Son yaklaştı, İsrail ve yandaşlarının sonu geldi-1
Merhum Süleyman Karagülle hocam derdi ki; ‘yaşadığım bazı dönemlerdeki olaylar sebebiyle bunaldığımda Kur’an ayetlerine müracaat eder derman bulurum…’
Süleyman Hocam ile 1999 yılında İstanbul Üsküdar’daki İslam Medeniyeti Vakfı’mızda başladığımız haftalık “Kur’an ve İlim” seminerlerimiz devam ediyor…
Ben de gelişmelerden bunaldım; Kur’an’da derman arayıp bulacağım inşallah…
Son olarak 28 hafta Lokman Suresi tefsir ve değerlendirme çalışmamızı yapmış ve Aralık ayının ilk iki haftasında bu çalışma notlarından bu köşede ‘dokuz yazı’ yazmıştım…
1265. Haftalık “Kur’an ve İlim” seminerinde, Lokman Suresi 32. ayeti üzerindeki çalışmalarımızdan derlediklerimi sunmuş olacağım ama önce bu ay başından itibaren sözünü ettiğim dokuz yazıdan sonra yazdığım yazıların sadece başlıklarını hatırlayalım ki meramım daha iyi anlaşılsın; “İnsan, aile, komşu ve Suriye’de bir Adil Düzen…” (2 yazı) ve “Adil Düzen’i çocuklara ve gençlere anlatmak…” (4 yazı).
Yazı başlıklarından bile derin dertlerimin ve bunalmamın sebebi anlaşılabilir…
Ülkemizde ve bütün dünyada önce ‘insan, aile, komşuluk ilişkileri’ sonra ‘Suriye’de bir Adil Düzen’ demişken; en son çekimini yaptığımız ‘Haftalık Güncel Meseleler’ videomuzda, ‘şimdiye kadar keşke önce ülkemizde örnek alınası ‘Adil Düzen’ sistemini kurabilseydik, devamında Suriye’de de benzer bir ‘Adil Düzen’ kurardık’ dedim…
Evet, bu vesileyle de yapılması gereken uyarılarımızı yapmış olduk, elhamdülillah…
‘Suriye’ demişken, hemen bitişiğindeki ‘İsrail’ yani ‘Filistin’ ve özellikle her gün hiç aklımdan çıkmayan ‘Gazze’ hatırıma geldi; bugün (19.12.2024) okuduğum Ömer Lekesiz’in yazdığı “ABD-İsraili Tevradî belaya mı koşuyor?” başlıklı yazısı ile birlikte…
Bu köşenin müdavimlerinin bildiği üzere, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren önce onlarca ve şimdiye kadar yüzlerce “İsrail ve yandaş ülkelerin sonunun başlangıcı” başlıklı ve içerikli yazılar yazdım; bu sorun devam ettikçe de yazmaya devam edeceğim, inşallah…
Ömer Lekesiz, Bugünkü yazısında önceki iki yazısına atıfta bulunarak yazısına başlamış: “Kuzeyden İnecek Yıkım / Gog ve Magog kehanetiyle ilgili olarak Tevrat’ın Yeremya, Hezekiel ve İncil’in Vahiy kitabında zikredilenleri bundan önceki iki yazımızda nakletmiştik. İlgili bilgilerden anlaşılan odur ki, ABD-İsraili / Evanjelik-Siyonistler -kendi inanışlarına göre -Tanrı tarafından- Filistin’in kuzeyinden bizzat kendi davet ettikleri, kendi elleriyle yapıştıkları çok ağır bir belaya doğru dizginsiz bir şekilde koşuyorlar.”
Yazının ortasında yazılanlarla devam edelim…
“İsrailoğulları bunlara bağlı olarak -yukarıda da zikrettiğimiz şekliyle- belayı, bizzat kendi iradeleriyle seçmiş, elleriyle ona yapışmış ve kendilerini hükmü altına alması için yalvara yakıla onu davet etmişlerdir. Böylece bizim inanışımızdaki “Allah’ın rahmeti her bir şeye o şeyin kendi istidadı ve onun Allah Hazretinden o rahmeti talebine göre taalluk eder” (Dâvud el-Kayserî) kaidesi, kendi inanışları içindeki kehanet diline ve davet tarzına göre, tersinden hak edilmiş som bir bela olarak İsrailoğulları için işleyecek ve bu Tanrı’nın güç vermekle kalmayıp bizzat sevk ve idare edeceği kuzeyli bir kavmin tarafından gerçekleştirilecektir.”
Yazar, Hezekiel kutsal kitabının bir bölümü ile devam ediyor…
“Ey insanoğlu, Egemen Rab (…) şöyle diyor: Son yaklaştı! Ülkenin dört köşesinin sonu geldi. Senin de sonun geldi! Senin üzerine öfkemi yağdıracağım.
Yaptıklarına göre seni yargılayacak, bütün iğrenç uygulamalarının karşılığını vereceğim. Sana acımayacak, seni esirgemeyeceğim. Yaptıklarının ve sendeki iğrenç uygulamaların karşılığını vereceğim. O zaman benim Rab olduğumu anlayacaksınız. (…)
Yıkım! (…) İşte geliyor. Ey ülkede yaşayan halk, yıkıma uğrayacaksın.
Yıkım zamanı yaklaştı! Gün yakın!”
(Hezekiel kutsal kitabı 7; Hezekiel kitabı, Tanah’taki üçüncü kitap olup Yeşaya ile Yeremya kitaplarından sonra ve on iki küçük peygamber kitaplarından önce gelir. Vikipedi)
(DEVAMI VAR)