- Ayet istisnadır.
- Dilde istisna kelimeleri vardır. Biz istediğimizi istisna edemeyiz. Şartlı emirler vardır. Biz şartlar koyamayız. Mutlak, mutlak olarak delalet eder.
Bakara 239’da ‘kema gallamaküm’ün faili resul da olur. Onun öğrettiği ile kılmamız farz kılınmıştır. Biz ümmi nebiye tabi olmakla emrolunduk. O nasıl namaz kıldırdıysa öyle kılarız.
- İmamdan bahsetmektedir.
- O gün herkes imamları ile çağrılır, seni hakem yapmadıkça iman etmiş olmazlar ayetleri nedir? Her ayette imam kelimesini tekrar edecek. Başkan namazı kıldırır. Başkası kıldıramaz.(17/71,4/65)
- Nisa 102 ayeti kalıcı değil
- Namazı biz Nisa 102 ile cemaat yapmıyoruz. Kuran’daki rüku edenlerle rüku edin ile yapıyoruz. Salatın müfret, emrin cemaatta olmasından anlıyoruz. Rüku namazda değilse biz ne zaman rüku edeceğiz, namazdan başka rüku da mı yapacağız, namazdan başka secde de mi yapacağız, namazdan başka kıraat de mi yapacağız. Emir vücubu ifade eder. Onları ne zaman yapacağız. Beraber olma yalnız savaş için gerekli değil her zaman gerekli. Her zaman başkan yöneticidir.
- Cematte sesli nasıl okunacaktır.
- Orada cemaatle namazın tarif edilmesi imam için söz konusudur. Kişiler için tarif ediyorsa sünnet namazları için söz konusudur. Orada namaz değil okuma şekli anlatılıyor. İktiza ile delalet olabilir. İbare ile delalete etki etmez.
- Farklar vardır. İcma yoktur.
- Nerede icma varsa orada uymak zorundayız. İcma olmayanda kendi içtihadımızla, mahalli icmalarla yaparız. İcma olmayan yerler vardır. O halde hepsini bırakalım bırakalım mı?
- Nasıl konsantre olacağız.
- İmamın açıkça kıraat etmediği yerlerde, rükuda secdede. Bahaneler delil olmaz. Bir anlayışa delil aranmaz, delile göre amel edilir.
- Sabir nasıl cemaat olacak.
- Birbirimize dayanarak sabredeceğiz. Başkanımızda birleşerek sabredeceğiz.
- Ahiretle ilgisi yoktur.
- Biri ahiretten bahsediliyor derse, biri de dünyadan bahsediliyor derse tercihi nasıl yapacağız. Her ikisi birden kastediliyor dememiz gerekmez mi? Namazın dünya işlerimizi düzenlediği kesin. Onun için cemaatle kılacağız.
- Kitaba temessük salat rahmetine sebeptir.
- Kitaba temessük etmek Kuran’a da olabilir, kanunlara da olabilir. İkame edilen salat ayrıdır. Ve harfi ile atfedilmiştir. Biri diğerinin sonucu değildir. İkisi ayrı ama birden olması gerekir.
- Rüku ve secde namazda değişiktir.
- Kuran’da yeri ve zamanı belirtilmeyen emirler ibadete ait ise onu namazda, hacda, oruçta, zekatta yaparız. Bu Kuran’ın üslubudur. Kuran usül öğretmemiştir. Usulü Peygamberin uygulamasından biz çıkarırız. Namaza ait saydığınız bütün emirler Kuran’da vardır. Namaz onları tertip etmiştir. Daha iyi tertip bulursanız olur. Ama siz namazda yoktur diye atıyorsunuz.
- Salat kavramının koyduğu kıyasla kalkmış oluyor.
- İcma ile anlaşılan salatın faydalarını biliyoruz. Sizin salatın faydalarını görelim, tartışalım, daha iyi ise elbette ona uyalım. Önce salatınızın ne olduğunu görelim. Mevcut namazı yermenin ötesinde yaptığınız bir şeyle karşılaşmadık. Sermaye mantığı karşı tarafı kötüler. Sonra işi bana bırak demek ister.
- Kuran namazını terkedelim.
- Sizin namazın ne olduğunu duymadık. Biz 1400 senelik namaz anlayışımızı size dayatmıyoruz. Madem ki sen namazı öyle anlıyorsan sen de öyle kıl. Ama o namazla bizim birliğimize gelemezsin. Ama biz size saygılıyız, her türlü medeni ilişkilerimizi kurarız. Sizi dinleriz, cevap veririz ama bize ne olduğunu dahi söyleyemediğiniz namaz için namazımızı bırakmayız. Size göre namaz nedir?
- Nasıl olduğunu söylemiyorum, herkes kendisi bilir.
- Kuran bizi söylememizi ve dinlememizi emretmektedir. Tartışırız. İttifak ettiklerinizi birlikte yaparız, ihtilafları ayrı ayrı yaparız. Nasıl yapılacağını söylemiyorsunuz çünkü bilmiyorsunuz.
- Ordunun sevki ile salat kavramı karıştırılmamalıdır.
- Kim buyurmuş bunu, söylediğin her cümle bir delile dayanmalıdır. Namazın orduyu sevki ile ilişkisi yoktur cümlesi nereden çıkmış? Namaz askeri bir talimdir. Bugünkü ordu eğitimi namazdan alınmıştır.