Reşat Nuri Erol ile birlikte hazırladığımız haftalık seminerlerin programını aşağıdaki şekilde yürütmeye çalışacağız...
1- Kur’an’ın (Kur’an ve İlim) 10 sahifelik haftalık tefsiri...
2- Haftada 1 sahife modern felsefe denemeleri...
3- Yüz Dairelik Yapı/ Apartman Projesi...
4- Günlük olayların haftalık yorumları...
www.akevler.org sitesinde yer almakta olan bu çalışmalar kendi alanlarında yayımlanacaktır/yayımlanmaktadır...
Bugün “Yüz Dairelik Yapı”ya ait ilk yazımızı yazıyoruz.
YÜZ DAİRELİK YAPI PROJESİ
İnsanlık 60 bin yıl önce var edilmiştir. Evrimleşen tek türdür. Diğer canlılarda türler arası evrim vardır. Oysa insan türü değişmemekte, hep aynı genleri korumakta, biyolojik yapıda hiçbir değişiklik olmamaktadır. Bilgisayarın versiyonu değişmemektedir ama programı her gün yenilenmektedir. Buna evrimleşme değil de uygarlaşma denmektedir.
Uygarlaşma kolay olmamaktadır. Bir canlı gibi her uygarlık doğmakta, gelişmekte, yaşlanmakta ve ölmektedir. Yeni uygarlık ancak eski uygarlığın ölümü ile doğabilmektedir. Nasıl insan ne kadar yaşlanırsa yaşlansın yaşama mücadelesine devam eder, bir türlü en acı şartlarda da olsa hayatını sürdürürse, uygarlıklar da böyledir. Ben yaşlandım, artık gideceğim demez, varlığını sürdürmek için direnir durur.
Uygarlaşma kolay değildir. Bir şeyin kendisinden daha üstün bir şeyi meydana getirmesidir ki bu doğa kanunlarına aykırıdır. Bununla beraber canlılarda evrim olmuştur. Sonra gelen türler önce gelen türlerden daha ileri olmuşlardır. Ne var ki onlar kendiliğinden olmamış, onların DNA’larını birileri yeniden dizerek o uygarlaşmayı sağlamışlardır. Biz bunlara yani bu görevi yerine getirenlere “melek” diyoruz.
İnsanlıktaki evrimi ise insanlar yani kişiler sağlamaktadır. Kişiler kendilerini evrimleştirmemektedir. Onların genleri ve kromozomları değişmeden aynen kalmaktadır. Onlar kendilerini değil topluluğu değiştirmektedirler. İnsanlar kişi olarak asla değişmiyor. Hz. Âdem ne ise biz de oyuz. Bunu yaşadığımız hayattan biliyoruz. Benim köylüm 10 bin sene öncesi tarım dönemini yaşıyordu. Hattâ onlar tekerleği biliyordu, köylüm bilmiyordu ama İstanbul’a geldiler ve her sahada en üst sınıflarda yer aldılar. Demek ki genlerinde herhangi bir değişme söz konusu değildir. Bu ilmen de sabittir.
İnsanların bu uygarlıkları görebilmesi için Allah doğu ve batı uygarlığı olmak üzere iki uygarlık var etmiştir. Doğu uygarlıkları “hukukta ve yönetimde” oluşur, gelişir ve yaşlanırlar. Batı uygarlıkları ise “teknikte ve ekonomide” oluşur, gelişir, yaşlanır ve ölürler. Doğu uygarlıkları en üst seviyede iken batı uygarlıları yeniden oluşmaya başlarlar. Doğu uygarlıkları yeniden oluşmaya başladıkları zaman batı uygarlıkları en yüksek seviyede olurlar. Bugün durum budur.
Uygarlık mutlaka bu iki uygarlığın yani doğu ve batı uygarlıklarının sentezinden doğar. Yüksek seviyede olan bu uygarlık yeniden oluşmakta olan uygarlığı ezer, sömürmeye başlar. Yenilen uygarlığın yeniden yener hâle gelmesi için yenilik yapmak zorunda kalır. İşte böylece tutucular mağlup olmuş olur ve yenilikçiler imkân bulur. Böylece yeni uygarlık doğar.
Yani nasıl yaşlı insan dünyayı bırakmak istemez, çocuklar dedelerini öldürmez ama mikroplar imdada yetişip yaşlınmış dedeyi mezara gönderirlerse, aynı şekilde yaşlanmış uygarlığın halkı o uygarlığı öldürmez, karşı uygarlığın orduları o işi başarırlar.
Bizi Viyana’ya kadar gittiğimiz için Avrupa uygarlığı doğdu...
Onlar Sakarya’ya geldikleri için gelecek III. bin yıl uygarlığı doğmaktadır...
Osmanlıları Türkler tasfiye etmedi, Yunan orduları tasfiye etti...
Cumhuriyeti biz kurduk...
Evet, Osmanlı İmparatorluğu’nu batı tasfiye etti ama yeni uygarlığın oluşması gayesiyle değil, kendi hâkimiyetini sağlamak için yaptı.
Biz de Viyana’ya giderken onlar yeni uygarlık kursun diye gitmedik...
Cumhuriyet yeni uygarlığı hedefledi ama getirmedi...
Birinci Akevler denemsi sorunları ortaya koydu, reçeteleri yazdı ama henüz reçete uygulanmadığı için uygarlığa doğru adım atılamadı...
İşte…
Yüz Dairelik Yapı Projesi “Adil Düzen” reçetesinin uygulaması olacaktır...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92