Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-13
31.12.2011
4861 Okunma, 0 Yorum

İKİNCİ BÖLÜM

(ADİL EKONOMİK DÜZEN)

ADİL DÜZEN’DE EKONOMİ

Not: Parantez içindeki ifadeler Necmettin Erbakan’ın ifadeleridir. Parantez dışındakiler Süleyman Karagülle’ye göre söylenmesi daha uygun olan ifadelerdir. Karşılaştırma siz okuyuculara düşer…

 

***

 

A. Adil Düzen İdeal Bir Düzendir

(Yukarıda da açıklandığı gibi tarihi seyir bakımından Adil Düzen temel esasları itibariyle asırlar boyu, hâkim olduğu devirlerin gereklerine uygun olarak tatbik edilmiş bir düzendir. Kamil ve tam bir düzendir. Kuvveti üstün tutan batı medeniyetinin bir dejenerasyona uğrayarak “kalkınıyoruz, gelişiyoruz” adı altında sonradan kurduğu Kapitalizm ve Sosyalizm ise Adil Düzen’i bozarak, çarpıtarak meydana getirilmiş haksız düzenlerdir. Bunun için şimdi bütün insanlığın yeniden Adil Düzen’e dönmesi zamanı gelmiştir. Bu yeni düzen, temel prensipler itibariyle, Kapitalizm ve Komünizmin bazı ilkelerini bir araya toplayarak yeni suni bir düzenin kurulmasına yönelik bir girişim değildir. İnsanlık, son yüzyıllarda Kapitalizm ve Komünizmi denedi. Bu düzenlerin yol açtığı, çatışmalar, savaşlar, zulüm, sosyal patlama ve felaketten başka bir şey getirmediğini gördü ve yaşadı. Bu insan doğasına uymayan dejenere ve sakat düzenleri ve bu düzenlerin dayandığı yanlış, haksız ve insan tabına(yaradılışına) aykırı prensipleri terk ederek zulümden hakka dönmesi gerekmektedir. Bu insanlık tarihi boyunca doğal gelişmesinin gerektirdiği bir gelişme ve değişmedir. Beşeriyet tarih boyunca insanların karşılaştığı sorunlara hak ve adalet ölçüleri içinde çözüm üreten ve tabii olan; hak ve adaleti esas alan bir düzene geçmesi ve bugünün şartlarına göre böyle düzeni kurması tabii ve zorunlu bir gelişmedir.)

Batı teknikte ve ekonomide adımlar atar, doğu ise hukukta ve yönetimde adımlar atar. Batı medeniyeti 500 yıl arkadan takip eder, biner yıllık uygarlık olarak ilerler. Nasıl insan her yıl yaş alırsa, bunu geri döndürmek mümkün değilse, uygarlık da öyledir. Bin yılda bir adım atarak ilerler.  Şimdi sol ayak ileridedir. Sağ ayak harekete geçmek üzeredir. Faizli zalim sömürü düzeni artık tarih olmak üzeredir.

(Şekil 23’de görüleceği gibi, Adil Düzen ile kuvveti üstün tutan Kapitalizm ve Sosyalizmin temel yapıları ve tatbikattaki özellikleri bakımından aralarındaki farklar bir tablo halinde belirtilmiştir. Bu tablonun incelenmesinden de görülmektedir ki Sosyalizm ve Kapitalizm temelde aynı oldukları halde nasıl birbirinden farklı iki sistemse, Adil Düzen de bunlardan farklı ve hem de bunlardan temelden ayrı, bütün özellikleriyle uyumlu tam ve mükemmel bir sistemdir.)

