Süleyman Karagülle
Siyasi Haklar
24.09.2011
6994 Okunma, 0 Yorum

İnsanların dört melekesi vardır. His, fikir, irade ve ünsiyet. Bunlara dayanılarak oluşan sosyal kurumlar, din, ilim,  ekonomi ve siyasi müesseseler vardır. Dinde sevgi, ilimde tartışma, ekonomide çıkar, siyasette de güç etkindir. Yaşamayı din, yasamayı ilim, yürütmeyi meslek, yönetmeyi de siyasi dayanışma ortaklıkları sağlar.

Yaşama ne yapılacağına, yasama nasıl yapılacağına, yürütme kimin yapacağına, yönetme de kimin olacağına karar verir. Bunların her birinin görev, usul ve yetkileri ayrı ayrıdır. Düzende zorlama yoktur ifadesi aynı zamanda siyasetin diğer üç müesseseye karışamayacağı hükmedemeyeceği demektir. Hakemlerden oluşan bağımsız yargı ve başkan bunlar arasındaki dengeyi korur.

İlimle din sosyal müesseselerdir. Bunlar da sadece zihni faaliyet vardır. Oysa iktisatta amel vardır. Özel hukuk konusudur. Siyasette ise cihat vardır. Hakemlerin kararlarına uymayanlara karşı çatışmaya girilir. İç ve dış güvenliği bunlar sağlarlar. Bunlar çatışmaya katıldıkları gibi güvenliği sağlayamadıkları zaman bunlar tazmin ederler. Örnek olarak Ankara’da Başbakanlık binasının yanında patlama oldu. Ölenler ve yaralananlar oldu. Bunların tazmini belki 20 milyon TL olsun. İşte oranın güvenliğini sağlamakla yükümlü olan ordu mensupları bunu tazmin ederler. Bu, bunların görevidir.

Genel hizmet vardır. Kamu görevi vardır. Kamu görevinde kamu yetkisini kullanırlar. Halk onlara itaat edecektir. Bunu yaparken sorumlulukları da vardır. Genel hizmette ise hizmetliler halkın dediğini yaparlar.  Hataları olmadıkça sorumlulukları yoktur.

Önce şu genel kural bilinmelidir. Görev yetkiye dayanır. Kime yetki verilirse görev de onundur. Yetki verilen sorumludur. Yetkili olmayan sorumlu olmaz, sorumlu olmayan yetkili de olmaz. Sorumlu olan ücret istihkak eder. Siyasi görevler nöbetlilere verildiğine göre siyasi yetkiler de nöbetlilere verilmelidir.  Siyasi sorumluluklar da onlara ait olduğu için haklar da onlara ait olacaktır. Güvenlikten sorunlu nöbetliler olacak, sorumlu nöbetli olacak ama yetkiler ve haklar bedellilerin olacaksa bunun hukuku izahı olmaz.

Bugün siyasiler diğer ilim, din, iktisat müesseselerine hakim durumdadır. Siyasi haklar deyince diğer kuruluşları da içeri almaktadır. O zaman bedellilerin siyasi haklardan mahrumiyeti elbette yanlış olacaktır. Oysa bu mahrumiyet sadece siyasi haklardadır. İlmi dayanışmada herkes eşittir. Dinde eşittir, ekonomide eşittir.

Herkes her zaman nöbetliye geçebildiği için bedellilerin haklarına saygısız olunması söz konusu değildir. İstedikleri zaman herkes nöbetliye geçebilir, aynı haklardan yaralanabilir. Burada bir dengesiz görme sadece bugün alışılmış olanların korunmasından başka bir şey değildir.

Nöbetliler, diyet taksitlerine katılırlar. Bedelliler diyet taksitleri ödemezler, buna mukabil cizye öderler. Eğer nöbetliler yeterince güvenlik sağlayamadı ve orada ödemeleri gereken diyet miktarı arttıysa diyet taksitleri cizyeden fazla olabilir. Bu durumda güvenliği sağlayamayan nöbetliler cizyeden daha fazla diyet ödeyebilir. Nöbetliden bedelliye geçiş serbest olursa, o zaman nöbetliler bedelliye geçer ve kalanlar için diyet taksitleri çok daha fazlalaşır. Bu sefer nöbetliler bedelliye geçmeyi tercih eder. Sonunda diyet ödeyen kalmaz.

