Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014
7145 Okunma, 2 Yorum

Sayın Kayahan

Genel çerçevesi itibariyle bir özet olması ve temel prensiplerin daha kolay anlaşılabilmesi amacıyla sistemin yapısına ilişkin bir özet çıkarmaya çalıştık. EKte bilginize sunuyorum. Sistemin detayları ana metinde zaten vardır ve delillendirilmiştir.

Saygılar sunuyorum

Sam

(BEN ÖZET ÇIKARIP, ÜSTADA GÖNDERİNCEYE KADAR; ADİAN KENDİSİ, TEMEL PRENSİPLERİ ÖZET HALİNDE HAZIRLADIĞINI SÖYLÜYOR)

 

SAM ADIAN- ISLAM EKONOMISI ve ZEKAT BANKASI (ÖZET)

BRIEF INTRODUCTION

 

Zekat, Kamu fonunu teşkil eden, geniş katılımlı bir yatırım sermayesidir. Periyodik tasarruflardan oluşur ve her yıl katlanarak büyür. Bu fon sadece üretime yönelik yatırımlarda kullanılır. Bu amaçla tasarrufların değerlendirilebilmesi için kavramın aslına uygun olarak bir Banka kurulmalıdır.

 

Sistemin yapısı ve Temel prensipler:

 

Faizsiz Bankacılık uygulamaları: Mübadele araçları üzerinden işlem yapmaları ve yatırımlara doğrudan iştirak etmemeleri nedeniyle sistem açısından kabul edilebilir değillerdir.

 

Faizsiz işlem iddiaları üzerinde ciddi kuşkular oluşmaktadır. Bu da geleneksel endişelerin sürmesinde önemli bir etken olmaktadır.

 

Mevcut uygulamalar, pazarı fonlaması nedeniyle, yaygın yatırım ve üretim projelerinde etken olmamakta, bu haliyle alternatif teşkil etmemektedir. Kapitalist sermaye karşısında bir değer ifade etmez.

 

Uygulamanın araçlarını oluşturan enstrümanlar “örfidir. Kuran a dayanan uygulamalar değildir.  Uygulamaların nasıl yapılacağı konusu zaten serbesttir ve her dönemde, dönemin şartlarına göre değerlendirilir. Bu bir kural da değildir.

 

İslam ekonomisi temelinde

 

Sadaka: Kuran da açıkça tanımlandığı gibi vergidir. Kullanım alanları genel çerçevesi itibariyle bellidir ancak ne kadar vergi alınacağı hususu toplumun ihtiyaçlarına göre belirlenir, yani örfidir.

 

Kenz: önerilmemektedir, bu kavram, para veya değer ifade eden satınalma gücünün dolaşımdan çekilmesi demektir. Atıl duran bir değer anlam taşımaz. Kimseye de yararı olmaz.

 

Infak: Bireysel tasarrufları ifade eder. Tasarruf edilen şeyin bir araya getirilerek toplumsal faydaya dönüştürülebilmesi için ilk adımıdır. Rızk yani temel gereksinimler üzerindeki tasarruflardan elde edilir. (nimet üzerinde bir tasarruf söz konusu değildir çünkü bu kavram zaten tasarruflar sonucu elde edilecek olan refah’ın bir sonucudur) Tasarruf, zekat kavramının dayanağını teşkil eder. Periyodik tasarrufların süreli olarak mevduata aktarılması işidir. İnfak edilecek olan şeyin tamamının infak edilmesi önerildiğine göre, burada herhangi bir oranlama veya sahip olunan malların belli bir oranının infak edilmesi talep edilemez. Gönüllülük esasına bağlıdır ve hiçbir şekilde zorlama yapılamaz.

 

Karz: Bireysel tasarrufların bir araya getirilerek yatırım/üretim alanlarına kazanmak amacıyla verilen kredidir. Banka aracılığıyla kullandırılır, Doğrudan katılım gerektiren bir eylemdir bu nedenle teminat karşılığı” kredi anlamına gelmez.

 

Çelişki: Kuran mülkiyetsizliği önerir. Yani toprak ve doğal kaynaklar üzerinde mülkiyet yoktur. Mirasa konu edilemezler, devredilemezler. Böyle iken, gerek faizsiz uyglamalarda ve gerekse yapılan önerilerde taşınmaz teminatların söz konusu edilmesi Kuran ile derin bir çelişki anlamına gelir.

 

Zekat, uzmanların yerine getireceği bir kurumun adıdır. Bu bir yatırım bankasıdır. Sadaka değildir. (Çünkü sadaka vergi ifade eder) Uzman bir kurumdur. Çünkü ita edilmesi gereken bir şeydir ve zaten bir fiil olarak kullanılmamaktadır.

 

Zekat Bankası’nın amacı, Kapitalizmin sermaye gücü karşısına rasyonel bir sermaye gücü çıkararak yatırım ve istihdam için alternatif fırsat eşitliği yaratarak refahın yaygınlaşmasını sağlamaktır.

 

Ticari Yatırım Bankası: (Commercial Investment Bank) :

Zekat Bankası, bir merkez teşkilatı ve buna bağlı taşra teşkilatlarından oluşur.

Zekat Bankası, kamu bankası olmakla birlikte bir devlet bankası değildir.

Tasarruf (infak) sahiplerinin çıkarları doğrultusunda kendisine emanet edilen mevduatı yönetir

Teminata dayalı kredi uygulamaları yapamaz. İştirak etmediği hiçbir projeyi fonlayamaz. Ancak projeye doğrudan katılmak suretiyle kredi sağlayabilir.

Fonladığı yatırımlardan elde edilecek olan gelir, Tasarruf sahiplerine, banka giderleri için belli bir oran düşüldükten sonra ödenir.

Pazar fonlaması yapamaz.

Üretime sağlayacağı kredi sebebiyle, hammadde üretiminden nihai ürün üretimine kadar her alanda rasyonel planlamadan sorumlu olur.