 

(Adil Ekonomik Sistem, hakkı üstün tuttuğu için, toplumda sınıf ayrımı yapmadığı için, bir çatışma değil, barış sistemi olduğu için, açık, sade, basit, tatbikatı kolay bir sistemdir. Basit olduğu için, toplumda herkesi kuşattığı, herkesi üretime teşvik ettiği için, ekonominin önündeki mâniaları kaldırıp ekonomik kalkınmayı hızlandırdığı için, herkese refah getirdiği için ideal bir sistemdir. Diğer sistemlerin faydalı yönleri Adil Düzen’de fazlasıyla mevcuttur. Zararlı yönleri ise Adil Düzen’de yer almamaktadır. )

Adil ekonomi sisteminde:  

  1. Üretimden vergi alınır.
  2. Maldan vergi alınır.
  3. Beyana göre vergi alınır.
  4. Faizsiz kredi karşılığı vergi alınır. Faizsiz kredi verilmeyen yerden vergi alınmaz. Vergi alınmayan yerde kredi verilmez.
  5. Altyapı hizmetlerinden vergi karşılığı yararlanılır.
  6. Genel hizmet vergi karşılığı verilir.
  7. Vergi yasalarla artırılamaz.

*

B. Adil Düzen Herkese Refah Getirir ve Ekonomiyi Hızla Geliştirir

(Yukarıda temel esasları açıklanmış olan Adil Düzen yürürlüğe konduğu zaman ne olacaktır:

1. Ucuzluk - Enflasyonun Önlenmesi

Önce bir defa Faizci Kapitalist düzenin yukarıda açıklanmış olan ve aşağıda Şekil 21’de belirtilen 5 mikrobu ortadan kalkmış olacaktır. Daha önce işaret edilen bu mikroplar;

1. Faiz

2. Haksız vergi

3. Darphane, yani piyasaya karşılıksız para sürülmesi

4. Kambiyo, paranın değerinin emirle düşürülmesi

5. Kapitalist sistemin banka düzenin yol açtığı sorunlar.

Şekil 21: Faizci Kapitalist Düzenin 5 Mikrobu

Faizci Kapitalist düzende her türlü faiz, kredi dağıtımındaki haksızlık ve yüksek kredi faizlerinin masrafa yazılıp fakir fukaraya ödettirilmesi sonucunda fakirden almakta ve zenginlere aktaran düzendir.

Hâlbuki yukarıda açıklandığı gibi Adil Düzen’de faiz yoktur. Paranın değerinin düşürülmesi yoktur, fakirden alıp zengine aktaran banka düzeni yoktur.)

(Önce bir defa Adil Düzen tatbikatına geçilirken bütün faizlerin kaldırılması ve bütün vergilerin kaldırılması ile üretim maliyetleri ve dolayısıyla fiyatlar, mesela Türkiye'deki Faizci Kapitalist sistemin hali hazır şartlarına nazaran üçte bire düşecektir. Mesela bugün 80 Kuruşa satılan 400 gr. ekmeğin fiyatı 20-30 Kuruşa inecektir. Bütün diğer mallarda da durum aynıdır. Çünkü fiyatların üçte bire inmesi tabiidir.)

Paradan kâr yerine maldan kâr edilecek. İşçinin eline geçen paranın karşılığı piyasada bulunacak. Artan emek de inşaatta yatacak. Aracı gideri, serbest rekabetten ve genel hizmetten dolayı asgariye inecektir. Her tarafta arz ve talep kanunları çalıştırılacaktır.

(Bu görülmemiş büyük nispette ucuzluk, bir sihirbazlık değildir. Yapılan iş sadece Faizci Kapitalist Nizam vasıtasıyla vatandaşların manevi olarak sırtına takılmış olan ırkçı emperyalizmin emme hortumunu ve onların işbirlikçisi holdinglerin emme hortumlarını söküp atmaktan ibarettir. Adil Düzen olunca vatandaş her ekmek alınca önce İsrail’e 20- 30 Kuruş, sonra işbirlikçilerine ayrıca 20-30 Kuruş ödemekten kurtulacak ve o bugün 80 Kuruş ödeyerek aldığı ekmeği böylece sadece 20-30 Kuruş karşılığında alma imkânına ulaşacaktır.)

