SINAMALAR
Dil/1
ALFABELER
11.02.2018
GİRİŞ
Hiçbir şey yoktu. Sadece Allah vardı. Her şey zamanın yaratılması ile başladı. Şeyleri Allah ile başlatsak onlar da ezeli olur ki, bu Allah tanımıza aykırı olur. Öyleyse her şey zamanla başlayan bir varlığa sahiptir.
Sadece bir şey, bu kabule aykırıdır. Bu da kelamcıların çok tartıştıkları “şuur”dur. Bu, bizim bilinç dediğimiz şeydir. Allah’ın bütün sıfatları sonradan da olabilir desek de; şuur, Allah’ın ayrılmaz bir vasfıdır. Şuur olmazsa ne kendini bilirsin, ne de ne yapacağını… Eğer bu klasik anlayışımıza ters ise şöyle de ifade edebiliriz: Allah şuurdur/bilinçtir. Nasıl ki ayette, “Allahu nurus semavati vel ard/Allah semavatın ve arzın nurudur” deniyorsa, bu da öyledir. Nur; aydınlıktır, aydındır. Allah tek aydındır (bilgindir).
Şuur hem kendini, hem de dışındakini bilmektir. Bu da onları programlamaktır. “bir kitapta yazılı olmayan hiçbir şey yoktur” diyor. Her şeyden maksat canlı, cansız, maddeli veya sanal her türlü olgudur. Kitapta yazılı olmak, önce onun programını yapmaktır. Her şey ancak programına göre inşa olur ve işleyebilir.
2 (21) HARFLİ ALFABELER
CANSIZ/İNORGANİK BİREYLER
Bugün henüz onların da bir programı olduğunu bilmiyoruz. Hatta onların da bir programı olması gerektiğini bile düşünmüyoruz.
Cansızların program dili “2 harflidir”. Bunları biz 0 ve 1 olarak ifade ediyoruz. Bu iki harfi yeteri kadar tekrar ederseniz her şeyi ifade edebilirsiniz. Tek sembolle bir şey ifade edemezsiniz. Ne kadar tekrar ederseniz edin, sonunda bir boşluk verirsiniz. İşte o boşluk ikinci harftir. “Ümmül kitap”, digital bir kitaptır ve “kitabun merqum” olarak ifade edilmiştir. Yani, “rakamlanmış”, yani bugünkü ifadesiyle dijital kitaptır.
Bir elektronu düşünün. Biz onu şuursuz/bilinçsiz diye düşünürüz, değil mi? Halbuki hangi durumda nasıl davranacağını nasıl bilmektedir? Tabii ki kendi programı ile… Mesela o programda; “eğer (if= bir ışık tarafından uyarılırsan, o zaman (then) bir üst yörüngeye çık” yazmasa, o kendiliğinden bunu nasıl yapabilir mi? Bu ise, bildiğimiz klasik “if-then” döngüsüdür. “Eğer üst yörüngede isen ve alt yörüngede bir eksiklik varsa, hemen bir gama ışıması yap ve alt semaya in” satırı olmasa bunu niye yapsın ki?
İşte, bütün cansızların 2 alfabeyle yazılmış programları vardır ve onunla devinirler. Her şeyin evveli cansızlar olduğu için bu program ve bununla bütün kainatın planlanması daha zordur. Allah “onlara sor, kendilerinin halk edilmesi mi, yoksa semavâtın halk edilmesi mi daha eşeddir/zordur?” diye söylemektedir. Bize canlının yapısı ve programı daha kompleks gelmektedir ama cansızların programı daha zordur. Bu iki harfi matematikte 0 ve 1 olarak sembolize ederiz ama o elektrikte + ve – olarak, mıknatısta N ve S olarak, maddede ise dolu ve boş olarak kullanırız. Yani iki elemandan başka bir şeyimiz yoktur.
4(22) HARFLİ ALFABELER
CANLI/ORGANİK BİREYLER
Canlılar ise 4 harf kullanırlar. İster virüs, ister bakteri, ister tek hücreli, ister çok hücreli olsun hepsi 4 harfle yazılmış programla oluşur ve o programlarla yaşarlar.
Mesela insan hücresinde 23 çift (46 adet) kromozom üzerinde yaklaşık 3 milyar harf çifti ile yazılmış bir program vardır. Bu dört harf; timin (T), adenin (A), sitozin (C), ve guanin ( G),adı verilen bazlardır. Doğmamızı, yaşamamızı ve ölmemizi de düzenleyen işte bu 4 harfle yazılan programdır.
Melekler ve iblis de yazılmış programlardır. Madde veya enerjiden oluşmazlar. 0 ve 1 ler olarak saklanırlar ve dalga ile iletilirler. Bizler de bunlara benzer programlar yazarak yapay zekalar oluşturmaya çalışıyoruz. Virüs ve onların anti virüslerini yazmada bayağı ilerlemiş durumdayız ama henüz melekler gibi yapıcı, onarıcı, iyileştirici programları oluşturmada henüz emekleme dönemindeyiz.
