Bu yazı Fehmi Koru’nun 30.06.2018 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
http://fehmikoru.com/4778-2/
Bir yere varabilmek için bir araştırma merkezi oluşturulur. Onlar çalışma yaparlar, yetkililer sunarlar ve yetkililer de o araştırma sonuçlarından kendi içtihatlarına göre tercih yapar. Böylece planlı bir şekilde devlet yönetilir. Türkiye’de böyle düşünme merkezi olan tek kuruluş vardır. O da ordudur. Yerli sermayenin böyle bir karargahı yoktur. Türkiye için Londra’da ve Washington’da kurulmuş merkezler vardır. Türkiye sermayesini onlar yönlendirmektedir. Onlar arasında kavga da Türkiye’de etkisini gösterir.
Türkiye’de böyle bir merkezi ordunun dışında ilk kuran Akevler’dir. Erbakan zaman zaman bu merkezden yararlanmıştır. Adil Düzen böyle doğmuştur. AK Parti böylece iktidar olmamıştır. AK Parti Akevler’e kulak vermemiştir. Kendisi bir düşünme merkezini oluşturmamıştır. Askerlerin aldığı kararlarla ve Sermaye’nin dışarıdan aldığı kararlarla 16 senedir iktidarı götürmektedir.
Askerler, başlangıçta CHP’ye sonra Özal’a güvendiler. Onlarla işlerin yürümeyeceğini anlayınca İslamcılarla çalışmaya karar verdiler. Fahri Korutürk Erbakan’ı Erzincan’da iken İstanbul’a davet etti. “Demirel ile bu iş olmayacak, sizi desteklemek istiyoruz.” Dedi. “Sen Müslümanlara sözünü dinlete bilecek misin?” diye sordu. İşte o tarihten beri ordu İslamcılarla çalışmaya başladı. AK Parti bugün bu sayede iktidardadır.
Ordu Gülen’in durumunu bildiği için uzak duruyordu. AK Parti ise Gülen taraftarı idi. Bir gün o duruma geldi ki ülke tehlikeye girmeye başladı. 15 Temmuz harekatı ile devletin AK Parti ile yürüyemeyeceğini anladılar. Başkanlık sistemi ile Erdoğan’ı AK Parti’den uzaklaştırmaya çalıştılar. AK Parti’yi de etkisiz hale getirmek istediler. Bugün kısmen başarmış durumdalar. AK Parti kaybetti, Hareket Partisi ise kazanmış durumdadır.
Şimdi ordu milliyetçilerle İslamcıları birleştirip yeni devlet siyasetini böyle götürmek istiyor. Ordu diyorun çünkü Türkiye’de ordudan başka düzenli bir merkez yoktur. Akevler de devre dışı edilmiştir. Türkiye’de birileri bir şey yaptırırsa onu ABD ve İngiltere’deki Sermaye planlamıştır. Yahut genelkurmay da planlamıştır.
Meclis oluştururken ordu seçimleri erkene aldı. Sermaye daha da erkene aldı. Her ikisinin listesi de hazırdı. Hangi liste ne kadar galip geldi bilinmemektedir. Meçhul bir meclisle karşı karşıyayız. Ne kadarı partilerin emrinde, ne kadarı Sermaye’nin emrinde şimdilik bilinmemektedir. Bu birinci tehlikedir.
İkincisi ise Ordu İslamcılarla Türkçüleri birleştirmektedir. Bu, Kürtleri devre dışı bırakmak demektir. Bölücülere yaramış bir adımdır. HDP’in de meclise girmesi Sermaye’nin başarısıdır. Türkiye iki yoldan birini seçmek zorundadır.
a) Güneydoğu’yu Kürt devletine verecek ve kalan topraklarda Türkçülerle İslamcı kanadı birleştirip güçlü Türkiye’yi kuracaktır.
b) Yahut ordu klasik İslamcılarla, klasik Türkçüleri birleştirmekten vazgeçecektir. Bunların dinciliği de ulusçuluğu da ömrünü doldurmuş, tarih olmuştur. Türkiye birliğini ancak Adil Düzen ile kurabilir. Adil Düzen’in Türkiye birliğini sağlamasında iki etkisi vardır. Kürt-Türk, Sünni-Şii kavgasını bitirmiştir. Dünyaya da üçüncü bin yıl uygarlığı götürmek için ve bunu barış yoluyla götürmesi için de etkili olmalıdır. Bu Adil Düzen’de yalnız Akevler eczanesinde ve bedava verilmektedir.