“Adil Düzen”de herkesin işi vardır ve kendi isteğiyle istediği her zaman yapmaktadır. Bu işvereni borçlandırarak işçiye verilen çalışma kredisi ile sağlanacaktır. Mal senedi sayesinde serbest rekabet her tarafta sağlanacak ve bu sayede aracı giderleri asgariye inecektir. Fiyatlar kuruşla değil saatlik emekle veya doyurduğu insanla hesaplanacak, üçte bire düşecektir.

(Adil Ekonomik düzende enflasyon söz konusu değildir, yoktur, sıfırdır.

Çünkü enflasyon Faizci Kapitalist Nizamın bünyesel hastalığıdır ve fakiri ezer. Faizci Kapitalist düzende enflasyonun meydana gelmesinin sebebi bu düzenin yukarıda bir kere daha belirtilen 5 mikrobudur. Hâlbuki Adil Düzende bu mikroplara yer verilmemiştir. Dolayısıyla enflasyon için herhangi bir sebep mevcut değildir. Enflasyon fiyatların gittikçe artması ve satın alma gücünün düşmesi olayıdır. Adil Düzende bunun tam tersi söz konusudur. Çünkü fiyatların artması için herhangi bir sebep mevcut olmadığı gibi zamanla ekonominin ve teknolojinin gelişmesi sebebiyle fiyatların reel ve nispi olarak düşmesi söz konusudur.)

“Adil Düzen”de mal ambara girer, mal senedi piyasaya çıkar. Senet bankaya girer, para piyasaya çıkar. Bankaya para girer, senet çıkar. Senet ambara girer, mal çıkar. Karşılıksız bir lira bile mevcut olmadığı için enflasyon olmaz.

 

2. Üretimin artması

(Malların maliyetleri ve satış fiyatları bugünkünden üçte birine düşünce; o zaman hali hazır mevcut işletme sermayesiyle bile bugünkü üretimin 3 mislini yapmak imkânı hâsıl olacaktır. Böylece üretim hızla katlanmış olacaktır.)

Serbest rekabet içinde tam istihdam sağlanacaktır. Yani en az emekle en çok maaş elde edilecek, hiç işsiz kalmayacak, mallar en çok insanı besleyecek yerde tüketilecek. Bu da üretimi azamiye çıkaracak. Artan emekle de inşaat en üst seviyeye çıkacaktır. Yani yeni teknoloji de üretilecektir.

(Kaldı ki, Adil Düzen’de makro plan yapılmış her bölgedeki öncelikli, verimli yatırımların projeleri hazırlattırılmış ve bunların gerçekleşmesi için, yatırımın tamamı için yeterli faizsiz kredi dâhil “Tam Teşvik” uygulanacaktır. Bu ne demektir? Ayrıca makine yağlanıyor ve ekonomi hızla gelişiyor, demektir. Bu yön dede üretim ve milli gelir hızla katlanacaktır.)

Planlama kamuca yapılacaktır. Projeler kamuca üretilecektir. İşçi bulanlar hem çalışana kredi hem de malzeme veya ham maddeyi kullandıracaktır. İş yapanın sermaye veya yer sorunu olmayacaktır. En verimli bir şekilde tam olarak faaliyete geçmiş olacaktır.

 

3. İşsizliğin Önlenmesi

(Aynı işletme sermayesi ile 3 misli fazla üretim yapılması demek bugünkünün 3 misli fazla işçi çalıştırılması demektir.

Kaldı ki, Adil Düzen bir yandan bütün yatırımlar “Tam Teşvik” ile desteklenip geliştirildiği için, diğer yandan “Faizsiz Emek Kredisi” ile çalışan her insanın hakkı olan ücreti ödendiği için ortada işsizlik diye bir mesele kalmayacaktır. Bilakis herkes çalıştıracak insan aramaya başlayacaktır. İşte işsizlik böyle önlenmiş olacaktır. Bu gün halen 10 milyon evladını işsizlikten dolayı kahvehane köşelerinde çürüten bir Türkiye için Adil Düzenin ne kadar önemli olduğunu uzun uzun anlatmaya hacet yoktur.)

