Recai Kutan - İnna lillahi ve inna ileyhi raciun - 2
Önceki yazıyla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Kırk günden beri Kur’an ehli ve hizmetkarı, Diyanet İşleri Başkanlığı Kız Kur’an Kursu Hocası Rabia Hocahanım kardeşimin vefatı vesilesiyle yazılar yazıyordum…
Bu yazılarımda hem dünya hem de ahiret hayatımız ile ilgili gerçekleri anlamaya ve anlatmaya çalışıyor, bir bütün olarak da bu yazıları “Dünya ve Ahiret Hayatı Risalesi” olarak isimlendirmeyi düşünüyordum ki; Recai Kutan Ağabeyimizin vefatı haberi geldi…
İki-üç günden beri bu “vefat” haberinin etkisiyle derin düşüncelere daldım, geçmiş elli-almış yıllık Millî Görüş Hareketi döneminde yaşadıklarımızı dönem dönem hatırladım ve her dönem ile ilgili olarak da hayalimde nice yazılar yazdım; hatta bu yazıların rüyasını bile gördüm ve Recai Kutan Ağabeyimizin vefatı üzerine derin düşüncelere daldıkça da bu risaleye Kur’an’daki “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun” ayetlerindeki “raciûn” kelimesinden dolayı, “Dünya ve Ahiret Hayatı Risalesi” yerine “Raciûn Risalesi” adını vermeyi düşündüm…
Evet… “İnnâ lillahi” sırrınca Allah’tan geldik, Allah’a aitiz…
“Raciûn” kelimesindeki derinliğe ve ayetin bütünlüğüne istinaden yine Allah’a rücu edeceğiz yani yine Allah’a dönüyoruz, yine Allah’a döneceğiz…
Geçen Eylül ayı başından beri, Bakara Suresi 156’ıncı ayet üzerindeki geniş çalışmamızdan yararlanarak, dünya ve ahiret hayatımız ile ilgili olarak bu derin mesele üzerinde duruyor, Kur’an hizmetkârı ailemizi yani daha nce vefat eden anne-babamız ve yeni vefat eden Rabia Erol Hocahanım kardeşimizi böyle anmış oluyoruz; ilgili ayeti tekrar hatırlayalım…
“Elleżîne iżâ esâbet-hum musîbetun; onlara bir musibet isabet ettiğinde... Kâlû innâ li(A)llâhi; ‘Biz Allah’a aitiz’ derler. Ve innâ ileyhi râci’ûn; ve biz O’na rücu edeceğiz.”
Evet…
- Bu konudaki ilk üç yazıda Bakara Suresi 156’ıncı ayet üzerinde durduk…
- Daha sonraki yazılarda ise Fecr Suresi son dört ayeti tefsirlerimizi okuduk…
- Tekrar Bakara Suresine döndük ve konu ile ilgili 28’inci ayet üzerinde durduk…
O ayetin sadece okunuşunu ve anlamını tekrar hatırlayalım: “Keyfe tekfurûne bi(A)llâhi ve kuntum emvâten feahyâkum(s) śumme yumîtukum śumme yuhyîkum śumme ileyhi turce’ûn(e) / Ölü idiniz sizleri diriltti, sonra öldürecek sonra tekrar diriltecek ve sonra sonunda O'na döneceksiniz; öyleyken Allah'ı nasıl inkâr edersiniz?” (Bakara, 2/28)
“İnnalillahi ve innaileyhi raciun; Rabia Hocahanım” başlıklı 14’üncü yazıdan itibaren, 14-17 arasındaki 4 yazıda, bu ayet üzerindeki genişçe çalışmamızı aktardık…
Böylece Kur’an’ın Kur’an ile tefsiri mesabesindeki örneklerden de olmak üzere, önceki yani Bakara 156’ıncı ayetteki kısa “innâ li(A)llâhi; ve innâ ileyhi râci’ûn” bölümünü, daha geniş ve daha da derinlemesine açıklayan bir diğer Bakara Suresi 28’inci ayetteki çok anlamlı, çok geniş ve çok daha derin anlam ve tefsiri bir kere daha hatırlamış olduk…
Hülasa…
- Recai Kutan Ağabeyimizin vefatı vesilesiyle de bunları tekrar hatırladık…
- Sadece hatırlamakla yetinmeyip bu 33’üncü yazımızı da yazar olduk…
- Yazdıkça da altmış yıllık nice yaşanmışlıkları bir bir hatırladık…
- Tümünü yazmak mümkün değil ama bu kadarı bile önemli…
Recai Kutan Ağabeyimiz 94 yaşındaydı… (5 Nisan 1930 - 7 Ekim 2024)
12 Eylül 1980 askeri darbesini birlikte yaşadık; 28 Şubat darbesi ile birlikte…
“Türkİye'de Darbeler ve Sebeplerİ” başlıklı 14 sayfadan oluşan bir dosyanın ilk cümle kelimesi kelimesine şöyle: “Demokratik parlamenter sistemlerde hukuk dışı tutum ve davranışlara karşı her türlü emniyet tedbirleri vardır... Fakat diktatörlük ve askeri idarelerde yoktur.” Recai Kutan’ın bir değerlendirmesi de şöyledir: “28 Şubat, asker ve sivil cuntaların beraber organize ettikleri bir darbedir.” Sonuç olarak 28 Şubat darbelerin en iyi planlanmış olanı, en zararlısı ve en utanç vericisidir. Darbe hazırlık çalışmalarında, İsrail ve ABD başta, dış güçlerle işbirliği yapılmıştır... Ve’s-SELAM mea’d-DUA…