Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015
13435 Okunma, 3 Yorum

Bugün bütün etkin partilerimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğunu söylüyorlar. Biz söylenenleri doğru kabul etmek zorundayız. Ne var ki bu partilerin hiçbirisi Kur’an’ı anlama çabası içinde değildir. Ordumuz da ilgilenmiyor. Türkiye devletinin kuruluşu 1071 Malazgirt Savaşı’na dayanır. Devletimizin bin yıllık varlığı da Kur’an’a dayanmaktadır. Cumhuriyetimiz bile Kur’an’a dayanmaktadır.

Onu benimsesek de benimsemesek de Kur’an’ı bilmemiz ve doğru anlamamız gerekmektedir. Onun yanında olmak için de onu bilmemiz gerekmekte, ona karşı olsak da bilmemiz gerekmektedir. Onu bilmeden Türkiye’de hiçbir şey yapamayız. Mustafa Kemal’in başarıları İslâmiyet’i çok iyi bilmesi idi; benimseyip yapmasa da onu çok iyi biliyordu. Siz de karşı olsanız da benimseseniz de, Kur’an’ı iyi bilmezseniz başarılı olamazsınız.

Ben size Kur’an’ı nasıl anlayacağınıza dair bir usul öğreteceğim.Klasik usullerle Kur’an’ı anlayamazsınız. 1400 senelik zaman Kur’an’ın manalarını kapatmış ve örtmüştür. Kur’an’dan olmayan birçok anlam değerlendirmeleri ve yanlış yorumlar Kur’an’ı anlamada büyük engel teşkil etmektedir. O yorumlara bakarak Kur’an’ın uygulanması imkânsız hâle gelmiş, CHP bunun için ona cephe almış, yenemeyince de sözde onu kabul etmiştir.

Diğer partiler de onu anlamaya çalışmadan “Adil Kur’an Düzeni” çalışmalarına karşı çıkmışlar, Necmettin Erbakan’ı uğraştırmışlar, sonunda Kur’an’a teslim olmuşlardır. “Adil Kur’an Düzeni”ni devre dışı etmek için hâlâ uğraşmaktadırlar. Tekrar söylüyorum; Kur’an’a ister karşı olun, ister kabul edin, onu öğrenmek zorundasınız. Bilenler bilmeyenleri yenerler.

1- Kur’an’ı klasik Arapçayı öğrenmeden öğrenmeye çalışacaksınız, tercümeleri ve tefsirleri okuyarak anlamaya çalışacaksınız; değişik tercüme ve tefsirleri okuyacak ve üzerinde düşünmeye başlayacaksınız. Tercümelerin yazdıklarını, tefsirlerin yorumlarını aklınıza göre yorumlayıp sizce doğru olanları kabul edecek, aklınıza uymayanı reddedeceksiniz.

2- Kur’an’ın meallerini ve yorumlarını takip ederken Arapça metnini de takip edeceksiniz. Tercümelerden Kur’an’ın metnini çözmeye çalışacaksınız. Böylece Kur’an’ı Arapçası ile kendi aklınıza göre anlamaya başlar, size özgü bir Arapçayı öğrenmiş olursunuz.  Böylece sizce yanlış olan manaları Kur’an’a verdirmiş olmazsınız. Yani Kur’an’ı öğrendikten sonra onun dilini öğreneceksiniz. Arapça öğrendikten sonra Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaksınız.

3- Kur’an’ı anlamaya çalışırken Kur’an’ın varsayımını esas alacaksınız. Kur’an diyor ki; BEN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IN SÖZÜYÜM. Bu söz yanlış olabilir, siz bunu kabul etmeyebilirsiniz ama onun dediklerini anlamak için bu varsayımı kabul edeceksiniz. Söyledikleri yanlış olabilir, söyledikleri yalan olabilir ama ne söylediğini anlamak için onun varsayımını benimseyeceksiniz. Sonunda kabul eder veya reddedersiniz.

