Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-22
3.03.2012
3566 Okunma, 0 Yorum

 

BİRİNCİ BÖLÜM

(MEVCUT DÜNYA NİZAMI

FAİZCİ KAPİTALİZM)

Not: Parantez içindeki ifadeler Necmettin Erbakan’ın ifadeleridir. Parantez dışındakiler Süleyman Karagülle’ye göre söylenmesi daha uygun olan ifadelerdir. Karşılaştırma siz okuyuculara düşer…

 

***

 

(XI. IRKÇI EMPERYALİZM İNSANLIĞI HANGİ ARAÇLARLA NASIL SÖMÜRMEKTEDİR?)

BUGÜNKÜ SÖMÜRÜ TEKELİNE ALTERNATİF ADİL DÜZEN

(Irkçı Emperyalizmin 7 milyar insanı hangi araçlarla ve nasıl sömürdüğü aşağıdaki Şekil 7’de özet bir şekilde belirtilmektedir. Bu tablo, bir bakıma “Faizci Kapitalist Nizam”ın “Faiz” mekanizması yoluyla nasıl çalıştığını ortaya koymaktadır.)

Merkezi ekonomi sisteminde Amerika’da sömürü düzeninin Merkez Bankası (FED) vardır. Dünya Merkez Bankaları onun parasını yani dolarını altın yerine bankalarına koyarlar ve kendi paralarının dayanağı yaparlar. Merkez Bankaları ulusal para çıkarırlar ve bankalara kredi olarak verirler. Onlar da işletmelere verirler. Para faizlidir, zorunlu icralıdır.

Adil ekonomide yani “Adil (Ekonomik) Düzen”de ise Merkez Bankaları kooperatiflere aittir. İnsanlık merkezi kuyumculardaki altın karşılığı altın lira çıkartır. Bugünkü Amerikan sömürü sermayesinin merkez bankasının (FED) yerini, dünyadaki altın sahiplerinin kurduğu İstanbul Kredileşme Kooperatifi “Altın Bonosu”nu çıkaracaktır. Doların yerini o alacaktır. Ülke merkez bankaları buna dayanarak toprak para çıkaracaklardır. İl merkez bankaları “Altın Bono”ya dayanarak ilde demir paraları çıkarılacak, bucaklarda ise buğday parası çıkarılacak. Karşılıksız para olmayacak, faizli kredi olmayacaktır. Çünkü faiz karşılıksız para çıkarma demektir.

 

(Irkçı Emperyalizm’in 7 Milyar İnsanı Sömürüde Kullandığı Araçlar ve Metotlar

A. Üçkâğıt Oyunu

1. YEŞİL DOLAR: Trilyonlarca ABD içinde, trilyonlarca ABD dışında.

2. SARI KÂĞIT: Amerikan tahvili (trilyonlarca dolar ABD dışında).

3. BEYAZ KÂĞIT: Merkez Bankası rezervlerinin ellerinden alınıp kullanılması.)

Amerika’da Yahudi işletmeleri ve devlet tahviller çıkarır. Amerikan Merkez Bankası (FED) bunları satın alır ve doları piyasaya sürer. Amerikan tüccarları bono tanzim ederler. Merkez Bankası bunları kırar ve dolar ortaya çıkar.

Amerikan Merkez Bankası dünya merkez bankalarına faizle kredi verir, onlar paralarını ona dayanarak çıkarırlar. Paranın piyasadaki miktarını dengelemek için böyle bir rezerve gerek vardır. Eskiden bu altındı. Şimdi altın yerine karşılıksız kağıt para geçmektedir.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de bunların yerini “hisse senetleri, mal senetleri, sipariş senetleri ve işletme senetleri alacaktır. Bunların karşılığı olacaktır. Paralar bu senetlerin karşılığında çıkarılacaktır. Malını ambara koyan senedi alacaktır. Senedi bankaya koyan parasını alacaktır. Böylece para ambardaki senet kadar çıkacaktır.

 

(B. Ulaştırmadan Alınan Sömürü Paraları

1.  İnsanların seyahati karşılığı alınan haraçlar. Uçakla (IATA  % 9), gemiyle (LOYT  % 9).

2. Para transferleri % 1

3. Akreditifler % 5)

Bunun dışında denizde veya havada  güvenli seyahat karşılığı vergi alınmaktadır. Bunu tekel sömürü sermayesi yapmaktadır. Sonra da istediği zaman güvenliği sağlamamaktadır. Mavi Marmara olayında neden müdahale etmedi?!.

