Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-10
10.12.2011
3953 Okunma, 0 Yorum

İKİNCİ BÖLÜM

(ADİL EKONOMİK DÜZEN)

ADİL DÜZEN’DE EKONOMİ

Not: Parantez içindeki ifadeler Necmettin Erbakan’ın ifadeleridir. Parantez dışındakiler Süleyman Karagülle’ye göre söylenmesi daha uygun olan ifadelerdir. Karşılaştırma siz okuyuculara düşer…

 

***

 

(E. Adil Ekonomik Düzenin Sosyal Güvenlikle İlgili Esasları)

Sosyal Güvenlik

(Adil Düzen’de Sosyal Güvenlik ile ilgili temel esasları ağıdaki ana hatları ile özetlenmektedir.)

“Adil Düzen”de sosyal güvenlik herkese aş ve herkese iş ilkesiyle sağlanmıştır. Herkese aş vergiyle, herkese iş faizsiz krediyle sağlanmıştır.

(1. Herkes sigortalı.)

Herkes tam sigortalı.

(2. Sigorta ve emeklilik için para (pirim) ödenmez.)

Ücretten vergi ve sigorta kesintisi yapılmaz.

(3. İşsizlik ve emeklilikte herkesin (yaş, tahsil, hizmet, ehliyet) esasına göre ne alacağı “katsayı” ile belirlenir.)

Herkesin yaşına, tahsiline, hizmetine ve ehliyetine göre resmi ücreti vardır.

(4. İşsizlik ve emeklilik karşılığı bütçeden ödenir. Milli gelirin artışı ile orantılı olarak bu pay artar.)

Geçmişte biriktirdiklerinden değil, bugün yapılan üretimden bugünün işsizlerine ve emeklilerine pay ayrılır.

(5. İşsizlik ve emeklilik: Talebe ve beyana göre isteyen istediği zaman emekli olur, isterse şartları elverişli ise emekli olmaktan vazgeçer işe başlar.)

Çalışan faizsiz olarak çalışma kredisini alır, çalışmayan veya çalışamayan işsizlik veya emeklilik payını alır. Her zaman çalışabilir, her zaman çalışmayabilir.

(6. Emekli olan kredi hakkını kaybeder.)

Çalışmayan çalışma kredisini alamaz.

(7. Emeklilik maaşı: Emekliliğin maaşı, emekliye ayrıldığı zamanki mesleki derece, yaş ve tahsiline göre belirlenir.)

Emeklik payı resmi ücretle belirlenir. Çalıştığı günleri artırır.

(Sosyal güvenliğin bu temel ilkeleri aşağıda özetle açıklanmaya çalışılacaktır:)

Karşılıksız, kamudan, istediği zaman çalışma kredisini alma ilkeleri içinde sosyal güvenlik sağlanır.

(Adil Düzen'de herkes ekonomik bakımdan bir “Dayanışma Grubu”na mensuptur. Bu dayanışma grupları, loncalar, sendikalar şeklinde organize olmuşlardır ve Adil Düzen’in temel esaslarına göre “Teminatlı Ehliyet” prensiplerine uygun şekilde hizmetlerini ifa ederler. Herkesin yaş, tahsil, hizmet yılı ve ehliyetine göre çalıştığı zaman ne ücret alacağı, işsiz kaldığı zaman ne ücret ve emekli olduğu zaman ne ücret alacağı adil ölçülere ve kriterlere göre belirlenmiştir. Buna göre bir insan çatıştığı zaman hakkı olan bu ücretini alır. İşsiz kaldığı zaman o takdirde işsizlik ücretini alır. Emekli olmak istediği zaman da emeklilik ücretini alır. Diyelim ki bir işçi çalıştığı zaman ayda iki bin lira, işsiz kaldığı zaman bin lira, emekli oluğu zaman da bin beş yüz lira almaktadır. Bu kimsenin emekli olması ve emekli aylığı alması için belli yaşa kadar beklemek mecburiyeti yoktur. Dilerse emekli olur ve emekli aylığına kanaat eder. Sonra tekrar çalışmak isterse, yeniden faal çalışma hayatına döner.)

