Süleyman Karagülle
Adil DüzenTartışması
29.02.2012
3708 Okunma, 0 Yorum

Dört Delil (tartışmaya devam)

 

Adian - Yapmak istediğiniz anlaşılıyor. Siz Topluluğu ALLAH yerine koyarak bir sistem inşa etmeye çalışıyorsunuz. Ancak böyle yapmanın büyük sakıncaları vardır.

 

Karagülle- Bunu ben yapmak istemiyorum. Ehli sünnetin icmai böyledir. Usulda Haklar ikiye ayrılır. Hukuku ibad özel hukuktur. Hukukullah ise kamu hukukudur.  Kuranda Allaha ıkraz edin diyor. Biz Allaha ne borç vereceğiz.   Onun (Allah'ın) hakkını hasat günü verin derken kasdı zekattır. Allah'a vermiyoruz, müstahaklara veriyoruz.  İnsan Allah'ın yeryüzündeki halifesidir. Onun halifesi olarak içtihat yapar. Sonra onun kulu olarak amel eder. Topluluk sözleşmeler yaparak, icmaları ile Allah'ın emirlerini tebliğ eder. Kişiler içtihatları ile o topluluğun mevzuatını uygular. Kainatta Allah'ın görevlileri meleklerdir. Yeryüzünde devletin melekleri görevlilerdir.  Bunlar ehli sünnetin anlayışıdır.

 

Adian - Allah sistemi yaratmıştır ve çalışmasını sağlamıştır. Sistemin görevlilerini de yaratmıştır. Bu görevliler dinamik değildir. İradesizdir. Yani tarafsızdır, yargılamazlar, sorgulamazlar. Onlar sadece kendilerine verilen görevi bilir ve onu yaparlar. Böylece sistem aksamadan işler. Eğer görevliler irade kullanıyor olsalar idi o zaman sistemde kargaşa meydana gelirdi.

 

Karagülle -  Yasaları meclisler, topluluğun temsilcileri içtihat ve icmaları ile yaparlar. Görevlilerin yasama hakları ve değiştirmeleri caiz değildir. Herkes kendi içtihadı ile yasaları uygular.  Hata yaparsa, hakemlere gidilir. Hakemlerin kararına uyulur. Meleklerle görevliler arasındaki fark, melekle insan arasındaki farktır. Melekler günah işlemez . İnsan ise günah işler. Görevliler de hata yaparlar ancak hakemlere hesap verirler.

 

Adian-Topluluk dinamik bir olgudur, topluluğu meydana getirenler insanlardır. Insanlar irade sahibidirler, sorgularlar ve yargılarlar. Siz Topluluğu Allah gibi düşünürseniz aslında onu temsil eden kurum veya kurumları öngörmüş olursunuz. Topluluğun yetkisini Yaratıcı’dan almasını  öngörüyorsunuz. Ancak yetki zaten verilmiştir.  O kurumlarda insanlar görev alacaktır. Insanlar dinamiktirler.  Karmaşaya neden olurlar, sistem işlemez. Sistemi mükemmellik üzerine değil, fonksiyonellik/işlevsellik üzerine kurmak gereklidir. Dinamik olmalıdır.

 

Karagülle - Sistem içtihat ve icmalara dayandığı için dinamiktir. Kurumlar mekanizmadır. Kurumu oluşturan kişilerdir. Kişiler, içtihatları ile, topluluklar icmalar ile onu dinamik haline getirmiştir.  Hakemlerden oluşan yargı, denetimi ile anarşiyi ortadan kaldırır. Allah'ın halifesi olarak hareket edenler anarşiye sebep oluyor da sermaye adına hareket edenler anarşiye sebep olmuyor. Nasıl izah edeceğiz? Biz yeni şey önermiyoruz. Her şeyi Kurana göre çözelim diyoruz. Allah'ın halifesi olduğumuzu bilerek çözelim diyoruz. Heva ve hevesimiz ile çözmeyelim diyoruz. Allah'ın düzeninde şeriklere tapmayalım diyoruz. Siz anarşi olur diyorsunuz. Allah'a taparsak anarşi olur putlara taparsak olmaz mantığı içine giriyorsunuz.