Nöbetliden bedelliye geçiş olmamasının bilinen sebeplerinden birisi savaş zamanında herkesin savaşı bırakmasıdır. Cengiz Demirci’nin savunduğu İslam Nato’suna gidilir demesi de mantıklı değildir. Küçük yerde denge sağlanamazsa büyük yerde de denge sağlanamaz. İslam Nato’su demek İslam devletleri demektir. İslam devletlerinin hepsinde aynı dengesizlik oluşur. Sorunu başkasına havale etmekle sorun çözülemez.

Hakkı üstün tutan düzenlerde siyasi güç sermayenin değil, hakemlerin emrindedir. Hakemlerin kararlarını icra etmeyi sermayeye değil askeri güce havale ederiz. Askeri güç de hakemlerin ve başkanın emrindedir.  Sosyalizmde siyaset her şeye hakimdir. Kapitalizmde ise sermaye her şeye hakimdir. Adil Düzen’de denge vardır. Herkes kendi sahasında bağımsızdır. Hakemlere ve başkana karşı sorumludur. Biri diğerinin işine karışamaz, yetkilerini gasp edemez, sorumluluklarına da iştirak etmez.

Bunlar hükümlerin hikmetlerle izahıdır. İnsan aklı her şeyi tam düşünemez. Çünkü sosyal kanunları tam bulamaz. Onun için biz aklımızla değil, Kuran’a dayanarak hüküm veriyoruz. Kuran’ı anlarken de sünnetlere ve icmalara uyuyoruz. Kuran’da onlar sagîr iken cizye verinceye kadar savaş denmektedir. Demek ki cizye vermeyenler ülkemizde barınamazlar. Verenler de sagîr olmak durumundadırlar. Yani kamu yetkilerini kullanırken onların yetkileri olamayacaktır. Bu ayeti Hazreti Muhammed bizim anladığımız gibi anlamış, İslam devletleri böyle uygulamışlardır.  Fıkıhçıların yaptığı hata din, ilim ve ekonomiyi, siyasetten ayırmada zorlanmaları idi. Biz ise Hıristiyan veya Müslüman olma bedelli veya nöbetli olma da etki etmez diyoruz.Uygulamada imanda irtidadı katl için sebep saymışlar. Biz ise siyasi irtidadı  hicrete zorluyoruz, hicret etmezse katledilebileceğini söylüyoruz. Onlar namaz kılmamayı katl için sebep saymışlar, biz ise bir kimse nöbetlere katılmazsa ve o kuruluştan da (bucak, il veya ülke) ayrılıp gitmezse katledilebileceğini söylüyoruz.

İslamiyet’te hapishane ve hapis cezası yoktur. Sadece ev hapsi vardır. Böyle olunca asker kaçağına uygulayacağımız ceza nedir? Her gün dayak atamayız. Kolunu da kesmeyiz. Tek uygulayacağımız ceza sürgündür. Memenesine (emniyetli yerine) ulaşıncaya kadar ona mühlet veririz. Eğer ısrar eder de gitmezse o zaman kanı heder olur.

Bir hüküm ortaya koyarken genel sistem içindeki dengesini düşünmemiz gerekir. Yoksa, bir balon bir iğne ucu kadar delinirse o balon söner. Şeriatta böyledir.

Cengiz Demirci’nin ikinci yanlış iddiası daha vardır. Maddi çıkar değil, iman sebebiyle savaşacaklar, diyet ödeyecekler diyor. Yani, Allah müminleri kafirlere hizmetçi olarak mı yarattı. İnsanlığın güvenliğini sağlamakla mükellefiz ama onlardan cizye alma da hakkımızdır. Vermeyenlere de saldırmayız ama onlara bedava hizmet etmeyiz. Biz kimsenin işlerine karışmayız ama kimseyi de bizim işimize karıştırmayız. Ama bütün insanlar eşittir, isteyen herkes bize katılabilir ve bizim gibi olabilir.

