Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015
12217 Okunma, 3 Yorum

7 Haziran 2015 Seçimi, halkın bütün patilere yaptığı uyarıdır.

HDP’ye; emaneten oylar işe yaramaz, seni esir eder, geleceğini karartır.

MHP’ye; sırf düşmanlığa dayanan oylar da bir işe yaramaz, ülkeyi sıkıntıya sokar.

CHP’ye; bir yapıya bir dinamit koyup yıkabilirsin ama sonra onun enkazını bir atom bombası dahi kaldıramaz.

AK Parti’ye; ekseriyet elde ettim diye bütün istediklerimi yaparım sanma.

Seçmen siyasi partilere bu uyarıları yapmıştır.

AK Parti isterse iktidarda kalabilir.

Bunun sonucunda: a) Erdoğan’ın bir daha seçilmesini önler. b) Ak Parti bundan sonraki seçimlerde barajın altında kalır. c) Ülkeyi dış saldırılarda hedef hâline getirir. d) Ordunun müdahalesi zorunlu hâle gelir. Bu şartlar altında yapılacak iş seçime gitmektir.

Seçimin çözüm olabilmesi için partiler halkın verdiği mesajları almalı ve yapacakları değişik vaatlerle seçmenin karşısına çıkmalıdırlar. Halk buna göre değişiklik yapabilir. Ben herkesle şartsız koalisyon yaparım, koalisyonda çıkacak anlaşmazlıkları hakemler yoluyla gidermeyi şimdiden kabul ediyorum diyen partiler seçmen nezdinde fark yapacaklardır. Halk bu farkı gözetmezse onun da helaki yakındır demektir. Artık ulus olarak bölünmüştür demektir. İç savaş çıkar. Ölenler ölür, kalan olursa şöyle veya böyle yaşar.

Yeni seçime yeni partiler ve yeni seçim kanunu ile gidilebilir.

Bu kanun taslağını teklif ediyorum.

Siyasi Partiler Kapatılamaz

Madde 1- Siyasi partiler kapatılamaz. Bir partili olmak da suç kaynağı değildir. Suçu kişi işler ve ceza kişilere verilir. Ceza faile değil, fail kim olursa olsun fiile verilir, infaz fail üzerinde yapılır.

YSK Suçlu Partiyi Seçim Sokmayabilir

Madde 2- Yasaları değiştirmeyi istemek herkesin hakkıdır. Ancak yasalar yürürlükte iken uymamak yahut yasal olarak göreve getirilen yönetimi hatta cumhurbaşkanını tanımayan partileri, diğer partilerden birinin veya birkaçının talebi üzerine Yüksek Seçim Kurulu o partinin seçime girmesini reddedebilir Yüce divana itiraz hakkı mahfuzdur.

Barajın %5’e İnmesi

Madde 3- Seçim barajı %5’e indirilmiştir.

Koalisyon

Madde 4- Meclisin görevi hakemlerin uzlaştırması ile yasalar yapmak ve yasaların uygulanıp uygulanmadığını denetlemektir. Yasaları uygulamayan yetkililer mahkeme kararı ile görevden alınırlar. Siyasi partiler davacı olurlar.

Hükümetin Kurulması

Madde 5- Hükümeti, Devlet Başkanı, Meclis’ten oluşturur. Dışarıdan bakan beşte birden fazla olamaz. Hükümeti kurma yetkisini Meclis içinde uygun gördüğü kimseye verir. Siyasi parti başkanları hükümet kuramazlar. Programı kim önce yaparsa ve Meclis’ten güvenoyu alırsa o hükmet etmeye devam eder. Hükümet bir partinin ekseriyeti ile oluşmaz. Eski hükümetin görevi yeni hükümetin güven almasına kadar devam eder.

Yeniden Seçim

Madde 6- Seçimden sonra Meclis’ten güvenoyu alan hükümet oluşmazsa, Devlet Başkanı seçime gidebilir. Devlet Başkanının kararı ile seçime gidilmesi hâlinde:

a) Seçim listesinde ilk seçimde seçilmiş milletvekilleri değiştirilmez, sıralarını korurlar.

b) Eski listede yer alan milletvekilleri adayları ikinci seçimde yer almazlar. Partiler istikrar için yeni adayları koyma durumundadır.

