Kürtler, Hz. Nuh uygarlığının kurulduğu, Hz. İbrahim’in yetiştiği topraklarda oturmaktadırlar. Dünyada süper güç olan devletlerin içinde yaşamışlardır. Bugün de ırki varlıklarını korumaktadırlar. Kürt aileler dokuz on çocuk yapıyorlar. Dinlerine sadıktırlar. Zalim kavim değildirler. Bunun dışında Ortadoğu’nun Asya kısmının hemen her yerinde bulunmaktadırlar. Irk olarak İran, din olarak Türkiye’dedirler. Arabistanlı değildirler, çünkü Araplar onları dışlamaktadır.
İleride bağımsız devlet olabilirler.
Bugün ise; a) Henüz dilleri devlet dili değildir. b) Dağınıktırlar. Kendilerine özgü toprakları yoktur. c) Bulundukları ülkelerde ekonomik bakımdan üst seviyede varlıklara sahiptirler. Bulundukları yeri kolay kolay terk etmezler. d) Dışarıdakiler onları devlet yapmak için değil, kendilerine tetikçi yapmak için desteklemektedirler.
Bu gerçekleri gören dört devlet Kürt sorununu çözmelidir; Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Bunun için anayasalarını öyle yapmalıdırlar ki Kürtler sorun olmaktan çıksın, Batılıların sömürü araçları olmaktan çıksınlar. Biz Kürtlerin sorunlarını çözmezsek Kürtler daima kullanılacaklar ve bizim sorunumuz olacaklardır.
Kürt sorunu nasıl çözülür?
Kur’an düzeni ile çözülür. Müslüman olan bu dört ülke (Türkiye, İran, Irak, Suriye) Kur’an düzenini kabule gitmelidirler. Bu sadece Batılıları rahatsız eder ama Ortadoğu’yu birden beş büyüklerin yanına koyar. AB yanında Ortadoğu Birliği de anılır olur.
Bunun için:
1- Bu devletler bağımsız il sistemini kabul etmelidir. İç işlerinde iller tamamen bağımsız olmalıdır. Devlet çapında birlikte olunmalıdır. Bir ilin büyüklüğü 300 binden az olmayacak, 1 milyondan da fazla olmayacaktır. Ülke 10’a yakın bölgeye ayrılacak. Bölge merkezlerindeki iller bağımsız olmayacak, devletin merkez illeri olacaklardır.
2- Merkez illerin dışında kalan bağımsız taşra illerinin kendi meclisleri, hükümetleri, güvenlik kuvvetleri, kanunları, lise seviyesinde okulları, il dilleri, il paraları, il yargıları olacaktır. Böylece hiçbir zaman bağımsızlık arzusu duyamayacaklar.
3- Devletin bölgelerdeki merkez illeri bütün vatandaşlara açık olacak. İsteyen merkez illerde yerleşecek, iş kuracak, mülk edinecek ve devlet düzeni içinde yaşayacak. İsteyen kendi iline çekilecek, kendi ilinde Kürt olarak yaşayacak, her iki yerde de işi ve evi olabilecek.
4- Aralarında çıkan ihtilaflar kendi mahkemelerinde görülecek. İl yönetiminin izin vermediği hiç kimse -cumhurbaşkanı olsa da- ile geremeyecek. Halk ortak savunma için devlet içinde askerlik yapacak. Bedenen askerlik yapmayan ise bedel verecek.
5- İller gerekli görürlerse kendi illerinde sıkıyönetim ilan edebilirler. Devletin bölgelerindeki merkez illerde bulunan ordularından yardım isteyebilirler, istedikleri zaman da sıkıyönetimi kaldırabilirler.
6- Devlet merkez illeri hâkim değil hadimdir. Dolayısıyla (hâkimlerden değil) hakemlerden oluşacak yargı karşısında eşittirler. Yargı kararlarına her il uymak zorunda olduğu gibi devlet yönetimi de hiçbir ayrıcalık olmaksızın uyacaktır.
Böylece değişik devletlerde değişik Kürt illeri olacaktır. Her biri kendi bağımsızlığı içinde gelişecektir. Kürt illerinden isteyenler katılır ve Kürtçe tedrisat yapan üniversite kurabilirler. Devletler o üniversitedeki bu dili yabancı dil olarak kabul edebilirler. Böylece oluşan Kürt üniversiteleri dilleri ve edinimleri oluşturup devlet haline geldiklerinde gönüllü muhaceretle ülke edinebilir, devletlerini kurabilirler. Kürtlerin çıkarları için bulundukları devlete sadık olmaları gerekeceği için sorunlar biter.