Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012
5475 Okunma, 3 Yorum

26 Şubat 2006

EVREN ve İLK NOKTA

Standart model teorisine göre, yaklaşık 14 milyar evren; bugünkü dünya sadece bir nokta idi. Sonra şimdilik bilmediğimiz bir nedenle bu nokta patladı ve genişlemeye başladı. Bu patlama ile birlikte zaman ve mekân da başlamış oldu. Zaman zaten mekânın hareketinden ibaretti. Hareket yoksa zaman da yoktu. Bir varlık hem x1,y1,z1 koordinatında, hem de x2,y2,z2 koordinatında olabiliyorsa; aynı cisim iki farklı yerde aynı anda olamayacağına göre, arada zaman dediğimiz bir boyut olduğunu kabul ediyoruz. Bir t süresinde bu varlık; birinci konumundan, ikinci konumuna geçmiştir, yani hareket etmiştir.

Her ne kadar zor gibi olsa da bu kadarı anlaşılabilmektedir. Ama buradaki açmaz, mekânla ilgilidir. Bugünkü evreni ne kadar sıkıştırabiliriz. Başlangıçta ne kadar sıkışıktı?

Bilindiği gibi nokta, tarifi gereği boyutsuzdur. Bir kâğıda koyduğumuz nokta, ne kadar küçük olursa olsun, boyutludur. Bu noktayı istersek elektron mikroskobu ile görünebilecek küçüklükte yapalım yine boyutludur. Matematikteki nokta boyutsuzdur. Yani ne küçüklükte olursa olsun görülebilir, ölçülebilir bir genişliği, boyu ve yüksekliği yoktur ve buna bağlı bir kütlesi de yoktur. Yani matematikteki nokta yokluktur, hiçliktir. Eğer orada bir şey yoksa orası bir noktadır, boyutsuz olan şey, noktadır.

Big bang noktası tam boyutsuz bir nokta değilse o zaman henüz nokta halinde iken de boyutludur, dolayısıyla mekan vardır ve bu mekan statik, durağan olmadığına göre hareketlidir ve zaman da vardır. Yok eğer bu nokta tam nokta, yani boyutsuz ise, yani mutlak sıfır, yokluk ise o zaman da bugünkü kütle yoktur. Bu kütle nereden gelmiş olabilir? Kuramın en büyük açmazı bana göre buradadır. Bir başlangıç olduğu kesindir, bir genişleme olduğu kesindir. Bu açmazı aşmak için BİG CRASH / BÜYÜK ÇARPIŞMA teorisi de ileri sürülebilir. Bizim içinde olduğumuz evren çarpışma anına kadar boyutsuzdu. Önce iki dairenin birbirlerine doğru yaklaştığını düşünün: Yeterince yaklaştığında, önce teğet noktasında bir birlerine değerler ve yaklaşma devam ederse, birbirlerini keserek, birbirlerinin içine girmeye başlarlar. İstatistik matematikte kümeleri gösterirken böyle halkalar yaparız. Ortada kalan ara kesit (başlangıçta elips olan uzay) yeni bir kümedir, yani yeni bir uzaydır. Sıfır anından başlamıştır ve kendisini oluşturan her iki uzayın özelliklerini beraber taşır. Kesişen uzaylar birbirlerinden farklıdır. Bunu küreler (üç boyutlu uzaylar) olarak düşünün ve aynı olayı gözünüzde canlandırın. Temas anında bizim uzayımız başlar. Bizim için bundan önce ne zaman ne de mekan yoktur. Temas ile üç boyutlu (başlangıçta elipsoid bir hacim) bir mekan ve üç boyutlu bir zaman başlar bu uzayda. Fakat şu andaki maddeli varlıklar, 3 mekan boyutunu ve sadece 1 zaman boyutunu yaşamaktadırlar. Böyle bir çarpışma veya patlama şimdilik benim için sadece kağıt üzerindeki formüllerde ve şekillerde vardır ama nasıl ve neden mümkün olabilir sizlere anlatamam. Bu dünya 3+1 boyutludur. Eğer varsa; Cennet ve Cehennem ve Araf uzayı, 3+2 boyutludur. Bunlardan sonraki (sümme ileyna turceun dendiğine göre) uzay ise 3+3 boyutlu olacaktır. Kuranı, Arapçayı ve Matematiği benden iyi bilenler ile bu kurguyu paylaşmak istiyorum. Yanlışlar benden, doğrular Allahtandır

Şimdi matematiğe geri dönelim ve küçük egzersizler yapalım.