Fon sağladığı yatırımlar için işletmenin faaliyet göstereceği alanda uzman bir ekip görevlendirerek bizzat uygulama alanında süreci yönetir. Çünkü banka, yatırımın güvenliğinden ve getirisinden de sorumludur.

Mübadele araçları üzerinden sanal işlemler yapamaz.

İnfak süreli bir eylemdir. Bu nedenle tasarruf sahiplerinin yatırımlarını geri almaları süreçlerini her aşamada yönetir. İşleyen yatırımlarda tasarruf sahiplerinin paylarını düzenli olarak hesaplar ve öder.

Banka dünyanın her yerinde yatırım yapabilir. Esas olan verimliliktir. Bu çerçevede dünyanın her yerinde, verimli ve kazançlı olduğu anlaşılan her türlü projeye destek verebilir.

Banka kısa süreli mevduat bankacılığı da yapabilir. Bunun için herhangi bir prim önermez. Mevduat sahiplerinden, onlara sağlayacağı hizmet karşılığında makul bir ücret talep eder. Mevduat sahiplerinin cari işlemlerini yine makul ücret karşılığında yerine getirir.

Talebe göre üretim yapılmasını sağlar ve denetler. Bu amaçla hammadde girdi üreticilerini de yönetir.

Süreç içerisinde karşılaşılabilecek olası sorunlar, Bankanın sadece projeleri kredilendirmesi (Teminata dayalı kredi veremez) ve kredi sağlanan işletmelere iştirak zorunluluğu nedeniyle, bu prensiplere uygun çözümler geliştirebilir. Makul uygulamalar yapabilir.

Banka bünyesinde uzman kurullar teşkil ederek, bütün kararlarını uzman kurullar aracılığıyla alır ve uygular.

Bağımsız bir kurum olması nedeniyle, personel rejimini, sistemin gereklerine uygun kriterler çerçevesinde belirler ve uzman olmayan personel istihdam edemez.

 

Kredi ihtisas kurumu (Specialized credit institution) :

Bağımsız bir kurum olarak planlanmalıdır.

Kredi verilecek alanların belirlenmesi, verimliliğin artırılmasına yönelik yöntemlerin geliştirilmesi, istihdam planlaması ve projelerin denetiminden sorumlu olacaktır.

Reel sektörün her alanında uzman olmalıdır.

Zekat Bankası, Kredi İhtisas Kurumu tarafından belirlenen alanları fonlamakla yükümlüdür.

 

Mevduat sigortası (Deposit insurance corporation) :

Zekat Bankası, kullandırdığı krediler sebebiyle zarar edemez.

Yatırımlardan doğabilecek olası zararların karşılanması ve tasarruf sahiplerinin mağdur edilmemesi amacıyla mevduat sigortası fonu kurulmalıdır.

Sigorta fonu, olası zararlarda mevduat sahiplerinin zararlarını karşılamakla yükümlüdür.

Yeniden yapılandırma sonrasında, Yatırımlarda zarar söz konusu oluyorsa veya ödeme güçlü doğmuş, işletme yavaşlamış veya faaliyetlerini durduracak bir noktaya geleceği hesaplanıyor veya öngörülüyorsa, işletmenin yapısal değişikliğini sağlamak ve ilave kaynak aktarara sürdürülebilir hale getirmekle yükümlüdür.

Mevduat sigortası, tasarruf sahiplerine güvence verir. Mevduatın güvenliğini sağlar.

Bankadan bağımsız bir kurum olarak faaliyet gösterir, ancak bankanın temel prensiplerine göre hareket eder.

Elinde bulundurduğu fonları temel prensiplere uygun bir şekilde değerlendirebilir, onları atıl olarak tutamaz.

Mevduat sigortası, kredileşmeden elde edilen gelirden alınan primlerle yürütülür. Bu primler, İşletme yapı, Banka payı ve Mevduat payı üzerinden makul miktarda alınır.

 

Yatırım Denetimi Kurumu (Investment Audit Institution) :

Doğrudan Zekat Bankası’nı ve Yatırımları denetlemekle görevli uzman bir kurumdur.

Proje uygulamalarında olası aksaklıkları veya zarar verici unsurları önceden tespit eder ve zekat bankasına bildirerek düzeltilmesini sağlar.

İştirak sürdüğü sürece, her uygulamayı denetler ve gerek üreticiden gerekse bankadan hataların düzeltilmesini ister.

Zekat bankası, Bu kurumun direktiflerine uymak zorundadır.

 

Zekat Bankası’nın Faaliyetleri :

Zekat Bankası, Tarım, Sanayii ve AR-GE uygulamalarını finanse etmekle yükümlüdür. (pazarı fonlayamaz), Bu amaçla yatırım, üretim ve Ar-Ge için kredi sağlar ve iştirak eder.

Yan kuruluşlar vasıtası ile mevduat güvenliğini sağlar, kredi hizmeti verir ve cari işlemlerde aracılık hizmetlerini yerine getirir.

Zekat bankası fon sağladığı yatırımların Yapılanmasında belirleyici rol üstlenir. Bu amaçla:

o Ortaklık yapısını belirler

o Proje sahibinin payı ayrıldıktan sonra, banka payı ve infak sahiplerinin payından sorumlu olur.

o İşletmenin verimliliğinden sorumlu olmalıdır

o Ticari faaliyetlerin gerektirdiği rekabet ve hızlı karar alma süreçlerinde aktif rol oynar. Gecikmelerden doğacak zararlardan sorumlu olur.

o Çalışanların ücret ve ortaklık paylarını belirler ve uygular.

 

 

Genel Hükümler:

 

Pazarın fonlanması zekat bankası”nın faaliyet alanlarından biri değildir. Bu alan, üretim yapılanması içinde yürütülebilecek bir faaliyet olmakla birlikte, pazarda tüccarın faaliyetlerini sürdürmesi için meslek örgütlerine ait fonlar kullanılarak bu kanal desteklenebilir. Ancak pazarın fonlanması faaliyet alanı içinde değildir.