Türkiye’de 30 milyon çalışan vardır. Sigortalı işçi 10 milyondur. En önemlisi üçte ikisi işsizdir. Çalışanlar yarıya çalışmaktadır. Demek milli hâsıla da 6 misli bir artacaktır. Uygulamayı görmek mi istiyorsunuz? Verin bize bir küçük ilçeyi, gösterelim.

 

4. İhracat Patlaması

(Adil Düzen’de maliyetlerin ve fiyatların içine hiçbir faiz ve hiçbir vergi girmediği için yeryüzünde en ucuz fiyat Adil Düzenin tatbik edildiği yerde olacaktır. Çünkü Faizci Kapitalist Nizamın tatbik edildiği bütün ülkelerde değişik nispetlerde de olsa üretimin maliyetleri ve fiyatları içine az çok nispette faizler ve haksız vergiler girmektedir. Bunlar ise üretimin her kademesinde katlanarak artan bir şekilde maliyetlere ve fiyatlara intikal etmektedirler. Dolayısıyla bunlar yüzünden maliyetler ve fiyatlar artmaktadır.)

Biz hiçbir ülkeye gümrük ve vize uyulamayacağız. Ülkemizde de faizsiz kredi sağlanmış olacağı ve kira payı olarak verildiği için maliyetler en az olacaktır. Ayrıca selem kredisi ile ihracat ithalata denk hâle getiriliyor. Tüccar serbest piyasa ilkesiyle bu başarılıyor. Dış ticaret dengede olacak ama ticaret hacmi de azamiye çıkacak, bu da milli hasılaya yüzde 40 katkıda bulunacaktır. Yani milli hâsılamız 10 misli artacaktır.

(Mesela bu nispetlerin en az olduğu ülkelerden birisi Ortak Pazar ülkeleridir. Onlarda faiz oranı takriben kredi % 5-6 oranında, vergi ve sigorta oranı ise en az % 25 olayında olduğunu varsayalım. Bunlar katlanarak fiyatların ve maliyetlerin içine girmektedir.

Üretim, maliyet ve fiyatları en düşük Adil Düzen’dedir. Çünkü üretim fiyatları içine giren faiz, vergi ve sigorta pirimler sıfırdır. Bu ucuz mal Adil Düzende olduğu için herkes ihtiyacını Adil Düzenin uygulandığı piyasalardan karşılamaya çalışacaktır. Bu ise hakiki ihracat patlaması demektir.)

Biz dış ticareti onları sömürmek için yapmıyoruz. Kahveyi Brezilyalılar 10 dakikada üretiyorlar. Zeytin ise bir saat içinde bile üretilmiyor. Biz de zeytini 10 dakika içinde üretiyoruz, kahveyi bir saatte de üretemiyoruz. Karşılıklı değiştirsek iki taraf da 50’şer dakika kazanır. İşte, üretim tüketime eşit olacak ama dış ticaret hacmi beş misli artacaktır.

(İhracat “Hayali İhracat” ile patlamaz Adil Düzenle patlar.)

Gümrük vergisi ve vergi iadesi olmadığı için hayali ihracat olmayacaktır.

 

5. Gelir Dağılımının Bozulmasının Önlenmesi ve Herkese Refah

(Adil Düzen’de, Faizci Kapitalist düzenin 5 mikrobu her türlü ekonomik ve sosyal tahribatı meydana getirirken ve gelir dağılımını gittikçe bozulmasına; zengini daha zengin ve fakiri daha fakirleşmesine yol açmaktadır. Düzenin temelindeki mikroplardan doğan bu felaketi önlemek için alınan pansuman tedbirleri ise neticede yeni haksız zulümlerden başka bir şey değildir. Böylece Faizci Kapitalist düzen netice itibariyle zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapmakta ve bunun sonucundan ülkeleri ve dünyayı sosyal patlamalar ve harplere sürüklemektedir.)

