Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012
5279 Okunma, 1 Yorum

 

Ruh ve Kelime

 

 

Yaratılış kuramı veya Allah’ın yaratmayı takdir etmesi muhakkak ki bir süreç içerisinde açıklanabilecek bir durumdur. Kur’an daki “Yaratılış” kavramını incelediğimiz zaman, varlığın veya nesnelerin “bir anda” ortaya çıkmadıklarını, yaratıcının takdir etmesinden sonra belli bir süreç içerisinde gerçekleştiğini görüyoruz.

 

Bunun anlamı şudur:  Yaratıcı, yaratmak istediği şeyi programlamaktadır. Yazmaktadır. O şeyin prensiplerini oluşturmakta ve mimari tasarımını yapmaktadır. Sisteme aktarılan bu bilgiler sebebiyle, sistem içerisinde o bilgiye ait varlık inşa edilmekte ve oluşturulmaktadır.  

 

Evrim teorisine bağlı olarak Yaratılış kuramı içerisinde bazı sorulara da cevap bulmak gerektiği açıktır. Bunların en başında “erkek-dişi” kavramlarıdır. (Kadın-erkek). Biz dedik ki, Ayetlerde kullanılan “Zevc” kelimesi kadını işaret etmez, erkeği de işaret etmez. Her ikisini birden anlatır. Her ikisinin birbirinin “eşi” olduğunu anlatır. Bunu nereden anlıyoruz?

 

“Ve ennehu halakaz zevceyniz zekere vel unsâ.” (Necm 45)

 

Ayet, “Zevc” kelimesinden kastedilen şeyin “zeker ve unsa” olduğunu ifade etmektedir. Demek ki, “Zevc” aynı türden bir çifti ifade eder. Bu çift erkek ve dişiden oluşmaktadır. Bu nereden olmuştur?

 

“Summe kâne alakaten fe halaka fe sevvâ.” (Kıyame 38)

“Fe ceale minhuz zevceyniz zekere vel unsâ.” (Kıyame 39)

 

Demek ki “cinsiyet kavramı” biyolojik varlıktadır. Daha önce “insan” kavramının bir tür processor olduğunu ifade etmiştik. Bi porcessorlerin çoğaltılarak eşleştirildiğini ve “”ler oluşturmak üzere programlandığını da söylemiştik. “” kavramının tezahürü ise “erkek ve dişi” olarak biyolojik varlığa atfedilen bir özellik olarak burada karşımıza çıkmaktadır. Demek ki Processing Unit için bir cinsiyet söz konusu değildir. O sadece biyolojik varığı şekillendirmek üzere programlanmıştır ve biyolojik varlık da eşleştiği processore göre şekillenmektedir. Yani erkek veya kadın olmaktadır.

 

Türlerin eşleştirilmesi ile sürekliliğin sağlanması aynı şey değildir. Processing varlık olarak türler “bir erkek ve bir dişi” olarak tasarlanmış ve hücresel oluşum da buna göre şekillendirilmiştir.  Ancak sürekliliğin sağlanmasının nasıl gerçekleştiği konusunda pek çok fikir ileri sürülmektedir. Kimilerine göre varlık kendini tekrar etmektedir, yani re-enkarne olmaktadır. Kimilerine göre ise, Varlık aslında sanaldır, sadece bir imaj olarak oluşmakta ve yok olmaktadır. Dolayısıyla sonra gelen, öncekinin bilgisine ve deneyimine de sahip olarak gelmektedir. (Avatar teorisi vs.) Bazı İslam düşünürleri de buna benzer fikirler ileri sürmüşlerdir.

 

Bu teorilerin tutarlı bir yanı yoktur. Varlık tamamen gerçektir ve fiziksel olarak vardır.  Süreklilik ise “fiili” olarak sağlanmaktadır. Yani oluşum sürekliliği vardır ve bu devam etmektedir.