 

Çünkü aracılık/komisyonculuk fiyat istikrarsızlığına neden olur. Esas olan, aracılık/komisyonculuk ihtiyacını ortadan kaldırıp satış noktaları ile doğrudan tüketiciye ulaşmaktır. Bu türdeki küçük işletmelerin birer satış noktası haline dönüşmeleri hedeflenmektedir.

 

Zekat Bankası’nın kuruluş amacı, özel sektörün elinde bulunan Sermaye tekeline karşı, yaygın üretim ve istihdam sağlayabilmek için kamu sermayesi oluşturmak ve bu sermayeyi istismar etmektir. Böylece yaygın ve verimli bir üretim ağı oluşturulmuş, geniş istihdam olanakları yaratılmış olur.

 

Her halükarda Zekat Bankası, siyasi etkilerden arındırılmış olmalıdır. Devletin yönetiminde olamaz. Bağımsız bir kurum olarak yapılandırmalı ve faaliyetini denetimli bir şekilde sürdürmelidir.

 

Meslek örgütlerinin ve kamuya ait olmayan örgütlerin ellerinde bulunan fonlar kabul edilemez. Bunlar atıl fonlar olup, sisteme aktarılmak zorundadır. Ancak bu fonların sisteme aktarılması, fonun oluşmasına katkı sağlayan üyelerinin haklarını zayi etmeyecek şekilde yapılmalıdır. Bu fonlar yatırımlarda kullanılabileceği gibi, sınırlı ölçekte pazarın fonlanmasında da kullanılabilir.

 

Özel teşebbüs yasaklanamaz. Bu nedenle özel sektörün elinde bulunan sermaye üzerinde herhangi bir yaptırım söz konusu olamaz. Ancak bu sermayenin de doğru kanalize edilebilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilebilir. Zekat Bankası, bu açıdan da önemli bir görev üstlenmiş olur.

 

 


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
14.09.2014
22:46

(Bu özetin Karagülle tarafından okunup okunmadığını bilmiyorum. Aşağıdaki Karagüllenin ilk değerlendirme yazısını, esas makalenin altına koydum fakat makale de verilen cevap da uzun olduğundan sistem açmakta zorlanmaktadır. Bu yüzden bu değerlendirmeyi bu özetin altına da koymayı gerekli gördüm. H.K.)

