Bu yazı Fehmi Koru’nun 11.03.2018 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
http://fehmikoru.com/islam-islam-deniyor-ama-islam-hic-gundemde-degil-kisa-bir-degini/
Kuran’da Fatiha bir özettir, fihristtir. Büyük Kuran Bakara ile başlar ve “Bu kitap muttakilere hidayettir.” der. Sonra muttakileri ikiye ayırır. Akıl yoluyla hidayeti arayanlar, bir de ilahi kitaplarda hidayeti arayanlar. Akıl yolu ile hidayeti arayanları nakil yoluyla kitabı arayanlardan önce zikrediyor.
Nakil yolu da ikidir. Peygamberlere dayanan hidayetler. İlahi kitaplar onları destekler, diğerleri ise kitaplara dayanarak hidayet arayanlardır. Bunlar Kuran ehlidir. Kuran ehli de ikiye ayrılır. Kuranı anlamada masum kabul ettikleri peygamberin soyundan gelenlerin yorumlarını esas alırlar. Büyük mümin alimlerin ittifakını kati yorum kabul edenlerdir. Yani yaşayan müçtehitler ittifak etmişlerse o çağın müminleri artık onu değiştirmezler. Müçtehitler de artık muhalefet edemezler.
Burada yine icma ehlinin kabul ettiği hususlar vardır. Sahabelerin Kuran’ın manası üzerinde fiili veya kavli icmaları kesindir. Onu inkar eden Kuran’ı inkar etmiş olur. Onun dışında sükutu icmalarla, Kuran’a dayanmayan icmalar ve ondan sonra gelen tebei tebanın icmaları da bizim için vucubi gereken hükümleri içerir ancak ona muhalefet Kuran’a muhalefet değildir. Ya nasihate veya zamana özel olduğuna yorumlanır.
Ondan sonra gelen üçüncü neslin icmaları cevazı değildir. Biz onunla amel edebiliriz. Amel etmemiz gerekmez. Kendi içtihadımızla da amel edebiliriz. Biz buna ilaveten dört dönemi de usulde delil kabul ediyoruz. Dördüncü asrın usul ile icmaları bizce bugünkü icma gibidir.
Ondan sonra gelen icmalar bize delil olamaz. Çağımızın icması delil oluyor. Sünni usulcülerin ittifak ettiği hususlardır. Bizim burada güncellememiz gerekenler vardır. Onları değiştirmiyoruz onları geliştiriyoruz.
a) İlk dört asrın icmaları birinci Kuran uygarlığının icmalarıdır. Kıyamete kadar tüm insanlığı ilzam eder. Bir şart vardır. Her bin yılın başındaki alimlerin o icmalar üzerinde icma etmeleri gerekir. Birinin “burada icma var” demesi yeterli değildir.
b) Bin yılda bir başlayan yeni uygarlık böylece sıfırdan başlayacaktır. Bu icmaların ömrü bin yıldır. Ondan sonra yeniden icmalara başlayacaklardır. Bizim icmalarımız onların icmalarını bağlamaz. O halde üçüncü bin yılın başında olduğumuza göre içtihatlara başlayacağız, bu içtihatlara dayalı icmalar ile uygarlığımız oluşacaktır. Bize göre icmalar asrın icmaları değil bin yıllın icmalarıdır.
c) Biz artık tarihi mezheplerin bugün devamını kabul etmiyoruz. Onların icmalarına uyacağız ama içtihatları bizi bağlamaz. Biz Kuran’a ve onların icmalarına dayanarak yeni mezhepler geliştireceğiz. Akevler bunu yapmaktadır. Kuran, icma, Sünnet ve temsil.
d) Biz ictihattan sonra ocak, bucak, il, ülke ve insanlık icmalarını delil olarak kabul ediyoruz. Bunların alimleri icma etti mi orada geçerli hale gelir. Oradakiler ona uymak zorundadırlar. İl dağılıncaya kadar ilin kavli icmaları ancak kavli icmalarla değişir.
Biz Erbakan’la bunun üzerinde yarım asır çalıştık. Adil Düzen bunun aslıdır. Erdoğan içtihatları değiştirmek değil de geliştirmek istiyorsa Erbakan’ın yaptığını yapmak zorundadır. İlme teslim olmalıdır. O ilim de istenmeyen bir şey ama yalnız Akevler’de vardır.