İsrail oğulları seçilmiş kavimdir. Dünyadaki kötülükleri de onlar yapar, iyilikleri de onlar yapar. Hazreti Ömer Kudüs’ü teslim aldıktan sonra artık onların merkezleri olmuştur. O tarihten beri onlar hiçbir zaman Kudüs’ten sürülmediler. Ayrıca Osmanlılar onlara İstanbul’da da merkez kurmalarına izin verdi, onları İspanya’dan getirdi ve yerleştirdi.
1900’lü yıllara kadar Hıristiyanlık ve İslâmiyet çatışmasından yararlanarak varlıklarını geliştirdiler, dünyanın en zengin ve etkini oldular. Ömürleri dolmaya başlayınca hatalı karar aldılar. Dinler arası denge yerine rejimler arası dengeyi kurmaya başladılar. Dinleri ortadan kaldırmaya kalkıştılar. Kendilerine göre İsrail oğulları dışındakilerin dinleri yoktur.
1900 ile 2000 arasında ortak düşmanla karşılaşan dört büyük din ister istemez birbirine yaklaştı ve dinler arası çatışma sona erdi. Bugün bu dört din mensupları ortak çıkar aramakta ve kendilerinin başına çöken sosyalizmi ve kapitalizmi def etmek için çaba göstermektedir. Çin dahil dünyanın hiçbir ülkesinde artık didarlar eskisi kadar ezilemiyor. Avrupa’da Papa eski gücünü kazanmak üzeredir. Eski Sovyet ülkelerinde din Batı dünyasından daha çok saygı görmektedir.
*
Dünyada tekel sermaye eski gücünü yitirmiş bulunmaktadır. Siyasi gücü kalmamıştır. Artık ne Rusya’ya ne ABD’ye emredememektedir. Askeri ihtilaller yapamamaktadır. Doları hâlâ dünyayı karıştırabilmektedir. Çok yakında dolar da iflas edecek ve tekel sermaye yeni dolar çıkaramayacaktır.
Şimdi sermaye yeni oyun içindedir. Şimdiye kadar ezdiği İslâm ülkelerini demokratikleştirmek, Çin’i güçlendirmek, böylece Batı’ya haddini bildirmek istemektedir.
İşte, İslâm ülkelerindeki hareketler budur, Libya’daki hareket budur.
Doları kullanarak halkı diktatörlere karşı harekete geçiriyor ama diktatörleri indiremiyor. Irak’ta Saddam’ın gitmesi kazara olmuştur, yanlışlıkla yakalanmıştır. Usame b. Ladin de aynı hataya kurban gitmiştir.
Sermaye Kaddafi’ye diyecek ki; beni dinle, yerinde kal, yoksa seni indiririm. Aynı şeyi Beşşar Esed’e diyecek. Yarın Erdoğan’a diyecek. Şimdilik bunları demiyor.
Acaba önce İslâm ülkelerini, sonra diğer Hıristiyan olmayan ülkeleri emrine alıp da Hıristiyan ülkeleri akıllandırabilir miyim çalışması yapmaktadır.
O halde Suriye’deki olay budur.
Suriye’de iktidarı halka saldırtıyor. Biri beş yaparak dünyayı ayağa kaldırıyor. Türkiye’yi müdahaleye kışkırtıyor. Başarırsa Türkiye Suriye’ye saldıracak. İran Suriye’ye arka çıkacak. O da bize saldıracak Böylece Ortadoğu kaynayacak.
Rusya emrine girerse o hakim olacak.
Avrupa Birliği emrine girerse o hakim olacak.
Her ikisi girerse o zaman Yalta’da olduğu gibi bölüştürecek.
ABD ve Çin devre dışı bırakılacak. ABD’de zenci ve Müslüman ayaklandırması ile o devleti emrine alacak. Çin’de de Budist ve Müslim ayaklanması ile sosyalizme son verecek, yeni denge kuracak.
Mahir Kaynak’ın dediğinin aksine; bir tarafta Rusya ve AB birleştirilecek, diğer tarafta Çin ve ABD birleştirilecek ve denge böyle kurulacak.
*
Bu durumda bizim yapacağımız nedir?
Suriye’nin iç işlerine karışmamalıdır. Türkiye gelen göçleri Türk vatandaşı yapıp nüfusumuzu artırmalıdır. Böylece Suriye gittikçe zayıflar ve küçülür, Türkiye gittikçe güçlenir ve büyür. Suriye devleti yıkıldığı zaman Suriye’de biz devlet kurarız, Kıbrıs’ı da oraya bağlarız.
Biz her konuda iki devletle istişarede olmalıyız. Bunlardan biri İran, diğeri Rusya’dır. Onlarsız hiçbir siyaset takip etmemeliyiz.
Birleşmiş Milletler’de de aynı şekilde hareket etmeliyiz. AB’nin ve ABD’nin bu andaki tutumları belli değildir. Sermaye bunları ne kadar oynatıyor, bilemeyiz.
*
Bizim dışarıdaki devletlere yapacağımız en büyük iyilik “Adil Düzen”i getirmektir.
“Adil Düzen” ne demektir?
Ülkeyi yüze yakın ile ayırıyorsun. Her ile tam bağımsızlık veriyorsun. Her il kendi ilinde istediği gibi yaşıyor. Göç etmelere imkan sağlıyorsun. Bunun için kendi ülkemizde bunu yapmamız gerekir. Fırsat bu fırsattır.
Yeni anayasamızı buradan değiştirmeye başlayalım.
Türkiye birbirine yakın yüz civarında ile ayrılır. Her il iç işlerinde tamamen serbest ve bağımsızdır. İç güvenliğini kendisi sağlar. Orta eğitimini kendi dili ile yapar. Sadece bölge merkezi illerde merkezi ordular yerleştirilir. Devlet ülkenin savunmasını yapar ve iller arası ilişkileri düzenler.
İşte, dünyaya barış getirecek sistem budur.
Yahudi Wilson büyütünce saçma ve manasız prensipler benimsenir de, biz Allah’ın tebliğini insanlara ulaştırınca kulaklarını tıkarlar. AK partili sağırlar, size söylüyorum...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92