(Sam Adian’ın “Zekat ve Banka” makalesine Süleyman Karagülle’nin ilk ve genel eleştirisidir. Benim, paragraf özetlerini çıkarmamı takiben, madde madde detaylı eleştiri de yapacağını bildirmiştir. H.K.) Her öneride bir doğruluk payı vardır. Cengiz Demirci ve Hüseyin Kayahan bunlarla ilgilenmelidir. Selamlar. -Zekat, özel tasarrufların yatırıma dönüştürülmesidir. -İslam, tasarrufların yatırımlara dönüşmesini ister, dönüşmezse vergi olarak zekat alınır. Böylece yatırıma zorlar. İfade, "Zekat, tasarrufların yatırıma dönüşmesine zorlar.” Şeklinde olmalıdır. - Banka payı bu tasarrufların komisyonundan değil, kredileşmesinden alınmalıdır. - Banka işletmelere, “faizsiz mevduat hacmi” kadar kredi verir. “Çekebileceği azamı kredi miktarı”, yıl içindeki azami mevduat miktarıdır. %2,5 kealt(?/kefalet) karşılığı alır ve yalnız devlet alabilir. Çünkü güvenceyi yalnız o sağlamaktadır. Nisabın altında olanlardan alınamaz. Böylece sermaye sınırlanmış olur. - Bir planlama ve yönetme kurumu olmalıdır. - Planlama meclisin işidir. Yönetme hükümetin işidir. Banka bir vakıf müessesidir. Meclisin ve Hükümetin kararlarına göre uygulama yapar. Kendisi resen karar almaz - Projeye onay verenler, karlılığından da sorumludur. - İslam’da işletmeler karı maksimize etmezler, Gün/satı, yani bir saatte çalışan insanın doyacağı gün sayısını maksimize ederler. İşletmelere krediyi, onlara güvence veren “dayanışma ortaklıkları” verir. Banka değil, onlar sorumludur. -Zekat bankası kamu ayrımı (?) gözetir. -İslamiyet’te özel banka yoktur. Banka, kamunun ve halkın birer kasası mahiyetindedir. - Komisyon reel sektörün uzmanlarından oluşur. - Bankayı yönetenler, dayanışma ortaklılarının güvencesindeki kişilerden oluşur. Kamu görevlilerinin atanma şekli ile atanırlar. -Projeye onay veren ekip, projenin yürümesinden de sorumludur. -Yapı planlaması: Dayanışma ortaklıkları tarafından esasları konur, banka değil, devlet planlaması ile planlanır. Yıllık üretimde ise; makroda planlama yapılır, mikroda ise arz talep kanunları ile plan uygulanmış olur. Makroda planlama; kredileşme fiyatları ve ücretleri ile sağlanır. Bunlar eski yılın verileri içinde bankaca hesaplanır. Hesap metodu ilmi dayanışma tarafından verilir. Sermaye temini: -Kuran “kenzi” yasaklar. - Kuran “kenzi” yasaklamaz, “kenzi” haram kılar. (Emir ve Yasak ile Helal ve Haram farkını bir makalemde irdelemiştim. H.K.) Yani devlet, kenz edenlere her hangi bir ceza veya müeyyide uygulamaz. “Nakit bankası” gibi, “mal bankası” da vardır. Ambarlara verilen mallar karşılığı aldıkları senetleri bankaya mevduat olarak koyarlar, karşılığında başka malı kredi olarak alırlar. Kredileşme bu demektir Para verip, başka zamanda aynı hacimde para da alınabilir. -İnfak; harcanan miktar değil, artan miktardır. - Tam tersine infak, harcanan miktardır. Bankaya mevduat koyma, “harcama” olabilir. Kredi alıp, harcama da infak olabilir. Sipariş kredilerini ahlaki dayanışma ortaklıkları, çalışma kredilerini siyasi dayanışma ortaklıkları, mal kredilerini mesleki dayanışma ortaklıkları verir. kredileşme fiyat ve ücretlerini ilmi dayanışma ortaklıkları belirlerler. Banka bunları sadece uygular. - Kamuya ait olan yerler ve mallar özel mülkiyete tahsis edilemez. - Doğanın imkanları kamuya aittir. Emek ise insana aittir. Emeğin katılamadığı bir yerde özel de mülkiyet yoktur. Emek ile elde edilende de kamunun payı varsa, arazilerde veya sınırlı mallarda kamu onu, bedelini vererek elinden alabilir. Burada karar memurların elinde değil, kuralların elinde olmalıdır. İstimlak değeri, o zamana kadar ödenen öşürle belirlenir. -Mevduat sahibine pay verilmelidir. - Hak sahibi olmanın tek yolu vardır: Emekle katılmak. Ticaretteki karın serbest olması, zararın kâra kapatılmasındandır. Servetin vergisi yoktur. Sadece ticari mallarda kırkda bir zekat vardır. Çünkü emeksiz elde edilmiştir. Mevduat sahiplerinin hakkı, mevduatı nispetinde kredi alma hakkıdır. Mevduat da faizsizdir, Kredi de faizsizdir. - İnfak, karşılıksız borçtur. - İştirakte kar ve zarara katılma, borçlanma da ise mevduat hacmi kadar kredi istihkak etme vardır. - Bankanın sermayesi atıl mallar ile mevduattan oluşur. - Bankanın öz sermayesi yoktur. Kamu giderlerinden harcama yapar. Özel banka yoktur. Allah, “ikraz edin” diyor. “Birbirinize ikraz edin” demiyor. Bankanın kredileşme sermayesi ise mudilerin önce tevdi, sonra istikrazı ile sağlanır. Para tevdi edildiği gibi, mal senetleri de tevdi edilir. Mal senetlerinin kredileşme değerleri arz ve talebe göre ayarlanır. Kredileşme değerleri ile değiştirme değerleri arasında bir ilişki yoktur. -Atıl değerler kamuca ekonomiye aktarılır. Elde edilen kazanç onlara da bölüştürülür. - Ekonomide rıza şartı vardır. Kimsenin malına devlet karışamaz. Ancak a) Bankaya yatırılmayan parayı devlet korumaz. Ambara teslim edilmeyen malı devlet korumaz. b) Bankaya konan para, ambara konan mallara karşılık mudi krediyi hak eder. c) Bankaya konan maldaki bozulma kamuya ait olup, halk malını masrafsız korumuş olur. d) Malı gezdireceğine senedi gezdirmek onun için kolaydır. Ayrıca senet bankada rehin mahiyetinde olup, kredi alınmaya imkan verir. - Mevduat sahipleri mevduatlarını geri çekebilirler. O zamana kadar birikmiş karlarını alırlar. - Kara ve zarara iştirak eden, kar ve zarar ile katılır. Kar ve zarara katılmak istemeyenler ise kredileşmeden yaralanırlar. Yani o nispette kredi alırlar. Kar veya zarar, senedin değeri ile belirlenir. Bu da kasadaki stok miktarı ile ölçülür. - Sözleşmede paranın geri çekilemeyeceği kayda konabilir. - Malı üzerindeki tasarrufu sözleşeme ile kısıtlanamaz. İsteyen ortak istediği zaman kredisini çeker. Kredileşme değerleri ile bu dengelenir. Paranın üretimi devlete ait olduğu için para bitmez. Ancak enflasyon olabilir. Enflasyonu dengeleyemeyen iktidar, iktidarını yargı kararı ile kaybeder. İştiraklerde ise senedin değiştirme fiyatı ile arz