Sosyal bakımından insanlık çıkmazdadır.
Ekseriyet demokrasisi ile laiklik çelişki halindedir.
Ekseriyet Demokrasisi ile ordu/asker çelişki içindedir.
Ekseriyet demokrasisi ile yargı bağımsızlığı çelişkidedir.
Ekseriyet demokrasisi ile üniversiteler çelişkidedir.
Hayat çelişkiyi taşımaz.
İnsanlık çıkmazdadır.
*
Ekonomik bakımdan da insanlık çıkmazdadır.
Faizli ekonomide tam istihdamdan sonra gelen faiz gelirlerine harcanacak yer bulunamaz. Yeni para basılamaz. Halk borçlanır, sermaye alacaklı hâle gelir. Bu alacağın sermayeye bir yararı yoktur. Borçlular da borcu ödeyemez halde olduklarından alacakların manâsı kalmaz. Kârsız ve faizsiz sistem çalışmaz, işsizlik başlar, enflasyon olur.
Tarlalar ekilmez olur. Açlık başlar.
İnsanlık bunun eşiğindedir.
*
İnsanlık “Yeni Anayasa” ile bu çıkmazları aşmak istiyor…
Ne var ki “Yeni Anayasa”da nelerin yazılması gerektiği hususunda insanlık hiçbir şey bilmiyor. Denemelerle kendisine çözüm aramaktadır. Ancak yeni anayasaların denenmesi gerekmektedir. Bunu kendi ülkelerinde deneyemiyorlar. Çünkü riski büyük.
Bunu Türkiye’de denemek istiyorlar...
Bu amaçla tekel sermaye bir anayasa hazırladı, şimdi Türkiye’de bunu denemek istiyor; yani Türkiye’yi deneme tahtası olarak kullanmak istiyor.
“Yeni anaysa.. yeni anaysa..” dedikleri, Avrupa’nın denemek istediği, çoktan hazırlanmış anayasadır. Foyası ortaya çıkmasın diye önce şartlar hazırlanıyor, sonra da AK Parti onun şampiyonluğuna soyunuyor...
*
R. Tayyip Erdoğan, “kimin ne görüşü varsa getirsin” diyor; “Milli mutabakat anayasası hazırlansın” diyor.
Görev alanlar bunun göstermelik olduğunu bildikleri için hareketsiz bekliyorlar...
Tüm siyasi partiler bekliyorlar...
Emir öyle!..
Sonunda tekel sermayenin hazırladığı anayasa gelecek ve tekel sermayenin emrindeki basın “mutabakat anayasası” diyecek, Meclis’ten geçecektir.
İşte “yeni anayasa hikayesi” budur.
*
Ne var ki tekel sermaye bu denemesinde bir şey elde edemeyecektir. Çünkü Türkiye hukuk devleti değildir. Yasalar göstermeliktir, sırf dünyaya biz böyle demokratız diye söylemek için vardır. Yönetim ise keyfidir. Kanunlar istediği kadar değişsin; halk ve görevliler, asker ve siviller bildiğini okur.
Örnek mi istiyorsunuz?
Ceza kanunu geldi. Kaç milletvekili okuyup oy verdi. Dışarıda hazırlanan yasa gece yarısı kanunlaştı, iş bitti? Ama bir şey değişti mi? Hayır!
“Yeni Anayasa”nın akıbeti de böyle olacaktır.
*
Başbakanımıza bu yazı veya bu mektup ulaşmayacaktır ama ulaşsa canı sıkılacaktır.
Öyle değil mi?
“Efendim, hayır, öyle değil” diyebiliyorsanız ve gerçekten herkesi dinliyorsanız;
BİZİ DE DİNLEYİN…
Biz Allah’ın sözcüleriyiz, Kur’an’dan anladıklarımızı size anlatıyoruz...
Herkese kulağınızı açıyorsunuz da neden Kur’an’a kulağınızı tıkıyorsunuz?!.
“Efendim, sizden başkaları da var” diyorsunuz...
O zaman onları çağır, bizi de çağır, onların ne kadar cahil olduğunu görüsünüz.
Şimdiden söylüyoruz; gelemezler ki...
Batı madem ki denemek istiyor, varsın denesin, Meclis’ten geçirin o anayasayı, o da hevesini alsın. Yasalar devlet var oldukça geçerlidir. Devlet yıkılmaya gidince yasalar biter. O zaman ordun varsa yaşarsın, yoksa soykırımına uğrar gidersin.
*
İşte bu aldatmaca oyunlarını bozmak için Adil Düzen Partisi’ni kurmalı ve Türk milletine gerçek anayasanın ne olduğunu anlatmalıyız.
Bu gidişle Türkiye çok yakında yıkılacaktır...
O zaman eğer halkımız hazırsa, ordumuz hazırsa, biz yeniden ikinci cumhuriyetimizi kuracağız ve “Adil Düzen gelecektir. İnsanlık da çözümü öğrenecek, Allah’tan başka melce olmadığını göreceklerdir.
Adil Düzen Çalışanlarına düşen “Adil Düzen Anayasası”nı uygulama örneği ile hazırlamaktır. Ondan ötesinde ümidimizi kesip beklememiz gerekmektedir. Bugünkü halleriyle ne Saadet Partisi’nden ne de AK Parti’den bir beklediğimiz olmamaktadır. Bununla beraber onlar tevbe eder de “Adil Düzen”e dönerlerse, bizim bir diyeceğimiz yoktur. Bütün çalışmalarınızı onların emrine vermeliyiz. Siz iktidardan veya bulunduğunuz makamlardan inin biz çıkalım diye bir derdimiz olmamalıdır. Adil düzenci olmanın miyarı budur.
İzmir’deki AK Partili arkadaşlarımız milletvekilliği peşinde koşmaktadırlar. AK Parti’de milletvekili olmak demek, “Adil Düzen”den irtidat etmek demektir. Nitekim giden arkadaşlarımız irtidat ettiler, bize selam bile veremiyorlar. Gidene güle güle...
Biz bir kişi kalsak bile yolumuza devam etmek zorundayız.
Bizim devamımız saatin ertelenmesine sebep olmaktadır...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92