Tekel Sermayeden Nasıl Kurtulacağız?
Tekel sermaye bugün dünyayı faiz parası olan dolarla idare etmektedir. ABD Merkez Bankası’nın sahibi olan tekel sermaye, karşılıksız çıkardığı doları dünyaya faizle vermekte ve sonunda kendisi istediğini yapmakta, tahsildarsız tahsilat yapmaktadır. Ne var ki bunun sonucunda dünyada dolar gittikçe artmakta ve enflasyon her an tehlikeli duruma doğru gitmektedir.
Sermayenin bu hakimiyeti kötüye gidiştir ama bugün için Allah’ın bir nimetidir. Eğer cebimizde karşılıksız dolara endeksli para olmazsa nefes bile alamayız, tuvalete bile gidemeyiz, karanlıklar içinde kalırız, açlıktan ölürüz…
Demek ki bizim mücadelemiz doları ortadan kaldırmak olmamalıdır, TL parasını ortadan kaldırmak olmamalıdır.
O halde bu uçuruma gitmekten nasıl kurtulacağız?
Evet…
Faiz parasına ihtiyacımız vardır. Tekel sermayeye belki de dua etmemiz gerekir. Ama bu beni/bizi helâk etme duasından başka bir şey olamayacaktır.
Bu durumda biz ne yapmalıyız?
Biz dolar düşmanlığı yapmamalıyız, AK Parti muhalefeti yapmamalıyız…
Biz uçuruma yuvarlanmamak için tedbirler almalıyız...
Bu tedbirleri nelerdir ve nereden öğreneceğiz?
Bu tedbirleri Kur’an’dan öğreneceğiz...
- Önce, ileride gelecek felaketlere karşı kendimizi korumamız gerekir. Bir köyde isek, krizler geldiği zaman kendi tarlamızla yetinmeliyiz. Sadece fındık bahçeleri değil, yerine göre tarlaları da canlı tutmalıyız. İkinci Cihan Savaşı’nda Karadenizliler fındık bahçelerini, çay bahçelerini söktüler, tarla yaptılar da öyle yaşadılar. Kentte yaşayanlar birer köyü kardeş edinecekler ve birbirlerinden malları takas edeceklerdir.
- Şimdiye kadar para ve mal senetleri ile alışveriş yapılmakta idi. Şimdi mal senediyle mallar alınıp satılmalı, senetleri para ile alınmalıdır. Böylece Türkiye çapında olmasa bile yerli çevrelerde yine hayat sürüp gider.
- Bir işletme kurarken parasız kurmalısınız. Bu nasıl başarılır? Tesisleri ortaklığa koyar, cirodan kira alır. İşçiler emekleriyle katılır, cirodan ücret alırlar. Ham madde getiren tüccar, mamul maddeyi alıp götürür. Vergi ve sigorta da üretilen mal senedi olarak alınırsa, parsız iş yapmış oluruz. Tüccarlar da üreticilerden mal alıp satarlar. Elde ettikleri para ile ham madde getirirler. Küçük tüccarlar da parasız çalışabilir. İşte böylece paradaki krizler işletmelere ve üretime etki etmez.
- Paranın değeri o gün satın aldığı altınla ölçülür. Dolayısıyla günlük ödemeler TL ile yapılacaktır. Ama paranın yarınki değeri nedir, bilinemez. Bu sebepledir ki TL ile alışveriş helal ama borçlanma haramdır. Borçlanma yiyeceklerde ve giyeceklerde buğday, sanayide demir, imalatta asgari ücret ve ticarette altının değeri ile yapılmalıdır.
Buna başlamak için birkaç aile bir arada olmak yeterlidir.
Biz İzmir’de Akevler’i bu amaçla kurduk. 1967’de kurulan bu kooperatif demir çimento üzerinden hesaplar yapmakta, muhasebeleştirmekte ve son derece başarılı bir şekilde işlerini bugün bile yürütmektedir. Örnek olarak değerlendirilebilir.
Birer kooperatif kurulacaktır…
O kooperatif bir ev gibi ortaklarını çağın âfetlerinden koruyacaktır...
Bu arada dolar dahil bütün faizli paralar peş peşe batacaktır...
Onların yerine tedbir alanların ekonomisi doğacaktır...
Onların yerine “Adil Düzen parası” gelecektir...
İşte bu paraya sahip çıkanlar III. bin yıl uygarlığının ekonomisine sahip olacaklardır.
Yahudilerin içinde de inanmış olanlar vardır. Bu sefer dünya ekonomisinde onlar rol oynayacaklardır. Faizli sistemde ısrar edenler helak olup gideceklerdir.
Neler Yapmalıyız?
Tekel sermaye 500 seneden beri dünyayı yönetmektedir. Şimdi güç olarak zirve/tepe noktasına varmıştır. Birden çökme ve mağlup olma durumundadır.