ve talep dengelenir. Kredi Karz: -Kredilendirme alanları seçilmelidir. - Kredilendirme alanları seçilemez, bu ekonomiye müdahaledir. Mutlak zararlıdır. Kredileşme fiyatları seçilir. Buna göre halk en fazla kredi alacağı alanları kendi seçer. Kredileşme alanlarını dayanışma ortakları seçerler. Kısa dönem kredileri, geçmiş yılın uygulamasından oluşan sonuçlara göre, dayanışmanın vereceği formüllerle banka bilgisayarlarınca seçtirilir. Uzun dönem planlarını kooperatif planlaması yapar. Müteahhitlik payı da kuralarla bellidir. Dayanışma sitesi müteahhitlik payını değiştirerek öne (?) alabilir. -Bireysel kredi verilemez. - Tüketim harcamaları için kredi verilemez. Çünkü genel hizmet payı alınmamaktadır. Sadece kredileşme kredisi tanınır. Nisabın üstünde olanlarda kırkta bir alınır. - Bankanın kredilerinde dört kademe teminat vardır. a) Kredi alabilmek için bir taşınmaz teminat olarak gösterilmedir. Böylece tüm krediler sınırlanmış olur. b) kredi alanın bir dayanışma ortaklığınca kefil olunması gerekir. c) Mal ambara girmeden senet dışarı çıkmaz. Siparişlerde, sipariş alınırken bedeli ödenmelidir. d)Kişi borcunu ödeyemediği zaman, borçlanma ehliyetini kaybeder. Bunun dışında rehin olanların dışında, kimsenin malı rızası dışına elinden alınamaz. Cebri haciz yoktur. Borçtan dolayı kimseye bedeni ceza uygulanamaz, baskı yapılamaz. - Banka ancak proje kredisini verir. - Banka aşağıdaki şekillerde kredilendirir. a) Sipariş veren kimselere kişi başına sipariş kredisi tanır. Tüccara öder, sipariş vereni borçlandırır. b) Çalışana çalışma kredisini verir. Çalıştıranı borçlandırır, çalışana öder. c) Mağazasında mal alıp satanlara, teminat karşılığı faizsiz sermaye verir. Onunla mal alıp satarlar. d) İşletmelerin senetlerini alıp, satarak kredilendirmiş olur. Kredileşme kredi halka da verilir. - Banka, karlı olan işletmelere mevduat adına ortaktır. - Mevduat başkadır, İştirak başkadır. Mevduatta kar zarar borçluya aittir. İştirakte ise, kar zarar iştirak edene aittir. Bir müessese mevduatı iştirake çeviremez. İştiraki de mevduata çeviremez. Birinin mevduatı, diğerinin iştiraki olamaz. Böyle akitler fasittir(?). Rizikoyu yüklenen kimsenin mal varlığı yoktur. Bunlar halkı kandırmadır. -Banka projeye kredi vermez, teminatsız kredi verilemez. Banka işletmelerin kar zararına katılmaz. - Banka işletmelere müdahale edemez. Arge çalışmalarının giderleri genel hizmet araştırma fonundan karşılanır. Patent ve telif hakları kooperatiflere aittir. İşletmelere cirodan pay esası üzeriden kullandırılır. - Arge ortaklığında buluş yapanların hakları da gözetir. - Arge çalışmalarını dayanışma ortaklıkları değerlendirir. Çalışanlara Arge payları verilir. Dayanışmalara kooperatifleri, sınırlı yıllık paylar ayırır. İşletmelerden gelen Arge payları altın veya taşınmaz olarak depolanır. Mevcut Arge fonundaki altın miktarına bölünerek, payın bedeli bulunur. İsteyen bu payını alır. İsteyen değerlenmesini bekler. Çok gelir getiren projelere, dayanışma ortakları başka bir pay da verebilir. - Arge işletmeleri satılabilir. -Arge sonuçları satılamaz, sadece işletmelere ortak olarak kullandırılır. - Kalite denetleme görevi proje yapanlara aittir. - İnşaatlarda kontrol proje yapanlara aittir. Üretimde kontrol genel hizmete aittir. - Karşılık oranı %30 lar civarındadır. - Ortaklıklar karın paylaşımı üzerinde kurulmaz. Ortaklıklar ürünün paylaşımı üzerinde kurulur. Aracı masraflarının minimum olması istenir. İşletmeler ciroları üzerinden kooperatiflere genel hizmet paylarını verirler, kooperatifler de bankalara bankacılık hizmet payını verirler. Bankalar işletmelere ve ortaklara karşılıksız hizmet verir. - Banka uzun vadeli kredi vermelidir. - Kısa vadeli mallarda mevduat fiyatı (onlarda faiz) ucuzdur. Kredi pahalıdır. Uzun vadeli kredilerde ise, mevduat pahalı kredi ucuzdur. Bu sebepledir ki, mevduat kredileşme fiyatları ile kredi kredileşme fiyatları farklı olabilir. Birbirlerini sübvanse ederler. - Kredinin itfası zararlı olabilir. - Borcunu ödeyemeyen kimseye hiçbir zorunlu eylem uygulamaz, sadece borçlanma ehliyeti kaldırılır. Ödediğinde ehliyet iade edilir. Bunun için bankada bir fon biriktirilir. En az borcu kalanlardan başlayarak, iflastan kurtarılır. - Karlılık nasıl realize edilecektir? - Herkes meşru yoldan kazancını artırmaya çalışır. Herkes kendisi için buna kendisi karar verecektir. Başkalarının başkalarını düşünmeye; ne yetkisi ne de görevi vardır. Çıkar paralelliği gözetilecektir. - Başlangıçta bu sorun olur, sonra kediliğinden oturur. - Arge çalışmaları ile kooperatif içinde projeler üretilir. Projeyi uygulayacak kimse projelerden birini seçer. Ve sözleşmeyi hazırlar. Kooperatifin kefaletinde hisse senetlerini çıkarır. Ortaklar bulur ve işletmesini kurar. İşletmesinde başarılı olursa daha büyük projeyi uygulama yetkisi verilir. İşletmenin senedini halka kabul ettirmek için kooperatif destekleyebilir. Hisse senetlerini alıp, satar ve senedin değerini yavaş, yavaş yükseltir. Dengeye getirir ve bırakır. İşletmenin yapısı ve mevduatın yönlendirilmesi: - Banka işletmeyi desteklemedir. - Batı mantığında merkezi sistem vardır. Herkes ücret alır ve baş yöneticinin dediğini yapar. “Banka bunu yapacaksın, banka şunu yapacaksın…” diyorsunuz. Yani, memurlarına ve işçilerine yaptırıyor. Kuran işçilik sistemini kabul etmiyor. Ücreti bir yük kabul ediyor. Biz ortaklık sistemini getiriyoruz. İşçilik sistemine alternatif sistemdir. Siz işçilik sitemine varyant arıyorsunuz. Onu bizimle değil, onlarla tartışmalısınız. Sizinle var sayımları tartışabiliriz. Uygulamaları tartışamayız. Sizin faizli krediniz var, işçileriniz var ve her şeyi yapmaya muktedir olduğunuzu iddia ediyorsunuz, ama olamıyorsunuz. Sosyalizm battı ama Kapitalizm geledir(???