4- Her yazar kitabını yazdığı zamandan önceki olaylardan bahsedebilir, o zamana kadar olmamış olan olaylardan bahsedemez. Kur’an’ın sözleri ise geçmişi ve geleceği bilen, her şeyi bilen tarafından söylenmektedir. Bu kitabı ben okurken bugün bana hitap etmiş gibi okuyacağım. Kur’an geçmişte olanları hikâye etmektedir. Hazreti Muhammed’den de bahsedebilir ama Hazreti Musa’dan bahsettiği gibi bahsetmektedir. Muhatap ise şimdi benim diyeceksiniz. Kur’an’ı ona göre anlayacaksınız. Bu böyle olmayabilir, o zaman birinin sözleri olabilir ama Kur’an bu varsayım içinde söylenmiştir. Onu anlamak için onun varsayımlarını kabul ederek anlamaya çalışırız.

Kur’an’ı yukarıdaki çerçeve içinde anladıktan sonra onu kritik edebilir, yanlışları varsa, yalanları varsa, onları ortaya koyabilirsiniz. Ama onu anlamadan onu kabul etmek veya onu reddetmek elbette herkesin özgürlüğü içindedir. Ama onu anlamadan anlamlarını tahrif ederek kabul etmek veya reddetmek yanlıştır.

Kur’an’ı öğrendikten sonra, Arapçayı tam öğrenmek için Klasik Arapça ilimlerini okumanız gerekmektedir. TECVİT, LÜGAT, SARF, NAHİV, MEANİ, BEYAN, BEDİ’ ve MANTIK ilimlerinin yanında SÜNNET, İCMA ve KIYASları da öğrenip size göre Kur’an’a uyanları kabul edecek, size göre Kur’an’a uymayanları reddedeceksiniz. Sonunda Kur’an’ı kabul veya reddedebilirsiniz.

Kur’an muhalifleri ona cevap veremediklerinden onun öğrenilmesini yasaklamaya çalışıyorlar ama bunu hiçbir zaman başaramayacaklardır.

Not:Daha fazlası için www.akevler.org sitemizin “KİTAPLAR” bölümünde “KUR’ANI ANLAMA METODU” ve “KUR’AN’I UYGULAMA METODU” kitaplarımız okunabilir. 

 


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
01.06.2015
21:12

Sayın Karagülle

 

Kitabı anlamaya yönelik önerilerinizi tenkit etmek ve ilaveler yapmak isteriz.

 

-          Bugün bütün etkin partilerimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğunu söylüyorlar.Biz söylenenleri doğru kabul etmek zorundayız. Ne var ki bu partilerin hiçbirisi Kur’an’ı anlama çabası içinde değildir. Ordumuz da ilgilenmiyor.

 

İki soru sorabiliriz :

a.       Evrensel olduğu iddiasında olan ve iddianız olan bir metin ile ilgili algılarınızı neden bu kadar lokal ve sınırlı tutuyorsunuz? Bu metin insanlık ile ilgili değil mi?

b.      Neden sürekli Askeri çözümler öneriyorsunuz?

 

-          Ben size Kur’an’ı nasıl anlayacağınıza dair bir usul öğreteceğim.Klasik usullerle Kur’an’ı anlayamazsınız. 1400 senelik zaman Kur’an’ın manalarını kapatmış ve örtmüştür. Kur’an’dan olmayan birçok anlam değerlendirmeleri ve yanlış yorumlar Kur’an’ı anlamada büyük engel teşkil etmektedir. O yorumlara bakarak Kur’an’ın uygulanması imkânsız hâle gelmiş,

 

Haklısınız, kitabı tarih yoluyla anlamak imkansızdır. Kelimeler ve manalar tahrif edilmiş, ilkel korkulara dayalı anlama yöntemleri ve dayatma suretiyle bir “din” ortaya konmuştur. Teviller, yorumlar veya kişisel görüşler zaman içinde kitabın önerileri haline gelmiş ve içinden çıkılamaz bir hal almıştır.