0 boyutlu uzay : NOKTA

f()=0

1 boyutlu uzay : DOĞRU

f(x)=x

2 boyutlu uzay : DÜZLEM

f(x,y)= x2+y2

3 boyutlu uzay : MEKAN (HACİM)

f(x,y,z)= x3+y3+z3

Mekanda bundan fazla boyut olmaz. Bundan sonra eklenen boyutlar zamanla ilgili boyutlardır ve aynı mekan boyutları gibi bir mantığa sahiptir. Zamanın ilk boyutu, (zorunlu ve) tek yönlüdür. Bu boyuttakiler ışık hızına kadar zorunlu ve tek yönlü bir boyut içindedirler. Mekandaki sıfır noktası zamanda ışık hızına tekabül eder. Işık hızından sonraki hızlar negatif yönlüdür, yani zaman tersine akar. Hala burada zaman zorunludur, tercih edilemez, akışı beklemek zorundadır. Zamanın 2. boyutu mekanın 2 boyutlu düzlemi gibidir. Nasıl ki mekanda 2. boyuta çıkan tek boyutlu doğrunun hem ilerisini hem de gerisini görürse, zamanda 2 boyuta çıkan zamanın hem ilerisini hem de gerisini görür. Bu da zorunludur. Zamanın üçüncü boyutuna çıkan varlık ise, mekanda 1 boyutlu doğru ile 2 boyutlu düzlemi aynı anda görürse, zamanın ileriye doğru veya geriye doğru akmasını beklemeden istediği zaman koordinatına geçebilir. Bundan sonraki boyutlarda bunları irdeleyeceğim. Prensipleri vaz ettim, terminoloji hatası yapıyorsam arkadaşlardan yardım diliyorum. Özellikle matematik formüllerde mantıksal bir hatam var mı, onu merak ediyorum. Yardımlarınızı bekliyorum.

4 boyutlu uzay : ZAMAN (ZORUNLU HAREKET)

f(x,y,z,v)= x3+y3+z3+v

Zaman bir yöne akar. Işık hızından yavaşsak pozitif yönde, ışık hızından hızlı isek, negatif yönde akar. Mekandaki xin +2 veya -2 değer alması gibidir. Zamanın sıfır, orijin noktası; IŞIK HIZIDIR.

5 boyutlu uzay : İRADE ((?SERBESTİYET?), ÇİFT YÖNLÜLÜK)

f(x,y,z,v,u)= x3+y3+z3+v2+u2

Varlık zamanın ilerisini, gerisini idrak eder, yaşar ama zorunludur ve tercih yapamaz. Mekandaki değerlendirmeler burada da aynen cereyan eder.

6 boyutlu uzay : KÜRSİ (PLANLAMA), ÇOK YÖNLÜLÜK

f(x,y,z,v,u,w)= x3+y3+z3+v3+u3+w3

Mekandaki varlık nasıl ki hacim de herhangi yerde olabiliyorsa, zamanın hacim boyutuna(3. zaman boyutuna) ulaşan da zamanın herhangi bir yerinde olabilir. İstediği anda istediği bir yerde olabilme belki de 8 boyutlu bir uzayda mümkün olabilir, bundan tam emin değilim. Zira bilgim yetmiyor. Belki de mekanın 3 boyutu+1 boyut ve zamanın 3 boyutu+1 boyut UZAYI, “İSTEDİĞİ ANDA İSTEDİĞİ YERDE VE İSTEDİĞİ ZAMANDA OLMA  uzayıdır. BU UZAY 8 BOYUTLUDUR VE KAMİL BİR UZAYDIR. İKİLİ SİSTEMİN BİR ZORUNLULUĞUDUR

7 boyutlu uzay : ARŞ (YÖNETİM)

Formülü yazmadım, benzer şekilde çoğaltılacaktır.