 

“…yebdeul halka summe yuîduhu…” (Rum 11-27, Neml 64, Ankebut 19, Neml 64)

 

Demek ki, oluşum, yani üretim devam etmektedir. Bir yandan processor üretilirken diğer yandan o processorlerin kontrol ettiği biyolojik varlık da üretilmektedir. “İn kullu nefsin lemmâ aleyhâ hâfız” (Tarık 8) Demektedir. Yani her bir varlığın (canlı veya cansız) oluşumu başladığı zaman mutlaka onu kontrol eden bir processorun var edildiği veya oluştuğu da Kur’an ın bize aktardığı bir bigidir. Buna dayanarak canlıların da bu şekilde gerçekleştiğini/ oluştuğunu söylüyoruz.  Çünkü:

 

“Alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn” (Vakıa 61)

 

Demek ki varlığın bir karşılığı vardır. Dolayısıyla biyolojik varlık şekillenirken onun karşılığı olan proessing unit de inşa edilmekte, üretilmektedir. Çünkü biyolojik varlık buna bağlıdır. Ona komutları verecek ve gelişmesini sağlayacak bir “karşılığı”nın olması gerekmektedir.  Biyolojik üreme de dahil olmak üzere her varlık için bir karşılık olması zorunludur.

 

“E fe reeytum mâ tumnûn” (vakıa 58)

“E entum tahlukûnehû em nahnul hâlikûn” (Vakıa 59)

 

Ne var ki biyolojik beden içerisindeki oluşumun tetiklenmesi yeterli değildir. Aslında yaratılış burada da değildir. (Rahim). Peki ya nerdedir? Biyolojik varlığın içindeki hücreleri yöneten processing unit’in üretildiği yerdedir. Dolayısıyla varklık “biyolojik oluşum” ve “meleki oluşum” şekilnde gerçekleşmektedir. (Meleki oluşum’dan kastımız, processing unittir, çünkü biyolojik varlığın nasıl şekilleneceği ve nasıl varlığını sürdüreceği buna bağlıdır)  

 

Bütün bu bilgilerden sonra rahatlıkla söyleyebiliriz ki, varlığın oluşması “dişi” ye endeksli değildir.(biyolojik üreme farkıdır) İlk yaratılış böyle değildir. Bu kavram değerlendirilirken, “süreklilik” içindeki doğal süreç ve koşulları göz ardı edilmemelidir. Kaldı ki, “dişi”nin de yaratma yani üreme için yeterli olmadığını da yine ayetlerden anlıyoruz. Hatırlanacağı gibi, biyilojik varlık ile processing unit arasındaki bağlantıyı “Ruh” denilen aygıtın sağladığını anlatmıştık. İlk üretimde olduğu gibi, biyolojik varlıktaki üretimin tetiklenmesi esnasında hücrelerin nasıl şekilleneceği de yine bu aygıt tarafından bildiriliyor veya kaydediliyor. (DNA)  Bu bilgiler, bir hücreden nasıl bir biyolojik varlık ortaya çıkacağını içeren bilgilerdir.

 

Tartışmalara sebep olan bir başka husus ise, biyolojik varlık ortadan kalktıktan sonra (ölüm) ne olduğudur. Bu konuda da pek çok fikir ileri sürülmüştür, sürülmektedir. Ancak bu fikirlerin pek çoğu, ya efsanelere dayanmakta veya hayal mahsulüdür. Her şeyden önce biyolojik varlığın ortadan kalkması ile hayat sona ermemektedir.

 

“Leallî a’melu sâlihan fîmâ terektu kellâ, innehâ kelimetun huve kâiluhâ, ve min verâihim berzahun ilâ yevmi yub’asûn” (mü’minun 100)

 

Adem’i varlık öldükten sonra geri dönmeyi istemektedir. Demek ki hayat devam etmekte, “bilgi” kullanılabilmektedir. Ancak yeniden dönüştürülecekleri zamana kadar  bu varlığın bir “kelime” (kodlar)’den ibaret olduğu da anlaşılmaktadır.  Çünkü, biyolojik varlığın şekillendirilmesi süreci sona ermemiştir. “Ve enne aleyhin neş’etel uhrâ.” (Necm 47) Demek ki nihai şeklin oluşturulması aşamasına geçilene kadar evrim devam edecektir.