 

1.      Kur’an’ı klasik Arapçayı öğrenmeden öğrenmeye çalışacaksınız, tercümeleri ve tefsirleri okuyarak anlamaya çalışacaksınız; değişik tercüme ve tefsirleri okuyacak ve üzerinde düşünmeye başlayacaksınız. Tercümelerin yazdıklarını, tefsirlerin yorumlarını aklınıza göre yorumlayıp sizce doğru olanları kabul edecek, aklınıza uymayanı reddedeceksiniz.

 

Öneriniz yanlıştır. Klasik Arapça ile kitabı anlamaya çalışmak bir yöntem olabilir belki, ancak bu kitabın ne demek istediğinden çok, dilinin nasıl bir şey olduğunu anlamaya yarar. Başka bir işe yaramaz. Tercümeler ve tefsirler tamamen yorumlara dayalıdır. Hiç biri orijinal metnin karşılığı değildir.

 

Biz başlangıçta tercümeleri okuyarak bir şeyler öğrenebilir miyiz diye düşündük. İngilizce mealler nisbeten daha sade, belki dilin getirdiği zorluklar sebebiyle ama Türkçe Mealler tamamen pagan anlayışları ve inanışlarıyla dolu. Çelişkiler, akıl almaz mantıksızlıklar ve daha pek çok inanılmaz hatalar var. Biz bunun farkına vardığımız zaman, kitabı tercümeler ile anlamanın mümkün olmadığını, tefsirlerle de mümkün olmayacağını anladık. Bunun üzerine Arapça öğrenmeye başladık. Bizim öğrendiğimiz Arapça, sizin bildiğiniz klasik Arapça gibi değildir. Yaşayan Arapçadır. Başlangıçta klasik Arapçadan uzaklaşınca kitabı anlayamayacağımız korkusuna kapıldık. Ancak zaman içinde elde ettiğimiz sonuçlar, durumun hiç de iddia edildiği gibi olmadığını bize gösterdi. Kitabın kullandığı kelimeleri günlük Arapçanın standart karşılıklarına göre anlamaya çalıştığımız zaman inanılmaz sonuçlar elde ettik. Bunların bir kısmını siz de biliyorsunuz. Ancak bu sonuçlara ulaşmak, ne tercümelerle, ne tefsirlerle mümkün değil.

 

2.       Kur’an’ın meallerini ve yorumlarını takip ederken Arapça metnini de takip edeceksiniz. Tercümelerden Kur’an’ın metnini çözmeye çalışacaksınız. Böylece Kur’an’ı Arapçası ile kendi aklınıza göre anlamaya başlar, size özgü bir Arapçayı öğrenmiş olursunuz.  Böylece sizce yanlış olan manaları Kur’an’a verdirmiş olmazsınız. Yani Kur’an’ı öğrendikten sonra onun dilini öğreneceksiniz. Arapça öğrendikten sonra Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaksınız.

 

Bu öneriniz kısmen doğrudur. Ancak mealler, tefsirler ve geleneksel kaynakların hiç biri göz önüne alınmadığı zaman doğrudur. Tamamen kitabı Arapça metninden basit bir dil kullanarak anlamak bile yeterlidir. Biz böyle yaptık. Hiçbir yerde çelişkiye düşmedik. Anlayamadığımız yerler de çoktur, ama bunun bir önemi yok, şimdilik bilgimiz yeterli olmayabilir. Veya zaten tamamını anlamak zorunda değiliz. Biz anlayabildiklerimizle yetiniriz.

 

3.       Kur’an’ı anlamaya çalışırken Kur’an’ın varsayımını esas alacaksınız. Kur’an diyor ki; BEN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IN SÖZÜYÜM. Bu söz yanlış olabilir, siz bunu kabul etmeyebilirsiniz ama onun dediklerini anlamak için bu varsayımı kabul edeceksiniz. Söyledikleri yanlış olabilir, söyledikleri yalan olabilir ama ne söylediğini anlamak için onun varsayımını benimseyeceksiniz. Sonunda kabul eder veya reddedersiniz.