8 boyutlu uzay : VECHULLAH

Formülü yazmadım, benzer şekilde çoğaltılacaktır.

Şimdi de biraz geometri katalım.

Boyut sayısını n ile gösterelim.

Nokta 0n,

Doğru 1n,

Düzlem 2n,

Mekan 3n,

Zaman 4n,

İrade 5n,

Kürsi 6n,

Arş 7n,

Vechullah 8n olur..

Geometride iki farklı şeklin, uzayın kesişme noktasına arakesit, ortak kesit diyoruz. Bu kesitteki her nokta her iki uzaya aittir. Her ikisinde de bu noktalar vardır. Burada birinci uzayın boyut sayısını u1 ile, ikinci uzayın boyutunu u2 ile, ortaya çıkan arakesit uzayının boyutunu ise u3 ile gösterelim.

Bir nokta (u1=0n) ile bir noktanın (u2=0n) arakesiti yine bir noktadır (u3=0n).

Noktanın (u1) tüm uzaylarla (u2>u1) arakesiti yine noktadır (u3=0n), boyutsuzdur.

Bir doğru (u1=1n) ile bir doğrunun (u2=1n) arakesiti bir noktadır. (u3=0n, yani u3=u1-1 veya u3=u2-1dir)

Bir doğru (u1=1n) ile bir düzlemin (u2=2n) arakesiti de bir noktadır. (u3=0n)

Bir doğru (u1=1n) ile bir mekanın (hacmin) (u2=3n) arakesiti ise bir doğrudur (u3=1n)

Bir doğrunun (u1=1n) diğer daha büyük uzaylarla (u2>u1) olan arakesiti yine bir doğrudur (u3=1n)

Bir düzlem (u1=2n) ile bir düzlemin (u2=2n) arakesiti bir doğrudur. (u3=1n)

Bir düzlem (u1=2n) ile bir mekanın (hacmin) (u2=3n) arakesiti ise bir düzlemdir (u3=2n)

Bir düzlemin (u1=2n) kendisinden büyük diğer uzaylarla (u2>u1) olan arakesiti yine bir düzlemdir.

VARSAYIM 1: KEŞİSEN İKİ UZAYIN ARAKESİTİN BOYUTU KÜÇÜK UZAYDAN DAHA BÜYÜK OLAMAZ.

SORU: KESİŞEN İKİ UZAYIN ARAKESİTİNİN BOYUTU KÜÇÜK UZAYDAN HANGİ DURUMLARDA DAHA KÜÇÜK OLABİLİR?

Bir mekan (hacim) (u1=3n)ile  bir mekanın (hacim) (u2=3n) arakesiti bir düzlemdir. (u3=2n)

Bir mekan (u1=3n) ile bir zamanının (u2=4n) arakesiti ise yine bir mekandır. (u3=3n)

Bir mekanın (u1=3n) kendisinden büyük diğer uzaylarla (u2>u1) olan arakesiti yine bir mekandır. (u3=3n)

Genelleyelim:

Kesişen uzaylar eşit boyutlu (n ve n uzayları) ise arakesit, yani ara uzay (u3) n-1 boyutludur.

Kesişen uzaylar bir farklı (u1=n ve u2=n+1 uzayları) ise ara uzayın boyutu küçük uzayın boyutu kadar olur.

SORU: Kesişen uzaylar iki farklı (u1=n ve u2=n+2 uzayları) ise ara uzayın boyutu ne olur?

SORU: Kesişen uzaylar üç farklı olursa (u1=n ve u2=n+3 uzayları) ise ara uzayın boyutu ne olur?