Faiz ve sermaye vergisi tekelleri oluşturmaktadır. Sermaye vergisi ve hasıladan mal olarak alınan vergi faizsizdir, kredinin halka verilmesi ile tekel önlenmektedir.

(Adil Düzende, Faizci Kapitalist sistemin bu mikropları tamamen ortadan kaldırıldığı için sözü edilen mahsurlar, zulümler ve felaketler önlenecektir. Tam tersine Adil Düzen’de refahın herkese dağılması için bütün tedbirler alınmasını sağlayacak imkânlar mevcuttur. Esasen Adil Düzen “Hakkı Üstün Tutan” bir düzen olduğu için herkesin hakkını korumakta ve kimsenin kimseyi sömürmesine izin vermemektedir. Yine Adil Düzen esasen temelde bir “Barış Düzeni” ve “Çıkar Paralelliği” düzeni olduğu için, kuvveti üstün tutan ve temeli çıkar çatışmasına dayanan ve dolayısıyla bir sömürü ve zulüm düzeni olan faize; Kapitalist düzendeki bütün mahsurları ortadan kaldırmakta ve refahı herkese yaymakta ve götürmektedir. Böylece Adil Düzen “Herkese Refah” düzenidir.)

“Adil Düzen”de insanlar en uygun işlerde çalışır, en az saatlerini harcayarak günlük giderlerini sağlarlar. Artan emekleri ile fabrikalar ve yeni teknoloji edinirler. Geçinmek için çalışma saatlerini çocuk yetiştirmede kullanırlar. Bir taraftan ülkenin imarını yaparlar, diğer taraftan nüfuslarını artırırlar. Ülkeler ne kadar çok nüfus besleyebilecekse oraya kadar çoğalırlar. Faizli sistemde ise sermaye kendi kârını azami tutmak için bazılarını aşırı gelir sahibi tutar ve sefahate daldırarak çocuk yaptırmaz, bazılarını da karın tokluğuna çalıştırır, çocuk yapma imkanını vermez. Nüfusları azalmaya başlar ve topluluk intihar eder. Nitekim bugünkü Batı dünyası bunu yaşamaktadır.

(Ayrıca Adil Düzen, devlete öncelikle herkese insan onuruna yaraşır şekilde yaşama imkânı temin etme görevi verdiği için Adil Düzende, bütün global zenginlik rakamlarına rağmen Kapitalist toplumların bünyesel hastalığı olan ve nüfusun büyük bir kısmına yayılmış bulunan açlık ve fakirlik hastalıkları da söz konusu değildir.)

Kamunun payı değişmez anayasa maddeleri ile belirlenmiş olduğu için aracı kârı da serbest rekabetle asgariye indirildiği için geliri az olanlara yeryüzü kira payından kendilerine pay verildiği içim fakir var zengin var ama çok fakir ve çok zengin yoktur. Herkese çalışma ve yaşama imkanı sağlanmıştır. Çalışanlar daha çok kazanırlar. Yani ne kapitalizmde olduğu gibi halk köledir, ne de sosyalizmde olduğu gibi halk eşit gelire sahiptir. Tekel önlenmiş bir liberalizmdir.

 

6. Adil Ekonomik Düzen Geri Kalmışlığı, Rüşvet ve Ahlaki Bozulmayı Önler

(Yukarıda yapılan açıklamalar, Adil Ekonomik Düzenin, ekonomiyi hızla geliştireceğini, devleti kat kat zengin yapacağını, refahı herkese ve her bölgeye yayacağını açıkça göstermektedir. Bu yüzden Adil Ekonomik Düzen geri kalmışlığı zümreler ve bölgeler arası dengesizliği ortadan kaldırır.)