 

Varlık biyolojik oluşumla sınırlı değildir ve varlığın aslını oluşturan şey “kelime” dir. Biyolojik bedenin ortadan kalkması ile varlık sona ermemekte, bu kodlar ve hatta processing unit bir sonraki aşamaya geçene kadar varlığını sürdürmekte, nihai üretime kadar bekletilmektedir. Başka bir deyişle "kelime" varlığın programından başka bir şey değildir.

 

Genellikle “Ruh” kavramı, Varoluşun olmazsa olmazı olarak zannedilir. Hayatın Ruh'a bağlı olduğu düşünülür. Biyolojik beden yok olduktan sonra varlığını sürdüren şeyin de Ruh olduğu varsayılır. Bu varsayımlar doğru değildir.

 

“….ulâike ketebe fî kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh…” (Mucadele 22)

 

Eğer “Ruh”, hayatın vazgeçilmezi olan şey ise, onların kalpleri ruh ile nasıl desteklenebilir? Demek ki “Ruh” başka bir şeydir. Mesela vahiy de bir “Ruh” vasıtasıyla gelmiştir. Nasıl?

 

“Ve innehu le tenzîlu rabbil âlemîn” (Şuara 192)

“Nezele bihir rûhul emîn” (Şiara 193)

 

Demek ki “Ruh”  özel bir bağlantı şeklidir, özel bir iletişim şekli.  Böyle olduğu için, “Meryem” e de Ruh gönderilmiş (bağlantı kurulmuş) ve hücrenin oluşumu tetiklenmiştir.

 

“İz kâlellâhu yâ îsebne meryemezkur ni’metî aleyke ve alâ vâlidetike iz eyyedtuke bi rûhil kudusi tukellimun nâse fîl mehdi ve kehl…” (Maide 110)

“…İnnemâl mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu..” (nisa 171,

 

Anlaşılan  özel bir bağlantı kurulmuş ve bir “kelime” (bilgi, kodlar) aktarılmıştır. “kelime” en basit şekliyle “anlamlı dizilim” manasına gelir. Demek ki, bu özel bağlantı sayesinde üretimin gerçekleşebilmesi için gerekli kodlar aktarılmıştır. Buna göre Sadece Isa değil,  bütün varlık bir kelimeden ibarettir. Onun farkı ise, özel bir iletişim kanalı ile bu kodların aktarılmış olmasından başka bir şey değildir.

 

“…ve eyyednâhu bi rûhil kudus…” (Bakara 87)

 

Demek ki, bu özel iletişim Isa’nın doğumundan sonra da devam etmiş ve bu yöntemle desteklenmiş, güç verilmiştir.

 

“İnne mesele îsâ indallâhi ke meseli âdem…” (Al-i İmran 59)

 

Eğer Isa’nın üretilmesi, Adem’in üretilmesi gibi ise, o halde “Ademi Varlık” koşullarına bakmamız gerekir. Bu üretim şeklini daha önce anlatmıştık. Demek ki, İsa da benzer bir süreç ile oluşturuldu. Ayetin devamındaki “kün fe yekün” ifadesine dayanarak, bu üretimin nedensiz bir üretim olduğu zannedilmektedir. Oysa bu ifade de oluşumun bir süreç içerisinde olduğunu anlatır. Ancak  Yine aynı ayette, “önce topraktan” sonra “ol” dediği de bildirilmektedir. Yani, Insan bir processor ve hücre üretildi ve bunlar birbiri ile bağlandı ve “Ademi Varlık” oluşturuldu. Sonra buna “ruh” üflendi. Ruh bir bağlantı şekli ise, o halde bu bağlantı “kaynağı” ile olmalıdır. Yani oluşumu   yönetecek mekanizmanın denetimi altında olması gerekir. Çünkü hucrenin biyolojik bir varlık olarak oluşabilmesi için ihtiyacı olan bilgileri/kodları alabileceği yer yine kendisine ait olan processor ile bağlı olması ile mümkündür.  Bu bağlantıyı sağlayan şeyin adı da “Ruh” tur. Yani modem.