 

Hüseyin Kayahan

 

 

 


YorumcuYorum
hakansarilar
28.04.2012
14:00

30 yıl geriye götürdün beni. Uzay geometrisi hocamız "uzay, tüm noktalar kümesidir" demişti de ben, boyutsuz bir şeyin tümü bir araya gelse ne değişir diye sormuştum. Yani geometride nokta meselesi karışık gelmiştir hep bana. İki doğru kesişir ama kesiştiği yer noktadır yani sıfır boyutludur.(e kesişmiyor o zaman!). İki noktayı yan yana getirdiğimizde boyut sıfırdır. Bir milyar tanesini yanyana getirdiğimizde boyut yine sıfırdır. O halde uzay diye bir şey yoktur. Bu girişi bir soru sormak için yaptım. Zamanda yolculuk için ortaya atılan teori (6 boyutluluk, yani kürsi) beni kendi geçmişime veya kendi geleceğime götürür. Orada da ben var olduğuma göre varlık nedir? Bir sonraki makalede varlık konusunu yazarken "bir adı olan" dediğinizle ve "varlık aynı anda iki yerde olamaz" deiğinizle birleştirerek soruyorum. Şimdi bunu niçin soruyrum; İbni Arabî (bahse değer bulduğum için sitedeki bazı yazarlar kızacak ama) "evren yoktur" der. "Gölgedir, yansımadır" Bu günün deyimiyle yazılımdır. Beyaz hücre, gri hücre de yok... Düşünce de akıl olmadan, hafıza olmadan iş göremez. Akıl, yani beş duyudan gelen verilerin depolandığı hafızadaki bilgileri kıyaslama ve sonuç çıkarma işi olarak akıl... Sinirler beş duyudan gelen farklı yapıdaki (ses, ışık v.s.) etkileri tek tür bir sinyale çevirerek beyne gönderdiğine, yani tek türe indirgediğine göre, (suda yüzen beyne aynı sinyalleri gödersek, aynı sonuçlara varır, görüyorum, duyuyorum sanır teorsi...) Arabî haklı mı? Yani varlık yok mu? Bir kaç yüz gramlık gri hücrelerden yola çıkarak evrenin zorunluluğunu açıklamak yerine onun bir yazılım olduğu sonucuna varabilir miyiz? Varlık aynı anda iki yerde olamayacağına göre ve 6 boyutlu evfrende kendi geçmişimizle aynı yerde olabileceğimize göre biz neyiz?

Bunu şunun için de soruyorum; "Bana kalu belada bir soru sorulduğunu hatırlamıyorum" benzeri bir sözünüz vardı. (yanlış anlamış da olabilirim) Acaba kalu bela şu anı, yani içinde bulunduğumuz zaman dilimini de içeriyor olamaz mı? Çünkü zaman içinde bulunduğumuz program için anlamlıdır. Firidin; "galiba aslında sınanan niyetlerimiz, bir şey yaptığımız yok." diye yazmıştı. Tümüyle ciddi bularak soruyorum.

"Söz: Kalu belada bir soru sorulduğunu hatırlamıyorum.

Karşı söz: e soruyorlar ya işte..." mi?

Hüseyin Kayahan
29.04.2012
18:11

Sayın Hakan Sarılar,

Selam ve sevgilerimle.

Beni biraz tanıyorsunuz. Aslında konuşkan bir değilimdir şu bir ay öncesinkadar yazan biri de değildim. 13-14 sene evvel yazmaya başladığım ve orada kalan yazıyı saymazsak tabii...

Bu yaştan sonra sanki bir şey biliyormuşum gibi yazmaya başladım. Bunda Sam'ın çok etkisi oldu, cevap vermezsem olmaz diye düşündüm ve yazmaya da çalışıyorum. Çok üretken olmadığımı, yazılarım da çok akıcı olmadığını biliyorum. Uzun cümleler kuruyorum ve de en önemlisi devrik cümleleri çok kullanıyorum. Neyse allah'tan okuyanlar yabancı değil.

Sıfır ve sonsuz; bana göre matematik terimi değildir. Onların ne olduğuna matematik cevap veremez. Onların ne olduğunu felsefe cevaplayabilir. Zira sizin de belirttiiniz gibi, onlar sayılabilir kuantlardan, digitlerden oluşmazlar. Onun için bizim aklımız sıfır ve sonsuzu anlamaz, sadece algılar.