Herkesin resmi ücreti vardır. Bu tahsile, yaşa, kabiliyete ve kredi olarak çalıştığı günlerle hesaplanan bir resmi ücreti vardır. 15 yaşına gelen herkes isterse gider bankadan çalışma kredisini alır. Çalışır, ücretini alır, resmi ücretini artırır. İster çalışır, ister çalışmaz. O zaman da emeklilik payını alır. Emeklilikte aldığı ücret o fonda toplanan miktarın bölünmesidir. Çalışmayan çok az olur, çalışanlar çoksa ücreti geçebilir. Ama halk derecesini yükseltmek için gene çalışır. Ne zaman isterse kendisini emekli eder. Herkese ev satılır. Kira öder gibi ev sahibi olur. Emekli olunca da oturduğu daireyi ay ay satar. Gelirini artırmış olur. İstediği zaman emekli olur.

(Adil Düzen'de devletin en önemli temel görevlerinden birisi hangi şart altında olursa olsun vatandaşlardan hiçbirinin aç, açık kalmamasını, herkese insan onuruna yaraşır şekilde yaşama imkânlarının teminidir.)

Yeryüzüne bütün insanlar ortaktır. Bu ortaklıktan dolayı kira payını alma hakkı vardır. Herkesin çalışmasa da genel hâsıladan payı vardır. Herkes bununla yaşar. Ayrıca su, elektrik ve yol gibi imkanlardan da herkes karşılıksız yararlanır.

(Faal çalışırken alınan ücret, işsizlik ücreti ve emeklilik ücreti öyle tanzim olunmuştur ki, çalışabilecek insan uyuşukluk,  tembellik yapıp emekli olmaya özen göstermesin. Daha çok kazanmak için çalışmayı tercih etsin. Fakat buna mukabil bir kimse hasta olmuş, çalışamıyor ise, isterse emekli olur. Ama sonra tedavi olmuş, sıhhat bulmuş ise, tekrar çalışabilecek sıhhate kavuşmuş ise, o zaman da tekrar faal çalışma hayatına dönme imkânına sahiptir.)

Çalışmak özendirilir ama kimse çalışmaya zorlanmaz. Böylece sermayeye muhtaç hâle getirilmemektedir. Hastalar ve sakatlar çalışıp çalışmamakta serbest olmaktadır. Sakatı çalıştıran onun çalışma ve ham madde kredisini alacağı için iş yapmasa bile az ücret vererek onu çalıştırır. Üretimde ücret serbesttir.

(Yukarıda açıklandığı gibi Adil Düzen’de madenler, ormanlar, topraklar, meralar ve suların gerçekte sahibi devlettir. Bunlar adilane ölçülerle, kullananlara tahsis edilir, Ayrıca devlet üretim sürecine genel hizmetleriyle katkıda bulunur, zenginliklerin güvenliğini sağlar. Bu hizmetler karşılığında kendi hakkı olan payını alır, ekonomi hızla gelişir. Bütün bunların neticesi olarak devlet bugünküne nazaran kat kat daha zengindir. O yüzden sosyal güvenliği sağlama imkânına maliktir. Adil Düzen'de sosyal güvenliğin sağlanması birinci derecede önem taşır.)

Devlet katkısı nisbetinde vergi alır, onu genel hizmet ve kamu görevlerinde kullanır. Yer kirası ile sosyal güvenlik sağlar.

 

F. Sosyal Güvenlik Açısından Adil Düzen’le Faizci Kapitalist Düzenin Mukayesesi

(Adil Düzen'de bütün vatandaşlara insan haysiyetine yaraşır şeklide yaşama imkânlarının temini devletin görevlerinin başında gelmektedir. Devlet, yukarıda belirtilen esaslar dâhilinde bu görev yerine getirir.)

Devletin birinci görevi genel görev, ikinci görevi de sosyal güvenliktir.

(Ayrıca Adil Düzen'de vatandaşların manevi eğitimini de temel esas aldığından, Adil Düzen'de zenginler de fakirlere içlerinden gelen gayretle ve ibadet aşkıyla her türlü yardım ve destekte bulunurlar.)