 

Adian - Eğer topluluğun kurumlarının üzerine onları kontrol altına alacak bir varlık koymazsanız sistemi tıkamış olursunuz.  Siz böyle düşünerek yaratıcı/yenilikçi bir topluluk oluşturmayı hedeflemiş olabilirsiniz. Ancak bu doğru değildir. Insan bencildir.

 

Karagülle - Bencil insanı Allah yaratmıştır. O insanın topluluğunu da O var etmiştir. Kuranı o bencil insana göndermiştir. Devlet ve kurumları o bencil insanı dengede tutmak için teşri etmiştir. Siz Allah'ı yeryüzünden sürmeye çalışmış olmuyor musunuz? Yeryüzünü onun şeriklerine bırakma çabası içinde olduğunuzun farkında olmalısınız.

 

Adian - Sistemi Nebide düşünmelisiniz. Tanımlamalarınızı buna göre yapmalı ve kurumlarınızı bu çerçevede oluşturmalısınız. Topluluğu Allah yerine koymak yerine, insandaki fıtrat sebebiyle Tanrısal özellikleri kullanmalısınız. Böylece hem toplumsal paylaşımı/uzlaşıyı etkin kılar, hem de ilahi denetim mekanizması içine sokmuş olursunuz.

 

Karagülle -  Benim yaptığım sizin önerdiğinizdir.  Nebi Allah'tan emirler alan demektir. Her insan kendisi için nebidir. İlmi içtihatta bulununca vahiy almış olur. Hatalı olsa bile onunla amel etmekle mükelleftir. Çünkü ona hata yaptıran da Allahtır. Kuran 'bilmiyorsanız sorunuz' diyor. Sorma ruhsatını bilmemeye şart yapmıştır. Bilirsen soramazsın.  Her ilim ilahi vahiydır.  Nebi o bilen kimselerdir. Onların icmaı da  Allahın katı vahyidir. Seçilmiş alimler, içtihatları ile topluluğu temsil etmektedirler. Çünkü insan müçtehidini kendisi seçtiği için onun adına o içtihat etmiş oluyor. Aynı mezhepte olanlar ittifakla hükümleri kabul etmiş olurlar. İcma halinde ise tüm topluluk ilahi vahyi almış olur.

 

Adian - Nebi : Özgür bireylerin topluluğunu temsil eder, katılımcılık / demokrasi. (siz kullanmıyorsunuz)

SLT: Bireysel katılımı temsil eder. Bir çeşit özgürlük hakkıdır. (siz toplantı diyorsunuz)

Zekat: Sosyal sigorta, dayanışma fonu (Siz vergi diyorsunuz)

Mescid : Kamu yönetimini, kamusal alanları temsil eder, (siz kullanmıyorsunuz)

 

Karagülle -  Evet nebi özgür bireyleri temsi eder. Eskiden Allah vahiy ile nebiler gönderdi. Ona inananlar, Allah'a inanmış olurlardı. Şimdi kişiler kendi alimlerini yani nebilerini kendileri seçiyorlar, onun içtihatları onlara Allah'ın vahyİ oluyor. Sünnet namazlarında insanlar nebilerine tabi olurlar. Farz namazlarında tüm topluluğun resulüne tabi olurlar ona itaat ederek Allah'a, topluluğa itaat etmiş olur. Zekat sosyal sigortadır. Zekatta kamu giderleri vardır, sosyal güvenlik vardır. Aidatla değil zekatla karşılanır. Kuran yoksullara, fakirlere, yetimlere, emeklilere (zilkurba) diyor.Bu sosyal güvenlikle ilgilidir.  Amilin, müellef, Allah ve resulün payları kamu görevleridir.  Mescit toplantı yeridir. İstişare yeridir. Öğretim yeridir.  Rükulu namaz, toplantı başlarken ve biterken ifa edilen ibadetten ibarettir.  Biz sizin namaza verdiğiniz manayı, zekata verdiğiniz manayı ret etmiyoruz,  kabul ediyoruz. Siz bizim Kurandan anladığımız namazı zoraki tevilleriniz ile ret ediyorsunuz.