Sıfırı anlamak için sonsuzu düşünmeye çalışırız: Elinize en incesinden bir ağıt alınız ve en ince uclu bir kalem alınız. En büyük rakam eğer 9 ise ve en yüksek sonuçlu işlem de üstel fonsiyon ise, 9 üzeri 9, üzeri 9, üzeri 9, devma edin; bu kağıt bitince üstüne bir kağıt daha doldurun, üstüne bir kağı daha ve böylece biline evreni böylece kaplayacak kadar bir sayı yazın, işte bu absürd sayı, sonsuzun yanında 0 (sıfır) hükmündedir. Bunu akıl almaz. Sonsuz en büyük sayının bir büyüğü değildir. Allah'ı matematiksel kabul edilen bir terimle tanımlamak isteseydik ona "sonsuz" dememiz gerekirdi. Sonsuzun karşıtı, simetriği, ikizi ise sıfırdır, yukarıda yürüttüğümüz mantık tersten burada da aynıdır. (akıl alır gibi değil, değil mi?.) Bu iki terimi ben başka türlü anlayamıyorum.

Evren teorilerinde 3. boyutun üstüne aynı cinsten/türden bir boyut daha ekliyorlar ve bu zamnadır diyorlar. Yani; x^4 gibi 4. dereceden bir denklemdir diyorlar. Ben öyle olmadığını, mekanın en fazla 3. derecen bir denklem olduğunu, bunun simetriği olarak da 3. dereceden zaman denklemi olduğunu ve meanda hareket varsa fonksiyon bu iki denkelmin toplamı olduğunu söylüyorum. Bunu söylüyorum da ifade edemiyor olabilirim. onun için matematikci birinin yardımını istedim. Kurguladığım zamna ve mekan uzayını hangi denklemle gösterebilirim diye...

Kalu beada sorulan sorunun muhatabı biz değiliz. Ruh/ruhlar. Ruhlar birer varlıktır entellektüel seviyeleri vardır ve soruyu anlamışlar ve cevaplamışlardır. Bunlar kendi kendilerine yeterli olan programlardır. Bizim gri hücrelerimizden oluşan bilgisayarımızda çalışabilmektedirler. Allah sadece insana tahsis etmişir bu programı, diğer canlılarda bu programdan yoktur.

Hani bir ümmül kitap var ya, ben de yazdıklarımı kendi ana kitabım olan "ergenlik teorisi" kitabından aktarıyorum. Onun eksiklerini tamamlayarak, eski bilgilerini güncellemek istiyorum. Orada bütün bu konuları irdelemeye çalışıyorum. Arkadaşlar yardım, katkı, düzeltme ve eleşitiri bekliyorum.

SİZLERİ DE MOTİVE EDEBİLECEĞİNE İNANDIĞIM ESKİ BİR ANIMI AKTARMAK İSTİYORUM:

KARAGÜLLE, 30-35 SENE ÖNCE BİR ADAMIN HİKAYESİ ANLATMIŞTI. BU ADAM ALLAHA ŞÖYLE DUA ETMİŞ YA DA EDERMİŞ: "ALLAH'IM BANA ÖYLE BİR İLİM NASİP ET Kİ, ONU DAHA ÖNCE KİMSE BİLMİŞ OMASIN." O ADAMIN DUASI KABUL OLMUŞ BİLİYOR MUSUN. SES İLMİNİ BULAN, HARFLERİ TASNİF EDEN, BİRBİRLERİNE DÖNÜŞÜMLERİNİN KURALLARINI BULAN O ADAMIN ADI, HALİLMİŞ. BAŞKA BİR ŞEY BİLMİYORUM. O ZAMANDAN BERİ BU ADAMA GIPTA EDERİM VE BANA DA, HADİ MÜSTAKİL YENİ BİR İLİM OLMAZ AMA, BİR KIRINTI NASİP OLUR MU DİYE DUA EDERİM. ARKADAŞLARA BAKIYORUM HEP YENİLİKLERLE UĞRAŞIYORLAR AMA ESAS OLAN İLMİN SİSTEMATİĞİ İÇİNDE BÜTÜN KONULARI TASNİF EDEBİLMEKTİR. ÜSTAD KARAGÜLLE HAKLIDIR, EKOLLEŞME OLMADIKÇA BİREYSEL ÇALIŞMALR VE YÜZEYSEL BULUŞLAR UNUTULUP GİDECEKTİR.