Madde 7- Bu kanunun yürütülmesi Devlet Başkanına aittir.

Böyle bir yasa, bugünkü anayasaya aykırı değildir. İç tüzük veya kanunun tadilatı ile yapılabilir. Ondan sonra sağlıklı seçime gidilebilir.

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
27.07.2015
09:18


http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/suleyman-karagulle/yeniden-secim-ve-kanun-teklifi-11456.html


Süleyman Karagülle

Yeniden seçim ve kanun teklifi

Son güncelleme: 27 Temmuz 2015 06:29

7 Haziran 2015 Seçimi, halkın bütün patilere yaptığı uyarıdır. 

HDP’ye; emaneten oylar işe yaramaz, seni esir eder, geleceğini karartır. 

MHP’ye; sırf düşmanlığa dayanan oylar da bir işe yaramaz, ülkeyi sıkıntıya sokar. 

CHP’ye; bir yapıya bir dinamit koyup yıkabilirsin ama sonra onun enkazını bir atom bombası dahi kaldıramaz. 

AK Parti’ye; ekseriyet elde ettim diye bütün istediklerimi yaparım sanma. 

Seçmen yani halk siyasi partilere bu uyarıları yapmıştır. 

AK Parti isterse iktidarda kalabilir. Bunun sonucunda: a) Erdoğan’ın bir daha seçilmesini önler. b) AK Parti bundan sonraki seçimlerde barajın altında kalır. c) Ülkeyi dış saldırılarda hedef hâline getirir. d) Ordunun müdahalesi zorunlu hâle gelir. Bu şartlar altında yapılacak iş seçime gitmektir. 

Seçimin çözüm olabilmesi için partiler halkın verdiği mesajları almalı ve yapacakları değişik vaatlerle seçmenin karşısına çıkmalıdırlar. Halk buna göre değişiklik yapabilir. Ben herkesle şartsız koalisyon yaparım, koalisyonda çıkacak anlaşmazlıkları hakemler yoluyla gidermeyi şimdiden kabul ediyorum diyen partiler seçmen nezdinde fark yapacaklardır. Halk bu farkı gözetmezse onun da helaki yakındır, Artık ulus olarak bölünmüştür demektir. İç savaş çıkar. Ölenler ölür, kalan olursa şöyle veya böyle yaşar. 

Yeni seçime yeni partiler ve yeni seçim kanunu ile gidilebilir. 

Bu kanun taslağını teklif ediyorum. 

SİYASİ PARTİLER KAPATILAMAZ

Madde 1- Siyasi partiler kapatılamaz. Bir partili olmak da suç kaynağı değildir. Suçu kişi işler ve ceza kişilere verilir. Ceza faile değil, fail kim olursa olsun fiile verilir, infaz fail üzerinde yapılır. 

YSK SUÇLU PARTİYİ SEÇİME SOKMAYABİLİR 

Madde 2- Yasaları değiştirmeyi istemek herkesin hakkıdır. Ancak yasalar yürürlükte iken uymamak yahut yasal olarak göreve getirilen yönetimi hatta cumhurbaşkanını tanımayan partileri, diğer partilerden birinin veya birkaçının talebi üzerine Yüksek Seçim Kurulu o partinin seçime girmesini reddedebilir Yüce divana itiraz hakkı mahfuzdur. 

BARAJIN %5’E İNMESİ

Madde 3- Seçim barajı %5’e indirilmiştir.

KOALİSYON 

Madde 4- Meclis’in görevi hakemlerin uzlaştırması ile yasalar yapmak ve yasaların uygulanıp uygulanmadığını denetlemektir. Yasaları uygulamayan yetkililer mahkeme kararı ile görevden alınırlar. Siyasi partiler davacı olurlar. 