 

Bu iddianız da yanlıştır. Bir bilimsel çalışma, önkabullere dayalı olarak yapılamaz. Bilimsel bir çalışmada esas olan şey,

a.       Ben alemlerin rabbi olan Allah’ın Sözüyüm

b.      Ben alemlerin rabbi olan Allah’ın sözü değilim

Önermelerini eşit derecede kabul etmedikçe doğru sonuçlara ulaşmak mümkün olmaz. Önceden belirlenmiş olan varsayımsal doğruluk, ancak o varsayımı doğrulamaya yönelik bir sonuç üretir. Ama bunun doğruluğu tartışılır. Çünkü aksinin olasılığı hiçbir zaman göze alınmamıştır.

 

Bize göre, kitabın da böyle bir dayatması yok. Tam aksine, her önerisinin test edilmesi gerektiğini ısrarla söylüyor. O halde önkabuller olmadan tüm varsayımları göze alarak kitabı anlamaya çalışmak gerekir. Tamamen tarafsız olarak. Eğere her iki olasılık dikkate alınmayacaksa, o zaman reddetme veya yalanlama ihtimali de ortadan kalkar. Bu sağlıklı bir yöntem değildir. Bilimsel de değildir. Her iki olasılık dikkate alınmalı ve sonuçlar neyi gösterirse ona uyulmalıdır.

 

4.       Her yazar kitabını yazdığı zamandan önceki olaylardan bahsedebilir, o zamana kadar olmamış olan olaylardan bahsedemez. Kur’an’ın sözleri ise geçmişi ve geleceği bilen, her şeyi bilen tarafından söylenmektedir. Bu kitabı ben okurken bugün bana hitap etmiş gibi okuyacağım. Kur’an geçmişte olanları hikâye etmektedir. Hazreti Muhammed’den de bahsedebilir ama Hazreti Musa’dan bahsettiği gibi bahsetmektedir. Muhatap ise şimdi benim diyeceksiniz. Kur’an’ı ona göre anlayacaksınız. Bu böyle olmayabilir, o zaman birinin sözleri olabilir ama Kur’an bu varsayım içinde söylenmiştir. Onu anlamak için onun varsayımlarını kabul ederek anlamaya çalışırız.

 

Bu önerinizde de iki önemli maddi hata vardır.

a.       Eğer kitap, geçmişi ve geleceği bilen biri tarafından kaleme alındı veya gönderildi ise, “Olmamış olaylardan bahsedemez” cümleniz tümüyle tutarsız hale gelir. Gelecekte olup bitecekleri de biliyor ise, bir olay gerçekleşmiş olsun veya olmasın her şeyi bilen bir varlığın olmamış bir olaydan bahsetmeye güç yetirememesi mantıklı değildir.

b.      Vahyin muhatabı biziz. Doğrudan bize hitap eder. Şu halde, geçmişte olup bitenler bizi ilgilendirmez. Kitabın bahsettiği olaylar veya örnekler geçmişte olup bitmiş olaylar olarak anlaşılamaz. Çünkü kitabın söz etitği hemen her şeyi biz zaten yapıyoruz. Ölüyü diriltiyoruz. Kalbi durmuş olan bir kimseye şok uygulayarak yeniden hayata döndürüyoruz örneğin. Hemen her şey zaten her gün olup biten olaylardır. Biz anlayalım veya anlamayalım, fark edelim veya etmeyelim. Eğer kitap, doğrudan bizi muhatap alıyorsa, geçmişte olup bitenleri hikaye etmesi de mantıklı olmaktan çıkar. Çünkü geçmişi bilmemizin imkanı yoktur. Tarihi değiştirme çok kolaydır ve bu sebeple de geçmişe dair rivayetler veya bize anlatılanlar veya kaynaklar doğru olmayabilir.