/gebedir) Kapitalizmle de, Sosyalizmle de problemler çözülmüyor. -Meduat sahiplerine kazandırmak zorundadır. - Mevduat sahipleri, kredi alma hakkını kazanırlar. Banka mevduat sahiplerine kar sağlamaz. Sermayenin kazanması faizdir. Kar, zararı karşılayan bir haktır. Emeksiz kazanma yoktur. Emeğin sömürülmesidir. Kuranla Sosyalizm arasında, varsayımlar arasında ayrılık yoktur. Ayrılık yöntemdedir. Sosyalizmde zorlama vardır. İslamiyet’te Sosyalizm isteyenler aralarında kendi rızaları ile uygularlar ve desteklenirler de. Komünizmde devletin sömürüsü de yoktur.Marks bu sebeple devletsiz bir topluluğu hedefliyor. - Ürerim talebe dayanmalıdır. Stoka bağlı fiyat hatalıdır. - Depolanmış enerjiye sahip olmayan hiç bir hareket sürekli olmaz. Bu sene üretilen enerji bu sene tüketilmemiştir. Bu sene ürettiğinizi depolarsınız. Gelecek yıl tüketirsiniz. Bunu sağlamak için bir yıllık stokunuz yedek olarak bulunur. Yılsonunda stoklar geçen seneye göre azalmışsa, onu tamamlamak için fazla üretirsiniz. Artmışsa onları az üretirsiniz. Bu sosyalizmde, Kapitalizmde ve İslam düzeninde aynıdır. Talebe göre üretim sanayi mallarında gerçekleşemez. Bir şeye itiraz ettiğiniz zaman, onun mümkün olup olmadığını düşünmeniz gerekir. Bir de alternatif koyacaksınız. Kişi bu sene neden fazla patates talep eder? Çünkü geçen yıl eksik olmuştur… Düşünmeden fikirler söylenmemelidir. Düşünülerek söylenenleri de batırır. -Stok, fiyat istikrarını bozar. - Kamu ambarları vardır. Halkın getirdiği malları alıp, muhafaza eder. Kendilerine belge verir. Halk belgeleri alıp, satar. Serbest fiyatlarla alıp, verirler. Talep çoksa stok azalır, fiyatlar yükselir. Üreticiler üretirler, stoklar çoğalır ve fiyatlar düşer. Stok ile arz ve talep arsındaki bağıntı ilmi olarak izah edilmiştir. Bunu ne Adian’ın ne de Karagülle’nin değiştirme yetkisi ve gücü yoktur. Doğa kanunudur. Finansal istikrar ve sürdürülebilir ekonomi: -Zarar etmek de zarar vermek de yoktur. - Üretimde ve tüketimde zarar vermek ve zarar etmek yoktur. Zararlar doğarsa, bunlar sigortalanmalıdır. Dayanışma içinde sigortalanır. Ticarette ise iki türlü kar ve zarar vardır. Ticari kar ve ticari zarardır. Kar, zarara kardeştir. Ticaretteki kar; zararı karşılasın diye meşru kılınmıştır. Sermayeye sigortalı kar faizdir. Meşru değildir. Çünkü emeksiz kazanç, ancak riziko karşılığıdır. -Risk sigortası ve fonu kurulmalıdır. - Ticari risk tüccara aittir. Karla karşılanır. Hukuki risk; mesela, geminin batması hukuki risktir. Kamuca karşılanmalıdır. Üretim, tüketim ve genel hizmet dayanışma ortaklarınca sigortalanmaktadır. Ticari zararlarda tüccarlar iflas etmekte, borçlanma ehliyetini kaybetmekte; ama alacaklılar, yani üreticiler, borçlular yani tüketicilerin zararları dayanışmaca karşılanarak ekonomik akış sağlanmaktadır. - Üretimin durması banka tarafından göz önüne alınmalıdır. - Üretim ve tüketim, kooperatifin dayanışma ortaklığı tarafından sigortalanmıştır. Banka bu işlere karışmaz. Üretim işletmelerinde dört ana girdi vardır. Tesis, emek, ham madde ve genel hizmet. Tüccarlar ham madde getirip, mamul madde alırlar. Üretimde ticari risk yoktur. - Borçlar ödenemiyorsa fon devreye girer. - Borç ödenmezse borçlu borçlanma ehliyetini kaybeder. Veresiye satış yoktur. Siparişler vardır. Dayanışmanın güvencesindedirler. Fon yoktur. Genel hizmet payından her sene bir pay ayrılır ve o senenin borçlularının borçları ödenir. En az borçlulardan başlanır, en çok kişi kurtarılır. - Ödemelerde vade uzatılabilir. - Ödeme yapılınca itibar iade edilir. Limitler dâhilinde ise alacaklılara ödeme dayanışmaca yapılır. -Ödeme yapmayan işletmenin borcu uzatılır. - İşletme, işletme senedi ile alır ve işletme senedi ile satar. Fiyatlar ve ücretler işletme senedi ile belirlenir. Zarar eden işletmenin senedi ucuzlar. Senetlerin değeri sıfır olunca işletme iflas etmiş olur. Dayanışmaların talebi üzerine, kalan senetler bankaca alınarak, bütün mal varlığına sahip olunur. Eski işletme senedi imha edilir. Yeni senetle yeni işletme kurulur. - Fon banka ve devlet tarafından desteklenir. - Bankalar işletmelerin kasasına TL koyarlar. Onun karşılığı işletme senedi de bankanın kasasına konur. Kasada senetler öyle fiyatlandırılır ki, kasadaki senet miktarı hep sabit kalsın. Senetlerin fiyatı düşünce devlet de parayı işletmeden çekmiş olur. Senet sıfır fiyata geldiği zaman kasada da para kalmamış olur. Böylece karşılıksız para çıkmamış olur. Dayanışma tarafından kalan senetlerin alınması halinde parayı dayanışma ortakları öderler. SONUÇ: - Banka halkın küçük tasarruflarını biriktirerek büyük iş yapama kurumudur. - Kağıt paranın icat edildiği zaman bu tarif doğru idi. Şimdi "Merkez bankasının bankalara verdiği faizli banknotları, kredi olarak işletmelere verip, halkın tasarruflarını muhafaza eden kurumlardır." Faizli sistemde bankalar, banknotun beş misli bono senetleri üretirler. Faizli sistem çalışır, banka sahipleri de halkı sömürür. Adil Düzende ise, para ve senetleri değerlere karşı üretirler, bankalar bu senetlere kefil olurlar. Kedisi ne para, ne de senet ihraç edemez. - Zekat Bankası mudilere Kar (faiz sağlar), bankanın kendisi kar etmeyi amaçlamaz. Makro ekonomiyi düzenler. - Merkez bankasının faiz alması yerine, karşılıksız para basarak, enflasyon yapması ve gerekirse mudilere de buradan pay vermesi daha kısa yoldur. Ve bir yoldur. - Gelirin artması, ücretleri artıracak ve toplumda refah olacaktır. - Gelirin artması için paranın artması gerekir. Para artınca enflasyon olur. Ücretleri artırmak bu yolla mümkün değildir. Yeni para işsizliği ortadan kaldırır. Tam istihdamda ise, enflasyona sebep olur. Ücretler ancak; a)Yeni teknoloji, b)yeni eğitim, c)Uygarlaşma (İş bölümü, ihtisaslaşma) d)Ekonomik çevrenin büyümesi, yoluyla artabilir. - Her kademede kredi denetimini yapar. Ekonomik denge oluşur. - Denge; üretimle tüketim arsında sağlanır. Kararları üretici ve tüketiciler vermelidirler. Aracılar karar almamalıdır. Adil düzende kredi çalışana ve aile nüfusuna verilir. Bütün kararlar onlar tarafından alınır. Aracı