Eğitim de sosyal ihtiyaçtır. Öğretmenlerin maaşlarını devlet öder. Öğrencinin öğretmene para vermesi yoktur.

(Faizci Kapitalist Düzen ise, insanı bir “Homo Economicus” yani doymak bilmeyen ve sadece ekonomik çıkarlarını düşünen bir canlı olarak kabul ettiğinden dolayı, temelde materyalisttir ve kuvveti üstün tuttuğu için sosyal adalet hizmetlerini bir temel insanlık görevi olarak düşünmez. Sadece huzursuzluklar baş gösterip bir sosyal patlama olmasın, zenginlerin rahatı kaçmasın diye fakirlere cüzi yardımlar yapılır. Bu tür yardımlar bir çeşit “Sus Payı” olarak telakki edilir. Fakirlerin ihtiyaçlarının karşılanmasını da zenginlere değil yine dolaylı yoldan fakirlere bir görev olarak verilir. Bunun sonucu olarak Faizci Kapitalist ülkelerde brüt işçi ücretinden takriben % 35’i kadar sigorta primi kesilmektedir. Bu sigorta priminin sözde % 15’ini işçi ödüyor, % 20’sini de işveren ödüyor gibi gösterilirse de, işverenin ödediği pay maliyetlere girdiği için sonunda bu prim payı malları satın alan fakir fukaraya ödettirilmektedir.)

Sosyal güvenlik kendi emeğinin biriktirdiği değil, yeryüzündeki kira karşılığıdır. Dolayısıyla o günkü gelirden pay alır.

(Diğer yandan faizci kapitalist nizamda gittikçe doğum oranı düşmekte ve bunun sonucu olarak ülke nüfusu gençlerden çok yaşlı ve emeklilerden oluşmaktadır. Bu gidişat ise faizci kapitalist nizamı iflasa götürmektedir. Çünkü yapılan incelemeler ve hesaplar gösteriyor ki bundan 20 - 30 yıl önce mesela Almanya'da bir çalışan genç işçi, ödediği primlerle, bir yaşlı emeklinin emekli aylığını karşılamak zorunda kalıyordu. Hâlbuki şimdi yukarıda açıklanan nüfus hareketleri sebebiyle çalışan genç işçi iki yaşlı emeklinin geçimini karşılayacak şekilde prim ödemeye mecbur kalmaktadır. Bu gidişle 40 yıl sonra bir genç işçi sekiz yaşlı emeklinin geçimini karşılamak mecburiyetinde kalacaktır. Bu ise taşınamayacak bir yüktür. Yani, Faizci Kapitalist sistemin bugünkü sosyal adalet düzeni yürümeyecek ve iflasa mahkûm bir düzen olacaktır.)

Çalışanların refahı ile çalışmayanların refahı aynı şekilde artmakta veya eksilmektedir. Yaşlı nüfusla genç nüfus arasında çıkar paralelliği sağlanmaktadır.

(Görülüyor ki, Adil Düzen'de sosyal adalet, hakkı üstün tutan, herkese insan onuruna yaraşır yaşama imkânı veren, ekonomik gelişmeye engel olmayan, açık, sade, doğal, akli ve adil bir düzendir.)

Sosyal güvenlik ekonomik gelişmeye ve nüfusun artmasına yarayacak şekilde sağlanır. Yaşlıların kendilerinden ziyade kimlerin yanında duruyorlarsa onlara verilir. Yetim evleri, huzur evleri yoktur. Kimin yanında bulunursa ona maaş verilir.

(Buna mukabil Faizci Kapitalist Düzende sosyal adalet tatbikatı suni tatbikattır. Son derece çapraşık ve karmaşıktır. Çıkar çatışmasına dayanmaktadır ve zamanla yürümeyecek temel insan haklarına aykırı,  fıtri olmayan ve iflasa mahkûm bir nizamdır.)