 

Görüldüğü gibi ne Isa, ne de bir başkası mucizevi bir şekilde yaratılmamış, tam aksine, ilk defa oluşturulduğu gibi oluşturulmuştur. Burdan anlıyoruz ki, biyolojik varlığın oluşabilmesi için bir erkek ve bir dişiye de ihtiyaç yoktur. Sadece “dişi” olması yeterlidir. Önemli olan, kodların tek yönlü olarak aktarılabileceği bir hücrenin bulunması ve bu hücrenin gelişmesi için gerekli olan koşulların uygun olması yeterlidir.  Bu durum, Kur’an da kullanılan “dişil” ifadeleri de açıklamaktadır. Biz öyle zannediyoruz ki, gelecekte Adem’i varlığın  biyolojik olarak çoğalması için bu durum da bir yöntem olarak kullanılacaktır.

 

Netice itibariyle, Ademoğlu “Adem’i Varlık”ın bir parçası, Ademi varlık ise “insan” varlığının bir parçasıdır. Bu oluşum veya üretim son derece açık ve anlaşılır bir şekilde Kur’an da anlatılmıştır. Elbette “bilen topluluk” için.

 

Son olarak bir ayrıntıya dikkat çekek isteriz. Üzerinde yaşadığımız gezegende “hayat” yani Adem’i varlık, Adem ve topluluğunun buraya, yani üzerinde yaşadığımız gezegene (arzlardan bir arz) gönderilmesi ile başlamıştır. “Insan” varlığına ait diğer unsurlar (türler) de Adem ve topluluğu ile birlikte (öncesinde veya sonrasında) buraya gönderilmiştir. Yaratılış kuramını incelediğimiz zaman, bütün varlığın belli bir merkezde üretildiğini, belli koşullar altında evrildiklerini ve belli bir aşamaya geldikten sonra geçici alanlarına bırakıldıklarını anlıyoruz. Ancak unutulmamalıdır ki, bugün bizim açımızdan “bin yıl öncesi” ile “X milyar yıl öncesi” arasında hiç bir fark yoktur. Zaman göreceli bir kavramdır.  Üzerinde yaşadığımız bu gezegene gönderilmiş olan varlıklar, yeni koşullara uyu sağlayabildikleri ölçüde varlıklarını sürdürebilmişler, evrilmeye devam etmişlerdir. Uyum sağlayamayanlar ise yok olup gitmiştir.

 

Vesselam

 

(Devam edecek)

 


YorumcuYorum
Sam Adian
03.05.2012
07:38

RUH Ölümün Gerçekleşmesi açısından RUH: “Allâhu yeteveffel enfuse hîne mevtihâ velletî lem temut fî menâmihâ, fe yumsikulletî kadâ aleyhel mevte ve yursilul uhrâ ilâ ecelin musemmâ inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn” (Zümer 42) “Kul yeteveffâkum melekul mevtillezî vukkile bikum summe ilâ rabbikum turceûn” (Secde 11) “İnnellezîne teveffâhumul melâiketu zâlimî enfusihim kâlû fîme kuntum. Kâlû kunnâ mustad’afîne fîl ard. Kâlû e lem tekun ardullâhi vâsiaten fe tuhâcirû fîhâ. Fe ulâike me’vâhum cehennem ve sâet masîrâ” (Nisa 97)

Ayetlerde ölümün gerçekleşmesi için RUH'un alınmasına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Secde 11'de ölüm olayının bir çeşit "meleke" olduğu anlaşılmaktadır. Bir yeteneğin kaybedilmesi veya bir yeteneğin ortadan kaldırılması anlamı ortaya çıkmaktadır. Nisa 97 de de benzer bir durum söz konusudur. Yaratılış sürecine ve aşamalarına baktğımız zaman bunun için yapılması gereken şey basitçe iletişimin kesilmesi, bilgi transferinin durdurulmasıdır. Böylece biyolojik beden fonksiyonlarını yerine getiremeyecek ve ölmüş olacaktır. Ruhun bedenden ayrılması veya alınması gibi bir eylem söz konusu değildir. Yani, bir canlının veya Ademi varlığın ölmesi için “ruhunun alınması” gerekmemektedir. Ayetler böyle söylediğine göre “Ruh” yaşamsal bir varlık değildir. Çünkü ölüm için gerekli olmayan şey, yaşamın kaynağı da olamaz. Kur’an da Ruh kelimesinin kullanılışı:

Kur’an da RUH kelimesi üç manada kullanılmaktadır 1. İlk yaratılışta biyolojik varlık belli bir evrim aşamasına geldikten sonra “ruh üfenmiş” ve fonksiyonel hale getirilmiştir. Aynı şekilde Meryem’e ulaştırılan bir Ruh’tur. Yani ona da özel bir yöntemle gerekli olan bilgi aktarılmıştır. “Summe sevvâhu ve nefeha fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh, kalîlen mâ teşkurûn” (Secde 9, Sad 72 vd.) Secde 7. Ayetten itibaren biyolojik varlığın oluşumu anlatılmaktadır. Neticede bu varlık belli bir aşamaya geldiğinde fonksiyonel hale getirilmiştir. Ruh üflemek burada fonksiyon yüklemek manasına gelmektedir. (Bize göre biyolojik varlığa kodların transfer edilmesidir, biyolojik varlığın iletişim kanalı, modemidir) Çünkü aynı ayette, bu fonksiyonların transfer edilmesinden sonra işitme görme ve idrak yeteneklerinin de kullanılabilir hale geldiği anlaşılmaktadır. “….İnnemâl mesîhu îsâbnu meryeme resûlullâhi ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu,….” (Nisa 171) أَلْقَاهَا : Elkaha : ses,konuşma, buluşturma, bir araya getirme

وَكَلِمَتُهُ أَلْقَاهَا إِلَى مَرْيَمَ وَرُوحٌ مِّنْه ve kelimetuhu. Elkâhâ ilâ meryeme ve rûhun minhu Onun ruhundan kelimeyi meryeme ulaştırdı Bu ayette de yine bir bilgi transferinden söz edilmektedir. Isa’nın yaratılışının ilk yaratılış ile aynı olduğu (Al-i İmran 59) unutulmamalıdır. Allah bu olayın ilk yaratılış ile aynı olduğunu söylüyor ise, bu ayetten anlayabileceğimiz şey, ilk yaratılış esnasında gerçekleşen oluşumdur. Buna göre düşündüğümüz zaman buradaki RUH kelimesi “bilgi transferi” manasına gelir. Açıkça anlaşılmaktadır ki, Meryem’in rahmindeki bir hücre’ye bilgi aktarılmış ve hücrenin harekete geçmesi sağlanmıştır. Böylece Isa meydana gelmiştir. 2. RUH kelimesi “özel iletişim” manasında kullanılır. Bir çeşit bilgi transfer mekanizmasıdır. “Ve lekad âteynâ mûsâl kitâbe ve kaffeynâ min ba’dihî bir rusuli ve âteynâ îsâbne meryemel beyyinâti ve eyyednâhu bi rûhil kudus, e fe kullemâ câekum resûlun bimâ lâ tehvâ enfusukumustekbertum, fe ferîkan kezzebtum ve ferîkan taktulûn” (Bakara 87) الْبَيِّنَاتِ Beyyinati : Kanıtlar, beyanlar بِرُوحِ الْقُدُسِ bi ruhil kudus : Kutsal ruh, İsa’ya verilen beyineler ve bu beyyinelerin Ruh-ul Kudus ile desteklenmesi.

