‘Faizli Sistem’ Yerine ‘Selem Sistemi’ Önerisi - 4
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Bugünkü ‘faizli sistemde’ bugün bütün hesaplar, fizibilite hesapları, şunlar bunlar, hepsi ‘faiz hesabına göre’ yapılır! Sonunda bir yatırım mı yapacaksınız, kârlı mı zararlı mı, şu mu bu mu, hepsini ‘faiz hesabıyla’ yaparsınız. Başka türlü yapma seçeneğiniz yoktur bugünkü ekonomide. Ama ‘selam sistemi’ dediğimiz bahiste ‘önceden sipariş ve ön ödeme sistemi’ söz konusudur. Elbette burada siparişten önce onun şartları vardır ama burada o şartların üzerinde çok durmayacağız. O Kur’an ayeti zaten ‘hafız çatlatan ayet’ olunca şartlar üzerine şartlar sayıyor. Mesela ‘ya eyyühellezine amenu’ diyor; ‘ya eyyuhellezine amenu’ dediği zaman zaten ‘birbirlerini eman/güven altına almış topluluk’ demektir.
Yani öyle bir topluluk düşüneceksiniz ki; Hazreti Peygamber ve ashabının ‘Medine Sözleşmesi/Anayasası’ ile kurduğu ‘Medine toplumu’ ya eyyuhellezine amenu toplumudur. Bunlar birbirlerini güven altına almış topluluk demektir. Bu ayet son dönemde geldiğine göre o döneme kadar işte Yahudiler var, diğerleri var, faiz var...
Bu durumda ne oluyor? Hazreti Peygamber ilk kaldırdığım faiz Abbas’ın faizidir diyor. (“Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz ne de zulme uğrayınız.”)
Bu ayetin sonu da tuhaf bir şekilde bitiyor; “Ve yu’allimukumu(A)llâhu va(A)llâhu bikulli şey’in ‘alîmun” diye bitiyor. Bu ne demektir? Allah size öğretecek veya öğretir diyor; şimdi son gelen ayet ‘öğretecek veya öğretir’ diyor. Anlaşılıyor ki bu ayet yukarıda sözünü ettiğimiz sayılan şartlar açısından çok önemlidir. Öyle ağır şartlar ki; ileride bizim yapacaklarımız karşımıza çıkacak ve biz bunu yapacağız. Ancak bugün yani günümüzde uygulanabilecek benzeri şeylerdir bunlar. Bunu ‘Selem Akdi/Sözleşmesi’ adıyla uygulamışlar.
Mesela zirai ürünlerde gidiyorsun ve ekimden veya hasattan önce siparişi veriyorsun. Ondan sonra o kirazı veya o elmayı veya patatesi ya da o her neyse onu hasat edildiğinde alıyorsun, o malın bütün masraflarını adama peşin fiyattan vermiş oluyorsun.
Adam sermaye aramıyor yani birinden veya faizli bankadan borç alma ihtiyacını duymuyor. Üreteceği şeyin sonra ürettiğinde teslim ediyor; bu bir ay olur, üç ay olur, bir sene olur, fark etmiyor, vakti gelince yapılan anlaşmaya göre teslim ediyor.
‘Selem Akdi’ süre bakımından mal çeşidine göre bozulmasına göre yapılıyor.
Buradaki bütün özellik açısından ‘standart mallar’ olacak yani ‘cins mallar’ deniyor fıkıhta. Bugün mesela isterseniz otomobil deyin, veriyorsunuz siparişi ve önceden başlıyorsunuz ödemeye. Mesela şimdi TOGG var, önceden sipariş verenlere, cari fiyatı neyse, ondan indirim yaparak vereceksin. Böylece TOGG sermayesini ne yapmış oluyorsun, siparişler yoluyla önceden karşılamış oluyorsun. Mesela, ben diyelim ki paramı bir sene sonra arabamı alacak şekilde her ay ödüyorum, arabamı bir sene sonra alacağım diyorsunuz. Tabii o zaman, bugün mesela 1. 600.000 lira ise siz 1 milyon 400 bin liraya veya 300 bin liraya alacaksınız demek yani indirim olacak demektir. Siz ne yapmış oluyorsunuz? Üretici firma bankalardan faizli kredi veya bilmem nereden ne kullanacağı yerine sermayeyi buluyor.
Böylece ne yapılmış oluyor?
Aslında menfi faiz dediğimiz yolla yani ‘selam’ yoluyla tüketiciye aktarmış oluyor. Tüketiciye burada ne sağlıyor? Ucuzluk sağlıyor. Üreticiye ne sağlıyor? Sermaye sağlıyor. Ayrıca bu şekilde siparişler geldiği zaman ne kadar üreteceği de bellidir. Yani biliyorsunuz ki ekonomide fazla mal ürettin mi fazla kazancınız olacak demek değildir. Selem sistemi sayesinde dengeli üretiyor yani piyasayı karşılayacak şekilde üretiyorsunuz. Selem varsa seleme göre üretirsiniz demektir, hemen hemen hiç zararınız olmayacak demektir.
Böylece ne yapmış olacaksınız? Üretim ile talep arası bir dengeyi kurmuş olacaksınız.
‘Selam Sistemi’ dediğimiz şey işte budur, böyle bir şeydir. (Devamı var)