Aşağıdaki ayette ikişer, üçer, dörder kanatlı melekler anlatılmaktadır. Dr Lütfi beyin başka bir izahı vardır ama benim yorumum biraz farklıdır. İki, üç, dört kanatlı; iki, üç, dört harfli manasındadır. İki ve dört alfabeli yazıları yukarıda anlattım. 3 harf ise hücre çekirdeğindeki mekanizma olabilir. 3 çekirdek asidi bir tane amino asidi oluşturur. İşte bu da 3 harfli bir alfabedir. Böylece canlılarda hem 2 harf (çift sarmal), hem 3 harf (amino asit gövdesi= hem de 4 harf (nükleotitidler/genler) kullanılmıştır. “Halk etmede meşieti kadar ziyade eder”, deniyor.
Fatır suresi 35/1 ayeti:
الْحَمْدُ لِلَّهِ فَاطِرِ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ جَاعِلِ الْمَلَائِكَةِ رُسُلًا أُولِي أَجْنِحَةٍ مَثْنَى وَثُلَاثَ وَرُبَاعَ يَزِيدُ فِي الْخَلْقِ مَا يَشَاءُ إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ (1)35/
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah’a mahsustur. O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gerçekten Allah her şeye kâdirdir.[35/1]
8 (23) HARFLİ ALFABELER
BİTKİLER
Henüz bilmiyorum. Bitkilerin elektrik devreleri yoktur ve sesi de kullanamazlar ama enzimleri ve kokuları kullanabilirler. Daha basit bir alfabeye ihtiyaçları olduğunu düşündüğüm için 8 harfli alfabeyi bitkiler için uygun gördüm. Buna matematikte interpolasyon diyoruz. Aradakini noktalama, belirleme demektir.
16 (24) HARFLİ ALFABELER
HAYVANLAR
Hayvanların elektrik devreleri vardır. Pek çoğunun bizim gibi merkezi işlem merkezi, yani beyinleri de vardır. Ses, sonar dalga (yarasa ve balinalar), hareket (arılar), kokular gibi pek çok alfabe enstrümanını kullanabilirler. Bunlardaki eleman sayısının da nominal olarak 16 olduğunu zannediyorum.
Nominal kelimesini biliyorsunuz. Bir şey üretilmeden önce onun projesi yapılır ve o projede belirlenen fonksiyon için bir değer öngörülür. Buna nominal değer denir. Gerçek değer ise, rayiç değerdir ve nominal değerden fazla veya eksik oluşabilir.
32 (25) HARFLİ ALFABELER
İNSANLAR
İnsanlar, nominal olarak, 32 harfli bir alfabe (ses düzeni) kullanırlar. Bugün bildiğimiz dillerdeki ses sayısı bu rakam civarındadır. Harf yazısını kullananların yazıları bunlardan oluşur. Türk dili bu ikili yapıya iyi bir örnektir. Sesli harfler 8 tanedir. Toplam ses sayısının yarısının yarısı kadardır. Bu sekiz sesin yarısı kalın, yarısı ince; diğer yönden ise yarısı düz, yarısı yuvarlaktır.
İdeal olan, bu seslerin dörtte birinin boğazdan, dörtte birinin yutaktan, dörtte birinin damaktan, dörtte birinin de dudaktan çıkmasıdır. Fakat çevre şartları nedeniyle bunlarda artma ve azalma meydana gelebilmektedir. Bu kadar sesle her şeyi ifade edebilmekteyiz. Yani sınırımız bizim muhayyilemizdir.
Bu 32 eleman ile onları birleştirerek, tekrar ederek, ortalama (nominal) olarak 1 milyon mefhum/kavram üretiriz.
Uzakdoğu dilleri ise hece yazısı kullanırlar ve 1028 (210) civarında heceyle/sesle istediklerini ifade ederler.
Kelime yazı kullansaydık herhalde nominal olarak 32896 (215) sözcük/kelime ile istediklerimizi ifade ederdik. Arapça aynı zamanda kelime yazıdır. Araplar harflerin bazılarını birleştirerek kelimeleri adeta resim gibi algılarlar. Noktalar ve harekeler olmadan da kelimeleri okuyabilirler. Şimdi bizler de giderek resim yazıya dönüyoruz. Dokunmatik ekranlar, emojiler, trafik levhaları gibi tüm insanlara yönelik yazılar tamamen resimlerden oluşmaktadır.
Bu kısa makalede, sadece farklı bir bakış açısı ile alfabelere kabaca baktık. Her ne varsa; ya ikili sisteme ya da onlu sisteme göre dizayn edilmiştir. Buna dikkat çekmek istedim. Hiçbir şey rastgele değildir, bir nizam ve intizamı vardır. Basîr olanlar için keşfedilecek çok şey vardır. Eğer bir gün keşfedilecek bir şey kalmamışsa Allah’ın bilgisine ulaştık demektir. Bu da insan için değil ama insanlık olarak, mümkün ama muhtemel değildir. Yani bilinebilecek şeyler hiç bitmeyecektir.
Saygılarımla.
3��ni�@