Bu nedenle, Biz kitabı daha önce hiç olmamış gibi anlamak zorundayız. Çünkü muhatabı biziz. Kitap Muhammed adında birinden söz etmez. Kuran bir Tanrı’dan da söz etmez. Gelenekçiler Tanrı varlığını kesinleştirebilmek için kitaptaki kavramları özelleştirerek (-ki bu tahriftir) birtakım sıfatlar ile Tanrı kurgusu yapmaya çalışmışlardır. Tanrı duyar, Tanrı görür…. Evet ama bugün mikrofon da duyuyor, kamera da görüyor. Bir uydu ile, yeryüzündeki en ince ayrıntıları canlı olarak izleme olanağımız var. Ama biz Tanrı falan değiliz. Öte yandan duyan ve işiten şey, toprağın basit özelliğinden başka bir şey de değil. Mikrofon da, kamera da topraktan üretilen şeylerdir. Topraktan üretlmiş olan bir şey görüp duyabiliyorsa, toprağın veya doğanın kendisi niçin görüp duyamasın?


-          Kur’an’ı öğrendikten sonra, Arapçayı tam öğrenmek için Klasik Arapça ilimlerini okumanız gerekmektedir. TECVİT, LÜGAT, SARF, NAHİV, MEANİ, BEYAN, BEDİ’ ve MANTIK ilimlerinin yanında SÜNNET, İCMA ve KIYASları da öğrenip size göre Kur’an’a uyanları kabul edecek, size göre Kur’an’a uymayanları reddedeceksiniz. Sonunda Kur’an’ı kabul veya reddedebilirsiniz.

 

Sarf Nahiv Mantık ve Analoji anlaşılabilir şeylerdir ki zaten bir dilin kullanımı, olayları ve kavramları anlamlandırmak için gerekli olan mantık bileşenlerinin anlaşılması, ve elbette varsayımların analoji yoluyla doğada olup bitenler ile kıyaslanmak suretiyle çözümlenmesi zaten gerekli ve bilimsel yöntemlerdir.

 

Ancak, tecvit ve lugat ne için? Meani neden? Kitabın kelimelerini hangi anlam kalıplarına göre anlamamız gerektiğini kim bize söyleyebilir? Daha önce vahiy mi vardı? Eğer varsa neden biz vahyin muhatabıyız?

 

Ve neyi süslememiz gerek? Bedi’ ilmi dediğiniz bir çeşit süsleme sanatından başka bir şey mi? Hangi kelimeyi hangi kutsal anlam veya anlam arka planıyla süslememiz gerekiyor ki daha kutsal olsun? Ve niçin? Kitabı anlamamız gerekmiyor mu? Muhatabı biz isek, kitabı bize kimse öğretemez, bizim onu anlamamız gerekir. O halde bunlar niçin?

 

Beyan derken, mecaz, istiare kinaye gibi, rasyonel olmayan varsayımlarla mı kitabı anlamamız gerekiyor? 1400 yıldır böyle yapılmadı mı? Ne anlaşıldı?

 

Sünnet, icma ve Kıyas  (Geeneksel manada) zaten başlı başına tartışma konusudur. Ve ne yazık ki mevcut karmaşa içerisinde ne kitaba uygunluğu test edilebilir, ne de kitabın anlaşılmasına katkı sağlayabilir. Çünkü mana ile kitap, kıyas ve sünnet ve icma ile de pratik tamamen dönüştürülmüş ve kitaptan koparılmıştır. İkisi arasındaki çelişikleri mevcut kısıtlamalar ile ortaya koymanın imkanı olmadığı gibi, geçmişin ortaya koyduğu kuralların bizi bağlayıcılığı da yoktur.

 

Eğer geçmişin anladıklarını kabul etmek veya onların ortaya koyduğu çerçevenin dışına çıkmamak gibi bir zorunluluk getireceksek, o zaman kitabın niçin bize hitap ettiğini açıklamak mümkün olmaz. Demek ki kitap bize hitap eder gibi görünerek başkalarına hitap ediyor. Aklınız alıyor mu bunu ? Yani kitap bizi kandırıyor mu?

 

Daha önceki tartışmalarımızda ifade ettiğimiz kitaptaki ifadeleri ve atıfları tekrar etmenin gereği yoktur sanırım. Ataların yanlış yapmış olabileceği e onlara tabi olmanın mümkün olmayışı, ayetlerin ve bilgilerin mutlaka karşılıklarının doğada var olduğu ve test edilmesi gereği gibi tamamen bize yönelik önerileri sebebiyle geçmişe dair hiçbir şey anlamlı değildir. Kitaba uygun da değildir. Siz öyle olmadığını iddia edebilirsiniz ama kuran ile bini kanıtlayamazsınız. Çelişkileri açıklayamazsınız.