 

Adian -Zekata vergi dediğiniz zaman, sosyal dayanışmayı ortadan kaldırmış olursunuz. Böyle yaptığınız zaman kazancın vergi miktarını hesaplamaya kalkarsınız. Oysa ihtiyaç fazlası gerekiyorsa topluluğa aittir. Zekat topluluğun hakkıdır. Devletin hakkı ayrıdır. Böylece katılımcılığı ve paylaşımı dinamik tutarsınız.

 

Karagülle -  Kuranda  aradaki kazançtan vergi alınmaz. Bir şeyin fiyatı arttı diye fayda artmaz. Onun için vergi sadece hasıladan alınır. Sanayi üretimden beşte bir, zirai üretimden onda bir alınır. Sadece herkese açık yerdeki üretimde kardan değil, sermayeden kırkta bir alınır. Bunlar Kuranın bildirdikleridir. Alınan zekat yani vergi içinde topluluğun hakları vardır ve devlet onları bölüştürür. Yoksa halkın birbirine yaptıkları ihsan zekat değildir.

 

Adian -Hong Kongda vergilendirme sistemi ilginçtir. Yıllık geliriniz US$ 20 000 üzerinde ise, fazlalık gelirinizin net tutarından (masraflar düşüldükten sonra) % 16,5 vergi ödersiniz. Bu vergiyi devlet tahakkuk ettirir. Ancak tahakkuk eden vergiyi devlete ödemek zorunda değilsiniz. Ödemeniz gereken tahakkuk etmiş verginizi bir sivil toplum kuruluşuna, bir vakfa vb. de ödeyebilirsiniz. Bu durumda vergi dairesine ödemeniz gereken vergi miktarı kadar makbuz verirsiniz ve verginiz ödenmiş olur.

 

Karagülle - Zekat ödemesinde de iki yol vardır. Başkana verirsiniz. Yahut zekatı sosyal yardıma müstahak olan birine verirsiniz. Verdiğiniz zekatın karşılığından yararlanmazsınız.

a) Herkes ödediği vergi kadar faizsiz kredi istihkak eder.

b) Herkes ödediği krediden ve su, elektrik gibi  işletmedeki yardımcı hizmetlerden yararlanır.

d) Herkes ödediği vergi nispetinde sosyal sigorta derecesini yükseltir.

e) Herkes ödediği vergi değeri ile tarlasını ve mallarını sigorta etmiş olur.

 

Adian - Resul kavramını Devletin Başı” olarak düşünüyorsunuz.   Bu şekilde yetkisini Allahtan alan bir lider öngörüyor olabilirsiniz. Ancak bu çok doğru değildir. Varlığın iki kısmı vardır. Görünen ve görünmeyen kısmı. Her ikisi birlikte iken varlık olur, insan da böyledir. İslam peygamberini düşünürsek onun iki yönü vardı, birincisi Resul olması idi ki bu Allaha ait olan yanıdır, yani görünmeyen kısmıdır, ikincisi de devlet başkanıydı. Ancak Resul devlet başkanı değildi, devlet başkanı olan Muhammed idi bu da onun görünen kısmıdır. Yetkisini topluluktan alıyordu. Çünkü herkes ona biat etmişti, seçilmişti. Bu farka dikkat etmek gerekir.

 

Karagülle - Tam tersine Muhammed'in iki görevi vardı. Biri nebilik idi. Allah'tan Kuranı vahiy yoluyla alıyordu. Muhammed'in dışında artık kimse Allah'tan bir kitabı vahiy olarak almayacaktır. Bu yönüyle Muhammed hatemu nebiyyindir. Resul tarafı ile başkandır. Vefatı ile onun başkanlığı son bulmuş, yerine halifeler gelmişlerdir. Artık başkan Muhammed değil, onlardı. Muhammed'in bazı yönetim kararlarını değiştirdiler.