- Tekel sermayenin dayandığı silah karşılıksız faizli paradır. İnsanları çalıştırmakta, karşılıksız para çıkararak onlardan aldığı malları onların başına bombalar olarak yağdırmaktadır. Bugüne kadar bu başarı ile uygulanmıştır. Çünkü çıkarılmış karşılıksız para yeni ülkelere gidiyor, dolayısıyla oranın da uygarlaşmasını sağlıyordu. Ama bugün artık gidecek yeni yeri yok. Dolayısıyla mevcut dünyada para çoğalmakta, bu da enflasyona sebep olmaktadır. Faizli ekonomide faiz enflasyonu doğurur. Enflasyon da faizi artırır. Sonunda satmak faiz demek; daha fazla faiz, daha fazla faiz. Yüzde 5’e kadar faiz faydalıdır, yüzde 10’a kadar zararsızdır, yüzde 100’e kadar zarureten yaşamaya imkan verir. Yüzde 100’ü geçmeye başlayınca artık o para olmaktan çıkar ve insanlık ölümlü krize gider. Sermayenin doları bir gün sıfırlanabilir. Şimdi tekel sermaye ne yapacağını şaşırmış durumdadır.
- Tekel sermaye parasına dayanarak tüm sosyal müesseselere de hakimdi; dine hakimdi, siyasete hakimdi, ilme hakimdi. Dünyada büyük gelişmeler oldu. Bu gelişmelerin sonucunda bu hakimiyetini kaybetmektedir. Türkiye’de “Adil Düzen” ortaya çıktı. Tekel sermayenin hakimiyetini tehlikeye soktu. İran’da Humeyni ortaya çıktı, şeriat düzenini kurdu. Rusya’da Gorbaçov ortaya çıktı, timsahın çenesini kırdı. Bugün Putin onun yolunda gidiyor. ABD’de Obama iktidarda. Papa Avrupa’ya hakim.
- Dinsizleştirme siyaseti artık son bulmuş durumda, insanlar artık dine dönmektedir.
- İlimde “Adil Düzen Çalışmaları” başlamıştır. Sermayenin korkulu rüyası budur.
*
İşte bu durumda tekel sermaye yeni bir plan içinde. Dolarını kullanarak dünyada fitne çıkarmak istiyor. Şimdiye kadar savaşlarla dünya dengesini kuruyordu. Şimdi devletlere söz geçirtip savaştıramıyor. Şimdi halkı anarşiye teşvik ediyor ve devletleri sıkıntıya sokuyor. Böylece onlara demek istiyor ki; ya sözümü tutarsın ya da ülkelerinizi ateşe veririm. Bunu başarmak için de basit bir siyasete başvuruyor.
Önce İslâm ülkelerini parçalamak. Süveyş’in batısında olanları ayrı organize etme, doğudakileri ayrı organize etme. Doğudaki Müslümanları ayrı organize etme, Şiileri ayrı yerde bulundurma. Bunları güçlendirip planlama merkezleri hâline getirme...
İşte bugünkü Arap ülkelerinde cereyan eden olaylar bunlardır...
AK Parti’nin İsrail’e caka satması bundandır...
Böylece Ortadoğu Müslümanları Türkiye’nin etrafında toplanacaktır. Mavi Marmara Gemisi hikâyesi de budur. Mahir Kaynak bu hususta çok açık yazı yazmıştır. Akevler dergisinde yayınlanmıştır. Orada bulabilirsiniz.
*
Tekel sermaye şimdi bu kadar büyük imkanlar sunmakta, Osmanlıları diriltin demektedir. Bize maddi imkanlar sağlayacak, Ortadoğu’ya hakim kılacak, sonra da bizden her istediğini yapmamızı isteyecektir. İstediklerini yapmazsak desteğini çekip bizi yıkacaktır.
O halde AK Parti ne yapacaktır?
Sen böyle hainlikle bunları yapmak istiyorsun,, ama;
Ben yokum mu diyecek...
Yoksa onlarla bir mi olacaktır...
Bunun fetvasını istiyorlarsa, Türkiye’nin şeyhülislamları ne fetva buyururlar?
*
Biz ise şöyle fetva veririz.
- Birisi bir teklifte bulunuyorsa, sen kötü niyetlisin diye reddedemeyiz. Eğer teklif ettiği şey iyi ise onu kabul etmek zorundayız. Kur’an bunu açıkça söylüyor. Barış isteyenin barışını reddetmeyin. Kötü niyetli olsa bile o hayır olur.
- Biz iyilikte yardımlaşırız, kötülükte yardımlaşmayız. Dolayısıyla tekliflerden iyilerini kabul ederiz, kötülerini reddederiz. Dolayısıyla bize kötülük yaptıramaz.
- İleride gelecek tehlikelere karşı ise yine Kur’an’a göre hareket edeceğiz. Biz başkalarının talimatına göre değil, şeriatın emrettiğine göre hareket ederiz. Ya ölüm ya istiklâl bu demektir. Kayıtsız şartsız millî hakimiyet bu demektir.
- Biz yalnız Allah’tan yardım isteriz. Başkalarının ianesini kabul etmeyiz Kuvva-yı milliye bu demektir.
O halde fetvamız nedir?
Anlaşmaları bu çerçevede yapmak şartı ile tekliflere evet demek olacaktır.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92