Isa’nın kanıtları kullanırken veya kendi dönemi için mucize sayılabilecek eylemleri yaparken yanında kimse olmadığına göre (Kur’an da böyle bir bilgi yoktur) Ruh-ul Kudus kelimesinden kasıt, özel bir bilgi transfer yöntemidir. Demek ki, kendisine özel bir yöntemle bilgi aktarılmakta ve o bilgiyi kullanarak olağanüstü sayılabilecek eylemleri gerçekleştirmekte idi. “Ve innehu le tenzîlu rabbil âlemîn. Nezele bihir rûhul emîn. Alâ kalbike li tekûne minel munzirîn” (Şuara 192-193-194)

Demekki “RUH” bir transfer yöntemidir. Vahyin bilgi transferi olduğunu düşünürsek burada da inzal edilen şeyin bilgi olduğunu anlayabiliriz, Ruh-ul Emin de güvenilir bir yöntem manasına gelir. Kaldı ki 192. ayette kitaba atıf yapılaktadır. O halde inzal edilen şey, güvenilir bir yöntemle yapılmıştır, direk kalbine transfer edilmiştir. 3. RUH kelimesi ile bir çeşit Uyarı Yöntemi de kastedilmektedir. Bu yolla insanlara bilgi aktarılmakta ve uyarılmaktadır. “Yunezzilul melâikete bir rûhi min emrihî alâ men yeşâu min ibâdihî en enzirû ennehu lâ ilâhe illâ ene fettekûn” (Nahl 2) Demek ki “RUH” bir çeşit melekedir. Demek ki insanlar bu yolla da uyarılmaktadırlar. Yani RUH kelimesinden kastedilen şey özel bir iletişim yöntemidir ve bu bir bilgi transferi manasındadır. Özetle, Kur’an ölümden sonra RUH’un varlığını sürdürmesine dair herhangi bir ipucu veya bilgi vermediği gibi, tam aksine, bunun başka bir amaçla kullanıldığını bir yöntem olduğunu açıklamaktadır. Yaratılış süreci içerisinde biyolojik bedene fonksiyonların yüklenmesi esnasında da aynı yöntemin kullanılmış olması, bir çeşit iletişim yöntemi olarak insanların uyarılması veya bu yolla peygamberlere ile iletişim kuruluyor olmasından anlıyoruz ki, RUH, bir varlık değil bir mekanizmadır. RUH kavramı anlaşıldığı zaman, bu konuda anlatılan pek çok rivayet de anlamını kaybedecektir. Elbette rivayetler geçmişin bilgisi çerçevesinde geliştirilmiş yorumlar olması sebebiyle takdire şayandır. Ancak bugün anlıyoruz ki, bu mekanizme anlaşılandan çok daha farklı bir amaca hizmet etmektedir. Yani RUH bir varlık değildir, dolayısıyla biyolojik varık ortadan kalktıktan sonra biyolojik varlığın bir devamı gibi “Varlığını sürdürmesi” düşünülemez. Bunun için herhangi bir delil olmadığı gibi, akli de değildir. Kaldı ki, bir varlık olmayan şeyin hayatiyetini sürdürmesi de bir anlam taşımaz. Buna göre:

1. Ruh bir varlık değildir

2. Ruh bireylere ait bir yaşam kaynağı değildir

3. Biyolojik bedenin hayati fonksiyonu da değildir, sadece bir mekanizmadır özel bir bilgi aktarma yöntemidir.

4. Öldükten sonra Ruh'un yaşaması muhayyeldir.

5. Ruh bir varlık olmadığına göre "ruhani" kavramı da anlamsızdır. Ruhani diye bir şey de yoktur.

Elbette bize göre böyledir. Kur'an dan böyle anlıyoruz.