“Adil Düzen”de bunların hiçbirisi yoktur. Mal ambara teslim edilirken bir defaya mahsus olarak fazla alınır, kamu görevleri ve genel hizmetler hep bunlarla karşılanacaktır. Görevi yapmayana hizmet vermeyene verilmeyecektir.

 

(C. Devletlere verilen borçlardan alınan faizler ile ülkelerin geleceklerinin satın alınması.)

Devletlerin merkez bankalarındaki dolarlardan aldığı faizlerle dünya devletini kurmuş, keyfi olarak yönetmektedir.

Adil (Ekonomik) Düzen”de altın bonolar ülke, il ve bucak merkez bankalarına faizsiz verilecektir. Nüfus ve topraklara göre verilecektir. Her merkez bankası stoka göre kendi parasının altın bono karşılığı kurunu tesbit edecektir.

Bunun bir masrafı yoktur. Faize gerek yoktur.

 

(D. Kıymetli yatırımların satın alınması, bunların kârları vasıtasıyla sömürünün sağlanması.

E. Teknolojik ürünlerin yüksek fiyatla satılması.)

Altyapılar paralı olarak yapılmakta ve insanlar imkanlar nisbetinde yararlanmaktadır.

Sosyalistler bunu tamamen bedelsiz yapmışlar, başaramamışlardır.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de özel inşaatın beşte biri altyapı karşılığı alınmaktadır. Onun beşte biri bucuk, beşte biri il, onun beşte biri ülke ve onun beşte biri insanlık altyapısına harcanmaktadır. Yol ve diğer tüm altyapılar karşılıksız insanlık hizmetine sunulmaktadır.

Serbest rekabetin oduğu yerde liberalizm ve serbest rekabetin olmadığı yerde sosyalizm kuralları uygulanmaktadır. Onlarınki ifrat ve tefrittir. Bizim kıvanında olan uygulamadır.

 

(F. Bütün dünyada yapılan alışverişlerin bedelinin yarısının alınması.)

Piyasada tekel oluşmakta ve kârı maksimize eden fiyatlar uygulanmaktadır. Bu da üretimi yarıya düşürmektedir. Sonunda bu kârlar faiz olarak tekel sermayeye akıtılmaktadır.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de serbest rekabet sağlandığı için kârı maksimize eden değil, üretimi maksimize eden ekonomi uygulanmaktadır.

 

(G. Müslüman ülkelerin petrol üretimlerinin her türlü müdahale yapılarak, her şeyin kendi sömürü düzenlerine göre tanzimi.)

Bugünkü sömürüye dayanan zalim kapitalist düzende sınırlı kaynaklar tekelin emrine verilmekte ve sömürü imkanları sağlanmaktadır.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de ise sınırlı imkanların yarısı halka sayılarına yani nüfuslarına göre bölüşülmekte, geri kalan yarısı ise üreticilere ve dağıtıcılara verilmektedir. Yani çıkan ürünün yarısı vergi olarak alınmaktadır. Bunların kuponları bütün insanlara eşit olarak dağıtılmaktadır. İnsanlar paylarını ister kullanır ister satarlar. Bugünkü zalim kapitalist düzende olduğu gibi petrol tekeli ve sömürü oluşamaz.

 

(Yukarıda Şekil 7’de anlatıldığı gibi adeta üçkâğıt oyunu sergilemektedir. Ne demek bu? 500 doları basmış getiriyor petrol şeyhine veriyor.  Petrolü alıyor. Getiriyor yeşil kâğıdı (doları) veriyor, onun malını ve alın terini kâğıtla değiştiriyor.  Sonra tekrar geliyor, sana yeşil kâğıt vermiştim onu bana geri ver, şimdi sarı kâğıt vereceğim.  Amerikan doları ve sarı kâğıt da Merkez Bankası’nda toplanıyor. Merkez Bankası’na geliyor “ver o kâğıtları bana, sana yeşil kâğıt vereceğim” diyor.)

Amerikan Merkez Bankası (FED) tahvil alıyor ve Yahudinin reel ekonomisini yaşatıyor. Yahudi de onunla dünyayı sömürtüyor. Bonosunu alıyor finans ekonomisini sömürtüyor. Merkez Bankalarına kredi veriyor, ABD devletinin dünyayı sömürmesini sağlıyor. Tahsildarsız vergi alıyor. Dolarda enflasyon yapıyor, kendisi dünyayı sömürüyor. Üç kağıt değil dört kağıt oyunu ve sömürüsü var.