çok fazla yazamıyorum, makalelerime yapılan yorumları da zamanında cevaplayamıyorum, affola...

selamlar.

Hüseyin Kayahan

Hüseyin Kayahan
29.04.2012
18:11

Sayın Hakan Sarılar,

Selam ve sevgilerimle.

Beni biraz tanıyorsunuz. Aslında konuşkan bir değilimdir şu bir ay öncesinkadar yazan biri de değildim. 13-14 sene evvel yazmaya başladığım ve orada kalan yazıyı saymazsak tabii...

Bu yaştan sonra sanki bir şey biliyormuşum gibi yazmaya başladım. Bunda Sam'ın çok etkisi oldu, cevap vermezsem olmaz diye düşündüm ve yazmaya da çalışıyorum. Çok üretken olmadığımı, yazılarım da çok akıcı olmadığını biliyorum. Uzun cümleler kuruyorum ve de en önemlisi devrik cümleleri çok kullanıyorum. Neyse allah'tan okuyanlar yabancı değil.

Sıfır ve sonsuz; bana göre matematik terimi değildir. Onların ne olduğuna matematik cevap veremez. Onların ne olduğunu felsefe cevaplayabilir. Zira sizin de belirttiiniz gibi, onlar sayılabilir kuantlardan, digitlerden oluşmazlar. Onun için bizim aklımız sıfır ve sonsuzu anlamaz, sadece algılar.

Sıfırı anlamak için sonsuzu düşünmeye çalışırız: Elinize en incesinden bir ağıt alınız ve en ince uclu bir kalem alınız. En büyük rakam eğer 9 ise ve en yüksek sonuçlu işlem de üstel fonsiyon ise, 9 üzeri 9, üzeri 9, üzeri 9, devma edin; bu kağıt bitince üstüne bir kağıt daha doldurun, üstüne bir kağı daha ve böylece biline evreni böylece kaplayacak kadar bir sayı yazın, işte bu absürd sayı, sonsuzun yanında 0 (sıfır) hükmündedir. Bunu akıl almaz. Sonsuz en büyük sayının bir büyüğü değildir. Allah'ı matematiksel kabul edilen bir terimle tanımlamak isteseydik ona "sonsuz" dememiz gerekirdi. Sonsuzun karşıtı, simetriği, ikizi ise sıfırdır, yukarıda yürüttüğümüz mantık tersten burada da aynıdır. (akıl alır gibi değil, değil mi?.) Bu iki terimi ben başka türlü anlayamıyorum.

Evren teorilerinde 3. boyutun üstüne aynı cinsten/türden bir boyut daha ekliyorlar ve bu zamnadır diyorlar. Yani; x^4 gibi 4. dereceden bir denklemdir diyorlar. Ben öyle olmadığını, mekanın en fazla 3. derecen bir denklem olduğunu, bunun simetriği olarak da 3. dereceden zaman denklemi olduğunu ve meanda hareket varsa fonksiyon bu iki denkelmin toplamı olduğunu söylüyorum. Bunu söylüyorum da ifade edemiyor olabilirim. onun için matematikci birinin yardımını istedim. Kurguladığım zamna ve mekan uzayını hangi denklemle gösterebilirim diye...

Kalu beada sorulan sorunun muhatabı biz değiliz. Ruh/ruhlar. Ruhlar birer varlıktır entellektüel seviyeleri vardır ve soruyu anlamışlar ve cevaplamışlardır. Bunlar kendi kendilerine yeterli olan programlardır. Bizim gri hücrelerimizden oluşan bilgisayarımızda çalışabilmektedirler. Allah sadece insana tahsis etmişir bu programı, diğer canlılarda bu programdan yoktur.