Malların, emeğin, sermayenin ve bilginin akışı tamamen serbesttir. Ulaşım ve haberleşme parasız kamuca karşılanır. Sermaye kamuca faizsiz karşılanır. Ambarlar kamuca karşılıksız karşılanır. Dolayısıyla yolsuzluk yapmak zorunda kalınmaz. Keyfe keder yolsuzluk yapanlar eğer kesin olarak ispatlanırsa, kol kesme gibi ağır cezalar verilir. Bugün çalan mazurdur. O cezaları veremezsiniz.

(Diğer yandan faizci kapitalist düzen bir yandan materyalizmi esas alıp insanların nefis terbiyesine ve manevi gelişmesine önem vermediği için diğer yandan da bilhassa “Faiz” mikrobu ile zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptığı için fertleri ve toplumu “Ahlâk Bozukluğu”na itmektedir. Bu da Kapitalizmin en büyük tahribatıdır ve yıkılışının, yani iflasının temel sebebidir.)

Bugün insanlar vergi kaçırmak, hile yapmak, rüşvet vermek, kaçakçılık yapmak zorundadır. Başka türlü yaşama şansları yoktur. “Adil Düzen”de rüşvet yasak değildir, kaçakçılık yasak değildir. Vergi beyana tabidir. Hile yapanı ekonomi bakımından çökertir. Bu sebepledir ki suçlar azaltılmıştır. Hırsızlık, zina, iftira ve yol kesme dışında bir suç yoktur. Yasaklamaya gerek yoktur.

(Çünkü nefis terbiyesi görmemiş bir insan fakr-u zaruretle karşılaşınca daha kolaylıkla ahlak bozukluğuna itilmektedir. Faiz yoluyla ve haksız kredilerle çok zengin olan zümrede ahlak bozukluğuna itilmektedir. Çünkü bir atasözünün ifade ettiği gibi “haydan gelen huya gider”. Haksız olarak faizlerle, kredilerle ve enflasyonla zengin olan, nefis terbiyesi görmemiş bir insan eline astronomik paralar geçince uyuşturucu, alkolizm, kumar ve diğer ahlaksızlıklara itilmektedir. Bu ahlak bozukluklarına merkezlik yapan tesisler kurmakta, meyhaneler ve kumarhaneler açmaktadır. Bir kere zenginler tarafından buralar açılınca, fakirler ve diğer insanlar da buraların etkisiyle ahlak bozukluğuna sürüklenmekte ve bu ahlak bozucu tesisler ve teşebbüsler toplumu bir kanser gibi mahvetmekte ve helake götürmektedir.)

Meşru yoldan kazanamayanlar gayrimeşru yola sapmakta, gayrimeşru kazanma sanayisi doğmaktadır. Uyuşturucu bunun açık delilidir. Halk uyuşturucuysa alıştırılmakta, uyuşturucunun kullanılması değil de alıp satılması yasaklanarak mafya tekeli oluşturulmaktadır. “Adil Düzen”de uyuşturucuyu alıp satma değil, uyuşturucuyu kullanma yasaktır. Cezası da kullanıcıların uyuşturucu bucaklarına sürülmesidir. Böylece hem onlara hürriyet sağlanmakta, hem de çocuklarımız uyuşturucudan uzak tutulmaktadır.

(İşte Batıda kriminal olayların artması, uyuşturucu, alkolizm, hırsızlık, mafya ve ayrıca her türlü ahlaksızlığın çoğalması; bu meyanda AİDS hastalığının hızla artması ve korkunç boyutlara varması, yani kısaca ahlâki çöküş toplumu helake, Kapitalist nizamı da iflasa adım adım sürüklemektedir.)

AİDS gibi belalar Batıyı inkıraza götürüyor. Dünya gelecekte hem de çok yakın zamanda “Adil Düzen”i benimseyen topluluklara kalacaktır. Evet, dünya çok yakında “Adil Düzen” topluluklarına kalacaktır.