 

(Türkiye’nin 60 milyar dolar rezervi olduğunu kabul edelim. Dolar cinsinden bu rezerv para nerede? Rockfeller’in kasasında. Bizim Merkez Bankası’nın kasasında ne var? Amerikan Express Bank’da 60 milyar dolar rezerviniz var diye beyaz bir kâğıt var, para yok. Parayı o kullanıyor. Bütün dünyada aynı şeyi tatbik ediyor. Trilyonlarca dolar Amerika’nın dışında var, trilyonlarca içinde var, trilyonlarca dolar tahvil var, trilyon dolar da rezervleri. Toplam üçkâğıt oyunu ile trilyonlarca dolar sömürüyor. Ondan sonra arkasından gelmiş nerede para var ise oraya kendi pompalarını koymuş. Kaynakları adeta hortumlamaktadır.)

Aldığı faiz kadar enflasyon yapıyor. Onunla da dünyadaki teröristleri besliyor. Bizim PKK bizim verdiğimiz faizle besleniyor. Filistin’deki zulümleri ve savaşları o finanse ediyor. İki tarafı o finanse ediyor.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de siyaset güvenliği sağlar, ekonomi ile uğraşmaz. Vergisini alır, güvenliği sağlar. Ekonomiyi meslekî kuruluşlar sağlar. Bunlar da “kooperatifler” hâlinde organize olur. Paraları devletler değil kooperatifler çıkarır. Mal senetlerine yani üretilen mallara karşılık çıkarır.

Devlet sadece karşılıksız para çıkarıp çıkarmadığını denetler, yargı yoluyla mâni olur.

Siyaset dinin, ilmin ya da ekonominin üstünde değildir.

Ekonomi de onların üstünde değildir.

 

(Şimdi dünya haritasına bakınca 200 tane boyalı ülke görüyoruz. Ben sizin yüzünüzün derisini kaldırırsam altından damarlar çıkar, sinirler, kemikler çıkar. Dünyanın anatomisi, dünya haritasında da bu boyayı kaldırdın mı altından ırkçı emperyalizm’in yerleştirdiği hortumlar, pompalar, havuzlar, vanaları görürüsün. Bu sömürü mekanizmasıyla beşeriyet sömürülmektedir.)

Sömürü düzeni karşılıksız parayla, vize ve gümrüklerle, tekel enerji kaynaklarıyla, mafya ve gizli istihbaratlarla sürdürülmektedir, sömürü sermayesi kurduğu sömürü düzeniyle insanlığı sömürmeye devam etmektedir.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de;

- Para karşılıklıdır…

- Gümrük ve vize yoktur...

- Enerji sektörü enerji vakfının elindedir; insanlara bölüştürülmektedir…

-Gizli istihbarat yerine açık istihbarat vardır...

 

(Şimdi Faizci Kapitalizmin anatomisini açıklamaya çalışıyorum. Deriyi kaldırdım altından ne çıktı? Bir bakıyorsun ki dünyanın 20 trilyon dolar kaynakları dolandırılmış.)

Sömürü sermayesi karşılıksız para ve o paranın da faizi ile dünya devletini oluşturmuş, tahsildarsız dünyayı vergiye bağlamış, onunla da insanlığa ihanet etmektedir.

“Adil (Ekonomik) Düzen” bütün bunları kaldıracak...

- İnsanlığın parası olacak...

- Devletlerin paraları olacak..

- İllerin paraları olacak…

- Bucakların parası olacak...

Kimse kimseyi sömüremeyecek. Faiz olmayacak. Vergi senede bir defa olarak alınacak ve maldan alınacak. Devlet payı ne ise sadece onu alacak.

 

(Başka bir sömürü çarkı da ulaşım üzerinden alınan paydır. Yer değiştirirsen, uçakla gidersen % 9’unu IATA’ya vereceksin. Bunlar Siyonist Yahudi kuruluşlarıdır.  Nereye giderseniz gidin %9’unu Siyonistlere vermeden gidemezsiniz. Para transferi ancak Siyonist Yahudi bankalar üzerinden yapılabilir. Mevcut dünya düzeni vasıtasıyla sömürü boruları her yere döşenmiş, sömürü pompaları kurulmuştur. Harıl harıl dünya sömürülmektedir.)

Bankada yapılan transferlerden alınan paylar sonunda bankalara, onlardan da faizli merkez bankasına gitmektedir.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de tüm transferler bedelsizdir. Altyapı masrafları da yolculardan değil üretimdeki genel hizmet payından karşılanmaktadır. Uçak istediği havaalanına iner, gemi istediği limana gider. Para ödemez; parası  vakıflardan ödenir. Vakıflara genel hizmet payından verilir.