Yine bugün merkezi yönetim düşünüldüğü için siyasi haklardan mahrumiyeti doğru göremeyebiliriz. Oysa önce tüm insanlığın ortak siyasi güçleri yoktur. Hakemler taraflarca seçilir ve insanlığa hakim olan yargıdır. Birleşmiş Milletler’in ortak silahlı gücü yoktur ve yöneticileri siyasi karar alamazlar.  Burasını tespit ettikten sonra insanlığın güvenliğini devletler sağlayacaklardır. Hakem kararlarına uyan devletler mümin devletlerdir. Bunların orduları uluslar arası Nato’yu oluşturur. Bunlar hakem kararlarına uymakla mümin olurlar. Savaşı ise ganimet için yaparlar.  Hakemlerin mahkum etmediklerine saldırmazlar, ama hakem kararıyla mahkum edilenlere saldırıp yağmalayabilirler.

Milli ordular savunmakla mükelleftir. Ama askerlerini yurt dışındaki güvenlik için zorlayamazlar. Gönüllülerden birlik oluşur. Onlar yağmalamak için katılırlar. Yahut Allah rızası için katılırlar. Ama ganimet onların olur. Beşte biri devletlerin, beşte dördü de orada katılan askerlerin olur. Bunları biz söylemiyoruz. Kuran söylüyor. Ganimet için savaşılmaz ama savaşın sonu ganimet olur.

Hakemlerin kararı ile açılan savaşa katılanlar Allah rızası için katılabilirler. Ganimet içinde katılan olabilir. Biz kimsenin içini bilemeyiz. Biz herkese eşit muamele yaparız.

Yüze yakın devlet olacaktır. Her isteyen istediği devlette yaşayabilir. Her devletin içtihat ve icmaları farklı olabilir. İsteyen herkesi zorunlu bedelli yapar, devleti paralı askerlerle yönetebilir. İsteyen devlet herkesi nöbetli yapar ve herkesi zorla askere götürür. İsteyen devlet nöbetlilerle bedellileri isteğe bırakır. Bir birine geçmeyi serbest bırakır. İsteyenler de aksini. Kuran’ı isteyen istediği gibi anlar. Biz ise Akevler Adil Düzende nöbetlilerin bedelliye geçemeyeceği esasını alıyoruz. Bakalım gelecek, bizi mi yoksa Cengiz Demirci’yi mi haklı çıkaracaktır.  Tarih karar verecektir.

Ülkeler illere ayrılır. Her il de istediği sistemi kabul eder. Kendi iç güvenliğini sağlar. Her bucak kendi iç düzenini kendi nöbetlileri ile sağlar. Dünya’da bir milyon bucak olacaktır. Bir milyon çeşit uygulama olacaktır. Bizim içtihadı uygulayan bucağın başarısı bizi haklı veya haksız çıkaracaktır.   

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 476 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 268 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 224 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 290 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 346 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 248 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 283 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 348 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 229 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 255 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 252 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 277 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 341 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 276 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 273 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 295 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 367 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 370 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 327 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 325 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 245 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 293 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 225 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 261 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 378 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 369 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 202 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 269 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 294 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 495 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 432 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 273 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 260 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 636 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 572 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 632 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 514 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 495 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 749 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 545 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 461 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 501 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 545 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 474 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 461 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 499 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 417 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 491 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 552 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 535 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 445 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 532 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 492 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 441 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 533 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 519 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 528 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 530 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 575 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 509 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3168 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3189 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2443 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2295 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2157 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2176 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3385 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2312 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2850 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2097 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2087 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2112 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2103 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2322 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2339 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2299 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3182 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3003 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2512 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2857 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2116 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2670 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2882 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2899 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2893 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2891 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1922 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1876 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2088 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2087 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2086 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2201 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2523 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2321 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2348 Okunma


© 2025 - Akevler