Hani bir ümmül kitap var ya, ben de yazdıklarımı kendi ana kitabım olan "ergenlik teorisi" kitabından aktarıyorum. Onun eksiklerini tamamlayarak, eski bilgilerini güncellemek istiyorum. Orada bütün bu konuları irdelemeye çalışıyorum. Arkadaşlar yardım, katkı, düzeltme ve eleşitiri bekliyorum.

SİZLERİ DE MOTİVE EDEBİLECEĞİNE İNANDIĞIM ESKİ BİR ANIMI AKTARMAK İSTİYORUM:

KARAGÜLLE, 30-35 SENE ÖNCE BİR ADAMIN HİKAYESİ ANLATMIŞTI. BU ADAM ALLAHA ŞÖYLE DUA ETMİŞ YA DA EDERMİŞ: "ALLAH'IM BANA ÖYLE BİR İLİM NASİP ET Kİ, ONU DAHA ÖNCE KİMSE BİLMİŞ OMASIN." O ADAMIN DUASI KABUL OLMUŞ BİLİYOR MUSUN. SES İLMİNİ BULAN, HARFLERİ TASNİF EDEN, BİRBİRLERİNE DÖNÜŞÜMLERİNİN KURALLARINI BULAN O ADAMIN ADI, HALİLMİŞ. BAŞKA BİR ŞEY BİLMİYORUM. O ZAMANDAN BERİ BU ADAMA GIPTA EDERİM VE BANA DA, HADİ MÜSTAKİL YENİ BİR İLİM OLMAZ AMA, BİR KIRINTI NASİP OLUR MU DİYE DUA EDERİM. ARKADAŞLARA BAKIYORUM HEP YENİLİKLERLE UĞRAŞIYORLAR AMA ESAS OLAN İLMİN SİSTEMATİĞİ İÇİNDE BÜTÜN KONULARI TASNİF EDEBİLMEKTİR. ÜSTAD KARAGÜLLE HAKLIDIR, EKOLLEŞME OLMADIKÇA BİREYSEL ÇALIŞMALR VE YÜZEYSEL BULUŞLAR UNUTULUP GİDECEKTİR.

çok fazla yazamıyorum, makalelerime yapılan yorumları da zamanında cevaplayamıyorum, affola...

selamlar.

Hüseyin Kayahan





Son Eklenen Makaleler
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3312 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 4080 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3322 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
BAĞIMLILIK-TUTKU
31.05.2020 1979 Okunma
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4835 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
MUTAHHERÛN-“koş abla koş, bir metaforcu geldi!”
1.05.2020 2133 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3412 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
ABDEST ve TOPLUM SAĞLIĞI
15.04.2020 2000 Okunma
Hüseyin Kayahan
METAFOR ≡ ANALOJİ (sistem benzeşimi) ≡≤ MÜTEŞÂBİHAT
15.04.2020 2259 Okunma
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4597 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 6040 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
YENİ DİJİTAL UYGARLIK (“4'üncü ON BİN YIL UYGARLIĞI”)
12.04.2020 2181 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUL HAKKI ve MUHASEBE
8.04.2020 2246 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 3230 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3915 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3703 Okunma
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4716 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4886 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4325 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2905 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3154 Okunma
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5271 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4374 Okunma
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5337 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4603 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5898 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7587 Okunma
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5206 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9996 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9761 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7082 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4208 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4563 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7660 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7939 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7272 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8201 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14636 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7771 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10357 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6826 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7145 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9928 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4109 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3962 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4450 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4289 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4242 Okunma
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7461 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5140 Okunma
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 7062 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6994 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9839 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7458 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6811 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7160 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9930 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 5043 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13166 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15259 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6771 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6787 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 7061 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6695 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5254 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7469 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6852 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6737 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7163 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7324 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6988 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15630 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6510 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6711 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6679 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3371 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6422 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5777 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11167 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12250 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6398 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7754 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 3135 Okunma
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5206 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15689 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7363 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2746 Okunma
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6412 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2846 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2965 Okunma
Hüseyin Kayahan
CANLI NEFİS ve RUH bir girizgah
24.04.2012 2500 Okunma
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5475 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6184 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5502 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6622 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 6031 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5096 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5519 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6426 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 3023 Okunma


© 2024 - Akevler