HÜKÜMETİN KURULMASI

Madde 5- Hükümeti, Devlet Başkanı, Meclis’ten oluşturur. Dışarıdan bakan beşte birden fazla olamaz. Hükümeti kurma yetkisini Meclis içinde uygun gördüğü kimseye verir. Siyasi parti başkanları hükümet kuramazlar. Programı kim önce yaparsa ve Meclis’ten güvenoyu alırsa o hükmet etmeye devam eder. Hükümet bir partinin ekseriyeti ile oluşmaz. Eski hükümetin görevi yeni hükümetin güven almasına kadar devam eder. 

YENİDEN SEÇİM 

Madde 6- Seçimden sonra Meclis’ten güvenoyu alan hükümet oluşmazsa, Devlet Başkanı seçime gidebilir. Devlet Başkanı’nın kararı ile seçime gidilmesi hâlinde: a) Seçim listesinde ilk seçimde seçilmiş milletvekilleri değiştirilmez, sıralarını korurlar. b) Eski listede yer alan milletvekilleri adayları ikinci seçimde yer almazlar. Partiler istikrar için yeni adayları koyma durumundadır.

Madde 7- Bu kanunun yürütülmesi Devlet Başkanına aittir.

Böyle bir yasa, bugünkü anayasaya aykırı değildir. İçtüzük veya kanunun tadilatı ile yapılabilir. Ondan sonra sağlıklı seçime gidilebilir. 

NOT: “YUNANİSTAN VE ADİL DÜZEN”, “İSLÂM HUKUKU VE MEDİNE VESİKASI - Taha Akyol’a Cevaplar 1-2”makalelerimi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.

Reşat Nuri Erol
29.07.2015
02:58


Neyi tartıştığımızı iyi bilelim

28 Temmuz 2015 Salı, 01:22:35 Güncelleme:08:56:07
Fehmi Koru

Fehmi Koru

 

‘’IŞİD’i hafife aldığımızı, kafa koparan, kadınları köle statüsüne indiren acımasız örgütün yok edilmesi gerektiğini sizler söyleyip yazmıyor muydunuz?’’ diye soruyorlar...

Doğru. Gerçekten de öyle. Kendi hesabıma daha IŞİD’in adı bile ortalarda dolaşmazken, Suriye’deki rejimi sona erdireceğiz diye Türkiye’nin sınırlarının yol geçen hanına çevrildiğini fark ettiğim ilk günden beri, bunun yanlışlığına işaret ediyorum...

Musul’a saldırısı ve hâkimiyet kurması sonrasında ise IŞİD konulu uyarılarımın dozunun ne denli arttığını okurlar biliyor.

Sadece yaptıkları yüzünden karşı değilim IŞİD’e, yaptıklarını İslam dinine mal ettikleri için de karşıyım.

Kısası, yazının başına aldığım târiz cümlesine itiraz edecek değilim.

Ancak orada durmayıp hemen ardından şunu ekliyor aynı kişiler: ‘’Uçaklarımızı gönderip IŞİD hedeflerini vurmamıza neden karşı çıkıyorsunuz?’’

İşte bu sorunun altında yatan savunmaya şiddetle itirazım var.

Bugünün dünyası hepsi de “modern” bir sürü vahşi örgüt doğurdu. Kimi etnik, kimi dini motiflerin ardına sığınarak bulundukları coğrafyaları kana buluyor bu örgütler... Hiçbiri bugüne kadar amaçlarına ulaşamadı; yarattıkları terör iklimi örgütlere devlet olma fırsatı vermedi. Ne Ortadoğu’da, ne Latin Amerika’da, ne de Uzakdoğu’da...

Heveslendiriliyorlar, ama o kadar...

Onlar amaçlarına ulaşamadı, ama onlara karşı mücadeleyi “savaş” yöntemiyle yürütenler de başarılı olamadılar. El-Kaide yüzünden Afganistan ve Irak’ın ne hale geldiğini hepimiz gördük; o mücadeleye savaşanlar safında katılan Pakistan da darmadağın bugün...

Etnik iddialı silahlı bir mücadelenin tarafı olan Türkiye’de PKK örgütü nihai amacına erişmekten çok uzak; ancak PKK’ya karşı verilen silahlı mücadeleden de örgütü yok etmeye yarayan bir sonuç çıkmadı.