(Adil Düzen bütün bu felaketleri önleyen,

insanlığa, topluma saadet getiren ilaçtır.)

Erbakan’ın çok başarılı çalışmaları sayesinde bu gerçekler insanlığa duyurulmuştur. Şimdi beklenen “Adil Ekonomik Düzen” uygulamasını ortaya koymaktır, “Adil Ekonomik Düzen”in kokusunu değil kendisini getirmektir.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92

 

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 187 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 113 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 181 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 134 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 111 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 188 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 128 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 105 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 100 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 95 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 75 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 99 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 96 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 79 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 66 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 86 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 160 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 133 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 139 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 97 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 91 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 100 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 113 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 115 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 110 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 112 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 92 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 110 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 114 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 2507 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 2565 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2118 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 1854 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 1760 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 1796 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 2871 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 1825 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2463 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 1663 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 1651 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 1651 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 1643 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 1879 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 1841 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2007 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 2693 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 2492 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 1944 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2454 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 1650 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2300 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2446 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2456 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2425 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2329 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1570 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1462 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 1628 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 1671 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 1688 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 1771 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2208 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 1866 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 1981 Okunma
Süleyman Karagülle
MECRALAR
27.03.2021 1771 Okunma
Süleyman Karagülle
YALANCI LİDERLER YAZISI
25.03.2021 1842 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR FARKLARI
24.03.2021 1792 Okunma
Süleyman Karagülle
FESAT
24.03.2021 1711 Okunma
Süleyman Karagülle
MUTLU OLMAK
22.03.2021 2236 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞ VE SİYASET
21.03.2021 1855 Okunma
Süleyman Karagülle
BEYHUDE
21.03.2021 1805 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
20.03.2021 1582 Okunma
Süleyman Karagülle
NEDEN TEKERRÜR
20.03.2021 1750 Okunma
Süleyman Karagülle
KİM KARAR VERİYOR?
20.03.2021 1717 Okunma
Süleyman Karagülle
YANLIŞ HESAP
17.03.2021 1904 Okunma
Süleyman Karagülle
PALAS
17.03.2021 1706 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
17.03.2021 1516 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETLERİN REKLAMI
17.03.2021 1574 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞLAR
15.03.2021 1701 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
14.03.2021 1528 Okunma
Süleyman Karagülle
İNGİLTERE
13.03.2021 2022 Okunma
Süleyman Karagülle
AK PARTİ İKTİDARI
11.03.2021 1596 Okunma
Süleyman Karagülle
BARIŞIN KURALI
10.03.2021 1889 Okunma
Süleyman Karagülle
SERMAYE TAKTİĞİ
9.03.2021 2218 Okunma
Süleyman Karagülle
CİNAYETLER
8.03.2021 1865 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAMİ HAREKETLER
7.03.2021 1764 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATA GÖRE
7.03.2021 1773 Okunma
Süleyman Karagülle
DENGE
5.03.2021 1863 Okunma
Süleyman Karagülle
YAPILANLAR, SÖYLENENLER
4.03.2021 1838 Okunma
Süleyman Karagülle
REFORMLAR
3.03.2021 1951 Okunma
Süleyman Karagülle
CEMAL KAŞIKÇI
2.03.2021 2030 Okunma
Süleyman Karagülle
GAZ ODASI
1.03.2021 1806 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’NİN YERİ
28.02.2021 1931 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
28.02.2021 2238 Okunma
1 Yorum 28.02.2021 11:03
Süleyman Karagülle
AŞI OLMAK
27.02.2021 1779 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATIN HÜKMÜ
26.02.2021 1795 Okunma
Süleyman Karagülle
İKTİDARDA VERASET
25.02.2021 1897 Okunma
Süleyman Karagülle
ZAFER
25.02.2021 1583 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA
23.02.2021 1621 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’DE SEÇİMLER
22.02.2021 1710 Okunma


© 2024 - Akevler