Sermaye üçüncü cihan savaşını çıkarmak istiyor. Bunun iki sebebi vardır. Biri; Sermaye yeni yatırım yapacak alan bulamıyor. Birinci ve İkinci Cihan Savaşlarını çıkardığı gibi savaş çıkaracak ve silah fabrikalarını hareket geçirecek, dünya harabeye dönüşecek, sonra kredi verecek ve yeniden dünyayı ihya edecektir. Bu birinci sebeptir. İkincisi ise; sermaye şimdiye kadar devletleri emrine almış, dediklerini onlara yaptırabiliyordu. Şimdi Obama, Putin ve Erdoğan işbirliği ile devletler artık Sermaye’yi dinlemiyorlar. Her devlet gerçek bağımsızlığa kavuşmuş durumda.
Bunları esir edebilmesi içim üçüncü cihan savaşına ihtiyacı vardır.
Üçüncü cihan savaşını çıkarabilmesi için de yaptığı plan şudur. Dünya Müslümanlarını organize ederim, devletlere isyan ederler, devletler bunları ezerler. Böylece kendileri zayıflar ve Müslümanlık da sona erer, bir taşla iki kuş vururum, Tevrat’ın tek rakibi Kur’an’ın ehlini yok ederim. Güçsüz kalan devletlerin aralarında savaş çıkarıp savaştırırım. İkisi benim emrime girdiği zaman barış getiririm. Yeryüzü yeniden düzene girmiş olur.
Üçüncü cihan savaşını çıkarmanın ikinci adımı ise Suriye’den kopar. Suriye’de terörü organize ederim, devletler orada birbirleri ile çatışırlar. Bu arada İran ile Türkiye devreye girer ve savaşmaya başlarlar. Rusya ve Çin İran’ı, AB ve ABD Türkiye’yi destekler, böylece savaş başlar. Savaş Müslüman ülkelerinde cereyan eder ve onlar soykırımına uğrarlar.
Sermaye böyle planlıyor.
Devletler akıllanmıştır, böyle bir oyuna gelmezler diyordum. Ama Suriye’de düşürülen Rus uçak olayı şunu gösterdi ki dünya henüz akıllanmış değil. Türkiye de Rusya da çocukça işler yaptılar, tongaya düştüler, yüz milyarlara varacak zararlara girdiler. Hala da sorunlar çözülmüş değildir. Türkiye Esed’in gitmesine taraftar, Rusya ile İran ise kalmasına taraftar! Bu görüş ayrılığı sonunda İran ve Türkiye’yi savaşa sokabilir.
Tek çıkar yol vardır.
Türkiye Akevler ile istişare edip “Adil Düzen” uygulamasına başlamalıdır. “Adil Düzen” demek Kur’an düzeni demektir. Savaş başladıktan sonra bugünkü iktidar için zaman geçmiş olur, iktidarı ile muhalefeti ile yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalır.
Adil Düzen Çalışanlarına söyleyeceklerim vardır. Siz hiç tasalanmayın, sizi çalışmaya devam edin. Allah Kur’an’da nurunu tamamlayacaktır diyor. “Adil Düzen” gelecektir.
Türkiye iki sorunu çözmelidir. Bu iki sorunu çözerse bugünkü Türkiye muhalefeti ile iktidarı ile ayakta kalır. Çözemezse Türkiye devleti diye bir şey kalmaz, Türk milleti de kalmaz. İstiklal Savaşı’nın intikamı Türk halkını tehcir etme veya öldürme olacaktır.
Bu iki sorun nedir?
Bu iki sorundan biri Cemaat - AK Parti boğuşmasıdır. Sermaye bunu çok iyi ayarlamış, oyuna devam ediyor. Ben Risale-i Nur şakirtlerinin eskilerini çok yakından tanıyorum. Bunlar Alâeddin Kaya, Abdullah Aymaz, Suat Yıldırım, Fethullah Gülen’dir. Bunlar çok samimi Müslümanlardır. Bunlar Türkiye devletine sadıktırlar. Bunlar Millî Görüşe de karşı değildirler. Bunlar paralelci değildirler. Demek hala paralelciler paralelci olmayan Cemaat mensuplarını devre dışı bırakmak istiyorlar. Cemaat ile AK Parti barışmalıdır. Bunların çatışması bunun sonunu hiç de hayra götürmez.
İkinci sorun Putin ile Erdoğan’ın karşı karşıya gelmesidir. Sermaye Türkiye’yi yarım binyıl savaştırmıştır. Sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmış, onun yerine ateist cumhuriyeti bırakmıştır. Sonra Rus Çarlığını yıkmış, onun yerine Sovyetleri getirmiştir. Sovyetler yıkıldı, Rusya kaldı; şimdi onu da Türkiye ile çatıştırmak istemektedir. Bunu başarmaya ramak kalmıştır. Türkiye bu sorununu da çözmelidir.
Türkiye bu iki sorunu ancak Kur’an’la çözebilir. Muhterem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan alimlerden oluşmuş Danışma Meclisini oluşturmalıdır. Bu meclis beşten az ve yirmiden fazla kişiden oluşmamalıdır. Bu meclisin içine Akevler’den temsilci almalıdır. Onlarla istişare ederek çözümü oluşturmalıdır.
Cemaat ile barışmalıdır.
Putin ile dost olmalıdır.