ABD’nin 11 Eylül’de (2001) New York’taki ikiz kulelere El-Kaide saldırıları sonrasında başlattığı “savaş” yeterince göz açıcı. Dünyanın temel hak ve özgürlükler ile demokrasi konularında kendisine bakarak hizaya girdiği bir ülke olmaktan uzaklaştı 11 Eylül sonrasında ABD; Amerikalılar kendi ülkelerinde eskisi gibi rahat nefes alamadıklarından şikâyetçi.

Washington, 11 Eylül uğursuz eylemlerini “savaş” bahanesi yapmak yerine, ABD’nin en kritik binalarını yok etme eylemi yapanların, bu kadar zahmete ve hayatlarını fedaya “neden” sürüklendiği üzerinde kafa yorsaydı...

Sadece kafa yormakla da kalmayıp, o gençleri hareketlendiren motifin ne olduğunu keşfedip Ortadoğu’nun en kronik sorunu olan Filistin’le ilgili olumlu adımlar atılmasını sağlasaydı...

Acaba dünyamız bugün dünden daha farklı olmaz mıydı?

Bence olurdu.

Savaş, sorunların çözümü için en uygun yöntem değildir, hatta çözüm yöntemi bile sayılmaz savaş... Bu yüzdendir ki, başka bütün yollar tüketilip hiçbir çıkış yolu kalmadığı görülürse savaş kaçınılmaz olur.

IŞİD’e karşı savaş da öyle.

Türkiye, içinde “İslam” sözcüğünün de bulunduğu bir ismi kendisine yakıştıran örgütün o isme neden layık olmadığını, o adın arkasına saklanarak sergilenen vahşetin din tarafından hiçbir zaman onaylanmayacağını anlatmakla işe başlayabilirdi.

Kendi topraklarında IŞİD sempatizanlığının yeşermesini de engellerdi Türkiye. Bir tek kişinin bile IŞİD’in temsil ettiği ideolojiye kendini kaptırdığı bir ülkede yaşanmaz.

IŞİD’i yok edeceğiz derken, umarım, eylemlerini ülkemiz sınırları içine davet etmeyiz.

Reşat Nuri Erol
29.07.2015
03:01


Nazif Gürdoğan

Prof. Dr. Nazif Gürdoğan, 1945 yılında Eskişehir'de doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1975 yılında doktor, 1987 yılında doçent ve 1994 yılında da profesör oldu. Çeşitli kurum ve kuruluşlarda uzmanlık ve yöneticilik yaptı. Yurt içinde ve ...devamı 