Vesselam





Son Eklenen Makaleler
Sam Adian
FUNCTIONAL CONCEPTS - 1
3.10.2020 2762 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAKCA - 30
15.06.2017 4155 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - DONUSUM VE YENI DUNYA DUZENI - 29
15.06.2017 2554 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISAT VE HUKUK - 28
14.06.2017 2921 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - UYGULAMA - 27
13.06.2017 2402 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI EVRIM - 26
12.06.2017 3934 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI DENGELER/REFAH TOPLUMU 25
11.06.2017 3485 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - BUYUME VE ETKILER - 24
10.06.2017 5480 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - YAPISAL ANALIZ - MAKRO/MIKRO - 23
9.06.2017 3917 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SERBEST TICARET ve PIYASALAR - 22
8.06.2017 3401 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TUKETIM - 21
7.06.2017 3450 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - FIYAT ANALIZI / Ucret, Fiyat, Para 20
6.06.2017 6577 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - URETIM VE ISHLETME - 19
5.06.2017 3905 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE DOĞAL KAYNAKLAR, 18
4.06.2017 5084 Okunma
1 Yorum 05.06.2017 09:35
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAK VE YATIRIM YONETIMI - 17
3.06.2017 2920 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI YONETIM SISTEMI - BANKA - 16
3.06.2017 3465 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI FAKTORLER - 15
2.06.2017 11976 Okunma
3 Yorum 03.06.2017 14:51
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI PARAMETRELER - 14
2.06.2017 4262 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KARZ-I HASEN / YATIRIM FONU - 13
31.05.2017 4075 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - INFAQ - TASARRUF MEVDUATI - 12
31.05.2017 3776 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - ZEKAT - IKTISADI YONETIM SISTEMI - 11
30.05.2017 6373 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE/C - MEKANIZMALAR 10
29.05.2017 6251 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / B- KOORDINASYON 9
29.05.2017 4304 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / A - 8
29.05.2017 6056 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SADAKA : KAMU MALIYESI - 7
27.05.2017 4403 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE MULKIYET - 6
27.05.2017 4082 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - RIBA - BIR OZGURLUK DOLANDIRICILIGI 5
27.05.2017 4245 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TARIHSEL YANILGILAR - 4
27.05.2017 3856 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 3
25.05.2017 4631 Okunma
1 Yorum 26.05.2017 00:55
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 2
24.05.2017 3301 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 1
24.05.2017 3849 Okunma
Sam Adian
BIRKAÇ NOT
15.01.2014 7458 Okunma
4 Yorum 25.07.2014 16:22
Sam Adian
AKEVLER - 4
8.02.2013 5256 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 3
8.02.2013 6310 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 2
7.02.2013 4745 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 1
7.02.2013 5152 Okunma
Sam Adian
DÜZEN MESELESI ve AKEVLER
3.02.2013 6152 Okunma
1 Yorum 06.02.2013 22:28
Sam Adian
KIYAMET GÜNÜ.....
21.12.2012 6691 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 00:43
Sam Adian
ARASAT'TAN BIR ARSA
18.12.2012 4566 Okunma
Sam Adian
YUNUS-NUH : Mitolojiden Vahye
13.12.2012 11669 Okunma
4 Yorum 14.12.2012 14:59
Sam Adian
El-Lehu, Lehu ve Mülkiyet
9.12.2012 7156 Okunma
1 Yorum 12.12.2012 11:42
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 26602 Okunma
45 Yorum 18.11.2012 00:41
Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012 7442 Okunma
7 Yorum 21.11.2012 17:28
Sam Adian
SLT NEDIR?
3.11.2012 9168 Okunma
2 Yorum 04.11.2012 00:19
Sam Adian
Ve MUKADDERAT...
14.10.2012 6046 Okunma
Sam Adian
KARAGÜLLE FELSEFESİ.....
13.10.2012 7328 Okunma
8 Yorum 23.10.2012 03:34
Sam Adian
... VE NIHAYET RAB
12.10.2012 5208 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 01:06
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 14755 Okunma
42 Yorum 18.09.2012 01:06
Sam Adian
RUBUBIYET....
6.09.2012 6402 Okunma
2 Yorum 12.10.2012 11:34
