden çok iyi hesaplanmış ve çok inceden ayarlanmış bir şeydi. Zaten bu kadar planlı olmasalardı, ne Yahudi sermayesi dünyaya hakim olabilirdi ne de özlenen İsrail devleti kurulabilirdi.
(1860/1904) Theodor Herzl ve arkadaşları özellikle önce kıta Avrupası’nda yaşayan Yahudilerin huzurunu kaçırıp bu günkü İsrail’e göç ettirmenin yolu olarak bu yöntemi benimsemişlerdi. Öyle ya Yahudi geleceği ve yükselişi için faiz de yenir, fuhuşta yapılır. Gerekirse kendi dindaşına bile kıyarsın. Yani her yol mubahtır. Ne kadar tehlikeli bir saplantı değil mi..!? Şimdi, idealleri için kendi soydaşına, dindaşına acımayan bir kör saplantı; Dünya Ticaret Merkezi'ndeki çoğu hıristiyan diğer din mensuplarına hiç acır mı..?
(BM) Daimi Temsilcisi Nikki Haley konuşmasında hem AİPAC’ın sadık bir bayanı olduğunu hem de antisemitizm kartını: "İsrail'in itilip kakıldığı günler artık geride kaldı..." sözü ile gösteriyor. Nikki Haley, lobilerin diğer (esas) bir silahı olan ve kendisine takdim edilen dolarları saçıp göstermiyor tabi ki de.
Velhasılı İsrail’i ve İsrail politikalarını eleştiren hangi devlet, hangi devlet başkanı ve hatırı sayılır düşünür, siyasetçi vb. var ise sürekli Antisemitizm kartı çıkartılarak O şahıs veya ülke hemen Yahudi düşmanı ilan edildi, ediliyor, edilecekte.
Hiçte enteresan değil, İsrail; Filistinli kardeşlerimize yaptığı ve yapmakta olduğu gasp, zulüm, katliamları bile bu itilmişlik ve kakılmışlık yeşil kartı sebebi ile kendisine doğal bir hak olduğunu, ses çıkarılmaması ve görmezden gelinmesi gerektiğini hatırı sayılır güç sahibi bütün dünya ülkelerine, ülke başkanlarına ve o ülkelerin başa gelmesi muhtemel siyasetçilerine kabul ettirmiş durumdadır. İzahatım anlaşıldı değil mi?...Yazı bitti. Bin selam
“AİPAC ve diğer Yahudi lobilerine kaldığımız yerden, akabinde Ermeni, Yunan, Arap ve PKK lobileri ile devam edeceğiz inşallah. Tabi ki de; Türk lobisi diye bir şey neden yok? Bundan sonra olur mu? Sorularına da cevap bulacağımız 2 yazı daha var yazıp, yayınlamayı düşündüğümüz..."
saymayansayilmaz@gmail.com @hikmetguvel 05058819030