 

Yeniden gözden geçirmenize yardımcı olabilir

 
Süleyman Karagülle
01.06.2015
21:18

,Yukarıda ki yorum SamAdyan'a aittir.

 Arapça bilmeden, tercümelerden de yararlanmadan Nasıl   anlamaya  başlayacaksınız .

Ahmet Yücel
27.11.2016
18:52

Kuran'a inanmayanlar, şüphesi olanlar okumak ve anlamak için gayret göstermeyeceklerdir.

Günde 10 sayfa okumak suretiyle 2 ayda Kuran mealini okudum. İnanarak okuyan Müslümanlar için genel olarak anlaşılmayacak ayetler yok. Daha geniş olarak ayeti anlamak isteyenler, o ayetleri tefsirlerden okumalıdır. Amaç okuyup, anlayıp, itaat etmek, yaşamak olduktan sonra, Arapça bilmek de şart değil sanıyorum.

İleri derecede Arapça bilenler, kelime kelime meal verebilirler. Fakat kelime kelime anlamaya çalışmak yerine, ayet mealini bütün olarak anlamak için, cümle cümle okuduğumda daha iyi anlıyorum.

İleri derecede Arapça bilerek, kelimelerin kökü vb ilgilenmekten; o ayetin kendisine indirildiği Peygamber efendimizin nasıl anladığı, nasıl açıkladığı, nasıl yaşadığı da çok önemlidir. Bu nedenle Kuran'ı anlamada sünnet ve hadisler de önemlidir.

Bir ayetin, nerede, hangi olaylardan sonra indiği, bir ayetin daha sonra bir başka ayetle nesh edilip edilmediği de önemlidir.

Ayrıca konularına göre yazılmış mealleri de okumak faydalıdır. ''KONULARINA GÖRE KURAN'' isimli eserlerde, aynı konudaki ayetlerin bir araya toplanmış olması, benim gibi ilmi olmayanların anlamasını kolaylaştırmaktadır.

Aslında bir Kuran mealini okurken, varsa okuduğum ayetle ilgili bir kaç hadis ile açıklandığı bir meal okumak istiyorum. Bu şekilde yazılan bir meal var mıdır, bilmiyorum. ''Hadislerle Kuran Tefsiri'' ile ilgili eserler olmakla birlikte, Kuran Meali daha kısa zamanda okunabilir. Burada Salı akşamları tefsir derslerine mümkün mertebe devam etmeye çalışıyorum.

Arapça bilenlerin Kuran'ı nasıl anlayacakları dışında, bizim gibi Arapça bilmeyen, ilmi ve tecrübesi olmayanlar için de tavsiyelerde bulunmanızda faydalı olacak kanaatindeyim.

Allah razı olsun.





Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 572 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 358 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 330 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 373 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 415 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 342 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 375 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 431 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 290 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 354 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 357 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 354 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 410 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 360 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 333 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 388 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 426 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 444 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 420 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 380 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 327 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 420 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 397 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 332 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 381 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 457 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 505 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 293 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 379 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 369 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 390 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 576 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 514 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 430 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 343 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 351 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 699 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 619 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 686 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 571 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 542 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 817 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 608 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 544 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 590 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 529 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 574 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 526 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 582 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 568 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 479 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 544 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 615 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 603 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 501 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 591 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 541 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 508 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 583 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 588 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 582 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 593 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 629 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 557 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3275 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3324 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2509 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2352 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2211 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2266 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3472 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2360 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2895 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2158 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2188 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2166 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2156 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2372 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2389 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2344 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3237 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3061 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2560 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2911 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2164 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2711 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2937 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2955 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2943 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2942 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1979 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1921 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2141 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2128 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2148 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2253 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2575 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2431 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2399 Okunma


© 2025 - Akevler