 

Adian - Anlaşıldığı kadarıyla kurguladığınız sistem çok sert görünüyor, bir nevi diktatörlük gibi. Doğrudan katılımı değil, dolaylı temsili öngörüyorsunuz. Yetkiyi zorla kullanan bir yapı görünümünde. Bir yandan bireysel kabule dayandırıyorsunuz, ancak öte yandan kabul etmeyi zorunlu tutuyorsunuz. Bireyi özgürleştirmediğiniz zaman sistem olmaz, sistemi özgürleştirmediğiniz zaman topluluk olmaz. Doğrudan katılımı olmayan birey Rainadır. Özgür değildir. Topluluğun tamamı rabbani şahsiyetler olmayabilir. Ancak rabbani şahsiyetlerin görevi onlara öğretmektir, ikna etmektir.

 

Karagülle - Bizim anladığımız Kuran yönetiminde merkezi yönetim yoktur. Topluluk bine yakın aileden oluşur.  Kendi seçtikleri başkanları vardır. Topluluğun resulü budur. Cuma namazını kıldıran imamdır. Merkez bucakları vardır. Merkez başkanları yoktur. İl başkanı sadece merkez bucağının başkanıdır. İl merkez bucağı diğer bucakların merkezidir. Bunun için ümmelkura denmektedir.  Bucak başkanları da aynı bütün başkanlar gibi hakemlerden oluşan yargı denetimindedirler. Kişiler başkanın memuru değildir. Herkes sözleşmelere yani yasalara uyar. Hesabını da kendi seçtiği hakemlere verir.  Bununla beraber istediği zaman başka bucağa gidebilir.  Taşınmazlarını peşin bedelle ve değeri ile devlet satın almak zorundadır. Hicret demokrasisi vardır. Ekseriyet demokrasisi yoktur.  Tutuklama yoktur, yakalama yoktur, hapishane yoktur. Hakemlerin verdiği kararlara  kişiler kendi istekleri ile uyarlar. Uymayanlar topluluğundan dışlanır ve onu bucak başkanı değil, il emniyeti yola getirir. Bizim sağladığımız özgürlük kadar bir özgürlüğü düşünemiyorum. Ama o nispette düzen de sağlanmıştır. Başkanlara sadece sürme yetkisi verilmiştir. Ona da gitme hakkı tanınmıştır.

Zarara uğratılmadan gider.

   

Adian - Sisteminizi Kuran çerçevesinde kurgulamakla birlikte, insan unsurunda ayırım yapmaktadır. Bu sistem topluluğu bütünüyle Kuran ehli kabul etmektedir. Oysa Kuran ehli (Kastımız genel olarak anlaşıldığı manasıyla Müslüman) olmayanlar da bu topluluğun içinde olacaklardır. Onları başkalaştırmak mümkün değildir. Din (düzen) bir kurum olarak değerlendirilebilir, ancak Din, bir inanç sistemi olarak topluluğun veya bireylerin önüne konulamaz. Kuran her insana eşit muamele eder. Kafirlere bile. Müşrikler hariç. Ancak müşrik olmak da aleni değildir. Bu yüzden ayırım da söz konusu değildir.

 

Karagülle -  Bizim düzenimizde, insanlar kendi bucaklarını kurarak istedikleri gibi yaşarlar. Bucağın iç işlerine merkez karışamaz.  Merkez sadece güvenliği korur. Ekonomik ortaklıları yürütür. Hakemler karşısında devlet başkanı ile bucak başkanı eşittir. Din düzen demektir. Firavunun dininden bahsedilir. Kuran dinden takva olarak bahsetmektedir.  Merkez bucaklar, herkese açıktır. Mümin olmak demek, askerlik yapmak demektir. Müslimlik ise askerlik yapmayıp bedel verme demektir. Herkes mümin olabilir. Müslimlerin yönetimde yetkileri azdır.

Kişiler çoklu sistemde kendi komutanlarını seçerler ve değiştirirler. İlmi, dini, mesleki ve askeri gruplar vardır. Kişi bunlardan istediğine katılabilir değiştirebilir. Ayrıca bucaklarını da değiştirebilir.  Her çalışanın faizsiz çalışma,  kredi alma hakkı  vardır.

