-“Yüz Lojmanlı İşyeri Apartmanları” projesi benimsenip desteklenmeli-
Sermaye yeryüzünde tek sermaye devletini kurma çabasındadır. Bunun için önce tüm küçük ve orta işletmeleri ortadan kaldırıp yerine büyük işletmeleri oturtmaktadır. Sonra da bunları tekelleştirmek ve dünya devletini oluşturmak istemektedir. Bunun için görünürde KOBİ’leri desteklemekte, gerçekte ise batırmaktadır.
Devlet eğer bürokratların takdiri ile bazı işletmeleri destekliyorsa, o işletmeler batıyor demektir. Önce, bürokratlar bilgisizliklerinden dolayı veya rüşvet almak için gerçek müstahakları değil de sıradan kimseleri desteklerler. Bunlar sektöre girerler ve piyasaya zarar ederek ucuz mamul satarlar. Böylece desteklenmemiş olan üreticiler iflas eder. Ülkemizdeki o sektör çöker. Bilgisiz ve beceriksizce desteklenmiş firmalar da kamuyu borçlandırarak iflas ederler. Bunu Sermaye bilerek ve bilinçli bir şekilde devlete yaptırır.
Böylece o işyerleri zamanla büyük Sermaye’nin eline geçer. O sektördeki KOBİ’ler iflas eder. Oralarda çalışanlar büyük işletmelere işçi olurlar. Ne var ki Türkiye’de onlara iş verecek büyük fabrikalar da olmadığı için insanlar Avrupa’ya ve başka ülkelere göç ederler. Böylece Sermaye kendisinin Batı’daki fabrikalarında onları çalıştırır.
Suriye’deki savaş da bunun için vardır. Suriyelilerin fabrikaları çökertilir. İşsiz kalan halk Türkiye’ye gelir. İş yapanlar Avrupa ülkelerine giderler. İş yapamayanlar ise Türkiye’de kalırlar ve Türkiye’ye yük olurlar. Böylece Türkiye’den de Suriye’den de çalışkanlar ve işe yarayanlar Avrupa’da olur, işe yaramayanlar Türkiye’de kalır.
Sakın Avrupa’daki fabrikaları Hıristiyanların sanmayasınız. Hepsi Rothschildler ve benzer ailelerin fabrikalarıdır. Sadece adları Almanca veya Fransızcadır. Sermaye, Türkiye’ye şeker pancarı veya diğer tarım ürünlerini ekmeyin diye borç verir. Bu arada Şeker Fabrikalarını da sattırır ve kendisi satın alır. İşsiz kalan Türkler Almanya’ya gider. Türk orada çalışır. Eş ve çocuklar Türkiye’de. Euro gönderirler. Sonra onlara şeker satar, sanayi ürünleri satar ve verdiği ücreti kat kat geri alır.
*
Devlet yani kamu KOBİ’leri gerçekten yaşatmak istiyorsa…
Akevler’in “Yüz Lojmanlı İşyeri Apartmanları” projesi benimsenmelidir.
Türkiye’de meskûn olmayan ve ağaçlık hatta tarla olmayan yerler parsellenmelidir. Harita üzerinde parsellenmelidir. 10 (on) dönümlük parseller yapılmalı, buralarda “Sanayi Semtleri” kurulmalıdır. 1000 dönümlük parseller yapılmalı ve buralarda da “Tarım ve Orman Semtleri” oluşturulmalıdır.
Yerel yönetimler buraların altyapısını yapmalı ve yol, su, elektrik, kanalizasyonlarını getirmeli, ayrıca buraların projesini de yapmalıdırlar. Ondan sonra müteahhitlerden kim hangi parselde inşaat yapacaksa inşaatını yapmalıdır. Yerel yönetim bu yerden ruhsat bedeli almayacak. Projesi hazır. Altyapısı hazır. Araziler yüzde 40 ile kat karşılığı isteyen müteahhitlere verilecek. Binalar böylece yapılmaya başlanacak...
Bu binalardaki üretimlerden elde edilen gelirin beşte biri devletin, beşte biri altyapı getiren yerel yönetimin, beşte biri sermaye koyanların, beşte biri işçiliğin, beşte biri de “Semt Kooperatiflerinin” olacaktır. Üst bodrumda yapılan üretimin kira payı böyle paylaşılacaktır.
*
İlk dönemlerde yapılması gerekenler vardır…
İlk dönmelerde işletme oturmamış olur, oraya taşınanların gelirleri yeterli olmayabilir. Devlet ve yerel yönetim bunlardan kira paylarını birkaç sene almayabilir. Böylece bunlar piyasada tutunabilirler. “Yüz Lojmanlı İşyeri Apartmanları” böylece çoğalır. Bir gün Türkiye böylece ve bu sayede üçüncü binyıl uygarlığına geçmiş olur.
Devlet çalışanlara avans verir ve buralara ortak eder. Sonra maaşından keser. Bunu emek sahibi herkese yapar, isteyen herkese yapar. Devlet hiçbir kimseye karşılıksız herhangi bir destek vermez. Aksi halde böyle bir destek o sektörü çökertir. Sadece faizsiz kredi vermiş olur; Altın Bonosuna kote edilmiş ama faizsiz olan bono vermiş olur.
Türkiye’nin dış sermayeye ihtiyacı yoktur, belki dış emeğe ihtiyacı vardır. Vize ve pasaportlar kalkacak. Herkes Türkiye’ye gelebilecek ve istediği işte çalışabilecektir...