kararları ile denge sağlanamaz. - Zekat geliri, gelir de zekatı artıracaktır. Banka devleşecektir(?). - Kapitalizmde ve Sosyalizmde büyüme hedeflenir. Adil düzende ise gün/saat’ın artması hedeflenir. Servetin büyümesi değil, insan sayısının artmasıdır. Pekin’e gitmek isteyen Waşington’a gidecekle aynı uçakta seyahat edemez. -Üretim miktarları da banka denetimleri ile kontrol edilecektir. -Kapitalistler planlamayı reddederler, Sosyalistler de her şeyi planlarlar. Ortaklık ekonomisinde ise Makroda planlama yapılır, mikroda ise herkes kendi çıkarına çalışarak makro plan gerçekleşir. Bunun mekanizmasını bulan, Adil Düzen olur. - İşletmelerde iflaslar durdurulmalıdır. Fondan desteklenmelidir. - Batı düzeninde işletmeler iflas ettirilir. İslam düzeninde ise, kişiler iflas eder. İşletmeler iş yapamadığı için kapanır. İşletme senetleri değerlerini yitirirler. - Sermayedeki güvencesizlik sebebiyle birçok projeler gerçekleşememektedir. Ama bu düzenleme amatörce olmamalıdır. - Kapitalizmde hedef, karı maksimizedir. Sosyalizmde hedef, üretimi maksimizedir. İslam düzeninde hedef insanı maksimize etmektir. Bunun için de gün/saatin büyütülmesi gerekir. Tam istihdamın sağlanması gerekir. Sisteminiz bunları sağlamıyor. Aracıların kararları ile bunlar sağlanamaz. -Zekat Kurumu bir kalkınma kurumu niteliğindedir. - Zekatı mevduat olarak kabul edip, bankanın ülkeyi yönlendirmesi şeklinde bir düşünce doğrudur. Şu sorular cevaplanmalıdır. a) Banka bir kamu kuruluşu mudur, yoksa özel kuruluş mudur? b) Banka bir tane midir, yoksa çok banka mı vardır? c) Devlet ayrıca vergi alacak mı, almayacak mıdır? d) Devlet parayı kendisi bastığına göre, mudilerin parasına ne ihtiyacı vardır ki, onlara kar veya faiz versin. Biz şöyle öneri getiriyoruz. (İslami sistem değildir) Banka tek olsun, devlet vergi alsın, her yıl beşte bir kadar fazla para bassın ve kamu giderlerini karşılasın. Halk ve devlet olarak; defterler, kayıtlar, tahsilat ve icra gibi işlerden kurtulunsun. Bana böyle kısa varsayımlı sistemler gelirse daha kolay anlarım. - Kurandaki kelimelerin manası naklidir. İlave yapılamaz. - Kuran, Kuranda iki çeşit ifade olduğunu söylemektedir. Muhkem ve müteşabih. Dişi Kural olarak söylediği için bunlar en az dörderdir. Muhkem, müfesser, Nas ve zahir muhkemlerdir. Muhkem, bütün asırlarda değişmeden anlaşılan manadır. Tarih boyunca hep kavlen ve fiilen icma edilenlerdir. Müfesser, çağımızda kavlen veya fiilen icma edilenlerdir. Nas, bir kimsenin kedisine göre kesin olan manasıdır. Kişilere göre değişir. Kendisi için değişmez. Zahir, kişinin de yer ve şartlara göre veya eksik bilgiden dolayı değişen manalardır. Bir cümleyi söylediğiniz zaman, onun objektif tanımı olacaktır. “Zekat, sadaka, hayır kelimelerinin manaları bellidir” demek, mesnetsiz bir sözdür. Adian söyledi diye kabul etmek, hiçbir yönüyle kabul edilemez. - Türkiye’de 2000 dolar arttırılabilir. Bu da Türkiye’de işsiz bırakmaz, ücretlerini de yükseltir. - Doların manası yoktur. ABD’de kişi başına 30.000 Dolar olabilir, Türkiye’de 5000 olabilir. İnsanlar doları yemez. Amerika’da et 200 TL, Türkiye’de 20 TL ise, Türkiye daha refahtadır demektir. Bir ülkenin kalkınmışlığı, gün/saatle ölçülür. Refah ortalaması, ömürle ölçülür. Büyüklük, Nüfus*Toprakla ölçülür. Gelişmişlik ise, Gün/saatın büyümesi ile ölçülür. Batının aldatıcı rakamları ile düşünmek yanılmanın kaynağıdır. - Katılım bankaları sorunlarınızı çözmüyor. Öneriyorum. - Sizin önerinizin ne olduğu, bir işle ortaya çıkmalıdır. Birkaç sahifelik metin yazmalısınız. O kanun metni olmalıdır. Onun üzerinde sorular yönetir, önce önerinizi anlarız, sonra tartışırız. Önce varsayımları açıkça koymalısınız. a) Zekat mevduattır b) Sadaka vergidir. c) Hayır kazançtır deyip, ne demek istediğinizi anlatmalısınız, bizler de anlamalıyız. - Bu vakıf veya kooperatiftir veya yeni bir sistemdir. - Kapitalistler karı maksimize ederler, Sosyalistler üretimi maksimize ederler. Bizim anladığımız İslamiyet, refah içindeki insan sayısını maksimize eder. Siz neyi maksimize ediyorsunuz ki yeni olasınız? Kapitalizme yeni bir varyant arıyorsunuz veya Kapitalizm ve Sosyalizmin bir karmasını yapıyorsunuz. Biz, Kapitalizmin iyi tarafı olan ticareti alıyoruz, Sosyalizmin iyi tarafı olan faizsiz kredileşmeyi koyuyoruz. Biz tartışmaya hazırız. Ama bizimle tartışacak kimse yok. Önce bizim önerimizi siz tartışın, madde madde karşı öneriyi tartışma istemeniz hakkınızdır. Daha önce de önerimdir. Bir cümleyi tartışalım. Örnek olarak; banka kamu tekelinde mi olsun, yoksa sermaye tekelinde mi olsun, yoksa halkın kendisinin kurduğu kooperatiflerin mi olsun? “Bu olmaz, benimki olur” ifadeniz yanlıştır. Sizin istediğiniz düzeni kim kuracak? Devlet mi? Sermaye mi? Yoksa halk mı? Halk kuracaksa nasıl kuracak? Biz kooperatifi öneriyoruz. Biz, sermaye ortaklığı değil de, emek ortaklığı kuracak diyoruz. Siz ne ortaklığı diyorsunuz? Kelime ve kavramlar ıstılahı değil, doğal anlamlarıyla ele alınmalıdır. Halk kelimelerin merkezlerini tayin der. İstanbul der ama sınırlarını çizmez. İstanbul’un nüfusu kaç derseniz, söyleyemez. İstanbul’da yoğunluk kaç diye söyleyemez. Ama siz onun önce tanımını yaparsınız, ondan sonra İstanbul hakkında öneride bulunursunuz. Tanımları reddetmek, oyun oynanacağına denktir. Yani işime gelen manayı işime geldiği zaman kullanacağım demektir. Siz halk diliyle konuşuyorsanız ancak halktan oy isteyebilirsiniz ama bir iş yapamazsınız. Ambalajlanmış, etiketlenmiş mal piyasaya sürülür. İstilah kelimelerin ambalajlanmış şekilleridir. İşini gelmeyenleri atlayıp, cevap vermeniz sizi bir yere götürmez. Ben sizin yazdıklarınızı değerlendireceğim. Çünkü düşünüyorsunuz. Bugün insanlar sürü olmuş, düşünmüyorlar, sürü gibi güdülüyorlar. İnsanları size benzetmeye uğraşmayın. Onları değiştirmek de istemeyin, sadece gerçekleri öğrenip, değişmek için tartışın. Süleyman Karagülle **********