Biz Kuranda yaptığımız kabullerle Adil Düzeni oluşturduk. Kurandan başka türlü düzen çıkaran varsa biz dinlemeye hazırız. Sadece yanlışları bulma bir şey ifade etmez. Her kuruluşun eksikleri, hataları vardır. En iyisini ortaya koymak gerekmektedir. Kurana dayanmadan da düzenlerimiz olabilir. Tartışmaya hazırız. Gayemiz karşı tarafın yanlışlarını göstermek değil, kendi düzenimizin eksikliklerini öğrenip gidermektir. Buna katkınız olduğu için sizler için dua ediyoruz. Tartışmamızın yararı için savunma hakkımız sizi rahatsız etmemelidir.

 

Adian - Sistemi insan eksenli tasarlamak gerekir. Yeryüzündeki bütün insan guruplarını içine alacak şekilde düzenlemek gerekir. Evrensel olmalıdır. Kurandan önce kavmiyetçilik vardı. Kuran bunu ortadan kaldırdı ve insan merkezli bir düzen getirdi. Amenu kavramından kasıt, sadece kurana tabi olanlar değildir. Bu herkesi kapsar. Bütün insanlığı.

 

Karagülle - Kuran tüm insanlara rahmettir. Herkese ve  her düşünceye eşit haklar tanınmıştır. Ama kavimleri, şabları, kabileleri ve aşiretleri ortadan kaldırmamıştır. Bizim düzende bunu yapıyoruz. Kurana inananlara tanıdığımız hakları sosyalistlere, komünistlere ve kapitalistlere de tanıyoruz. Dinsizlere de tanıyoruz. Ama herkes kendi sosyal grupları içinde özgürdür. Herkes bucağında ve ocağında özgürdür. Kimsenin kimseye tahakküm etmeye hakkı yoktur. Bunu da hicret demokrasisi olarak kabul ediyoruz. Biz dört büyük dine mensup olanları ve  yahudileri ehlikitap kabul ediyoruz. Onlardan iyi insan olanlar da bizden iyi olanlar gibi cennete gidecekler.  Sizin istediğiniz her şey Adil Düzende vardır. Çünkü  Kurana dayanır, insanın ihtiyaçlarını giderir.

 

Adian- Kuran Arapça telaffuz edilen bir dille nazil olmuştur. Onun dili evrenseldir. Temel prensipleri koymak suretiyle bizlere geniş bir hareket alanı bırakmıştır. Barışın gereği de budur.  Başkalaşmayı değil, bütünleşmeyi önerir.  Mescid kavramını bu çerçevede değerlendirmeniz yararlı olabilir. Resulullah’ın uygulamaları da bu yöndedir.

 

Karagülle - Kuran konuşma diliyle nazil olmuştur. Yanı kelimeler ve kuralları tanımlanmamıştır. Peygamber de sadece uygulamıştır. Onu açıklaması yasaklanmıştır.  Konuşma dilinde ölçüler olmadığı için uygulanamaz. Konuşma dilini mantık diline zamanın alimleri çevirir. Mesela İstanbul kelimesi Kostantin'den beri aynıdır. Konuşma dilinde değişmemiştir. Ama İstanbul'un sınırları ve içindekiler her zaman değişmektedir. O halde İstanbul dendiği zaman Jüstinyaunus kendi İstanbul'unu, Fatih de kendi İstanbul'unu ve şimdi de biz, bizim İstanbul'u anlamak zorundayız.  Adil Düzen bunu yapmaktadır. Kuranın kelime ve kurallarını bugünkü ilme göre manalandırmaktadır. Bin sene sonra bizim tanımlar da işe yaramayacak, o gün insanlar kendileri tanımlayacaklardır. Şimdi siz de kelime ve kurallara  yeni manalar verdiğiniz zaman bizim yaptığımızı yapıyorsunuz. Onun için tartışabiliyoruz. Oysa İslam ulemasından bizimle tartışan kimse yoktur. Çünkü onlar bin sene öncesini yaşıyorlar.

