Merkez Bankaları dört yoldan para çıkarırlar.
1.
Anonim şirketlerin ve devletlerin çıkardığı tahvilleri alırlar. Faizle kredi vermiş olurlar. Böylece para piyasaya çıkmış olur. Sonra aldıkları faiz karşılığı fazla para çıkararak yeniden kredi açarlar. Faiz kadar tahvil miktarını daha fazla alarak para arzına devam ederler.
“Adil Düzen”de bu para meşru değildir. Çünkü faiz karşılığı çıkarılan para karşılıksızdır. “Adil Düzen”de buna karşılık “Demir Para” çıkarılır.
2.
Merkez Bankası ikinci olarak bankalara bono senetlerinin reeskont kredisini açar. Bu da faizlidir. Bunun da karşılığı yoktur. Bu tahvilden de daha zararlıdır. Çünkü tahvilde kredi doğrudan sanayiciye gittiği halde, burada finans sektörüne gitmekte, üretim de yapılmamaktadır.
“Adil Düzen”de bunun karşılığında “Altın Para” çıkarılmaktadır.
3.
Merkez Bankası üçünce olarak inşaat kredileri açmakta, sonra kira gelirleri ile tahsil edilmektedir. Bunun zararı, bu paranın tüketim mallarında enflasyon yapmakta olmasıdır.
“Adil Düzen”de faizle verilen bu kredi de meşru değildir. “Adil Düzen”de bu da faizli olduğu ve enflasyonu doğurduğu için meşru değildir. “Adil Düzen”de bunun yerine “Toprak Parası çıkarılmakta ve kredi olarak inşaat işçisine ödemeler yapılmakta, müteahhitler borçlandırılmaktadır. Yapıların “hisse senetleri” yine halka satılarak enflasyon önlenmektedir.
4.
Merkez Bankaları dördüncü olarak kamu bütçesine kredi açarak para çıkarmaktadır.
“Adil Düzen”e göre en çok meşru olan para budur. Bu sayede devlet vergileri azaltmakta, dolayısıyla işletmelerin nefes almasını sağlamaktadır. Bu enflasyon yapsa bile, enflasyon halktan alınan vergi olduğu için en uygun şekilde vergi tahsilini sağlamaktadır. Gerçi “Adil Düzen”de bu devlete değil de halka sipariş verme imkânı olmak üzere “Buğday Parası” çıkarılarak sağlanmaktadır. Enflasyon bir tür kırkta bir sermaye zekâtı olduğu için meşrudur. Yüzde 2,5’u geçmemelidir. Bugünkü ekonomide bu kadar enflasyonun yararlı oduğu bilinmektedir.
*
Ne yazık ki düşmanlarının eli ile gezen Türkiye 2001 yılında Kemal Derviş’in talimatları ile çıkartılan kanunlarla devlete kredi verme sistemi getirilmiştir. Böylece Türkiye Merkez Bankası’na para çıkarma yolunu kapatmıştır. AK Parti de Derviş ekonomisini aynen izlemekte olduğu için Türkiye bugünkü sıkıntılar içinde olmaya devam etmektedir.
Bugünkü bu zalim düzende işletmeler gelirlerinin yüzde 40’ını vergi olarak ödemektedirler. Ayrıca yüzde 20 de faiz vermektedirler. Yüzde 10’a yakın da enflasyon varsa, yüzde 70 vergi ve faiz ödüyorlar demektir. Kendileri de yüzde 20 harcama yapsalar; demek ki yüzde yüz kâr ettikleri zaman ancak yüzde 10 kâr etmektedirler.
Merkez Bankası işletmelere yüzde 40 faizle kredi açsa, devlet vergi almasa, enflasyonu da yapmasa, işletmeler yüzde yüz daha kârlı olacaklardır.
Devletin gelirini hesaplayalım. Bugünkü nüfusumuza göre 30 milyon işçi vardır. 360 milyon ay emek olur. Her işçi ayda 1000 TL alsa, 360 milyar istihdam olacaktır. Sermaye payını da o kadar kabul edelim, demek ki 720 milyar millî hâsılamız olacaktır. Bunun yüzde kırkı devletin geliri olacaktır. Bu miktar da bütçeyi rahatlıkla karşılayacaktır.
Bugün sadece 10 milyon sigortalı işçi vardır. Bunun anlamı çalışanların 20 milyonu işsizdir, yahut kayıt dışı çalışmaktadır. Merkez Bankası faizlerini devlete aktarsa ve hiç vergi almasa, ülkede tam istihdam sağlanacaktır. Enflasyon olmayacaktır. Millî hâsıladaki reel artış yüzde 200 olacaktır. Dış borçlar kapanacaktır.
Yapılacak iş gayet basittir.
Merkez Bankası kağıdı basacak, işletmelere yüzde 40 faizle verecektir.
Bu para üretim karşılığı olduğu için enflasyona sebep olmayacaktır.
Vergi ortadan kalktığı için de tam istihdam sağlanacaktır.
Devlet bu işi faizsiz de yapabilir. Yüzde 20’lik bir enflasyon ile aynı sonuç doğar. Merkez Bankası krediyi işletmelere faizsiz verir. Yüzde 20’sini devlete karşılıksız basarak verir. Devletin geliri üç misli artar. 10 milyon yerine 30 milyon emek kayıtlı ekonomiye girer.
Biz belki yanlış düşünüyoruz...
Ama kimse sesini çıkarıp bize cevap veremiyor.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92