Reşat Nuri Erol
17.09.2014
15:32

faydalı bir çalışma olmuş...

tebrik ve teşekkür...

selam ve dua..

reşad





Son Eklenen Makaleler
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3312 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 4080 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3322 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
BAĞIMLILIK-TUTKU
31.05.2020 1979 Okunma
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4835 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
MUTAHHERÛN-“koş abla koş, bir metaforcu geldi!”
1.05.2020 2133 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3412 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
ABDEST ve TOPLUM SAĞLIĞI
15.04.2020 2000 Okunma
Hüseyin Kayahan
METAFOR ≡ ANALOJİ (sistem benzeşimi) ≡≤ MÜTEŞÂBİHAT
15.04.2020 2259 Okunma
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4596 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 6040 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
YENİ DİJİTAL UYGARLIK (“4'üncü ON BİN YIL UYGARLIĞI”)
12.04.2020 2181 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUL HAKKI ve MUHASEBE
8.04.2020 2246 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 3230 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3915 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3703 Okunma
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4716 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4886 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4325 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2905 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3154 Okunma
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5271 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4374 Okunma
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5337 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4603 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5898 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7586 Okunma
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5206 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9995 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9761 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7082 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4208 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4562 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7660 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7939 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7271 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8201 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14636 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7771 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10357 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6826 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7145 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9928 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4109 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3962 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4450 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4289 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4242 Okunma
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7461 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5140 Okunma
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 7062 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6994 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9839 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7457 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6811 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7160 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9930 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 5043 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13166 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15259 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6771 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6787 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 7061 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6695 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5254 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7469 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6852 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6737 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7163 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7324 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6988 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15629 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6510 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6711 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6679 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
BİR AŞK FANTEZİSİ
14.08.2012 3370 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6422 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5777 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11166 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12250 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6398 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7754 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
TARİF ve BAŞLANGIÇ
12.05.2012 3135 Okunma
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5206 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15689 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7363 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
ERGİNLİK TEORİSİ
25.04.2012 2746 Okunma
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6412 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜR ve ÖZGÜN İNSAN
24.04.2012 2846 Okunma
Hüseyin Kayahan
ALLAH; KENDİSİNİN VAR OLDUĞUNU NASIL BİLİR?
24.04.2012 2965 Okunma
Hüseyin Kayahan
CANLI NEFİS ve RUH bir girizgah
24.04.2012 2500 Okunma
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5474 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6184 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5502 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6622 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 6031 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5096 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5518 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6426 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 3023 Okunma


© 2024 - Akevler