 

(Şekil 7’nin F bendinde bütün dünyada yapılan alış-veriş için ödenen paranın yarısına da değişik yollardan en konmaktadır. F bendinde belirtilen hususları dünyada kaç kişi biliyor? Sen dünyanın neresinde olursan ol ekmek almak için fırına gittin. Ekmek almak için para ödedin. Ödediğin paranın 1/3’ünün faiz olduğundan çoğumuzun haberi yoktur. Bu üçte bir dolaylı yollardan Siyonistlere gitmektedir. Çünkü o ekmek bakkala gelene kadar birçok aşamadan geçtikten sonra ekmek haline gelmektedir. Traktör bono ile alınıyor, faiz ödeniyor. Zirai ilaçların alım satımında faize pay ayrılmaktadır.  Bononun faizi sen ekmek alırken senden alınıyor. Un fabrikası faizle çalışıyor. Onun faizini de sen ödüyorsun.)

Cebindeki paranın faizini her gün ödüyorsun, enflasyonla ödüyorsun. Borcun faizini ödüyorsun. Bunların hepsi sonunda ABD merkez banaksının (FED) geliri olmaktadır.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de faiz yok. Çünkü herkese yeteri kadar para faizsiz verilmektedir. Bu durumda kim faizle para alır? Enflasyon yok, çünkü karşılıksız para çıkmamaktadır. Ambara giden mal kadar senet, senetten d e bankaya giden kadar para çıkmaktadır. Anlamıyoruz diyorlar. Burada anlaşılmayan ne var?  

 

(Bunları biz daha önce matematiksel hesaplar ile hesapladık. Tüm satılan malların fiyatının 1/3’ü faizdir. 1/3’ü de haksız vergidir. Bu vergiyi de devlet alıyor. Aldığının yarısını götürüp yine ırkçı emperyalizme veriyor. 1/3’ünün de yarısını alırsanız bu % 50 yapar. Dünyada 75 trilyon dolarlık alış veriş yapılıyor. 37,5 trilyon dolar her yıl ırkçı emperyalizm’e ödüyoruz. Borularını döşemiş, hortumlarını çekmiş. Müslüman ülkelerin hemen hemen bütün yönetimleri Siyonistlerin denetimi altındadır. Ne kadar petrol çıkartacak? Suudi Arabistan çıkardığı petrolü kaça satacak? Kime satacak? Sattığı parayı hangi bankaya koyacak? Ne kadarını kendi kullanacak, ne kadar yatırım yapacak? Hangi müteahhide verecek? Bu soruların doğru cevabını bulmaya çalıştığımız zaman her yerde sömürü çarkının çalıştığını görürüz.)

Üründeki değerin faiz payı üçte birdir. Vergi payı da o kadardır. Verginin yarısı faize gitmektedir. Toplam faiz %50’dir. Üretim böylece yarıya düşürülerek maksimum kâr sağlanmaktadır. Bunun anlamı %50 işsiz vardır demektir. Türkiye’de kadınların yarısı  çalışma şartları müsait olmadığı için çalışmamaktadır. Erkekler 25 yaşına kadar askerlik dolayısıyla çalışamamaktadır. 50 yaşından sonra emekli oldukları için çalışmamaktadır. Bu da yüzde elli ederi Demek ki insanımız yarı yarıya çalışmamaktadır. Sermaye maksimum kâr yapsın diye emeğin yarısı havaya atılmaktadır.

 

(Mevcut haksız dünya düzeni yoluyla dünya kaynaklarının önemli bir bölümü kontrol edilmekte ve dünya kaynaklarının önemli bir bölümüne ırkçı tekelci mihraklar el koymaktadırlar. İşte gördüğünüz gibi, dünyanın neresinde alış veriş merkezi varsa oralara ırkçı-tekelci sermaye girmiş, bütün dünyayı sömürüyor. Bir basit hesap yapacak olursak; 175 trilyon dolarlık sömürü yapıyor. Şimdi bu şekildeki mekanizmaları ve pompalarla bütün ülkeler sömürülmekte ve neticede kitleler yoksulluğa ve sefalete mahkûm edilmektedir. )

İnsanlığın yarısı işsizdir. Ayrıca insanlığın çok az kısmı israf ve sefahat içindedir, diğerleri sefalet içindedir. İnsanların yüzde 90’dan fazlası borçlu, yüzde 10’u alacaklıdır.