Sosyal güvenlik aileye dayanmaktadır. Küçüklere anne babaları, yoksa ağabeyleri veya amcaları bakarlar. Yaşlılara ve çocuklara yeğenleri bakarlar. Bakmak istemezlerse daha uzak akrabaları beraber bulundururlar. Devlet onlara yani bakanlara maaş verir. Akrabalık ve menfaat birleştirilir. Genel hizmetlerin tamamı yani 25 genel hizmet kişilere karşılıksızdır. Su, elektrik, yolculuk, telefon bedavadır. Bunlar ütopik iddialar değildir. Tarihi oluşumdur. Kervansaraylarda ve imaretlerde yemek, içmek, yatmak, tedavi olmak, seyahatte kullanılan binek hayvanları doyurmak hep karşılıksız yapılmıştır.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org    (0532) 246 68 92

 

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 187 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 113 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 181 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 134 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 111 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 188 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 128 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 105 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 100 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 95 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 75 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 99 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 96 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 79 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 66 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 86 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 160 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 133 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 139 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 97 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 91 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 100 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 113 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 115 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 110 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 112 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 92 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 110 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 114 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 2507 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 2565 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2118 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 1854 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 1760 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 1796 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 2871 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 1825 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2463 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 1663 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 1651 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 1651 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 1643 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 1879 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 1841 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2007 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 2693 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 2492 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 1944 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2454 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 1650 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2300 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2446 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2456 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2425 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2330 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1570 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1466 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 1628 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 1671 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 1688 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 1771 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2208 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 1866 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 1981 Okunma
Süleyman Karagülle
MECRALAR
27.03.2021 1771 Okunma
Süleyman Karagülle
YALANCI LİDERLER YAZISI
25.03.2021 1842 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR FARKLARI
24.03.2021 1792 Okunma
Süleyman Karagülle
FESAT
24.03.2021 1711 Okunma
Süleyman Karagülle
MUTLU OLMAK
22.03.2021 2236 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞ VE SİYASET
21.03.2021 1855 Okunma
Süleyman Karagülle
BEYHUDE
21.03.2021 1805 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
20.03.2021 1582 Okunma
Süleyman Karagülle
NEDEN TEKERRÜR
20.03.2021 1750 Okunma
Süleyman Karagülle
KİM KARAR VERİYOR?
20.03.2021 1717 Okunma
Süleyman Karagülle
YANLIŞ HESAP
17.03.2021 1904 Okunma
Süleyman Karagülle
PALAS
17.03.2021 1706 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
17.03.2021 1516 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETLERİN REKLAMI
17.03.2021 1574 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞLAR
15.03.2021 1701 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
14.03.2021 1528 Okunma
Süleyman Karagülle
İNGİLTERE
13.03.2021 2022 Okunma
Süleyman Karagülle
AK PARTİ İKTİDARI
11.03.2021 1596 Okunma
Süleyman Karagülle
BARIŞIN KURALI
10.03.2021 1889 Okunma
Süleyman Karagülle
SERMAYE TAKTİĞİ
9.03.2021 2218 Okunma
Süleyman Karagülle
CİNAYETLER
8.03.2021 1865 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAMİ HAREKETLER
7.03.2021 1764 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATA GÖRE
7.03.2021 1773 Okunma
Süleyman Karagülle
DENGE
5.03.2021 1863 Okunma
Süleyman Karagülle
YAPILANLAR, SÖYLENENLER
4.03.2021 1838 Okunma
Süleyman Karagülle
REFORMLAR
3.03.2021 1951 Okunma
Süleyman Karagülle
CEMAL KAŞIKÇI
2.03.2021 2030 Okunma
Süleyman Karagülle
GAZ ODASI
1.03.2021 1806 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’NİN YERİ
28.02.2021 1931 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
28.02.2021 2238 Okunma
1 Yorum 28.02.2021 11:03
Süleyman Karagülle
AŞI OLMAK
27.02.2021 1779 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATIN HÜKMÜ
26.02.2021 1795 Okunma
Süleyman Karagülle
İKTİDARDA VERASET
25.02.2021 1897 Okunma
Süleyman Karagülle
ZAFER
25.02.2021 1583 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA
23.02.2021 1621 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’DE SEÇİMLER
22.02.2021 1710 Okunma


© 2024 - Akevler