Türkiye’de çatışmacı paradigmadan uzlaşmacı paradigmaya geçmek

Temmuz 28, 2015
İster yerel, ister küresel düzeyde bakılsın, ülkelerin siyasal sınırlarla birbirinden ayrıldığı, dünyanın sonuna gelindi. Havaalanları ülkeler, çarşılar markalar, akıllı telefonlar insanlar arasındaki duvarları ortadan kaldırdı. Duvarsız dünyanın, yeni sınır kapıları havaalanlarıdır. Havaalanları bütün ülkeleri bir ülkeye, bir ülkeyi bütün ülkelere dönüştürdü. Duvarsız dünyada: “Her ülke bin ülkedir, bin ülke bir ülkedir.”
*
Bin ülkenin bir ülkeye, bir ülkenin bin ülkeye dönüştüğü yeni dünyada, havayolu şirketleri yeni kervanlar, havaalanları da yeni kervansaraylardır. Yeni kervanların, yeni kervansarayların yeni dünyasını, eski paradigmalarla anlamak ve anlatmak mümkün değildir.Thomas Kuhn'un “Bilimsel Devrimlerin Yapısı” kitabında ele aldığı bağlamda; yeni bir paradigmaya, yeni bir kavramsal çerçeveye, yeni bir bütüncü bakış açısına, yeni bir şey söylemeye, duyulan ihtiyaç günden güne artıyor.
*
Yeni paradigma arayış dönemlerinde, gerilim yüklü toplumsal çalkantılar, büyük bir hız ve yoğunluk kazanır. Bilinen sorunlara bilinmeyen sorunlar eklenir. Ekonomik, siyasal, kültürel sorunlar katlanarak artar. Sorunları çözmede, bilinen yöntemler yetersiz kaldığından, karamsarlık, kötümserlik, ümitsizlik bir bulaşıcı hastalık gibi, bütün dünyaya yayılır. Çözümsüzlüğün doğurduğu krizlerin üstesinden gelmek için, bütün dünyayla birlikte Türkiye'nin çatışma odaklı paradigmadan, uzlaşma odaklı paradigmaya geçmesi gerekir.
*
Eski paradigma: “Çatışma olmadan gelişme olmaz” ilkesine dayanıyordu. Her sorunun silahla çözüleceğine inanılıyordu. Ülkelerin gücü ellerindeki silahlardan gelir deniliyordu. Yeni paradigma: “Uzlaşma olmadan gelişme olmaz” diyor. Ülkelerin gücü, ellerindeki savaş uçaklarından daha çok, yolcu uçaklarından kaynaklanır deniliyor.Duvarsız dünyada, çözümsüz sorunlara, savaş uçaklarıyla havaalanlarını bombalamakla değil, yolcu uçaklarıyla bir havaalanından bir havaalanına girişimci taşımakla, köklü çözümler bulunur.
*
Tek bir ülkeye dönüşen dünyada, ölüm saçan savaş uçakları ve askeri havaalanlarına ihtiyaç yoktur. Sivil uçakların zaman ve mekan farkını kaldırdığı bir dünyada, herkes dünyanın kaynaklarını en verimli bir biçimde değerlendirmek ve en adil biçimde de paylaşmak zorundadır. Kıtlıkla savaşmak, insanların temel ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak herkesin görevidir. Dünyada bir insan kıtlıktan ölüyorsa, bütün insanlar katildir. Bir insanın ölümü, bütün insanlığın ölümüdür. Kimse sorumluluktan kaçamaz.
*
Uzlaşmacı paradigmanın özü ve özeti: Paylaşılan her şey çoğalır, paylaşılmayan her şey azalır. Duvarların baştan sona yıkıldığı dünyada, bilinen ekonominin bilinen yasaları geçerliliklerini bütünüyle yitirdi. Her yerde, her zamanda, her insan, hem üretimin, hem tüketimin vazgeçilmez öznesi haline geldi. İnsan yoksa, hiçbir şeyin önemi yoktur.
*
Çatışanlar her yerde kaybederler, uzlaşanlar her zaman kazanırlar.
*
Duvarsız dünya inanılmaz bir işbirliğinin ödülüdür.
*
Dünyada işe yaramayan insan, toprak, su, sermaye yoktur.
*
Sermayenin servete dönüşmesi kıtlık doğurur.
*
Kıtlık hem yıkıcı hem öldürücüdür.
*
Kıtlıkla savaşmak herkesin görevidir.
*
Duvarsız dünya bir takım oyunudur.
*
Takım oyununda herkese yer vardır.
*
Takım uyum ve denge demektir.




Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 572 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 358 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 330 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 373 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 415 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 342 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 375 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 431 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 290 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 354 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 357 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 354 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 410 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 360 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 333 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 388 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 426 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 444 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 420 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 380 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 327 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 420 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 397 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 332 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 381 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 457 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 505 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 293 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 379 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 369 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 390 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 576 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 514 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 430 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 343 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 352 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 699 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 619 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 686 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 571 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 542 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 817 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 608 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 544 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 590 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 529 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 574 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 526 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 582 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 568 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 479 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 544 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 615 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 603 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 501 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 591 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 541 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 508 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 583 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 588 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 582 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 593 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 629 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 557 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3275 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3324 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2509 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2352 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2211 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2266 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3472 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2360 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2895 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2158 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2188 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2166 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2156 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2372 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2389 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2344 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3237 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3061 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2560 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2911 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2164 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2711 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2937 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2955 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2943 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2942 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1979 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1921 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2141 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2128 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2148 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2253 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2575 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2431 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2399 Okunma


© 2025 - Akevler