“Adil (Ekonomik) Düzen”de geliri olmayanlara borç değil dünyadaki payından kira karşılığı verilip borçlu insan bırakılmayacaktır. Sermayeden de sermeye vergisini alarak tekel oluşturulmasına engel olunacaktır. Gelir vergisi alınmayacaktır.

 

(Aşağıda Şekil 8’de görüldüğü gibi, insanlar getirilmiş bir çelik borunun içine konulmuştur. Mevcut düzen aynen çelikten boru gibi insanı her taraftan sarmaktadır. Mevcut nizamdan dışarı çıkamazsın diye her tarafı sarılmıştır. Sen bunu fırında olsan bile ekmek alırken ben ekmek fiyatı içinde faizi ödeyemem diyemezsin. Yoksa ekmeği alamazsın. Çelik borunun içerisindesin. Baktığınız zaman televizyonlarda bir sürü diziler, yer yerinden oynuyor. Borunun içinde ne var diye bakarsan insan terleyip duruyor. Neden? Çünkü faizci Kapitalist Düzenin 5 tane temel mikrobu vardır. Bu mikrobun birincisi faizdir. İkincisi haksız vergidir. Üçüncüsü darphanedir. Dördüncüsü kambiyo işlemleriyle alınan farktır. Beşincisi kredidir. Bu nizamı ırkçı emperyalizm bilerek kurmuş, bunları kullanıyor, istediği gibi insanları eziyor ve sömürüyor.)

Tekel sermaye döşediği sömürü borularıyla dünyanın kanını emmektedir. Bunlar faizdir, gelir vergisidir, karşılıksız paradır, kredi tekelidir, gümrüklerdir, vizelerdir…

“Adil (Ekonomik) Düzen”de faiz yoktur. İşletmelerden ürettikleri kadar pay alınmaktadır. Alınan payla orantılı olarak faizsiz kredi verilmektedir. Gelirden değil sermayeden kırkta bir alınmakta, sermeye tekeli önlenmektedir. Para mal karşılığı olan senede karşılık çıkarılmaktadır. Kredi üretime verilmektedir. Üretimden gelen kamu payı karşılığı yani vergi karşılığı faizsiz kredi verilmektedir. Vergi faizsiz kredinin karşılığıdır yani  faiz vergidir.

 

Şekil 8’de bütün bu hususlar açıkça ortaya konmaya çalışılmıştır. Irkçı Emperyalizmin, kurduğu sömürü mekanizmaları ile 7 Milyar insanı Faizci Kapitalist Nizamla nasıl ezdiği anlatılmaya çalışılmaktadır.

(Şekil Not supported field expression!: Irkçı Emperyalizmin İnsanlığı Faizci Kapitalist Düzenle Ezmesi)

Tekel sermayenin  sömürüsünden ancak kurulacak kooperatiflerin oluşturacağı ekonomik seralar sayesinde korunabiliriz. Seralar geniş tutulur. Yeni seralar eklenir. Sonunda isteyenler faizli düzende kalırlar, isteyenler yeni düzene gelmiş olurlar.

“Adil (Ekonomik) Düzen” makrodan değil mikrodan oluşturulacaktır.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org    (0532) 246 68 92

 

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 1293 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 983 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 1014 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 1029 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 1081 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 1160 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 1075 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 1182 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 999 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 1001 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 1134 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 1036 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 1198 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 1167 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 1032 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 1097 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 1120 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 1186 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 1129 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 1204 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 1196 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 1130 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 1104 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 1162 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 1150 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 1160 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 1203 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 1068 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 1027 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 1092 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 1149 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 1213 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 1256 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 1207 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 994 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 1136 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 1298 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 1204 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 1319 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 1370 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 1148 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 1488 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 1262 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 1197 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 1045 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 1165 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 1163 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 1258 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 1159 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 1179 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 1165 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 1131 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 1168 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 1210 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 1128 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 1092 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 1128 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 1117 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 1037 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 1198 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 1096 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 1200 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 1234 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 1139 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 1128 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 4045 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 4281 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 3122 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2872 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2766 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2880 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 4419 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2865 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 3407 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2705 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2730 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2663 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2663 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 3061 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2944 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 3031 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3976 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3749 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 3124 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 3757 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2683 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 3286 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 3846 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 3762 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 3731 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 3750 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 2512 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 2538 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2671 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2702 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2671 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2803 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 3200 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 3106 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2921 Okunma


© 2025 - Akevler