 

Adian - Bu şekilde özetledikten sonra öneriniz:

Esas Madde

1. Madde: Kurân insanların bütün sorunlarını çözer. Bunu kabul edenler Kurân ehlidir. Bunlar Kurân’ı anlarken birbirlerine yardım ederler. Ortak çözümlere icma, anlaşamadıkları çözümlere içtihat diyoruz. İcmalarda birlikte hareket edilir. İçtihatlarda herkes kendi içtihadına göre hareket eder. İçtihatlar 5000 nüfuslu bucaklar seviyesinde yapılır. Bucağın icmalarına uymak istemeyen o bucaktan ayrılma durumundadır.

 Kurân insanların bütün sorunlarını çözer. Bunu kabul edenler Kurân ehlidir : Kuran ın yani vahyin bize öğrettiği en önemli şey, bütün meselelerin BILGI ile çözüleceğidir. Kuran doğrudan hiçbir problemi çözmez. Problemleri insanlar Kuran ın öğrettiği gibi çözerler.  Bilgi ve Erdem ile çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Barışı tesis etmenin en temel unsurudur. Bunu kabul edenler ise barış gönüllüleridir.

Kuran ı anlarken birbirlerine yardım ederler: Bilgi ve deneyimleri paylaşmak. Bu bir görevdir.

Birlikte hareket : Katılımcılık birlikte hareket etmenin temelini oluşturur.

İCMA ve İCTİHAD : Katılımcı karar mekanizması ve bireysel araştırma/tartışma özgürlüğü, herkes araştırır, mutmain olur ve karar mekanizmasına katılır. Ortak sonuçlar herkesi bağlar.

 

Karagülle - "Karar mekanizmasına katılır" sözünüz, mücmeldir. Biz ekseriyetin kararını kabul etmiyoruz. Ama isteyenler kendi bucaklarında ekseriyet kararını uygulayabilirler. Beğenmeyenler o bucaktan hicret ederler.

İçtihatlar 5000 nüfuslu bucaklar seviyesinde yapılır. Bucağın icmalarına uymak istemeyen o bucaktan ayrılma durumundadır. Yaşam hakkı kutsaldır, yaşam alanını seçme hakkı da kutsaldır. Her ne sebeple olursa olsun dokunulmaz olmalıdır. (Suç hali ayrıdır, hukuk belirler)

 

Karagülle - Suç  halinde ceza, atanmış hakimler tarafından tespit edilmez. Tarafların seçtiği hakemler ile hakemlerin seçtiği başhakemden oluşmuş yargı tarafından mahküm edilebilir. Hakemlerin kararına uymayanları hukuk korumaz.

 

Adian - Kur'andan anladıklarımızı paylaşabiliriz. Ancak düzen tasarımı şeklinde bir çalışmamız olmadı.  Zaman içinde bu yönde kendimizi geliştirebiliriz. Elbette bu da gereklidir, olmalıdır. Paylaşarak çoğaltmak gerekir.

 

Karagülle - Bu yazınız bize çok yararlı olmuştur. Adil Düzene göre İnsanlık anayasamızı size göndereceğiz.  Havariler gibi Allah'a giden yolda ensar olursunuz. İsa "Bana yardımcı yok mu?" diyor. Havariler "Senin değil, Allahın yardımcılarıyız." diyorlar. Siz de bizim değil, onun ensarı olacaksınız.

 

Adian - vesselam

 

Karagülle- ve aleykümüsselam

 

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 476 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 268 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 224 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 290 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 346 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 248 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 283 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 348 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 229 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 255 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 252 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 277 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 341 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 276 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 273 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 295 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 367 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 370 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 327 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 325 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 245 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 293 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 225 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 261 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 378 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 369 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 202 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 269 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 294 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 495 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 432 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 273 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 260 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 636 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 572 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 632 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 514 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 495 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 749 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 545 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 461 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 501 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 545 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 474 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 461 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 499 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 417 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 491 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 552 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 535 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 445 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 532 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 492 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 441 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 533 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 519 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 528 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 530 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 575 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 509 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3168 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3189 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2443 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2295 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2157 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2176 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3385 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2312 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2850 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2097 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2087 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2112 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2103 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2322 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2339 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2299 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3182 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3003 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2512 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2857 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2116 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2670 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2882 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2899 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2893 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2891 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1922 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1876 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2088 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2087 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2086 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2201 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2523 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2321 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2348 Okunma


© 2025 - Akevler