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 11804 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012 6142 Okunma
1 Yorum 15.08.2012 21:16
Sam Adian
.... VE TANRI! - 2
13.08.2012 6624 Okunma
6 Yorum 14.08.2012 03:44
Sam Adian
.... VE TANRI! - 1
12.08.2012 6621 Okunma
10 Yorum 14.08.2012 07:50
Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012 11749 Okunma
Sam Adian
ORUCUN FAZILETLERI....
9.08.2012 6778 Okunma
4 Yorum 13.08.2012 13:58
Sam Adian
TANRI'NIN BEDENI....
2.08.2012 7260 Okunma
13 Yorum 08.08.2012 18:26
Sam Adian
MATERYALIST NIKAH
22.07.2012 5270 Okunma
2 Yorum 24.07.2012 03:40
Sam Adian
CINSELLIK VE AKIT
19.07.2012 7757 Okunma
11 Yorum 30.07.2012 06:11
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 33753 Okunma
24 Yorum 24.07.2012 09:50
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 13778 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 10977 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 12988 Okunma
34 Yorum 10.07.2012 22:30
Sam Adian
YARATILIŞ VE DÜZEN
3.06.2012 4657 Okunma
Sam Adian
ADEM VE TOPLUMU - 1
4.05.2012 6647 Okunma
3 Yorum 04.05.2012 15:03
Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012 5279 Okunma
1 Yorum 03.05.2012 07:38
Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012 5398 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ - 2
30.04.2012 4027 Okunma
Sam Adian
BAZI ELEŞTIRILER
29.04.2012 5257 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 20:51
Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012 6798 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 13:07
Sam Adian
KUR'AN'DA CEZA KAVRAMI
14.04.2012 16576 Okunma
3 Yorum 19.04.2012 20:21
Sam Adian
ANLAMADA YÖNTEM
12.04.2012 5717 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 16:04
Sam Adian
ORTAK REFERANSLAR ve BIR ÖNERI
11.04.2012 8310 Okunma
9 Yorum 21.06.2012 16:27
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12447 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Sam Adian
ŞURA
6.04.2012 8967 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 20:27
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DEVLET ve IKTIDAR
4.04.2012 9333 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 09:59
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DIN FAKTÖRÜ
1.04.2012 6558 Okunma
11 Yorum 09.04.2012 23:53
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 13580 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KARAR MEKANIZMALARI
29.03.2012 11140 Okunma
15 Yorum 31.03.2012 20:26
Sam Adian
CRITICS
27.03.2012 5287 Okunma
2 Yorum 28.03.2012 22:17
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KURUMSALLIK
26.03.2012 6121 Okunma
3 Yorum 27.03.2012 20:01
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - INSAN VE DEVLET
26.03.2012 9077 Okunma
9 Yorum 27.03.2012 16:28
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 2
25.03.2012 4170 Okunma
1 Yorum 25.03.2012 05:43
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 1
24.03.2012 4973 Okunma
2 Yorum 24.03.2012 23:10
Sam Adian
BAŞÖRTÜSÜ
23.03.2012 5267 Okunma
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 13953 Okunma
23 Yorum 23.03.2012 04:25
Sam Adian
"ADIL DÜZEN"IN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
20.03.2012 5082 Okunma
7 Yorum 23.03.2012 18:49
Sam Adian
Metod ve uygulama
18.03.2012 5289 Okunma
9 Yorum 21.03.2012 10:01
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 11904 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
ANLAMAK.....
15.03.2012 6187 Okunma
5 Yorum 16.03.2012 18:21
Sam Adian
HMR HAKKINDA - 2
14.03.2012 6828 Okunma
7 Yorum 15.03.2012 08:14
Sam Adian
INSANLIK ANAYASASI HAKKINDA-1
12.03.2012 3792 Okunma
2 Yorum 12.03.2012 17:32
Sam Adian
RIBA'nın UNSURLARI
11.03.2012 12395 Okunma
12 Yorum 15.03.2012 16:14
Sam Adian
RIBA ve EKONOMI-1
9.03.2012 6660 Okunma
7 Yorum 10.03.2012 19:31
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10112 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
RIBA VE EKONOMI
7.03.2012 12152 Okunma
15 Yorum 09.03.2012 06:04
Sam Adian
SÖYLEYECEKLERIMIZ VAR
1.03.2012 4422 Okunma
5 Yorum 10.03.2012 08:24
Sam Adian
INSAN VE DÜZEN
1.03.2012 4493 Okunma
6 Yorum 01.03.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve MESCID
25.02.2012 4030 Okunma
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 51338 Okunma
18 Yorum 10.01.2020 12:34
Sam Adian
DÖRT DELIL
22.02.2012 5068 Okunma
4 Yorum 02.03.2012 07:45


© 2024 - Akevler